on beş
oylar çok az üzmeyin beni
+++
Önümdeki tabaktan pastayı yerken Zayn'i izliyordum. Etrafa çok güzel mutlu çekirdek aile izlenimi veriyordu ama sürekli birbirimizle didişiyorduk.
Javadd babasının kucağına oturmuş dinleniyordu.
Sonra yavaşça kulağıma eğildi. "Biliyor musun bana oyuncağını verdi." dedi çok mutlu bir sesle. Ne olduğunu anlamak için eliyle gösterdiği çocuğa baktım. İşaret parmağı ile ona oynması için önerdiğim küçük kız çocuğunu gösteriyordu.
Kahkaha atıp yanağından uzunca öptüm.
Zayn anlamsızca bize bakarken Javadd'ı alıp kendi kucağıma çektim. "Bir şey yok." dedim omuz silkerek.
Javadd pasta yiyemiyordu ve bunun için üzülüyordu. Ama Zayn ona onlarca kutu dondurma sözü verdiğinde tekrar neşesi yerine gelmişti.
Ve bir de yeni arkadaşı ona oyuncak verdiği için de çok mutluydu tabii.
Aslıda bakılırsa çok gergin ve heyecanlıydım. Çok gariptir ki bu kadar kalabalığa dahil yalnız hissediyordum. Herkes bana yabancı geliyordu, yeni yeni alışıyordum çünkü. Ama Javadd bana bunların hepsini unutturuyor ve sanki onu uzun zamandır tanıyormuşum hissi veriyordu. Bir tek o beni huzurlu hissettiriyordu.
Zayn de kucağımda rahat rahat oturan oğluna baktıktan sonra bana baktı. Oğlunun bana böyle alışmasını ya da sevmesini beklemiyordu. Gerçek şu ki ben de beklemiyordum. Çok küçüktü ve onu kırmamak için çok özen gösteriyordum, çekingendi ve bana karşı gardını indiriyordu.
Ve bu hoşuma gidiyordu.
Peçeteyle ağzımı sildikten sonra yanımıza birkaç tane küçük çocuk gelince üçümüz de dikkatimizi onlara verdik.
Getirdikleri kutuları, yani hediyeleri poşetlerinden çıkardılar. Sonra anneleri olduğunu düşündüğüm kadınla birlikte ayağa kalktılar.
"Sen hediyeni verdin mi?" diye sordu Zayn Javadd'a.
İkimiz de ona bakıyorduk ama onun yüzü düşmüş, sanki saklanmak ister gibi kucağıma büzülmüştü.
"Herkes annesi ile vermeye gitti."
O an Zayn'e baktığımda, gözlerinden akan üzüntü beni bitirmişti. Belli etmemeye çalışsa da çok üzülmüştü. Oğluna verecek teselli arıyordu ama bulamazdı.
Fakat artık ben vardım.
Onların üzüntüsüne daha fazla dayanamazdım. Çünkü bu üzüntünün bir çaresi yoktu. Biri sevdiği eşini kaybetmenin acısını tekrar hatırlamıştı, diğeri ise yıllardır çektiği acıyı, anne boşluğunu, tekrar hissetmişti.
"Biz de birlikte verelim, ister misin?" dedim gülümseyerek.
Javadd kafasını kaldırıp bana baktı. Sonra babasına baktı. Ondan onay aldıktan sonra bana gülümsedi.
"Olur!" dedi ve hızla kucağımdan indi.
Sonra Zayn'e döndüm. Çok üzülmüştü.
Ona sinir oluyordum ama hiçbir baba oğluna böyle bir eksiklik yaşatmak istemezdi ama bunda onun hiçbir suçu yoktu. Nazikçe omuzuna dokundum.
"Üzülme, ben idare ederim." dedim destek vermek için.
Sürekli tartıştığımız halde ona böyle kibar davranmama şaşırmıştı, adım gibi emindim. Ama beni tanımalıydı, acı çektiğini bildiğim halde bir tekme de ben atamazdım.
Javadd babası ile aldığı hediyeyi poşetinden çıkardı ve büyük bir mutlulukla elini bana uzattı.
Gülümsememi bozmadan ayağa kalktım ve elbisemi düzeltip onun uzattığı elini tuttum.
Tanrım, çok mutlu olmuştu.
Birlikte arkadaşının hediyesini verdik ve Javadd kalbini kıran küçük kız tarafından üzülmüş olsa bile ona hediyesini verirken gözleri parlıyordu.
"Mutlu yıllar tatlım." deyip kızı öptüm ve Javadd'ın sırtını sıvazladım.
Çok zor mutlu olan biriydim. Genelde keyfim olmazdı, hep mutsuz yaşardım. Sürekli somurtarak gezerdim etrafta. Ama el kadar çocuğu mutlu ettiğimi görmek beni dünyalar kadar mutlu ediyordu.
Benim sayemde bir çocuk mutlu olmuştu. Hayatımda bundan daha fazla hiçbir şey için sevinmemiştim. Bu duygu tatmin olma duygusunundan üstündeydi.
Javadd'a iyi geldiğimi düşünüyordum. Ama Javadd da bana iyi geliyordu.
*
Zayn kucağında uyuyakalan oğlunu tutarken ben de kapının kilidini çevirip açtım ve birlikte içeri girdik.
"Yatırıp geliyorum." dedi Zayn kısık sesle ve yukarı doğru çıktı.
Topuklu ayakkabılarım çivi gibi batıyordu ve canımı acıtmaya başlamıştı. Bilekten bağlı ayakkabımı eğilip çıkarttıktan sonra kenara koydum.
Zayn Javadd'ı yatırdığı için yatak odasını rahatlıkla kullanabilirdim. Hızla odaya çıktım ve üstümü değiştirip yerine astım, ev kıyafetlerimi giydim.
Odadan çıktığımda Javadd'ın odasının önünden geçerken durdum. Kapı aralıktı ve oğlunu göğsünde uyutan adamı izleme başladım.
Çok güzellerdi.
Zayn' düşünmeye başladım. Bana katı davranmasının nedenini merak ediyordum. İçinde yumuşak bir taraf olduğunu biliyordum. Ama ben ona anlayışlı davranıyorsam o da bana iyi davranmalıydı.
Oğlunu sevmesi, ona bakarken gözlerinin içinin gülmesi çok hoş şeylerdi.
Mutfağa indim ve kendime kahve yaptım sonra da bahçeye çıktım. Hala içinde bulunduğum evde rahat rahat gezmek bana tuhaf geliyordu.
Bahçe sandalyesine oturduktan sonra kahvemden koca bir yudum çektim ve masaya bıraktım.
Havadaki serinlik beni şimdiden rahatlatmıştı.
Dakikalar sonra karşımda Zayn'i görünce şaşkınca ona baktım.
Yanıma oturdu. Hiçbir şey demeden sandalyede iyice yaslandı ve yayıldı. Ben kahvemi içerken ona bakmayı ihmal etmiyordum.
Giydiği beyaz gömleğini hala çıkarmamıştı ama birkaç düğmesinin açarak göğsünün birazını açıkta bıraktı. Kollarını kıvırarak dirseğine kadar katladı.
Dalgın ve düşünceli bir hali vardı. Sormak istedim ama kendi anlatmasını beklemek daha doğruydu.
Bana döndü ve gözlerini gözlerime sabitledi. Bana böyle yumuşak bir şekilde bakması içimde bir şeyleri eritmişti.
"Sana ne kadar teşekkür etsem az."
Heyecanlanmıştım ama ne diyeceğimi de toparlamayı çalışıyordum.
"Ben ne yaptım ki?" diye sordum.
"Oğlumu ne kadar mutlu ediyorsun, görmüyor musun?"
"Ona iyi gelebileceğini, ona gerçekten güven verebileceğini düşünemezdim."
"Böyle düşündüğünü bilmiyordum." dedim.
"Ben bile ne düşündüğümü bilmiyordum." dedi.
"Çok kalın duvarların var. Kendini kilitlemişsin sanki." dedim çekinerek. İlk defa bu kadar samimi konuşuyorduk sanırım. Elime bu fırsat geçmişken amacını sormak istiyordum. Böyle sert gözükmesinin sebebini bilmek istiyordum.
"Kolay mı sanıyorsun sen?" dedi sakin bir tonda. Aslında sesindeki sinirin birazı daha çok yaşadıklarınaydı.
"Yıllardır yalnız yaşayan bir adamım ben, evime geldin, düzenime dahil oldun. Ve bunların hepsi birden oldu."
"Peki neden hazır değilsen evlenmek istedin?"
Boş boş bana bakarken omuz silkti. "Ben sadece Javadd için nefes alıyorum, Valeria, bunu unutma. Eğer ona iyi geleceğini bilseydim daha erken evlenirdim. Benim oğlum gerçekten çok yalnızdı, benden başka kimsesi yok. Ve aklı ermeye başladıkça, büyüdükçe bu eksikliğini görmek canımı acıtmaya başladı."
"Onu mutlu etmek için elimden geleni yapacağımı söylemiştim."
Oturuşunu dikleştirdi ve aramızda ufak bir boşluk kalacak şekilde yaklaştı.
Sebebini çözemediğim bir şekilde kalbimin atış hızı değişmişti, hissediyordum.
Gözlerini ve bütün yüzünü incelerken içimden ince bir sızı geçiyordu. Sakin kalmaya çalışıyordum ama olmuyordu.
"Tekrar teşekkür ederim. Oğluma iyi bir bakıcı olduğun için."
Bütün mutluluğum o erimiş bitmiş, yerini kızgınlık ve şaşkınlık hatta üzüntüye bırakmıştı. Bakıcı lafının beni bu kadar üzüceğini düşünmemiştim çünkü bunu bilerek evlenmiştim.
Ama ben kendimi bakıcıdan fazlası olarak görmeyi hayal ederken, bu benim kalbimi kırmıştı.
Avucunu yanağıma koyup baş parmağı ile sevdiğinde heyecandan nefesimi tutmuştum.
"Ama aramızdaki mesafenin değişmesini bekleme. Üzülmeni istemem."
"Ne?"
Bana karşı bu ufak dokunuşu beni sanki başka bir dünyaya götürmüştü ama sonrasında söylediği cümle bu ana geri dönmemi sağlamıştı.
"Sen benim için sadece iyi bir insan ve iyi bir bakıcısın. Lütfen benden bir beklentin olmasın. Yeterince açıklayıcı olmuşumdur umarım?"
×××
yb salmadan duramıyorum hadi yorum fişekleyin de keyfim yerine gelsin
hahahahah yaşasın tek taraflı aşkkk bşfüsşdöfğdçai
♡
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro