Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

kırk

Zayn ile bir an önce konuşmalıydık.

Dün yaptığının hesabını vermeliydi.

Üstümdeki battaniyeyi itip yatak odasına çıktım. Duşa gireli uzun bir zaman olmuştu ve çıkmış olmalıydı.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde Zayn saç havlusu ile saçını kuruluyordu.

En azından üstünü giyinerken basmamıştım.

Saçmaladığımı fark eder etmez tekrar ciddileşip karşısında durdum.

"Val?"

"Konuşmanız lazım."

Havluyu kenara attı ve tam karşımda dikildi.

"Dünün hesabını ver."

Söyleyecek bir şeyler aradı, cevap verecek gibi oldu ama önce benim konuşmam gerekiyordu.

"Beni neden öylece bıraktın?"

Başını eğdi, bana bir adım daha yaklaştı. Ama hala konuşmuyordu.

"Konuşsana. Sorun ben miyim? Beni mi beğenmiyorsun? Yoksa istemiyor musun?"

Başını iki yana salladı.

"Zayn, bir şey söyle. Böyle yaşayamıyorum."

İstemsizce sesim titrediğinde elimi kalbime koymuştum. Resmen kıvranıyordum karşısında. Görmüyor muydu?

"Pişman olmanı istemiyorum Valeria."

"Ne?"

"Evlendiğimizde, çok acı çekiyordun. Ama bir gün gelirde ya benden sıkılırsan? Ayrılmak istersen?"

"Zayn, hayır...Bunun için mi?"

"Anlamıyorsun Valeria. Ben..Ben bağlanmaktan korkuyorum. Benim için de kendimi tutmak zordu. Ama senin de bir gün gitmenden korktum."

Gözlerinin sulandığını gördüğümde asla böyle bir sebep beklemediğim için çok şaşırmıştım.

Bu çok kalp kırıcıydı, Zayn için.

Güvenemiyordu.

Ben hiç böyle düşünmemiştim. Daha doğrusu hiç böyle hissetmediğim için bu duyguyu bilmiyordum. Doğru olabilir miydi?

"Önce o, sonra oğlum.. İkisi de teker teker gidiyor elimden. Engel olamıyorum."

Zayn ağlamaya başladığında şaşkınlığımı üstümden atıp kollarımı ona sardım.

Boynuna sarıldığımda o da yavaşça ellerini belime sardı.

"Seni bırakmayacağım, yemin ederim bırakmayacağım Zayn."

"Bak..Seni anlamakta güçlük çekiyorum ama sen de beni hiç anlamıyorsun, üstelik ben karmaşık şeyler istemiyorum bile." dedim geri çekilerek.

"Ben karmaşık şeyler mi istiyorum?" diye savundu kendini.

"Zayn..O kadar zor bir adamsın ki.."

Pes etmiştim, Zayn'in ne demek istediğini anlamıyordum ki ben.

Ama yüzde yüz emin olduğum bir şey vardı ki, Zayn'in sıkıntısı benimle değildi. Kendisiyleydi.

Elimi tuttuğu ve yatapa oturdu, eliyle bacağına iki kere vurduğunda yanına gidip kucağına oturdum. Dizlerinin üstünde oturmuş kıpırdanırken elleri belimi okşuyordu.

"Bak, sayende iyileşiyorum. Daha sağlıklı olmaya başladım,"

Gerçekten de böyleydi, tamamen olmasa da alkolü az tüketiyordu. Ama eminim kökünden bırakacaktı. En azından günde bir şişe bitirmiyordu. Sigarayı bile çok azaltmıştı.

Bunları benim için olmasa da benim sayemde yapmıştı. Bunu söyleyip beni hoş tutması tabii ki etkilemişti.

Elimi tutup parmaklarımızı kenetledi.

"Hayatımı değiştirmeye başladın. Önceleri sinir olsam da o kadar hoşuma gidiyor ki."

Onun gerçek düşüncelerini duymak benim için her zaman dinlemeye değer tek şeydi .

"Ama çok, çok üzüldüm ben Valeria. Hayatım bir günde alt üst oldu. Asla bildiğim bir acı yaşadım ben."

Elimi yanağına yaslayıp okşamaya başladım.

"İzin ver en büyük yaranı sarayım Zayn."

Saçlarımı okşuyordu ve ben başımı boynuna yasladım.

"Bunu yapmayı istediğini ve yapmaya çalıştığını zaten görebiliyorum."

"İşe yaramıyor mu?" diye sordum.

"Nasıl iyi geliyor bir bilsen.."

"Ama bana çok kötü davranıyorsun."

Beni kucağından indirdi ve yatağa girdik, yorganı üstümüze çektik. Bana cevap vermesini bekliyordum. Bunu hak ediyordum ben.

Ama anın tadını çıkarmak için cenin pozisyonunu almış ve Zayn'in göğsüne yaslanmıştım.

Parmakları saçlarımda gezinmeye başlarken kolumu sırtına sarmıştım.

"Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun, Valeria. Ama ben böyleyim, görüyorsun bak kendimi düzeltmeye çalışıyorum."

"Zayn.." dedim iç çekerek.

Ona daha da yaklaşıp boynuna sığındım. Çok güzel kokuyordu.

Ben böyleyim, deyip kendi yaptıklarının üstünü örten insanlardan nefret ederdim. Ama Zayn kim olduğunu biliyor ve bunun iyi olmadığını farkında olduğu için değişmeyi kabul etmişti. En azından bu da bir adımdı.

Çenemi tutup yüzlerimizi ayırdı ve dudaklarımızı birleştirdi.

Öpüşmemiz alevlenerek şiddetini arttırırken Zayn'in omuzlarından tutup üstüme çıkması için çekiştirdim.

Artık bizi bölecek bir şey olduğunu sanmıyordum.

Bacaklarımı beline sarıp parmaklarımı sakallarına uzattım.

Zayn tek eliyle tişörtünü çıkarıp atarken yine üstüme eğilmişti. Tanrım.

Panikten ellerimi nereye koyacağımı şaşırmıştım.

Sıra benim üstümü çıkarmaya geldiğinde kapı zili çalıştı.

Ne.

Sinir ve üzüntü karışımı bir ifadeyle Zayn'e baktım.

O da çok şarkındı.

Suçum yok der gibi ellerini havaya kaldırdı. Sonra da söylene söylene üstümden kalkıp tekrar tişörtünü giyindi. Odadan çıktığında ben de kendimi düzeltip arkasından indim.

Zayn dış kapıyı açtığında Doniya ve Walihya cıvıltı dolu seslerle eve girmeye çalıştılar. Ama Zayn bir adım önlerinde durdu.

"Ya siz nerden çıktınız." dedi sinirle.

"Çok ayıp, abi." dedi Wal, ve Zayn'i iteleyerek içeri girdi. Sonra bana sarıldı.

"Selam.."

İkisi koltuğa kurulurken Zayn bana özür dileyen bakışlarla baktı.

Salak mıdır nedir dün yarıda bırakan kendisiydi.

Her neyse.

Zayn bir şey demeden odaya çıktı, ben de kızların yanına oturdum.

Biz sohbet etmeye başlamışken, Zayn üstünü değiştirdi ve işe gideceğini söyleyip gitti.

+

Zayn ile akşam yemeğimizi yiyiyorduk. Javadd olmadan masa o kadar sessizdi ki..

"Ne yaptınız bugün?" diye sordu.

"Hiç, öyle takıldık, dışarı çıktık biraz."

"İyi."

Ben yemeğimi iştahla yerken  Zayn biraz su içti ve bana bakmaya başladı.

"Ne?"

Hala bana bakıyordu.

"Sana bir şey diyeceğim. Ama kimseye söylemeyeceksin."

Son lokmamı da yutup heyecanla ona baktım.

"Kimseye derken?"

"Kimseye demek ne demekse o demek. Ne benim aileme ne yakın olduğun birine, bundan bahsetmeyeceksin."

Cinayet falan mı işledi acaba.

"T-tamam."

"Ben Maria'nın bütün varlığını annesine devrettim."

Gözlerim kocaman açılırken Zayn sakinliğini korumuştu.

"Ne?"

"Yarın da Javadd'ı getirmeye gelecek."

"Zayn, ama sen dedin ki-"

"Oğlum yanımda yokken içtiğim sudan bile bir şey anlamıyorum ben. O orada bensiz kendini aç bırakırken ben para yüzünden bunu ona yapamam."

Gözlerim sulanmaya başlamıştı ama mutluluktandı.

"İstediği neyse alsın, ben Javadd olmadan uyuyamıyorum Valeria.."

Ayağa kalkıp yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım.

"Sen harika bir babasın."

"Sen de harika bir annesin."

+

"Anne, artık gitmeyecek miyim?"

"Hayır bebeğim..Gitmeyeceksin."

Javadd evine döneli iki gün olmuştu ama hala bizden ayrılmaktan korkuyordu.

"Lütfen artık korkma tamam mı?"

"Biliyor musun ben çok yemek yedim ama babam bana hala ejderha almadı.."

Ben kahkaha atarken onun yüzü düşmüştü.

"Yaa dalga geçme."

"Dalga geçmedim ki.."

"Bana ne" dedi ve omuz silkti.

"Sen annene mi küstün?" dedim onu kucağıma alıp öperken.

"Şaka şaka küsmedim." dedi ve boynuma sarıldı.

"Seni çok seviyorum anne."

"Ben daha çok."

İnanamıyorum, gerçekten inanamıyorum. Benden çekinen, bana ne demesi gerektiğini bilmeyen çocuk artık kalben istediği için, korkmadan bana anne diyordu.

Uzun bir zaman olmuştu ama güzel olmuştu.

O benim de oğlumdu.

Yatakta uzanmaya devam ederken göğsüme uzanmıştı.

"Babamlar ne zaman gelir?"

"Bilmem, çok oldu, gelmeleri gerekir."

Bugün bir misafirimiz gelecekmiş. Zayn'in kuzeni Daniaal, okulu tatil olduğu için Bradford'a dönmüş. Onu ilk defa düğünümüzde görmüştüm ve çok hatırlamıyordum. Aslında  Zayn Trishalarda kalmasını istiyordu ama onlarda fazla oda olmadığı için  bizde kalacaktı. Zayn de onu havalimanından almaya gitmişti.

Javadd o kadar heyecanlıydı ki o gelecek diye, bütün ejderhalarını tek tek karnını doyurup giydirmişti.

Bu çocuk aptaldı.

Kapı zili çalar çalmaz, Javadd yataktan fırladı. "Dur, koşma!"

Ben de arkasından kalkıp kapıya ilerledim.

Javadd kapıyı açmış ve Daniaal'ın kucağına çoktan atlamıştı.

"Aslanım benim, kocaman olmuşsun!"

Zayn ona öldürücü bakışlar atarken bavulları içeri taşıdı.

"Ben aslan değilim ejderhayım!" dedi Javadd sinirle.

Biz gülerken Daniaal onu kucağından indirmiş ve bana sarılmıştı.

"Merhaba, yenge."

"Hoşgeldin." dedim gülümseyerek.

"Zayn şunu da çıkarsana odama." dedi ve sırt çantasını Zayn'e verdi.

Zayn küfür edecekmiş gibi ona baktı. "Lan bana bak-"

"Zayn!" diye uyardım onu.

"Yenge, anlatsana bu ayıyla yaşamak nasıl gidiyor?" dedi Daniaal ve koluma girerek bizi salona doğru yönlendirdi.

Sanırım fazlasıyla eğlenecektik.

+++

Aslında şu dramı uzatmayı düşünüyordum ama amaaannn hep ağlıyoruz biraz da gülelim

Yüce Daniaal Malik'i sonunda kitaba sokabildim ohh çok eğlenecegizzz

yorumların çokluğuna göre yb gelirrr

sizi seviyorum bb

OH MOM

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro