dört
Zayn oğluna bakıcı arıyordu. Ben ise kaçacak bir ev. Bundan daha güzel bir çıkar ilişkisi olamazdı herhalde.
Gerçekten tesadüf olmuştu her şey. Bir aksilik olur da kendi evimden kurtulamazsam diye çok korkuyordum.
Zayn annem ve babamla tanışmıştı. Birlikte yemek yemiştik. Ailem gayet sakin karşılamıştı Zayn'i, hiçbir sorun çıkarmadılar. Sessiz bir şekilde arabada oturuyorduk. Akşam yemeğini yedikten sonra Zayn beni çıkaracağını söylediğinde birlikte evden çıkmıştık. Şimdi ise hiç konuşmadan birbirimize bakıyorduk. Sanırım işin ciddiyetini anlamıştık.
"Evlenelim dediğimde ikimiz de acı çekiyorduk." diye başladı. "Acı çekerken hayati bir karar aldık ve ben pişmanlık istemiyorum." Ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Vazgeçmemden mi korkuyordu? Pişman olmamızdan?
"Pişman değilim. Olmayacağım da." dediğimde elleri direksyonu tuttu.
"Javadd ile tanış önce, seni istemezse zaten evlenmeyeceğiz." Bunu çok basit bir şeymiş gibi söyledi. "Oğlun mu?" diye sorduğumda başını salladı. İçimde rahatsız edici bir kıpırtı vardı. Ellerim buz kesmişti, bembeyaz olduğuma emindim. Evlenmek doğru muydu gerçekten?
"Gelinlik giyecek misin?" Bunu neden sormuştu bilmiyorum. Ama sanırım giymemi istemiyordu. İkinci kez evleniyordu ve bir düğüne bile gerek duymayabilirdi. "Giymemi istemiyor musun?"
"Genç kızsın, giymek istersin." dedi omuz silkerek. İlk kez evleniyordum ve hayallerim olabilirdi tabii, ayrıca kendinden elli yaşındaki dede gibi bahsetmesi beni güldürmüştü. "Sen istemezsen giymem, sorun olmaz." dedim.
"Giy." dedi buz gibi sesiyle. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.
*
Beni evine getirmişti. Kapısının önünde duruyorduk ve cebinden anahtarı çıkardı. Yuvasına takmadan bana döndü. "Javadd biraz hassas bir çocuk, içine kapanık. Sana soğuk davranırsa canını sıkma." uyarısını dikkatle dinledim ve başımı salladım. "Merak etme."
"Ayrıca annem evde, biz girince gidecek." diye bilgilendirdi. Heyecanlanmıştım. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Zayn anahtarı yuvaya soktu, tam çevirecekken kolunu tuttum. "Ben..Biraz heyecanlandım. Acele mi ediyoruz sence?"
Bana güven verici bir şey söylesin istiyordum çünkü gerçekten ellerim titriyordu. Çocuklu bir adamla evlenecektim ve bunun sorumluluğu beni korkutuyordu. "Sakin ol. Her şey konuştuğumuz gibi, heyecanlanacak bir şey yok." dedi ve birkaç saniye sonra kapıyı açtı.
Derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. "Anne biz geldik." dedi Zayn. O sırada ceketlerimizi çıkardık. Sonra merdivenlerden bir kadın indi. Annesi olmalıydı. Orta yaşlı ve Zayn'e fazlasıyla benzeyen bir kadındı. Tam karşımızda durdu.
Umarım iyi biridir.
"Hoşgeldiniz." dedi gülümseyerek. Sonra Zayn beni hafifçe dürttü ben de taş gibi duruşumu bozdum ve elimi uzattım. "Ben Valeria efendim." dedim gülümseyerek.
Aynı şekilde o da gülümsedi ve elini uzattı. "Ben de Trisha, memnun oldum." El sıkıştıktan sonra sanki biraz rahatlamıştım.
"Ben de artık gideyim." dedi Trisha ve ceketini giyindi. Zayn onu uğurladıktan sonra bana döndü. "İyi misin?" diye sordu. Sadece başımı salladım.
"Geleceğini biliyor, odasında olmalı. Gel." Onu takip ederek salona girdik, tam merdivenlere ilerliyorduk ki küçük bir çocuk trabzanlara saklanmış bize bakıyordum
Tanrım.
Bütün içtenliğimle gülümsedim. Gerçekten çok küçüktü.
Zayn oğlunu fark etmiş olacak ki ona seslendi. "Oğlum? Gel bak, kim var burada."
Babasının sesiyle saklandığı yerden çıktı ve küçük ayaklarıyla merdivenleri inmeye başladı. Zayn de onun yanına gitti ve kucaklayıp yanıma getirdi. Bana çok çekinerek bakıyordu. Bir eliyle babasının bacağını tutuyordu. Bu çok normaldi, dört yaşındaki bir çocuğun karşısında bir yabancı vardı. En sevimli halimde gülümsedim ve dizlerimin üstüne çöktüm, boylarımızı eşitledim.
"Merhaba." sesim cıvıl cıvıldı ve bu onun korkaklığını yenmesine yardımcı olurdu.
Önce babasına baktı, sonra bana. "Merhaba." dedi bebeksi sesiyle. Onu o an alıp içime sokasım gelmişti. Daha önce bu kadar sevimli ve güzel bir çocuk görmemiştim. "Ben Valeria."
Bir yandan beni inceliyordu bir yandan da babasının arkasına saklanıyordu. Zayn ise onu cesaretlendirmek için sürekli sıvazlıyordu. "Senin ismin ne?" bir an olsun gülümsemekten vazgeçmiyordum. Bana güven duymasını çok isterdim, benden korkmaması gerektiğini bilsin istiyordum.
"Javadd benim ismim." demişti. Bu ikimizi de gülümsetmişti. Böyle çekingen bir çocuk için güzel bir gelişme kaydetmiştik. En azından benden korkup kaçmadı. Daha fazla zorlamanın anlamı yoktu. Zayn de bunu bildiği için onu kucağına aldı ve koltuğa geçti. Ben de ayağa kalkıp yanlarına oturdum. Babasının kucağında göğsüne yaslanmış beni izliyordu. Her hareketimi dikkatle inceliyordu.
"Hatırlıyorsun değil mi Javadd? Seninle konuşmuştuk. " Başını salladı.
"Seninle tanışmak için geldi Valeria ablan." saçlarını okşarken bana baktı. Sadece gülümsedim.
"Evet." diye destekledim Zayn'i. "Artık benimle uyumayacak mısın?" diye sordu babasına.
Javadd..
Babasına çok düşkündü. Onun gözünün içine bakıyordu konuşurken. Belki de onu kaybetmekten korktuğu için bu kadar çekiniyor. Zayn ona şevkatle güldü ve sarıldı. "Tabii ki uyuyacağım, hayatımızda hiçbir şey değişmeyecek."
O oğluna gerçekten güven veriyordu. O Javadd için tek cesaret kaynağıydı. Onu çekinerek izledim. Bana kızmasından çok korkuyordum. "Değişmeyecek mi?" diye sordu kaşlarını kaldırarak. Bu saf merakı beni güldürmüştü. "Asla değişmeyecek."
Babasından aldığı güven sayesinde bana baktı. Uzun süre düşündü ve baktı. Bir çocuk için çok zor olmalıydı.
"Bizimle mi yaşayacaksın?"
Bana döndüğünde hazırlıksız yakalanmıştım. Yanlış bir şey söylememek için Zayn'e baktım. Sonra Javadd'ın meraklı bakışlarını üstümde fark ettiğim için ona bir cevap verdim.
"Sen de istersen, sizinle yaşayacağım."
Sonra hemen babasına döndü. Sanırım iyi gidiyorduk. "O benim annem mi olacak baba? Ona annem mi diyeceğim?"
İçim burkulmuştu sanki.
Zayn için çok zordu bunu anlatmak, hissedebiliyordum kalbinin kırıklığını. Ama bunu oğluna kendi anlatmalıydı çünkü oğlu sadece ona güveniyordu. Bu yüzden karışmak istemedim.
"Senin bir tane annen var Javadd. Annen olmak için gelmiyor bu eve. Ona abla diyebilirsin."
Zayn'in konuşurken sesi çatlamıştı ve bu benim kalbimi çok kırdı. Kim bilir ne acı çekiyordu içten içe.
"Ablam mı olacak?"
"Evet. Ona ne söylemek istiyorsan söyleyebilirsin. Öyle değil mi Valeria?"
Bana döndüğünde dolan gözlerimi silip Javadd'ın minik elini tuttum. "Baban doğru söylüyor. Bana abla diyebilirsin hatta ismimi bile söyleyebilirsin." deyip elinin üstünü öptüm.
Keşke ona yardım edebilseydim.
Sanki bir şeyler yapmak istiyordu ama korkuyordu. Cesareti yoktu.
Sonra hiç beklemediğim bir anda bana yaklaştı. Zayn dikkatle onu inceliyordu. Sonra Küçücük parmaklarını saçlarımdan geçirdi.
"Babamla aynı odada mı kalacaksınız?"
Çocuktu işte. Neleri düşünüyordu, neleri hesaplıyordu..Ama onun sorularına cevap verme işi Zayn'e aitti bence. Çünkü bin kişi bile tersini söylese, Javadd Zayn ne derse ona inanırdı.
Biraz utanmıştım, bu yüzden başımı eğdim. Javadd'ın eli ise hala saçlarımdaydı. Zayn onu aldı, kendine çevirdi.
"Evet oğlum. Evli insanlar aynı odada kalır."
Ve bu onun için son olmuştu. Yorgunlukla gözleri kapandı. Kollarını babasının boyuna sardı.
"Bekle burda, yatırıp geliyorum."
Başımı sallayıp kucağında oğlu ile merdivenleri çıkmasını izledim.
Artık geri dönmekten korkuyordum. Adam beni oğlu ile tanıştırdı. Daha ötesi yok. Delilik yapmak isteyip ona "evet" demeden önce düşünecektim vazgeçmeyi.
Aman ne olacaktı ki. Annem ve babamdan uzakta yaşayacaktım. Kendi seçimlerimi kendim yapacaktım bundan daha güzel ne olabilir ki?
Özgürlük düşüncesi bile başımı döndürüyordu.
Çok geçmeden Zayn indi yanıma. Ben de ayağa kalktım. Maalesef evlenene kadar yine kendi evime gidecektim. Bu yüzden daha geç olmadan gitmeliydim.
"Seni sevdi, yoksa konuşmazdı bile."
Javadd'dan bahsettiğini anlayınca güldüm. "Ben de onu sevdim. Çok tatlı bir çocuk."
"Öyledir."
Öylece ayakta dikiliyorduk.
"Ben gitsem iyi olacak." dedim.
"Seni bırak-"
"Javadd tek kalmasın. Ben kendim gidebilirim." diyerek sözünü kestim.
"Tamam." dedi anlayışla.
"Görüşürüz." dedim.
"Görüşeceğiz." dedi.
■■■
hellllllooooo
YAKINDA DÜĞÜN VAR SEVİNİNİNİN
valeria♡
zzayn
Ohhh shipppo
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro