dokuz
At kuyruğu yaptığım saçlarımı düzelttikten sonra tabaklara yerleştirdiğim kahvaltılıkları masaya yerleştirdim. Dolaptan çıkardığım sütü su bardağına döktükten sonra Javadd'ın oturacağı yere koydum.
Zayn yoktu, erken çıkması gerektiğini söylemişti. İlk günüm olan bir evde, yabancı bir çocukla ne yapılması gerektiği hakkında zerre bir fikrim yoktu ama kendi evimden ayrıldığım için bir gram pişmanlık hissetmemiştim şu ana kadar. Kahvaltıda yemem gerekenlere bile annem karar verdiği için bulunduğum yerden çok mutluydum şimdi.
Haşlanmış yumurtayı cam kaseye aldıktan sonra dilimlediğim peynirlere birlikte masaya yerleştirdim.
Bir çocuğun yemesi gereken her şey tamamdı. Zayn'in annesi gelir miydi bilmiyorum. Düne kadar baktığı torununu ben geldim diye bırakmaz herhalde.
Üstümü düzeltip mutfaktan çıktım ve merdivenleri aşıp Javadd'ın odasının önünde durdum. İki kere kapıyı tıklattıktan sonra yavaşça kapıyı araladım ve başımı uzattım.
"Javadd?"
Onu gördüğümde yatağın içinde oturmuş bacaklarını kendine çekmiş elinde tuttuğu çerçeveye bakıyordu.
Önce ne olduğunu anlayamadım. Sonra yanına yaklaştığımda çerçeveyi yastığın altına koydu ve bana baktı.
"Günaydın." dedim gülümseyerek. Yatağın kenarına oturdum ve saçlarını okşadım.
"Günaydın." dedi gözlerini ovuşturarak.
"Üstünü değiştirelim mi? Sonra da kahvaltı yaparız?" bütün neşemle konuştuğumda yanaklarını sıktım.
"Babam nerde?"
Derin bir nefes aldım ve yutkundum. "İşe gitti bebeğim, erken gitmesi gerekiyormuş."
Kafasını aşağı yukarı salladı ve yataktan kalktı. Üstündeki pijama takımına gülümsemeden edemedim. Batmanli pijamaları ona çok yakışmıştı.
Küçük elleri ile dolabının kapağını açtığında ayağa kalkıp yardım etmek için yanına gittim. Siyah şort ve tişört çıkardığımda kollarını kaldırdı.
Kıkırdayıp üstündekini çıkardım ve yerine tişörtünü giydirdim. Altında da şortunu giydirdiğim zaman şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
Pijamalarını katlayıp dolabına yerleştirdim. "Büyükannem gelecek mi?"
Beni istemediği için mi sormuştu bunu? Yoksa büyükannesini özlediği için mi?
"Bilmem. Gelir belki."
Hiçbir şey demeden odadan çıktı ve yan odanın kapısını açtı, ben de onu takip ediyordum. Banyoya girdi ve yüzünü yıkadı. O sırada ben de kapısını kapatmış onun çıkmasını bekliyordum.
Birkaç dakika sonra banyodan çıktığında elimi uzattım. Çekinerek de olsa elimi tuttuğunda aşağı, mutfağa ilerledik.
Onu sandalyesine oturttuktan sonra ben de karşısına oturdum.
Önce sütünü içti. Sonra yemeklerini yemeye başladı.
Yumurtasını önüne koyduğumda başını iki yana salladı. "Ben yumurta yemem ki."
"Ama..Senin için çok faydalı."
"Babam da böyle söyler ama ağlamaya başlayınca ısrar etmiyor."
Gözlerim kocaman olurken böyle masum görünen bir çocuğun şeytanlık yapabilmesi beni güldürmüştü.
"Bu hiç hoş bir davranış değil Javadd."
Omuz silkerek zeytinini yemeye başladı. Ben de bir şeyler atıştırırken kendime yaptığım kahveden bir yudum aldım.
"Şey.."
Konuşmaya başladığında kafamı kaldırıp ona çevirdim.
"Ben sana ne diyeceğim?" diye sordu.
O kadar tatlı sordu ki kıkırdamadan duramadım.
"Ne istiyorsan onu söyle."
"Babam abla diyebileceğimi söyledi."
Çatalı tutan eline uzanıp avucuma kapattım ve okşadım. Çocuk olduğu için mi ya da hassas büyüdüğü için mi bilmiyorum ama kafasında böyle şeyleri problem etmesi beni üzmüştü. O sadece oyunlarını düşünmeliydi.
"İçinden nasıl seslenmek geliyorsa öyle seslen. Hatta Valeria da diyebilirsin."
"Gerçekten mi?" diye sordu şaşkın şaşkın.
"Gerçekten."
Birkaç parça şey daha yedikten sonra tabağı önünden itti.
"Ben doydum."
Başımı salladığımda yerinden fırladı ve mutfaktan uzaklaştı. Ne yaptığına bakıyordum. Televizyonu açtı ve birkaç kanal gezdikten sonra istediği şeyi bulmuş olmalı ki koltuğa geçti ve izlemeye başladı.
Onu orada bırakıp masayı toplamaya başladım. Yiyecekleri dolaba yerleştirip bulaşıkları da halletmem yirmi dakikamı almıştı.
Elimi kurulayıp ben de salona girdim. Javadd ikili koltuğa uzanmıştı. Ben de tekli koltuğa oturup cebimdeki telefonumu çıkardım.
Instagramda geziniyordum. Hoşuma giden birkaç fotoğrafı beğenip ilerliyordum.
Sonra Javadd dikkatimi çekti. Ellerini yumruk yapıp çenesine yaslamış bana bakıyordu.
Telefonu kapatıp ona baktığımda bir sorun olup olmadığını düşündüm.
Ama o ise hala beni inceliyordu.
Gülümseyerek ona seslendim. "Javadd?"
"Gözlerin çok güzel biliyor musun?"
Gülümsemem git gide büyürken ayağa kalkıp onun yanına oturdum. Uzandığı bacaklarını çekip o da oturur konuma geçti.
"Sen daha güzelsin Javadd." dedim ve saçlarını okşadım.
Korktuğum gibi gitmiyordu şimdilik. Benden kaçmamıştı, korkmamıştı. Ne bileyim, küçük bir çocuk evinde yabancı bir kadın görünce ağlayabilirdi, hırçınlık yapabilirdi. Ama Javadd tüm saflığı ve şaşkınlığı ile olan biteni algılamaya çalışıyordu. Belki de içinde fırtınalar kopuyordu. Belli etmiyor ama beni istemiyor olabilirdi. Çekindiği için babasına bile söylememiş olabilirdi. Fakat ben onu incitmeyecektim. Zor da olsa bana alışmasını sabırla bekleyecektim. Çünkü o benim şansımdı.
Zayn oğlu olmasa evlenmeye gerek bile duymazdı. Ve eğer gerek duymasaydı ben de onunla karşılaşamayacak ve evlenip kurtulamayacaktım.
Aslında bu sadece kurtulmak için biriyle evlenmek ve bir adama bağlanmak değildi. Asıl özgür olmayı seçtiğim için böyle bir çılgınlık yapmak istemiştim. Yine kendi paramı kazanacak, başkasına bağlı yaşamayacaktım. Ben sadece psikolojik olarak esirdim ailemin yanında. Mutsuzdum. Deli gibi mutsuzdum. İliklerime kadar işlemişti mutsuzluk. Öyle derin acı çekiyordum ki belki de o yüzden düşünmeden kabul etmiştim evliliği.
Javadd dizlerinin üzerine yükselip gözlerime baktı. "Bana çikolata verir misin? Babam çok yediğim için izin vermiyor ve saklıyor. Ama ben sakladığı yeri biliyorum." dedi sırıtarak.
"İstesem yerim ama boyum yetişmiyor. Çok uzağa sakladı! Büyükannem de kızıyor ve izin vermiyor." dedi alt dudağını sarkıtarak.
Tanrım, yeryüzünün en sevimli çocuğu olabilir.
"Babanın izin vermediği bir şeyi yapmam doğru olmaz, Javadd." dedim ve saçlarını öptüm.
"Lütfen.." dedi uzatarak.
"Baban senden neden saklıyor?"
"Çünkü çok yiyince kollarım ve bacaklarım kırmızı oluyor ve kaşınıyor!" dedi sanki çok ilginç bir şey anlatıyormuş gibi kaşlarını kaldırarak.
Anlattığı şeye göre alerjisi vardı ve asla izin veremezdim. Dün bir elbise için deli gibi bağıran Zayn, Javadd'a bilerek böyle bir şey yaptığımı öğrenirse beni parçalardı. Ki ona kalmaz benim kendi vicdanım el vermez.
"Bebeğim bak, alerjin varmış. Çikolata yerine başka bir şey yapsam sana? Meyve yer misin?"
Başını iki yana sallayıp kollarını göğsünde birleştirdi ve başını eğdi.
Sanırım bu çocuk dilinde küsmek oluyordu.
"Babanın yasakladığı bir şeyi yapamam Javadd, üzülme lütfen."
Bana yandan bir bakış atıp ofladı.
"Kimse beni anlamıyor." dedi ve somurta somurta koltuktan kalkıp yürümeye başladı.
Ne?
Bu çocuk daha dört yaşındaydı.
Merdivenlerden çıkıp odasına girdi ve kapısını kapattı. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım.
Onu tanımam, anlamam uzun zaman alacaktı.
Ama ondan önce anlamam gereken biri vardı.
Zayn.
×××
babababababa
javadd mood diyenler +1
zayn nerdeydi bu bölüm moruq diyen burayaaa
valeria sen ne ayaksın diyen üçü tuşlasın
teşekkürler iyi günler
veeeeee tatatataammm
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro