୨88୧
Önceki bölüm okunmamış hiç🙆🏼♀️
⋆ ˚。⋆୨୧˚
02.24
Jungkook,kambur yaptığı sırtıyla kızının üzerine eğilmiş bayık gözlerle biberonun kaymaması için dudaklarını kontrol ederken belindeki ağrıyla sızlanmamak için çabalıyordu.
Odasında dekor için bulunan koltuk geniş ve konforlu olsa bile onun yapılı bedeni için yetersizdi.Beli tutulmuştu,boynu ağrıyordu.Bunun yanı sıra yataktaki bedenin rahatsız olmaması için derin uykusuna dalmamak ve ağlayan kızına saniyesine müdahale etmek için yalnızca gözlerini kapatıp ara sıra uyukluyordu.
Yeosin'in peşi sıra kulaklarına ulaşan yutkunma seslerini bitik bir tebessümle dinlerken derin bir nefes verdi.Bu halde geçen dördüncü gecesiydi ve tükendiğini hissediyordu.
Fakat desteksiz ilerlemeye devam etmekte kararlıydı,Jimin'in bu durumda ona yardım edeceğini biliyordu ancak izin yanı sıra açık bile vermiyordu.
Kalkmasına,uyanmasına,kucaklamasına fırsat tanımıyordu.Jimin,istediğinde kızını ona veriyordu ama bundan sonrası sadece dinlenmesi için gösterdiği gayretler silsilesiydi.
Kısa bedenin ayların yorgunluğunu atlatması için her şeyi üstleniyordu.Yorulma sırası ona geçmişti lakin ne bir inkar ne de bir isyanı vardı.Bu onun göreviydi.
Boşalan biberonu yavaşça çektiğinde küçük dudaklardan ıslak bir 'pop' sesiyle ayrılmasına içten içe çığlık atarak kendinden geçti.Son derece sevimli bir kızı vardı,her mimiği ve hareketi kalbinin ritimlerine doğrudan etki ediyordu.
"Doymuş mu benim kızım.." mutlak derece kısık sesiyle kolunda yatan bebeği yavaş bir şekilde sağa sola sallarken Yeosin'in her saniye bayık bayık açılıp kapanan gözleri uykuya çekildiğinin belirtileriydi.
Jungkook,beş dakikayı aşan bir süre zarfından sonra kızını oldukça dikkatli bir şekilde omuzuna yatırarak ağır ağır ayaklandı.Kramplarla bezenmiş vücudu duvara toslamış gibi biraz duraksamasına neden oldunca yüzü buruştu.
Hemen ardından Yeosin'in sırtını sıvazlamaya başlayarak daireler çizdi.Annesinden,hemşireden,kitaptan ve internetten okuduğu kısmı gerçekleştirirken gözlerini kapatarak meyhoş bir gülümsemeyle şakağını belli belirsiz kızının şapkasına yasladı.
Bu anın tüm göğüs kafesine yüklenen haz olduğunu hissediyordu.İçini kaşıyıcı bir tül tabakası örtmüş gibi hafiflemişti.Elinin uzunluğunda olan sırtı yavaş yavaş okşarken bayılacak gibiydi.Sahip olduğu duygular ve yükseldiği mertebe büyüleyiciydi.
Bir süre sonra kızının ağzından kaçan aralıklı geğirmelerin ardından zaferle göğsünü şişirip omuzunda uyuklayan bebeği hassaslıkla koluna yatırıp eski poziyonuna getirdi.
Önüne bakmadan küçük adımlarla beşiğe yönelirken gözleri Yeosin'in üzerinde tetikteydi.Belli bir mesafeyi geride bırakırken gözüne çarpan beşikle eğilirken tutulmuş belinden ötürü ağzının içinden sızlandı.
Kızını yan yatırıp üstünü örttükten sonra gözlerini huzurla uyuyan bebekten ayırmadan biraz dinlenmek için koltuğa ilerlemeyi hedefledi.
"Jungkook.." duyduğu güçsüz ve boğuk seslenişle adımları dururken gözleri anında yatağa döndü.
"Jimin?" merakla yatağın boş kısmına oturup beşiğe dönük olan bedene bakmaya çalıştı.
"..üşüyorum..çok-soğuk." ağlamaklı tınısıyla zar zor mırıldandı.Üstündeki yorganı kafasına kadar çekmeye çalışıyordu fakat titreyen elleri kavramasına bile izin vermiyordu.
Jungkook,panikleyerek onun üzerine eğilip elini alnına koydu.Normal bir vücut ısısı hissedince anlamayarak kısa bedenin yüzünü inceledi.
Dağınık saçlarının gizlediği gözleri sıkı sıkıya kapalıydı,bilinçsizce yanağını yastığa sürtüyordu.Çenesi şiddetle titreyerek aralık dudaklarından görünen dişlerini birbirine itiyordu.Çıkan çarpma seslerini uzun beden yakından daha iyi duyumsadı.
Yataktan hışımla kalkarak kapıya neredeyse koştu.Yanında bulunan ekranı açıp odanın ısısına baktı,Yeosin için normalin birkaç derece üstündeydi fakat Jimin için çok az arttırmaktan geri kalmadı.
Bir saniye bile harcamadan yatağa döndü.Kısa bedeni iyice kontrol etti,herhangi bir terleme belirtisi bile yokken durumu anlaması zor bir hal aldı.
"Soğuk.." çaresizce fısıldadı Jimin.Korkunç bir titreme bedenini istila etmişti.Çıplak bir halde karın içine atılsa bile vücudu bu denli tepki vermezdi.
"Bekle güzelim,şimdi ısınacaksın." ince parmakları siyah tutamların diplerini birkaç saniye okşayarak rahatlatmaya çalıştı ama yetmedi.
Jungkook,telaşla ne yapacağını bilemeyerek yine yataktan kalkıp giyinme odasına büyük adımlarla ulaştı.Birkaç saat önce kendisi için battaniye aldığı üst dolabı açarak içindeki yedek yorganı ve bir battaniyeyi aldı.
Yatak odasına aynı hızla dönerken aklından doktoru aramak geçti fakat bu saatte alacağı geri dönüşün olasılığını hesap edemiyordu.
Yorganı yatakta küçülmüş bedenin üzerine örterek battaniyeyi üstüne çekti.Endişeli gözleri etrafı tararken koltukta kendi battaniyesini gördü,düşünmeden alıp Jimin'in üzerini kapladı.
Yatakta Jimin'in küçük silüetinin oluşturduğu topak dışında ikinci bir yataş konulmuş gibi bir yükseklik vardı.Jungkook,iletişim durmak adına dizini yatağa bastırarak bir bacağı havada kalmış şekilde onun üzerine uzandı.
"Jimin?" dedi,panikle seslendi.Kısa bedenin sızlanmaları kesilmişti fakat ağzının için mırıldanmaları devam ediyordu.
"..yeterli mi?"
Tecrübesizliğinden mütevellit beklentiyle bakındı.Bilgili birinden yardım istemek için saat faktörü hiç uygun değildi,halledebileceğine inanıyordu.
Odanın cılız loş ışında beyaz tenlinden fark edilmesi zor olumsuz bir baş sallaması aldığında eli ayağı birbirine dolaştı.
"Tanrım.." korkuyla mırıldandı,kalbi ağzında..kulaklarında atıyordu.Kafasının içi davul derisine dönüşmüştü,habire tokmak darbesi hissediyordu.
Saniyeler içerisinde odadan çıktı,dağılmış bir haldeydi.Koridorları geride bırakarak koşarken geriye taradığı saçları tutam tutam zıplıyordu.
Kendi katında bulunan misafir odasına daldı.Yatakta katlanmış yorganı kucaklayıp etrafa bakındı.Koltukta pamuk yününden bir örtü vardı,beklemeden alıp odadan çıkışıyla kalışı arasına saniyeler koydu.
Yatak odasına ulaştığında birkez daha Jimin'in üzerine kalın bir katman daha attı.Bacakları titriyordu,nefes nefeseydi.
Tüm bunları yaparken gösterdiği dikkat ve sessizlikten ciğerleri yanmıştı.Yeosin'in uyanmaması için ayrı bir gaye peşindeydi.Uykusuz ve ağrılıydı,yanan kızarık gözleri her an ihanet edercesine kapanıp dursa bile Jimin'i kontrol etmek için yatağa ellerini koyarak eğildi.
Mimikleri gevşemişti,dudakların düzenli nefesler çıkıyordu.Yumuşak ifadesine bakarak derin bir nefes verdi.Rahatlamayla üzerinden tonlarca yük kalktığını hissetti,yan dönerek yatağın uç kısmına oturup sırtını başlığa yasladı,gözleri izinsizce kapandı.
Başını geriye atarken bir bacağını uzatıp diğerini yataktan sarkıttı.Hayatında korktuğu ve endişelendiği anlar çok fazlaydı fakat bu bir başka kategorinin kilidini açmıştı.
Resmen akıl sağlığını,şuurunu,dengesini yetireceği dakikalar yaşamıştı.Kalbinin göğüs kafesine ettiği düşmanlık ve acımasız darbeleri düşünmek dahi istemiyordu.
Başını çevirerek gözlerini açtı,hülyalı hülyalı yalnızca yastıkta dağılmış saçlara baktı.Çok farklı ve tarifsiz duyguların içine düşmüştü.Dudakları yan ve tembel bir gülümsemeyle gerildi.Yorgun irisleri büyülenerek parladı ardından kapakların arkasına gizlenerek dinlenmeye koyuldu.
Jungkook,bir süreliğine iki bebeğe bakmak gibi kutsal bir göreve tabii tutulacaktı.
⋆ ˚。⋆୨୧˚
04.52
Kulak tırmalayan ince ama keskin ağlayışın sesiyle uzun beden gözlerini hızlıca araladı.Başını sesin kaynağına çevirdiğinde yaslandığı yerden koparak ayaklandı.
"Lanet.." tıslayarak belini tuttu.Sözüne bile devam edemedi,oturarak uyuduğu için bedeni acı içerisindeydi.
Üzerinde durmayarak kızını susturmak ve uyuyan bedenin uykusunu bozmamak için hızlı davrandı.Yalpalaya yalpalaya beşiğe ulaşarak kızını kucakladığında ağzı kocaman açıldı ve uyku mahruru haliyle esnedi.
"Göbüşü mü boşalmış meleğimin?" Fısılyarak eğilip burnunu onun seni ve kavrayışıyla sessizleşen kızının alnına sürttü.Ciğerlerine çektiği yumuşak ve kusursuz kokuyla mest oldu.
Göğsüne yatırdığı bebeğin odasına doğru adımlar attı.Yeosin'in odasına girdiğinde lambayı yaktı,ışıktan etkilenerek yanağını onun göğsüne sürten kızının şapkasını gözüne kadar indirip engel koydu.
Sırtını rahatlatıcı bir şekilde okşayarak malzemelerin bulunduğu masaya yöneldi,buharlı sterilizatörde dizili duran temiz biberonlardan birini alarak mama kutusunun ağzını açtı.İki-üç ölçek hazırlayıp termosu alarak derecesine kadar suyu koydu.
Tek eliyle zorlansa dahi kapağı kapatıp biberonu dairesel hareketlerle karıştırmaya başlayıp homojen bir karışım elde edene dek hareketini sürdürdü.
Mama sıcaklığının düşmesi için zaman kazanmak amacıyla Yeosin'in odasında voltalar attı.İlk aylarda boş kalmaya ve sadece giydirilme kısmı için kullanılmaya devam edecekti.Kısa bir alışma süresinden sonra yeni düzenlerini oturtacaklardı.
Biberonu yanağına yaslayarak normal bir ısıda olduğuna kanaat getirdiğinde odadan çıkmadan önce serçe parmağıyla ışığı kapattı.
Süregelen dakikalardan sonra kızını besleyip gazını çıkardıktan sonra kollarında uyutarak beşiğe yatırdı.Dikkatli bir şekilde üstünü örterek doğrulduğu sırada yataktan gelen hareketliliğe bakamadı.
"Uyudu mu?"
Jimin'in çekingen bir sesle fısıldadığında üzerindeki ağırlıktan dirseğini güçlükle dengeleyip doğrulmuştu.
"Sen iyi misin?" kısa bir baş sallamadan hemen sonra sordu Jungkook.Merak ve ilgiyle kısa bedenin gözlerine bakıyordu.
Beyaz tenli,müteşekkir bir şekilde başını salladı.Birden başlayan titreme krizine anlam vermesi onun açısından da zordu fakat gün içinde aldığı duşa yoruyordu.
"Sevindim." gözlerini kırparak küçük bir tebessümle karşılık verdi uzun beden.Ardından koltuğa geçmek için göz kontağını kesip savsak adımlarla yol aldı.
Jimin,dudaklarını birbirine bastırarak onu izlerken üstü açık bir şekilde koltuğa uzanıp başının altına kolunu koyarak sırt üstü yatışına bakındı,titrek bir nefes vererek konuştu.
"Benimle uyur musun?"
Jungkook,kısa bedenin teklifini duyduğunda gerçekliğini sorguladı.Saniyeler içerisinde uyuyakaldığını ve dileğinin ancak rüyasında kabullendiğine ihtimal verdi.
"Uyumayacak mısın?"
Fakat gerçeklik payını alması Jimin'in ikinci kez sormasıyla oldu.Neredeyse koltuktan düşecekti,hışımla doğrulurken yatağa baktı.Tüm yorgunluğu,uykusuzluğu,ağrıları anında çekilmişti.
Jimin,rüyalardan da güzeldi.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro