Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

୨82୧

⋆ ˚。⋆୨୧˚

17.31

Kısa beden,lavabo ihtiyacını giderdikten sonra ellerini yıkarken dalgın bir şekilde akıp giden köpükleri izliyordu.Odanın içerisinden gelen sesle birlikte suyu kapatıp havluya uzanarak ıslaklığı gidermeye başladı.

Havluyu asıp odaya geçmek için ağır ağır adımladığında beline oturmuş krampla parmaklarını o yere götürüp sıvazladı.Ağrıları gittikçe artıyordu.

Yatak bölümüne geçtiğinde uzun bedenin geldiğini gördü.Jungkook,makyaj masasının önünde bileğindeki saatin kemerini açıyordu.Beyaz gömleğinin kıvrılmış kollarıyla ve sıkışmış pazılara saniyelik bakışlar atıp boğazını temizledi.

"Hoş geldin.." mırıldanarak yatağa adımlayıp kenarına oturdu.Ayakta kalmak ızdırap gibiydi,topuklarına adeta çiviler çakılıyordu.

"Hoş buldum." dedi,Jungkook.Saati takı süngerinin üzerine bırakıp yan döndü.Yorgun bir gülümsemeyle önce hamile bedenin gözlerine sonra karnına bakmıştı.İç çekti,evde onu bekleyen iki değerlisi varken işe gitmek ayrı zevk veriyordu.

Jimin,göz kontağını bozarak yatak başlığına doğru kayıp sırtını yaslarken avuçlarını karnına koyarak usul usul okşadı.Konuşmak için bir konu bulamadı,bu  yüzden uzun bedenin lavabo kısmına ilerleyişi izledi.

Sesli bir soluğu ciğerlerine doldurarak dudağının içini ısırdı.İnce bir duvarın aralarına çekildiğini seziyordu,bunun başa sarmaları için bir buton olarak görüyordu.Ama o butona basmaya meyilli değildi.

Jeon Jungkook'un asıl karakterini tekmelemek istemiyordu.İlgisine ve yumuşak yüzüne alışmıştı.Üstelik kızlarını kucaklarına almaya yakın bir zaman dilimiydi,aralarındaki ilişki güçsüz olamazdı.

Uzak zamanlarda gördüğü muameleyi unutmuş sayılmazdı fakat doğum zamanında bunun gölgesinde kalmak istemiyordu.Doğumdan sonra hepsini bir bir ödeteceğinin altını kesin olarak çizip rafa kaldıracaktı.

Esmer tenlinin tekrar odaya girmesiyle ona baktı.Yatağa yaklaşıp bacaklarının yanına kurulmasını seyretti.Hafif ıslak saçlarının geriye taranmış halini görünce ellerini ve yüzünü yıkadığını kavramıştı.

"Öpeyim mi?" dedi,uzun beden.Göz kırparak manidar bir şekilde konuyu hatırlattı.Jimin'in kafasını geriye çekip yatak başlığına yaslayarak memnuniyetsizce aşağı kaymasıyla kıkırdadı.

"Düşünürüz,demiştim." huysuzluğuna engel olamayarak konuştu.Burnunu kırıştırıp gözlerini hafifçe kısmıştı.

Jungkook,omuz silkerek ellerini karnının iki yanında yerleştirip baş parmaklarıyla okşadı.Zemini hazırlamaya çalışıyordu.

"Ee..bu evet demek." diyerek,dişlerini göstererek yumuşak ifadesini kullandı.Tüm silahlarını elden geçirecekti,gerekirse cephanesiz kalırdı ama isteği teni dudaklarıyla fethedecekti.

Beyaz tenli sessiz kaldığında daha fazla uzatmak istemedi.Karşısındaki bedenin ne kadar istekli olduğunu harelerindeki fenerlerden anlıyordu,söndürmek istemezdi.Kabullenerek,bekledi.

Uzun beden,bundan cesaret alarak kahverengi kazağı iki yandan yavaşça yukarı kıvırıp büyük dairenin üzerine sabitlemişti.Siyah atlete bakarken nefesi sekti,kıpır kıpır kızını görüyordu.Belli aralıklarla yükselen çıkıntılar apaçıktı.

Parmakları itinayla atleti kıvırarak üste sıkıştırdığında avuçları sıcak tene yaslanarak karıncalandı.

Jimin,nefesini tutmuş onu izliyordu.Bu kadar heyecanlı duracağını düşünmemişti,yutkunarak ellerini yatağa bastırdı.

Jungkook'un eğilerek ince dudaklarını karnına bastırmasıyla tüm bedeni titredi,omurgası ürperdi.Bu dokunuşlardan etkilendiğine imkan vermiyordu,titrek bir nefes verdi.

Esmer tenli,dudaklarını bastırdığı yerle birlikte gözlerini kapatarak gülümseyip başını biraz kaldırdıktan sonra aşağıda oluşan çıkıntıyı öptü.

Yeosin ile küçük bir yakalamaca.

Kalbi şiddetle atıyor,göğsünden boğazına,ağzına hatta kulaklarına ulaşan yankılar yapıyordu.Midesinden karnına ılık bir akarak içini gıdıklıyordu.Kızının bu şekilde ona tepkiler vermesi gözlerini kamaştırmıştı.

Birkaç dakika her tekmelenen yeri sesli bir şekilde baskıyla öpüp diğer bölgeleri parmaklarıyla okşayarak istila etti.Ense köküne ve sırtına hafif kramplar saplansa bile çekilmek istememişti.

Lakin alması gereken bir duş vardı.İstemeyerek doğrulup önce atleti sonra kazağı indirdi ve eski görünümüne kavuşturdu.

"Teşekkür ederim."

Ela gözlere bakarak sevinçli bir tebessümle minnet duymuştu.Kısa beden,gözlerini kırpıştırarak karşılık verdi.Ama onu bu tutumdan yoksun,acemi duygularından mahrum bırakmaya vicdanı el vermedi.

"İstediğin zaman."

Jungkook,aldığı cevapla irislerinin mutlulukla genişlemesini engelleyemezken neşeyle şakıyarak eğilip şişkin karnı öperek konuştu.Bu sırada mızmız bir şekilde saçlarından bir perçemi kavrayıp çeken iki parmakla kahkaha attı.

"Duydun mu Yeosin-ah~Yasaklar kalktı..-"

⋆ ˚。⋆୨୧˚

Yılbaşı

"Teklifimizi kabul etmenize çok sevindim Bay Park."

Jeong-Hoon,akranına karşı içten bir samimiyetle müteşekkir olduğunda muhatabı çekingen bir gülümsemeyle başını salladı.

"Bu olanağınız için minnettarım."

Jimin,sıcak çikolatasını küçük yudumlarla içerken babasını izliyor,sohbetleri dinliyordu.

Saat gece yarısına yaklaşmıştı.İki aile saatlerdir birlikte aktiviteler gerçekleştirerek zamanı kırmışlardı.

Kardeşleri,Eunchae'nin desteğiyle yılbaşı ağacının önünde çok parçalı bir puzzle ile uğraşırken onlar oturma bölümünde türlü türlü konular konuşuyorlardı.

Kendisi pek dahil olmasa bile dinlemek yetiyordu.Üstelik sabahtan beri bedenine yüklenen keskin sancılar konuşma gücünü bile azaltmıştı.Süreli olarak çektiği acılara ayak uydurmaktan bitkindi.

"Böyle konuşmanızı istemiyorum,iki arkadaş olarak bir yola girdiğimizi düşünün.Beni ve konumumu unutun,inanın bana sizin gibi muhterem bir aileyle büyümek bunları önemsiz kılıyor."

Bay Jeon,büyük bir ricada bulunarak aradaki sınıf farkını kırmak için çabaladığında Jungkook,hayranlıkla babasına bakıyordu.

"Çok teşekkür ediyorum,bu şekilde düşünmeniz bir şereftir.Lakin göz ardı edilecek gibi değil,insan ister istemez düşünüyor."

Anlayışla başını salladı Bay Jeon.Bunu biliyordu ama yok etmek için elinden geleni ardına koymayacaktı.

"Biliyor musun,geldiğim yeri ve geçtiğim yolları asla unutmadığım için sizi bu kadar yakın hissediyorum.." açık açık konuşmaya başladı Bay Jeon.Dürüst olmak güçlü bir manevraydı.

"Eşimle liseden sonra evlendik,bu yüzden ailem beni reddetti.Eşimin ailesi onunla görüşmedi.." sesine hafif bir kırgınlık karıştı.Kolunu kavrayan eşinin destek verici tutuşuna burukça gülümsedi.

"..yalnızdık fakat bir o kadar birbirimize bağlıydık."

Bay Park,silik bir tebessümle adamın yüzüne baktı.Gurur duyarak anlatmasına hayran kaldı.

Bu sırada Jungkook,babasına dikkat kesilerek yerinde dikleşmişti.Ailesi hiçbir zaman geride kalmış günleri,anı bile olsa çocuklarıyla paylaşmamıştı.Merakla dolmuştu.

"Ah,bu evin büyüklüğüne ihtişamına kapılmayın.." diyerek eliyle yukarısını önemsizce işaret etti.

"..eşimle birlikte iki odalı,küçük,yıkık,dökük bir evde iki çocukla yaşadığımız zorluklar tüm bu şöhretin arkasına gizlenmiş halde asılı duruyor."

Jungkook,şaşkınlıkla babalarına bakıyordu.Onunla birlikte Park ailesi de şaşırmıştı.

Yılbaşının verdiği yumuşak hissiyat anıların ve geçmişin konuşulması için bir büyü gibiydi.

"..azimle ve hakkıyla çalışmak bizi bu günlere getirdi.Eminim bir zamanlar sizin durumunuz bizden iyiydi Bay Park." yandaşlıkla konuştu.Anlayış gösteriyordu,karşısındaki adamın kendini sınıf farkından ötürü aşağıda görmesini istemiyordu.Bu sebepten ötürü bir zamanlar kendisinin bulunduğu sınıfı anlatmıştı.Artık bir aile oluyorlardı ve tüm üyeleri eşitti.

"Hayatı anlamak zor.."

Bay Junghoon,kahvesini eline alarak mırıldandığında Eunchae'nin çocukların yanından gelerek yanına oturmasıyla gülümseyip boştaki eliyle çenesini hafifçe okşayıp bıraktı.

"..fakat hayattan bir beklenti duymak daha zor." dedi,farklı bir konuya değindi.Dikkatler üzerindeydi.

Ortamın güzelliği o kadar iyi hissettiriyordu ki herkes konuşmak bir muhabbet açmak istiyordu.Samimiyet ve içtenlik salonu sımsıcak etmişti.

"Aile desteği olmadan,ortam yokken üniversite okumak,gelirler giderler.." diyerek iç çekip istemsizce Bayan Park'a baktı.

"..inanın hiçbiri bir evlat beklentisi kadar bizi zorlamadı.Bir çocuğumuz olsun diye artık birbirimizi kırmaya başlıyorduk."

Bayan Park,ortağı olduğu konuyu duyunca yutkunarak anlayışla başını salladı.Konuşmadan duramadı.

"Çok zor,yaşantısı cehennem gibiydi." gözleri Jimin'e döndü.Acı bir tebessümle devam etti.
"..Jimin'i çok bekledik..yedi yılı aşmıştı galiba." derken gözleri telkin etmek için eşinde döndü.Bay Park,o günlerin hüznünü birkez daha yaşamışçasına iç geçirerek onayladı.

Hamile beden,üzgün gözlerle ebeveynlerine baktı.Bunları biliyordu ama şuan hormonlar ve anın hissi nedeniyle görüşü bulanıklaşmıştı.Elindeki kupaya bakıyordu.

"Bizde.." dedi,kırık bir kıkırtı eşliğinde konuştu Bay Jeon.
"..Jungkook'u yıllarca bekledik,her saat diledik."

Eunchae,dudaklarını birbirine bastırarak annesine sarıldığında Jungkook dayanamadı ayaklandı.Duygusallaşmıştı,yılbaşı anıları ona her zaman etki ederdi.

Jimin,bu sahneye karşı burnunu çekerek kasıklarına toplanan acıya rağmen kupayı zigona bırakırken annesine baktı.Dolu gözlerini siliyordu,dayanamayarak elini uzattı.

"Anne.." alt dudağını büzerek onu yanında istedi.Bayan Park,bir saniye bile beklemedi.Huzlıca fincanını bırakıp kalktı ve hassas bir halde duran oğlunun yanına oturarak kollarına sardı.

Kısa beden,annesine sarılıp başını göğsüne yaslarken yanaklarının ıslandığını hissetti.Ardından ıslaklığı silen parmaklar tenine değdi,meyhoş bir gülümeseme dudaklarında belirdi.Aralarına biraz küslük olabilirdi fakat bunu yeni bir yıla taşımak istemiyordu.Barışarak sonlandırmalılardı.Bay Park,ikiliye büyülenmiş şekilde bakarak başını yana yatırdı.Bu manzara ona yetiyordu.

Bir müddet sonra herkes duygusallıktan biraz olsun uzaklaştığında Bay Jeong-Hoon konuyu kapatma aşamasına getirmek için tekrar konuştu.

"Belki bu yüzden Jungkook'un baba olmasına aşırı bir tepki veremedik.Bizim gibi Tanrı'nın bu sınavına tâbii tutulmadı,bazen bu ihtimali düşünüp üzülürdüm."

Jungkook,babasına bakarak gözlerini uzunca kapatıp açtı.Hatırlıyordu,Bay Jeon baba olacağını öğrendiğinde kızmamıştı sadece saklamasına öfkelenmişti.Şimdi anlamlandırıyordu.

Başını çevirerek Jimin'e baktı.Ailelerinin bu konuda aynı kaderi paylaşmaları onların yazgısına etki etmişti.

"Abi fark ettiniz mi.."

Eunchae,göz kenarını silerken tebessüm ediyordu.Dikkatler ona çekilmişti.Jungkook,merakla ona dönerken genç kız gülümseyerek Jimin'e bakıyordu.

"Siz ikiniz dört gözle beklenen çocuklar olmanıza rağmen bebeğiniz hiç beklenmedik bir anda oldu."

Duydukları sözlerle birlikte ikili birbirine bakarak hayatın cilvesine karşı gülümsemişlerdi.

⋆ ˚。⋆୨୧˚

23.23

"Ay,hadi hediyeleşme zamanı~!"

Eunchae,neşeyle yerinden kalkarak şakıdığında koyu sohbetlere nokta konulmuş dipleri görünen fincanlar zigonlara bırakılmıştı.

Herkes ayaklandığı sırada Jungkook,koltuktan destek alarak kalkmaya çalışan bedene ilerlerken iki eliyle onu durdurdu.

"Güzelim,biraz daha oturur musun?Sana bir sürprizim var."

Aile üyelerinin yılbaşı ağacının dibindeki hediye kutularına ilerlemesini fırsat bilerek hevesle konuştuğunda Jimin irdelemeden başıyla onaylayıp oturmaya devam etti.

Sorgulamaya hali yoktu,sancıları yoğunlaşıyordu.Parmakları koltuğun kolçağını sıkıca kavramıştı.Boğumları bembeyazdı,yüzü acıyla kırışıyordu.

Derin nefes alıp vermeye çalışarak etrafına bakındı,gözleri dolu doluydu.Korkuyla kasıldı,hissettiği acı dayanılmazdı.Kasıklarından karnına bıçakla içi yontuluyır gibiydi.

Dudaklarını dişledi,çenesini sıktı.Koltuğa bastırdığı elini karnına koyarak yukarıya doğru destekledi ama acısı giderek yoğunlaştı.

Dayanamadı,dayanacak gücü kalmadı.Sabahtan beri ceremesini çektiği sancılara karşı yenik düşerek acıyla çığlık attı.Herkes telaşla ona dönerken o yalnızca bir kişiye seslenebildi,ilk kez.Adıyla..

"Jungkook!"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro