୨80୧
⋆ ˚。⋆୨୧˚
Son kez yaptığı kombine aynadan detaylı bir şekilde bakarak memnun bir baş sallamasıyla giyinme odasından çıktı Jungkook.
Yatak odasına girdiğinde makyaj aynasının önünde karnından ötürü düzgün eğilemeyen fakat mutlak bir çabayla küpesini takmaya çalışan bedeni gördü.
Türlü türlü duyguların geçtiği belirgin bir gülümsemeyle kollarını bağlayıp beden ağırlığını bir bacağına yükledi.
Aylar önce milyon kişi gelip tek tek hayatının böyle bir dönüme geleceğini bildirseydi gülmekten çenesi tutulur,dudaklarına kramplar saplanırdı.
Kişisel alanlarını paylamaktan nefret ederdi.Ama odası,banyosu,yatağı..her türlü ortak bir hale gelmişti.Bundan tiksinmesi,bunalması,bıkması gerekirdi lakin o kadar memnundu ki büyülendiğini düşünüyordu.
Gözleri Jimin'i baştan aşağı taradı.Bu seçeneğe ihtimal verdi,bir melek tarafından ele geçirilmesi..kaçınılmazdı.Aklının,kalbinin,bedeninin bu kişiye itaat etmesi zihnini zorlamıyordu.Aksine hoşuna gidiyordu.
"Beni duyuyor musun?"
Sarsılarak onu kendine getiren sabırsız güzel bir tınıydı.Birkaç saniye boş bakınıp kollarını çözerek kısa bedene ilerledi.
"Sorun ne?" beklemeden sordu.Derin bir aydınlanmaya daldığını anlamıştı.
"Yardım eder misin,dedim?" dedi,elindeki küpeye bakarak kaldırdı.Küçücük takıya sinirle bakıyordu.
"Evet.." dedi,uzun beden.Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak küpeyi eline aldı.
"..elbette."
Jimin,üzerine eğilen adamla hareketlerinin sıfırlandığı hissetti.Refleksleri donarken,bedeni taş kesildi.Ani yaklaşımı beklemiyordu.
"Asıl sen beni duyuyor musun?"
Jungkook,dudaklarını yumuşak perçemlere sürterek mırıldanırken neredeyse sırıtacaktı.Müstakbel eşinin üzerinde bir etkisi olması onu heveslendirmişti.
"Hm?" başını çevirerek kaldırıp kirpiklerinin altından bayık bayık bakındı.Algılarından kuşkulandı.
"Küpeyi ikinci yere mi takayım?"
Bakışlarını kaçırarak kafasını çevirip ağzının için birkaç homurtuyla onayladı.Kalbinin ritmini bozan,ciğerlerini havasız bırakan,karnını kasan ve midesine yumrular indiren duygulara sıcak bakmıyordu.Özellikle kızının babası olan adama karşı önyargıları henüz tam anlamıyla yıkılmamışken önüne geçmeliydi.
"Oldu."
Onay sesiyle birlikte saçını kulaklarının arkasını tarayan parmaklardan kurtulmak için aynaya doğru eğilerek küpeye baktı.Takıldığını azıcık bile hissetmediği takıyı oynatarak yan döndü.
"Teşekkürler."
Jungkook'un küçük tebessümle karşılık verdi.Aralarındaki tek taraflı mesafeye anlayış gösterdi.Kendisi sebep olmuştu.Kabullenerek kapıyı gösterdi.
"İnelim mi?"
⋆ ˚。⋆୨୧˚
Asansörün kapısı kayarak açıldığında Jimin,tuttuğu nefesini serbest bırakıp can havliyle ileri atıldı.Alışması olağandışı olan inişlerdi.
Yanındaki bedenle birlikte salona yöneldiklerinde girişte aile üyeleriyle yüz yüze geldiler.
"Ne oldu?" merakla konuştu Jungkook,başını çevirip Jimin'e baktı.
"Zilin sesini duymadınız mı?Geldiler."
Eunchae,abisini cevapladığında babaları önde ilerlemeye başladığında Jimin,yutkunarak onları takip etti.
"Asansördeydik." uzun beden,yanına yerleşen kardeşine açıklama yapıp hızını artırarak hamile bedene yetişti.
Döndükleri holden sonra çalışanın kapıyı kapattığını gördüler.Park ailesi içeri girmişti,Bay ve Bayan Park öylece beklerken çocukları kendilerine engel olamayarak malikaneyi inceliyorlardı.
"Hoş geldiniz,tekrardan.." diyerek sıcak bir şekilde Bay Park ile tokalaştı Bay Jeong-Hoon.
"..sizi görmek çok güzel."
"Hoş bulduk,davetiniz için teşekkür ederiz."
Bayan Park,başıyla selam vererek karşılık verdiğinde Bay Junghoon,tebessüm ederek iki eliyle onun elinin sardı.
"Kocaman bir aile olacağız,bu davetler kaynaşmamıza vesile olmalı."
Bay Park,minnetle başını salladığında oğlunun ona doğru gelip sarılmasıyla kocaman gülümseyip kollarına hapsetti.Jungkook,bu sırada saygıyla eğilerek Bayan Park'ı selamladı.
"Büyümüş sanki."
Jimin,babasının geri çekilip karnına bakarak konuşmasıyla gözlerini kaçırıp kızaran yanaklarıyla hayıflandı.
"Baba ya.." utanarak mırıldandı.
Büyükleri bu haline kıkırdarken kardeşlerine tek tek sarılıp özlemini giderdi.Annesine gelince kısa bir duraksama yaşasa bile kollarını açtı.Bu konuyu halletmemişlerdi ama dışarı yansıtmak şuan için ona doğru gelmiyordu.
"Eunchae."
"Garam."
Jungkook,kardeşinin en az kendisi kadar neşeli ve cıvıl cıvıl biriyle tanışmasına sevinirken Subin'in Eunchae'ye hayransı bakışlarını gördü.Alaycı bir şekilde kaşını kaldırdı.
"Hey,küçük adam?"
Subin,gözlerini kocaman açarak ona baktığında Jungkook,göz kırparak anlamaya çalışır gibi çocuğu sıkıştırdı.Küçük beden,utanarak abisinin arkasına geçtiğinde ortamdaki kıkırtılarla Jimin gülerek kardeşini savundu.
"Ya,kardeşime sataşma."
⋆ ˚。⋆୨୧˚
Akşam yemeğinin beraberinde gelen kahve saatiyle iki aile salona geçmişti.Büyükler aralarında ülke içi bir skandalı konuşurken Jungkook arada dahil oluyor gözleri çoğunlukla Jimin'deydi.
Hamile beden,sık sık burnunu kırıştırarak nektarını içiyordu.Erkek kardeşiyle aynı içeceği paylaşıyor olması huysuzlanmasına sebebiyet veriyordu.Herkesten bağımsız sohbet eden genç kızlara bakıp kahve eşliğinde gülerek konuştuklarını görünce iyice mimiklerine tüklenip dudaklarını büzüyor,kaşlarını indiriyordu.
Uzun beden,onun keyfini yerine getirmeyi üstüne vazife kılarak dibinde kalan kahvesini zigona bırakıp fikir belirtmeleri seyrekleşen ebeveynlere konuştu.
"Bebek odasını görmek ister misiniz?"
Hepsinin gözleri heyecanla Jungkook'a dönerken Jimin,kıpır kıpır bir şekilde dikleşip bardağını iki eline alarak alt dudağını ağzının içine çekip merakla ailesine baktı.
"Ay lütfen~!"
Garam,sevinçli sesiyle herkesin ifadesini tercüme ettiğinde salonda ayaklanmalar oldu.Dakikalar içerisinde iki aileyi alabilecek kapasitedeki asansöre binerek yükseldiklerinde Jimin bu sefer gerilmemişti.
"Ah,unuttum.Biraz bekleteceğim.." dedi,Jungkook.
Bebek odasının kapısında duran herkesi durdurup birkaç metre ötesindeki yatak odasının kapısından içeri girerek gmzden kayboldu.Saniyeler sonra elinde beyaz bir yontulma tahtanın olduğu püsküllü bir süs eşyasıyla geri döndüğünde herkes beklentiyle onu izliyordu.Kapının önüne geçerek elindeki özel yaptırdığı süsü küçük çiviye asıp geri çekildi.
Prenses Yeosin,rahatsız edilmek istemiyor.
Büyüklerin tebessümle çocukların mesf olmuş harelerle izlediği abı Jimin,tombul yanaklarını sarkıtarak protesto etme peşindeydi.Fakat sessiz kaldı,pır pır eden yüreğinin çırpınarak çarpan kalbinin aksine..
"Yiaa~.."
"..çok tatlı."
Eunchae ve Garam,hayransı tınıyla tepki koyduklarında Jungkook,Jimin'i belinden yönlendirerek kapının önüne getirip açması için teşvik etti.Kısa beden,seken nefesiyle birlikte kolu indirip kapıyı araladı ve içeri adımladı.
"Aman tanrım.."
"Bayıldım.."
"Her şeyiyle şirin..."
Ardı ardına gelen tepkilerle genç çift iyice kızlarının gelişi için heyecanla dolarken ailelerine odayı tek tek gezdirip anlattılar.Başka zaman olsa bunu gereksiz bulurlardı ama bu taze duygu onları perili bir dünyaya çekiyor gibiydi.
Dakikaların nasıl geçtiğini bilmedikleri hatrı sayılır bir zamandan sonra odadan çıktıklarında Bay Park saatine bakarak konuştu.
"Geç olmuş,biz artık gidelim."
Jimin,anında yüzünü asarken belini saran kolla babasına melül melül baktı.Aksini iddia ettiği kirpiklerinin ardına saklanmış ela harelerindeki reddedilişten belliydi.
"Bugün misafirimiz olun,odalar hazır bile."
Baya Jeon,ikna edici sesiyle samimiyet içerisinde teklifini gerçekleştirdiğinde muhatabı içtenlikle gülümsedi.
"Zahmet olmuş ama gitsek daha iyi olur.Düşündüğünüz için minnettarım."
Jungkook,babasının daha fazla diretmeyeceğini bildiğinden mevzuya katılmak için boğazını temizleyip dikkati üzerine çekti.
"Efendim,biraz vaktiniz var mı?"
Bay Park,anlamamış bir ifadeyle ona bakıp kısa bir düşünmeden sonra başını salladığında oğlunun merakla yanındaki bedene baktığını gördü.Bay Jeong-Hoon eşine yönelik konuştu.
"Hayatım,siz aşağı inin biz Bay Jihun ile bir konu hakkında konuşacağız."
Jungkook,annesinin misafirleri yönlendirerek asansör tarafına götürmesini izlerken belinden tuttuğu bedeni o tarafa yönlendirip tedirginlikle bakan gözlerine güven vererek baktı.
Garam,abisinin koluna girerek koridoru dönüp kaybolduklarında iç çekerek babasıyla birlikte aksine yöne ilerleyen adamın arkasından ilerledi.
Jimin'e etkisi olacak diye aldığı nefesi bile sorgular olmuştu.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro