୨77୧
⋆ ˚。⋆୨୧˚
Jimin,pıtı pıtı kızının odasından çıkıp arkasından gelen bedenin kapıyı kapattığını işittiğinde esneyerek elini ağzına kapattı.
"Ah,dur .."
Jungkook'un tatlı bir telaşla konuşmasıyla hızla ona dönüp baktığında eli hala ağzındaydı.
"..kalbimi içeride unuttum."
Tekrar odaya dönmek için hareketlendiğinde kısa beden istemsizce kıkırdadı.Bunu sevimli bulmuştu.Başını sağa sola saklarken yatağın kenarına çöküp kollarını kaldırarak vücudunu gevşetti.
"Uykun mu var?" uzun beden bulut gibi yumuşak ve hafiflemiş bedeniyle ona doğru süzüldüğünde beyaz tenli başıyla onay verdi.
"Gece pek uyuyamadım." bıkmış bir tınıyla mırıldandı.Hamileliğinin son aylarca katlanılması güç iki etkeni onu usandırmıştı.Uykusuzluk ve lavabo ihtiyacı,her seferinde onu ağlatacak gibiydi.
Jungkook,onun asık suratına bakarak iç çekti.Oldukça memnuniyetsiz ve sınırında duruyordu.Her konuda ona yardım edebilmeyi diledikçe birkaç konu yine kalıyordu.
"Şöyle yapalım,bende pek uyuyamadım.Uçak,araba falan derken hala sarsılıyorum.Biraz uyuyalım mı?"
Jimin,bakışlarını kaldırarak mahçup mahçup ona baktı.Düşünmesine bile gerek olmayan bir soruydu,birkaç dakika bile olsa dinlenmek istiyordu.Üstelik karlı hava görünce bünyesine çöken uyku inanılmaz bağımlılık yapardı.Çocukluğundan beri kış günlerinin üçte ikisini uyuyarak geçirirdi.
"Olur.." diyerek yataktan destek alarak kalmaya çalıştı fakat bu eskisi kadar etkili değildi.Bu nedenle iki elini ayakta dikilen bedene uzattı.
"..rahat bir şeyler giymeliyim."
Jungkook,tombul elleri kavrayarak dikkatle onu kaldırdığında kendine çekerek şiş karnın kaslarına yaslanmasını sağlayıp ellerini minyon bedenin belinin arkasında birleştirdi.
"Ama böyle çok iyi." diyerek sırnaşıp göz kırptı.
Jimin,aldığı temasla havada kalan ellerini zar zor indirmişti.Titreyen göz bebekleri odayı tarayarak iri bademlerle buluşmayı reddetti.Anlık mantığını kavrayabildiğinde ellerini kaldırıp kalıplı bedenin göğüs kaslarına koyarak avuçlarına yerleşmesini sağladı.
"Uyumak için uygun değil." hafif hafif itmek istese bile parmakları kasılıp kasılıp elinim altındaki sertlikleri sıkmak istiyordu.Bakışları ellerinde olduğu için ona üstten bakan beden mimiklerini okuyamıyordu.
"Hmm..yine giy ama.." elleri olduğu yeri usul usul okşarken burnunu siyah tutamlara daldırıp kokusunu içine çekti.Yumuşak,sulu bir şeftaliyi kucaklamıştı adeta.
"Hayır,artık giymem."
Jimin,alnına vuran sıcak nefeslerle buna son vermesi gerektiğini hatırlayıp belindeki ellerin mayıştırıcı hareketlerine rağmen Jungkook'u kendinden uzaklaştırmak için üst bedenine baskı uyguladı.
"Niye?" esmer tenli onu daratmak istemeyerek ellerini çözüp kollarını çekti.O poziyonda ayakta bile uyuyabilirdi.
"Kalan son haftaları rahat giyinerek geçirmek istiyorum." serbest kalan bedeniyle derin bir nefes verip elini karnına koyup okşadı.
"Bir daha giymeyecek misin?"
Hamile beden,aldığı soruyla duraksadı.Başını hafif kaldırıp Jungkook'a baktı.Yakıştırmış olabilirdi ama kendisi bu hale gelmiş bedenini gözler önüne sermeye meraklı değildi.
"Giymeyeceğim,bu önceki aylar için daha olağan bir parça ve hamileliğim bitiyor." dedi,uzun uzun açıklama yaptı.Karşısındaki beden kolay kolay ikna edilecek biri değildi bu yüzden nedenini paylaştı.
"Dert ettiğin konuya bak.." diyerek sırıttı Jungkook.Ardından ona melül melül bakan bedenin tombul yanağından bir makas çaldı.
"..başlatırız bir hamilelik daha."
Jimin,mızmız bir şekilde kaşlarını çatarak ileri atılıp onun koluna ve göğsüne vurmaya başladı.Ciddiye alınmadığı için sinirlenmişti.
"Bir daha asla!" kararlılıkla çığırıp acısız darbelerine devam etti.Bileklerinden tutulup öne doğru çekilmesiyle afalladı.
"Asla,asla deme bebeğim." genzinden gelen dumur edici tınısıyla fısıldadığında karşısındaki bedenin yutkunduğunu gördü.Manipüle girişimleri sıklıkla işe yarardı.
"Ben duşup alıp gelene kadar sen rahat bir şeyler giyersin." mutlak bir sessizlikten sonra teması sona erdirip uzaklaşarak banyoya yöneldi.
Jimin,arkasından bir süre bakınıp derin nefesler alıp verdi.Bu adamla uğramak bazen zor olabiliyordu.
Neyse ki güçlü taraf oydu.
˚⋆ ˚。⋆୨୧˚
Katlayarak kenara koyduğu tuluma ters ters bakıp giyinme odasından çıkmak için adımladı.Bu sırada arkasında bıraktığı odada kapı açılma sesi duydu,uzun bedenin banyodan giyinme odasına geçtiğini anladığında üzerindeki üç parça kıyafeti çıkarıp bir tişört giymesinin tam zamanlı duşa tekamül ettiğini kavradı.
Düşünceleri moralini bozduğunda lavabo ihtiyacını karşılamak için oflayarak diğer kapıya ilerledi.Birkaç dakika süren işinden sonra ellerini yıkayarak tekrar yatak odasına geçti.
Bir an önce uzanıp dinlenme isteğini gerçekleştirmek için yatağın üzerindeki kabanı,ceketi,şapkayı ve eldivenleri uçtaki puf benchin üzerine koydu.
Yorganı kaldırarak dikkatle oturup yavaş yavaş sırtını indirerek yan döndü.Gözlerini kapatıp derin nefesler alıp verme seansını başlattığında üstte duran bacağını kaldırıp belini kıvırdı.
Çıplak bacaklarının yorgandan aldığı serinlikle yayvan bir şekilde gülümseyip yanağını yastığa sürttüğünde ağzı esnemeyle aralandı.
Ellerini yanıbaşında üst üste koyup uykunun tesiri altına girmeyi bekledi.Yavaş yavaş bulanmaya başlayan bilinciyle kapı açılma sesini duydu fakat gözlerini açmaya irade bulamadı.Kısa bir müddet sonra sarsılan yatak ve arkasına yerleşen figürle memnuniyetle uykusuna dalmaya döndü.
Beline dolanan kollar,karnını okşayan eller,ensenine bastırılan burun ve tenine sıcak nefesler gönderek dudaklarla en güzel uykularına geri döndüğünü anlamıştı.Bacaklarını hapseden bacaklarla bir an sorgulasa bile uyku onu ele geçirmişti.Kulağına ulaşan gururlu fısıltıyı işitti lakin karşılık veremedi.
"Rahat denilen parçalar,elbette benim tişörtlerim."
15.36
Karnının altındaki ezici baskıyla yüzünü buruşturarak yumuşak ve derin uykusundan sıyrılan kısa beden gözlerini açıp birkaç kez kırpıştırdı.Lavabo ihtiyacını gidermek amacıyla karnındaki elleri güçlükle çözüp istemeye istemeye bacaklarını sımsıcak tutan yorganı üstünden sıyırdı.
Sayılı sızlanma eşliğinde önce doğrulup sonra ayaklandığında lavaboya ilerledi.Aksi bir ifadeyle büzülmüş yanaklarına eşlik eden dudaklarını sinirle kemirdi.Uykusunun bölünmesinden oldukça rahatsızdı.
İhtiyacı yerine getirmesinin ardından yatağa dönüp eski pozisyonunda saatlerce uyumak en parlak dileği olsa bile aç karnı kocaman bir engeldi.Özellikle rüyasına dadanan yemek,sadece ağzını sulandırıyordu.
Odaya geri döndüğünde Jungkook'un uyanmış olduğunu ve gerinerek sırt üstü yatıp tavanı izlediğini gördü.Yüzünde seyrek bir tebessüm vardı,halinden oldukça mutlu bir profildi.
"Rahat uyudun mu?"
Henüz yatağa ulaşamadan ilgiyle aldığı soruya karşı başını salladı.
"Evet,sen... dinlenebildin mi?" derken duraksamasının sebebi yatağın kenarına hassasiyetle oturmaktı.
"Uyandırmamışımdır umarım?" mahçubiyetle sordu.
"Elbette dinlendim." dedi,net bir şekilde ve sonrası için başını sağa sola salladı.Onu uyandıran Jimin değil ama Jimin'in yokluğuydu.Kollarının altındaki boşluk ve kavisle duran avuçları dolu değildi.Bu yüzden duvardan düşer gibi gözleri aralamıştı.
"Sevindim.." diyerek çekingen bir tavırla mırıldandı.Dilinin ucuna gelen ama dökülmeyen kelimelerle dudak büzüp uzanarak yorganı bacaklarının üstüne çekti.Bu kapanık tavrı uzun bedenin gözünden kaçmadığı için Jungkook endişe ve merak içerisinde doğruldu.
"Sorun ne?Bir şey mi oldu?"
Minyon beden,başını sağa sola sallasa da aksini söylemek istiyordu.Karnındaki gururltular onu ele vermek istercesine yeniden yükselirken omuzlarını düşürdü.
"Açsın sen,niye söylemiyorsun?Hemen mutfağa gidelim." yorganı üstünden atarcasına yataktan kalkıp kısa bedenin olduğu tarafa adeta uçmuştu.
Jimin,omuz silkerek yorgana iyice sarıldı.Açtı fakat mutfaktaki yemekleri yemek istemiyordu.Aklının,midesinin ve karnındaki küçük bebeğinin istediği yemeği diliyordu.
Esmer tenli,anlamayarak duraksadı.Birkaç saniye ayakta dikildi.Sonra yatağın kenarına çöküp kollarını uzatarak güzel çehreyi avuçlarının arasına aldı ve kaldırdı.
"Neden böyle yapıyorsun,aç değil misin?" dedi,cevabını bildiği soruyu sorarak farklı bir taktik denedi.Önce konuşturma çabasına girdi yoksa Jimin çekingenlikten suspus kesilecekti.
"Şey..açım." dedi,kısa beden.Yüzünde gezinen harelere bakmayarak gözlerini indirmeye çalışıyordu.
"Hm..o zaman neden aşağı inmiyoruz?"
Jungkook,onun tatlı suratına atılmamak için neredeyse dişlerini kıracaktı.Kaşınan dişlerini birbirine bastırıyordu.
"Çünkü.." durdu ve alt dudağını büzüp çenesini ileri itti.
"..şuan yapılmış yemekleri canım çekmiyor."
"Öyle mi?Ne yapıldığını biliyor musun?" gülümseyerek sordu uzun beden.Resmen bir teste tâbi tutuluyordu,sabır ve dirayet.
"Hayır." nihayetinde gözlerini kaldırıp iri gözlere baktığında yanaklarına kıvılcımlar düştü.
"Bilmiyorsun ama istemiyorsun?Bu nasıl oluyor?" tebessümünü çatlatan dişlerini göstererek tek kaşını kaldırıp indirdi.
"Çünkü ne istediğimi biliyorum." dedi,Jimin sesi kısıklaşmıştı.Parmakları yüzünü kavramış ellerin bileklerine giderek tutup yavaşça indirdi.
"Peki ne istiyorsun bakalım?"
Jungkook,merakla ona bakınırken sordu.Hala bileklerini tutan parmakları tek tek dişlerinin arasından geçirmek istiyordu.Resmen en küçük temasa içi gidiyordu ancak aldığı cevapla gözleri mutlulukla parladı bedeni heyecanla kasıldı.Bu büyüleyici etkiye bayılmıştı.
"Senin yaptığın Bulgogi."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro