Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

୨72୧

⋆ ˚。⋆୨୧˚

14.56

Jimin,özenle kavradığı portakal suyu bardağına iyice parmaklarını sararken son basamağı çıkmanın rahatlığıyla derin derin soludu.Elini karnına koyarak merdivenlerin başından biraz uzaklaşıp aşağı baktı,hayretle nefes verdi.

"Asansör konusunu bir daha düşünmeliyim." diyerek arkasına dönüp iki gün önce yerleştiği odaya yönelmek için geniş koridoru arkasında bıraktı.

Birkaç holü döndükten sonra odaya ulaşmasına bir koridor kala önünden geçtiği odadan gürültülü bir düşme sesi duydu.

"Ay!"

Sessiz evde bu ses onun irkilmesine sebep olmuştu.Eunchae'nin çığlığıyla panikle etrafına bakınırken hemen yanında duran kapıyla beklemeden tıklattı.

"Gelebilirsin!" genç kızın üzgün sesini anımsadığında kapıyı açarak içeri girdi ve direkt olarak gözleri Eunchae'yi aradı.

"İyi misin?" kapıyı kapattığı sırada irisleri kızın bedenini tarıyordu.Herhangi bir yaralanma ve zede için bunu hızlıca yapıyordu.

"Ben iyiyim.." dedi,yere eğildiği sırada Eunchae.

Jimin,o an bakışlarını indirdiği için yere saçılmış onlarca renkli markerı gördü.

"..ama organizatörüm devrildi." derken ters düşmüş beyaz plastik yapıyı tutup düzelterek yan tarafa koydu ve kalemlerine hüzünle baktı.Tekrar sayısına ve renklerine düzeltmek sıkıcı duruyordu.

"Yardım edebilir miyim?" dedi,ağır ağır olay mahalline yaklaşarak yavaşça dizlerini kırıp oturmayı yeğledi.Dizlerinin üzerine çöktüğünde önce bardağı parkelere koyup sonra oturdu.

"Hayır,yorulmanı istemiyorum.." ilk kalemi bulmak için asık suratıyla kargaşayı karıştırırken hamile bedenin yanına gelip oturduğunu bile fark etmemişti.Gözlerine çarptığında ise anında söylenmişti.
"..ah hayır!Yere oturma serttir,rahat edemezsin."

Eunchae'nin hışımla ayaklanmasıyla başını kaldırarak onu izledi Jimin.Genç kız,yanına gelerek elini uzattı.

"Ben hallederim gerçekten,kalk sen."

Beyaz tenli,bir uzatılan ele birde renkli dağınıklığa bakarak dudak büzüp omuz silkti.

"Yardım etmek istiyorum,canım çok sıkılıyor."

Eunchae,istemsizce dudaklarını yukarı kıvırıp onu inceledi.Abisi evde olmadığı için hak verdi yoksa aksi kaçınılmazdı.Asla sıkılmasına izin vermezdi.

"Aish~Peki bekle.." yenilgiyle giyinme odasına ilerleyip ortamdan çıkınca Jimin zaferle gülümsedi.Zaman öldürmek için ideal bir uğraş bulmuştu.
"..bunun üzerine otur."

Elindeki iki geniş yumuşak minderle içeri girdiği sırada konuştuğunda hamile beden başını sallayarak ona uzatılan bir minderi alıp altına yerleştirdi.Pamuklu yapı onu rahat hissettirmişti.

"Önce hangi renkler ve tonları?" taze bir merakla sorarak eline aldığı sarı kalemi parlak harelerle inceledi ve cevap bekledi.

"Kapağının üzerinde yazan sayıya göre yerleştireceğiz." elindeki lacivert kalemin kapağını göstererek.
"..on beş sütun,yirmi satır var." dedi,bu sefer organizatörü gösterdi.

Jimin,heyecanla kaleminin kapağına bakıp on dokuz sayısını görmesiyle uzanarak markerı ilk satırın sondan ikinci kutusuna koydu.

"Çok zevkli~" dedi,kıkırdarken.Hevesle ileri atılıp bu sefer avucunu -dört tane- kalemlerle doldurdu.

Eunchae,onun bu haline kıkırtısına eşlik ederek tepki verdi.Oldukça sevimli olduğu yetmiyormuş gibi,pamuklu minderin üzerinde karnıyla sevimli duruyor ve mimiklerini kullanarak tepki verip sevimli konuşuyordu.Abisine bolca şans diledi,kriz geçirmemek için buna epeyce ihtiyacı vardı.

Hatrı sayılır geçen dakikalardan sonra marker tutucunun yarısı bile dolmamıştı.Genç kız,bunu bunaltıcı bulurken Jimin ilk saniyesindeki hevesiyle kalemlere atılıyordu.

"Bak,bir satır daha bitti." mutlulukla konuşarak yanındaki bardağı alıp dudaklarına götürürken Eunchae'ye kedi bakışlarıyla bardağın üstünden bakıyordu.İrileştirdiği gözlerinin ortasında pırıl pırıl duran göz bebekleriyle neşesini tasdik ediyordu.

"Harikasın Jiminie~Ama lütfen bu tatlı durma,davranma,konuşma..içim gıdıklanıyor."

Sahte bir tavırla hayıflanarak güldüğünden Jimin,utanarak bardağını bırakıp baş parmağıyla dudağının kenarını sildi.

"Tamam."

Eunchae,ondan duyduğu bir onaylama kalıbını bile şirin bulurken hafif kızaran yanaklarıyla tekrar markerlara atılmasını izledi.

"Bu kadar hevesle yapıyor olman beni endişelendirmeli mi?" şakayla karışık sesiyle sorarken kapak sayısına baktı.

Hamile beden,hafifçe gülerek başını iki yana sallayıp ilk sütununu tamamlamak için son kalemi yerleştirdi.

"Hayır tabii ki.." gülümseyerek gözlerini kırpıştırdı.
"..sadece uzun zaman sonra telefona girmekten,düzenli kıyafetli dağıtıp tekrar düzeltmekten,uzanmaktan veya uyumaktan başka iş yapabildiğim için mutluyum."

"Yaa.." dedi,Eunchae başını yana yatırarak sitem etti.
"..kıyamam ben sana,tabii son iki gündür iyice sıkıldın.Özellikle hiçbir şey yaptırmıyorlar sana."

Annesi ve abisini ima ederek konuştu genç kızın.Tamamlanan bebek odasından sonra Jimin için yapılan oda değişikliği hareketlerini kısıtlamıştı.Gerek merdivenler gerek mesafe hamile beden için cefa kapıları gibiydi.

"Hayır yapıyorum elbet.." dediği sırada tekrar portakal suyundan birkaç yudum içti.Eunchae'nin merakla bakışlarını ona çevirmesiyle güldü.
"Bir sürü katalog ve alışveriş sitesini inceliyorum."

Bununla birlikte genç kız kahkaha atarak öne düşün at kuyruğunu arkaya savurdu.

"Dikkat et hipermetrop olma." gülüşlerinim arasında uyardı.

"Etmeye çalışıyorum." tebessümle omuz silkip yanıt verdi.

Bebek odası için kapı,tavan boyası,duvar kağıtları,dolaplar,beşik katalogları derken Bay Jeon ile günlerini geçirmişti.Tüm bunlarla biteceğini düşünmesi Bay Jeon'un elinde tabletlerle yanına gelmesiyle son bulmuştu.Bu sefer,bebek eşyaları için online alışveriş başlamıştı.En ince ayrıntısına kadar küçükten büyüğe her şey sepete eklenilmişti.

"Peki,abimle nasıl gidiyor?"

Eunchae,fazla özele kaçtığını düşünse bile sorma isteğinin önüne geçememişti.Durumu öğrendiğinden beri elinde olmadan ikiliyi izleyip inceliyordu.Herhangi birisinin mutsuz olması bu ilişki için büyük hasar olurdu.Hele ki ortada bir bebek olması onu hassaslıkla bu konuya itiyordu.

Jimin,soru için biraz düşündü.Bu nedenle zaman kazanmak için bardağını alıp son birkaç yudumun boğazını ıslatmasına izin verdi.

Bir hafta önce evlilik isteğini açık ettikten sonra Jungkook'un ona karşı daha -neredeyse en üst seviye-  yakın davrandığını fark etmişti.Bu sorunun cevabı kendisi için sıradan,mecburi olsa bile bebeğinin babası için önem arz ediyordu.Olumsuz olsaydı aralarındaki duvarlara bir yenisi eklenecekti fakat o duvarlardan bir tanesinin kırılıp yıkıldığını rahatlıkla,çıplak gözle bile anlıyordu.

"Güzel." stabil bir tınıyla konuşup boş bardağı kenara bırakarak markerları dizmeye devam etmeye koyuldu.
"..bu akşam Fransa'ya gidiyor."

"Aman tanrım!" şaşkınlıkla şakıdı genç kız.
"..ciddi misin?Sabah ki olay yüzünden mi?"

Kahvaltı esnasında şirketten gelen haberin herkesi huzursuz edip Bay Jeon ve Jungkook'un evden ayrılmasına ithafen söylendi.

"Evet,bir kısmını çözmüşler ama bir kısmı için yurtdışına gitmek zorunda kalmış." sesi donuklaşmıştı.Bu konunun onu memnun etmediği her açıdan barizdi.

"Anladım,umarım hemen düzelir."

"Umarım."

Ardından sessizleştiler.Büyük odada yalnızca tutucuya yerleştirilen markerların sesi vardı.Bir süre devam eden sessizlik Jimin'in dudağını büzerek küçük itirafıyla bozulup Eunchae'nin kıkırtısı eşliğinde hayransı cıvıldamasıyla devam etti.İlişkileri için endişe etmesi en başından hataydı.

"Biliyor musun?Şimdiden yokluğunu fark ediyorum."

"Çok tatlısın~!"

⋆ ˚。⋆୨୧˚

17.37

Günlük rutinlerinden birine yerine getiriyordu hamile beden.Masaj yağlarıyla huzursuz bir duygu çemberi içerisinde karnını ovuyordu.Tenindeki izler,cildindeki çatlaklar onu hormanların etkisiyle mutlak derecede üzüyordu.Hatta bedenini çok seven biri olarak kahroluyordu.

Aşağı bakan yüzünden ve üzgün ifadesinden ötürü sarkan yanaklarına yandaşlık eden dudaklarıyla ağlama istediğinden kurtulmaya çalışıyordu.Neyse ki açılan kapıyla içeri giren kişi onu kurtarmıştı.

Jungkook,üzerindeki takımın ceketini koluna asmış şekilde odaya adımladığında beyaz tenli atletini indirme fırsatı bile bulamamıştı.

Uzun bedeni ilk defa takım elbise içerisinde görüyordu.Sabah kahvaltı esnasında olan gelişme yüzünden şirkete gitme kararını verip odaya çıkışını hatırlıyordu ama indiğini ve evden çıktığını görememişti.Bay Jeon ile hava almak için bahçeye çıkmıştı.

Şuan ise çok yakıştırmıştı.Takım elbisenin onun için tasarlandığını hatta sadece o giysin diye ortaya çıktığını düşünecekti.Yapılı bedeninde pürüzsüz duruyordu.Saatlerce giyilmesine rağmen en ufak kusur bulunamazdı.

"Nasılsın?" dedi,Jungkook.İri gözleri açık karna kaysa bile ela harelere bakıyordu.Kolundaki ceketi yatağın ucuna koyup kol düğmesini açmaya başlarken kısa bedene ilerledi.

"İyi.." diyerek,mırıldandı.Esmer tenli konuşmasaydı büyük ihtimalle ona bakmaya devam edecekti.Bakışlarını indirerek tenine yağı yedirmeye devam etti.
"İyiyim."

Uzun beden,yatağın yanına dizini kırarak oturduğu sırada diğer kolununda dirseğine kadar beyaz gömleği katlamayı bitirmişti.

"Ben değilim ama." alttan alttan kısa bedenin ifadesini izlerken Jimin'in bakışlarını kaldırıp ona bakmasıyla sessiz kaldı.

"Ne oldu?İş mi?" merakına karışan çok küçük bir telaş olsa da hissettirmedi.

"Hayır.." dedi,keyifsizce Jungkook.Elini kaldırarak şiş karna uzattı.
"..sizi özleyeceğim." baş ve işaret parmağını karnın sol alt kısmına yakın koyduğu anda Jimin'in eli elinin üstünde yer edindi.

"Yağlıdır-"

"Sorun değil."

Kısa bedenin panikle uyarısını kesip umursamazca konuştu.Bu onu kızına ulaşması için durduramazdı.

"Birkaç gün sonra burada olacaksın zaten." dedi,Jimin.Onun kendisine ve bebeğine bağlılığının bir zede görmeyeceğini hissettirmek istedi.

"Birkaç gün.." dedi,Jungkook.Yıldız gibi parlayan irislerini hafif çıkıntıların oluştuğu karından kaldırarak güzel çehreye baktı.
"..söylemesi bir saniye sürüyor ama bu şartlar altında yaşaması bana aylar gibi gelir."

Hamile beden,dudaklarını yana kıvırarak iç karnına tekmeler atan kızının yuvasına baktı.İlk defa -birliktelikleri dışında- çıplak tenini karşısındaki bedene gösteriyordu ve elinin altında eli duruyordu.

"Üstesinden gelirsin,eminim." dedi,güven vererek gözlerini kırpıştırıp istemsizce kemikli elin tersini okşadı.

Belki duvarını yıkan tek kişi Jungkook değildi.

Esmer tenli,beklenmedik şekilde aldığı teselli ve dokunuşlarla mutlulukla gülümsedi.Ön dişleri gerilen dudağının ardından firar etmişti.

"Pekala,bende biraz emin oldum artık."

Beyaz tenlinin rahat bir nefes verdiğini işittiğinde baş parmağının altında hissettiği tekmeyle kıkırdayıp Jimin'e baktı uzun beden.

"Beni özleyecekmiş,öyle söylüyor."

Kısa beden,kaşlarını kaldırarak onu ciddiye almadığını gösteren bir ifade takındı.

"Uydurma."

Jungkook,bu cevaba güldü.Olumsuz düşüncelerinden yavaş yavaş uzaklaşıyordu.Mesafeler önemsizdi,bağlar önemliydi.Alaycıl bir tınıyla dudaklarını öper gibi öne uzatarak konuştuğunda Jimin'in uzanıp pazısına vurmasıyla kahkaha attı.

"Beni çok özle~"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro