Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Özel~4°

155K!🍇

Sope'la geldim🪄Babidibibidibuh🪄

İyi Okumalar 🎶💜

[•]


"Ama seni yerim ben,ham ham ham~"

Hoseok,kucağında zıplata zıplata yanaklarını öptüğü küçük kızla kıkır kıkır gülerek eğlenirken mutfaktan yemek masasına sunum hazırlayan ikiliye aynı soruyu üçüncü kez sordu.

"Artık yardım edebilir miyim?Yabancı mıyım ben,niye kalkmama izin vermiyorsunuz ve kucağıma bir pamuk şeker bırakmışsınız.Ya yersem hm?"

Tek solukta patır patır konuşup sonda yaptığı küçük tehditle Minhae'nin yanağını öperek vakumladı.

Jimin,çatalları yerleştirirken kıkırdayarak başını sağa sola salladı.

"Hyung,otur işte.Hem masayı hazırlamamız için Minhae ile biri ilgilenmeli,bak sana en tatlı işi verdik ve yemeye kıyamazsın."

Söylene söylene mutfağa yöneldiğinde bardakları dizen eşi onu takip etmeden önce sahte bir tehdit savurdu.

"Kızımı her ısırdığında maaşından eksilteceğim hyung."

"Hadi be ordan!"

Hoseok,kahkaha atarak kucağındaki kızın burnunu öptü.Minhae uslu uslu gördüğü ilgiden memnun onun kucağında eğleniyordu.

Eğlenceleri kapı çalana kadardı.

Evde yankılanan zil sesiyle Hoseok beklentiyle mutfak kapısına baktı,ev sahiplerinden bir hareket yoktu.

"Biz açalım mı~" ayaklanarak Minhae'yi hafifçe havaya atıp tuttu.

"..yabancısı mıyız,açarız~" omuzuna yatırdığı bebekle salondan çıkıp kısa hole girerek kapıya adımladı.

"Kim acaba?Kargo mu?" kendi kendine merakla mırıldandı.Misafir kendisiydi ve birilerinin gelmesini beklemiyordu.Sonuçta arkadaşları bunu ondan habersiz yapmazlardı.Yapmazlardı?

Kolu indirerek kapıyı araladığında meraklı harelerini dolduran sülietle şaşkınlık içerisinde dondu.

Öyle ki birkaç saniye sonra şaşkınlığından kapıyı geri kapattı.Minhae başını geri çekip gözleri ve ağzı orantılı açılmış bedene baktı.

"Şa-ka yapı-yorsun." başını çevirip küçük kıza bakarak ağır ağır heceleyerek konuştu.

Minhae kıkırdayarak anlamış gibi başını sağa sola salladı.Sadece uzamış saçları yüzünden ensesi kaşınmıştı.

"Kim gelmiş hyung?"

Jungkook,profesyonel oyunculuğunu kullanarak merakla sorduğunda Hoseok kucağındaki kızı ona verdi.

"Aç ve kendin bak."

Uzun beden sahte şaşkınlığıyla kızını kucağına alarak şakağını öptüğü sırada zil tekrar çaldı.Hoseok koşar adımlarla salona gitti.

İçeri giden arkadaşına bıyık altından sırıtıp kapıdaki misafirini daha fazla bekletmemek adına kapıyı açtı Jungkook.

"Merhaba Yoongi-ah." güler yüzlü bir sevecenlikle konuştu.

"Merhaba Jungkook-shii.." küçük bir gülümsemeyle karşılık verdi Yoongi.Kapıyı iyice aralayıp onu içeri davet eden bedenle başını sallayarak adımladı ve ağzının içinden mırıldandı.
"..galiba gözlerim bozuldu,onu çok düşünüyorum."

Uzun beden onun ne dediğini anlamasa da üzerinde durmadı.Ceketini çıkaran bedene elini uzattı.

"Ben asarım,teşekkürler.Sen kucağında pamuk şekeri tut."

Ceketini vestiyere asarken arkadaşının kucağındaki küçük kıza sevimli bir gummy gülüş verdi.

Minhae,utanarak babasının boynuna gömüldü.

"A-A.." şaşkınlıkla ona baktı Jungkook.

Minhae,babasının nidasıyla başını kaldırıp ona bakmadan yakışıklı tatlı beye baktığında utanarak gülüp iki elini gözlerine kapatarak başını babasının göğsüne koydu.

"..cilve mi yapıyor benim kızım?" şok içinde mırıldandı Jungkook.

Yoongi,gülerek başını salladı.Ona ilk görüşte aşık olan küçük kızın sırtını okşayarak küçük kalbini kabarttı.

Jungkook,tavana bakarak isyan ettiğinde Yoongi güldü ve Minhae'nin tekrar ona bakıp utanarak saklanmasını seyretti.

"Tanrım kızım benim kucağımda başkasına aşık oldu."

[•]

"Hyung,ne oldu?" mutfağa hiddetle giren arkadaşına sahte şaşkınlığı içerisinde sordu.

"Gözlerim bozulmuş.." mırıldanarak bakışlarını ona merakla bakan kısa beden çıkardı Hoseok.Gülümsemeye çalıştı,hatta abartılı bir şekilde güldü.

"Ne olsun canım,yardım etmeye geldim!" neredeyse bağırarak konuşup gülerek Jimin'e yaklaştı.

Kısa beden onun şapşal haline gülmemek için dişlerini birbirine bastırarak başını salladı.

"Pekala..şu içeceği masaya götürür müsün?" gülümseyerek sordu Jimin.Hoseok şaşkın ve gergin olmasaydı o gülümsemenin kapladığı sinsi imayı fark ederdi.

Başını üst üste sallayarak arkadaşını onayladı ve tezgâhtaki içeceği eline aldıktan sonra ani şokun verdiği hissiyatla yutkunup mutfaktan çıktı.

"Huh!Ben bile gerildim.." Jimin,hemen onun arkasından mutfaktan çıkarken yüzünü yelleyip mırıldandı.

Çünkü birazdan gerçekleşecek sahteyi biliyordu.

Ve öyle de oldu.

Hoseok,salona girdiği an gördüğü bedenle yerinde dondu.Nefesi sekti,kalbi coştu.

Ona kitlenerek bakan minyon beden görüşünü istila etmişti,sadece ikisi varmış gibi dakikalar süren saniyelik bakışmaları oldu.Nefesleri düzensizleşti,bacakları titredi,elleri boşaldı.

Eski Hoseok gibi hissediyordu.
Aşık ve aptal.

"Ciddi misiniz?" şaşkınlığını ve heyecanını bastıran bir sinirle konuştu.Gözleri arkadaşları arasında ezici bakışlarla mekik dokurken üstündek bakışları hissediyordu.

Yoongi,ona yoğun ve derin bir özlemle bakıyordu.Şuan kollarının arasına hapsetmemek için kendini zor tutuyordu.

"Sadece iyi olman için yaptık.." Jimin,çekinerek mırıldandı.

Hoseok'un ortaklık anlaşmasından sonra olumsuz ve negatif anlamda ne kadar değiştiğini görebiliyordu.Öyle ki Jungkook'la bile doğru düzgün konuşmayıp ha bire izinlerini kullanarak şirketten ve onlardan uzaklaşıyordu.

Hoseok,alayla gülüp hışımla yan dönerek titreyen ellerindeki içeceği sesli bir şekilde masaya koydu.Sinirliydi,ama bu aptal aşık hallerinden gelen bir sinirdi.Yoongi,bilirdi..o yüzden sessizdi.

"Harika!Şimdi çok iyiyim!Yüzünü bile görmeye tahamül edemediğim eski sevgilim karşımda,ne güzel!"

Yapmacık bir mutluluk barındıran yüksek sesiyle arkadaşlarına fırça çektiğinde şaşıran iki,kırılan bir bedenle ortama gerginlik çökmüştü.

Jungkook,kucağında mızmızlanmaya başlayan kızını hoplatırken gözleriyle orantılı açılmış ağzıyla eşine baktı.Jimin sanki bu seçeneğe ihtimal vermişçesine şaşkınlığını içinde yaşıyor bir arkadaşına birde misafirine bakıyordu.

Yoongi'nin kırıldığını yerde gezinen gözlerinden anlamıştı.Derin bir iç çekerek dudaklarını büktü.

Böylesine sinir ve kırgınlık barındıracak bir ortam oluşacağını düşünmemişti.

Neyse ki bu ortam hemen dağılmıştı.

Minhae'nin ağlamaya başlamasıyla Jungkook,onu susturmaya çalışarak pışpışlayıp omuzuna yatırarak sırtını okşadı.

"Uykusu var.." Jimin,kızının gözlerini ovmasını bahane ederek eşine ilerledi.

Minhae'nin uyku saati değildi ama Jungkook,onu anlamıştı.Başını sallayarak konuştu.

"Uyutmalıyız."

"Evet,tabiki,hemen,kesinlikle,hadi hızlı yürü." eşini ite kalka hızla merdivenlere yönlendirip basamakları neredeyse ikişerli çıkarak salondan ayrıldılar.

Hoseok,on saniye içinde yok olan arkadaşlarına gözlerini belertmiş bakarken yalnız kaldığı bedenin bakışlarını hissettiğinden dudağının içini ısırdı.

"Her neyse...saçmalık." düz sesiyle mırıldanıp yemek masasından uzaklaşarak oturma kısmındaki sehpadan telefonunu aldı ve salondan çıkmaya yeltendi.

"Hala aynısın.."

Minyon bedenin kışkırtıcı sesiyle mırıldanmasıyla arkasının dönük olmasından istifade ederek gözlerini devirerek kapatık sinirle soludu.

"Hadi ya!" çığırarak hışımla arkasını dönüp eski sevgilisine baktı.

"..nasılmışım Bay ben çok bilirim?" imayla karşılık verdi.

Yoongi,yan bir sırıtmayala ona doğru yürüdü ve birkaç adımlık mesafeyi sıfıra indirdi.

Hoseok,onun ifadesine hayranlıkla bakmamak için lanetler yağdırırken göğsünü adeta döven kalbi ona hiç yardımcı olmuyordu.

"Dikbaşlı ve inatçısın..insanlar senin için çabalarken sen hep bardağın boş tarafına bakacak kadar bencilsin.."

İşittiği sözler hançer misali kalbine saplanarak kırdı esmer tenliyi.Hayal kırıklığıyla dolan hareleri kamaşmıştı.

"Belki evet belki hayır?Ne yani?Şimdi o insanlardan biri olduğunu mu savunacaksın?"

Sesinin titremesi için dişlerini birbirine bastırarak konuştu Hoseok.Yumruklarını ne zamandan beri sıktığını bilmiyordu ama bileklerine giren kramplar onu bilgilendirmişti.

"Öyleyim..sende bunu çok iyi biliyorsun.Sadece senin için çabaladım,bizim için." ikna edici bir tınıyla konuşuyordu Yoongi.

Gerçi karşısında yıllardır ulaşamadığı her yazdığı hesaptan engel yediği inadın ta kendisi olan eski sevgilisi varken ne kadar ikna edici konuşabilirdi ki?

Alayla dişlerinin arasından güldü Hoseok.Tıslar gibi nefes verip başını eğerek burnunun yan tarafını kazıdı.

"Beni terk edip Daegu'da bırakarak mı!Seul'de staj görüp ünlü bir idol olarak mı!Hemde peşinden bile gelemeyeceğim bir durumda olduğumu bile bile!Çok sağol Yoongi,ne güzel çabalamışsın bak tekrar kinle doldum çok teşekkürler!Aynen,aynen çabalamaya devam!"

Yanaklarına bir bir düşen yaşlarla çığırdı Hoseok.İçini boşalttı,dertlerini ortaya döktü.

Yoksul bir ailenin tek oğluydu o.Babası hasta annesi kız kardeşlerine bakacak kadar meşgulken o bir yandan okuyup bir yandan gece geç saatlere kadar çalışan bir gençti.Tek dayanağı,güç kaynağı ise Min Yoongi'ydi.

Ta ki ilişkilerinin beşinci yılında geri döneceğine söz verip hayallerinin peşinden giden sevgilisiyle darmadağın olup yerle bir olarak yıkılana kadar.

Yoongi,karşısında içli içli ağlayan aşık olduğu adamın gözlerindeki acıları ve ağırlığı görüyordu.Suçlulukla soludu,pişmandı.

"Geri dönecektim,söz verdim sana-"

"Öyle olmuyor Yoongi!Hayat senin geri dönmeni bekleyeceğim seçenekler sunmadı bana!Babamı kaybettim ben!Kız kardeşime araba çarptı öldü!Annem sinir krizleri ve depresyonla psikolojik çöküşe girerek hastanelere yatırıldı!Şuan çocukluk travmalarından dolayı okullarına odaklanamayan iki kız kardeşime bakıyorum ben!Ne kadar zor biliyor musun!Tüm bunları yaşarken seni mi bekleyecektim!Ben miyim bencil!"

Dinledikçe dolan gözleri eşliğinde bulanık görüşüyle şaşkınlık içerisinde ona bakıyordu Yoongi,boğazı düğümlenmişti kalbi atmayı bırakmış gibi bedenini soğuk bir ürperti sarmıştı.

Hoseok,deli gibi çığırarak ona tüm kinini döktü.Acı canını o kadar yakıyordu ki ne sözlerini titredi be kelimeleri kırıldı,saf bir kin dilinden dökülüyordu.

"Ama işte a-aptalım ben.." burnunu çekti.Sesi titredi çünkü kinine aşk karıştı.

Gözleri sessizce ağlayan minyon bedenin gözlerine kitlendi.Omuzları çöktü elleri çaresizce iki yana düşerek sallandı.

"O kadar aptalım ki..sırf sana yakın olabilirmek için bilgim bile olmasa bu mesleği seçtim...şuna bak ne kadar bencilim ben,inatçının önde gideniyim,dikbaşlının tekiymişim.." yanaklarını tembelce silerek karşısındaki minyon bedenin sözlerine atıfta bulundu.

Yoongi,düşünmeden ileri atılıp onu kollarına hapsetti.İtileceği düşüncesiyle kollarını sıkıca sevdiğine sardı.

Peki onun psikolojisi,babasını ve kardeşini kaybetmesinin ardından annesini ruhen kaybetmesi?Sırtına binen kardeşlerinin yükü,okuması,çalışması...Yoongi bu düüncelerle dayanamayıp ona sarıldı.

Bilmiyordu ki Hoseok'un destekleyici huzurlu bir sarılmaya adeta muhtaç olduğunu..

"Özür dilerim..biliyorum aptalca bir kelime ama çok özür dilerim.." fısıldayarak onun saçlarını öptü Yoongi.

Hoseok,başını onun göğsüne koymuş güçsüzce ağlıyordu.Bir zamanlar dayanağı olan bir gummy gülüşü bile güç kaynağı olan adamın göğsünde çaresizce güçsüz bir şekilde ağlıyordu.

Ne yapabilirdi?Gücü Min Yoongi'ydi.

Saçlarına bırakılan yumuşak öpücükler,sırtını teselliyle okşayan okşayan sıcak eller,şakağına bastırılan yumuşak dudaklar...bunlara muhtaç ve açtı.

Mayışmış gibi hissetti,iki yanında fütursuzca duran kollarını kaldırıp sevdiği adamın beline dolayarak ona sığındı.

"Gi-gitme..." ağlayarak fısıldadı.Sesinde yalvarış vardı.

".bir daha as-asla gitme."

Yoongi buruk bir tebessümle onu daha sıkı sardı.Kalbi mutlulukla göğsünde çırpındı,heyecan vücudunu sararak tüy gibi hafifletti.

"Asla gitmeyeceğim.." tüm güvenini sesine vererek fısıldadı.

Hoseok başını başını geri çekerek sulu gözleriyle ona baktı.Yoongi,ağır ağır eğilip aşık olduğu kalp şekilli dudakları ince dudaklarına hapsetmeden önce fısıldadı.

"..yemin olsun,bir daha asla gitmeyeceğim bitanem."

[•]

"

Of...çok üzüldü..çok kötü hissediyorum.."

Jimin,yatak odalarının ortasında sıkıntıyla konuşup volta atarken mırıldanıyordu.İçini kaplamış olan büyük bir suçluluk ve tedirginlik vardı.

"Güzelim..üzme artık kendini.Bence aralarında ne varsa yüzleşmeleri gerekiyordu,sende bunu sağladın aksine çok iyi hissetmelisin.."

Jungkook,yatağa yatırdığı kızıyla oynarken eşini iyi hissettirmeye çalıştı.Ama pek işe yaradığı söylenemezdi.

Jimin,birkaç saniye onun yüzüne baktıktan sonra oflayarak yan dönüp tırnaklarıyla alt dudağını kazıya kazıya tedirginliğine devam etti.

"Ya artık bizimle konuşmazsa?Küserse?Jungkook biz ne yaparız!" ağlamaklı sesiyle eşine dönüp korku içinde konuştu.

Çığlak karnına imce dudaklarını bastırıp hava vererek komik sesler çıkaran babasına gülmekten kırılan Minhae bile irkilerek ona baktı.

Jungkook,iç çekip doğruldu ve eşine adımladı.Kollarını ince bele dolayarak ellerini kısa bedenin arkasında birleştirdi.

"Aşkım öyle bir şey olmaz,kafanda kurmayı ve kendini telaşlandırmayı bırakır mısın?"

Jimin,gözlerini iri bademlerden alıp dudaklarını yana bükerek başını onun göğsüne yan yasladı.

"Ama Kook-"

"Aması yok bebeğim,aşağıdaki konuşma iyi veya kötü bitse bile sonuç olarak bitecek ve aralarında mesele bitecek.Emin ol bu günden sonra daha iyi olacaklar,ya birlikte ya da farklı yerlerde.."

Jimin,biraz rahatlayarak gözlerini kapattı.Eşi haklıydı.İkilinin aralarındaki meseleyi halletmeleri gerekiyordu,buna her ne kadar beklenmedik bir karşılaşma sebep olsa da başka yolu olmayacaktı.

Çünkü ne Yoongi,eski sevgilisine ulaşacaktı ne de Hoseok içinde aşkını bastıran öfkeyle onu kabul edecekti.

Bu yüzden Jimin,onlara en büyük iyiliği yapmıştı.

Yatak odalarının kapısının alınmasından sonra gelen alaylı sesle bunu çok iyi anlamışlardı.Şaşkınlıkla birbirlerinden ayrılıp sevinçle kıkırdamışlardı.

"Nerede bu ev sahipleri ya!Aç aç bekliyoruz burada!Ohoo bunlar zor gelir,Yoongi biz yemeğimizi yiyip gidelim."

İyi niyet her zaman iyilik getirir.Er ya da geç..

[•]

Yalan,iyi niyet bazen tokat gibi çarpıyor vallah,iyilik yap denize at.

Olm kendini yalanlayan tek yazarım kdkdkdkdk

Neyse,çoksel upuuuuuzun bir bölümdü,yorumcuklarınızı bekliyorum🍷

Okuduğunuz için teşekkür ederim🎶💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro