Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

20


Yeni bölümümüzle geldimm!!!

Umarım bölümü beğenirsiniz ♥️

~~~~

"Kalın kıyafetler al Jungkook. Bırak o tişörtleri" dudaklarını büzerek bana bir bakış atmış ardından tişörtleri bırakarak sweatlerine yönelmişti. Yarın sabah Jeju'ya gitmek için yola çıkacaktık. Jungkook'un omzu artık iyiydi. Hyungum artık rahatça hareket ettirmesine izin veriyordu ama ağrısı olursa da hastaneye gelmemizi istemişti. Benim valizimi hazırlamış şimdi de Jungkook'un valizini hazırlıyorduk ama aşkım sürekli tişörtlere yapışıyordu.

"Ben de hazırım artık yatıp uyuyabiliriz" ellerini çırparak bana dönünce sevimliliğine dayanamamış güzelce öpmüştüm o kiraz dudaklarından. Hoşuna gittiği gerilen dudaklarımdan belli oluyordu. "Hadi yatalım o zaman bir tanem"

Önce ben yatağa girmiş onun da girmesi için yorganı kaldırmıştım. Hızlıca yanıma girip yorgana sıkıca sarılmıştı. "Teyung" duyduğum hitap ile gözlerim irileşmiş bakışlarım hızla onu bulmuştu. Beynim kısa bir error verse de konuşmayı başarabilmiştim.  "Efendim balım?"

"Yine boynunda yatabilir miyim?" İri gözleri boncuk bomcuk bakarken hayır diyecek olsam bile diyemezdim. "Yatabilirsin tabii güzelim o nasıl laf öyle?" Gülümseyerek boynuma doğru sokulmuş elleriylede belime sarılmıştı. Bende kafamı saçlarına doğru çevirmiş çilek kokusunun geldiği kabarık saçlara burnumu bastırmıştım. Bir elim de onun belindeydi.

- - - - - -

Beraber uyandığımız güzel sabahı Jungkook'un heyecanlı sesleri dolduruyordu. "Hadi Teyung! Daha hızlı! Çok heyecanlıyım!" Çocuk gibi evin içinde koşuşturan bu koca adamı gerçekten çok seviyordum. Nefes nefes kalmış bedenini kendime çekmiş yüzünün her tarafına öpücükler kondurmuştum. "Balım benim, sakin ol. Şimdi yolsa çıkacağız zaten. Hemen yordun kendini şu hale bak" dudak büzerek cevap vermişti. Ah onun bu alışkanlığı beni mahvediyordu. "Ama Teyung çok heyecanlandım" son kez saçlarından öpmüş el ele arabaya doğru adımlamıştık.

- - - - -

Yolculuk boyunca gerçekten eğelenmiştik. Arabayı dönüşümlü kullanmış arada şarkı söylemiş sohbet etmiştik. Sonunda Jeju'ya vardığımızda ise doğruca otele geçmiştik.

Zaten sabah çıkmıştık ama artık akşam olmuştu. Büyük ihtimalle otelin yemek saatini de kaçırmıştık.

Arabayı otelin otoparkına park edip arabadan indim. Jungkook arkadaki eşyalarımızı toplarken ben de valizleri bagajdan çıkarmıştım.

Jungkook da yanıma gelince beraber otele geçmiştik. Bebeğim buraları çok merak ettiği için gözleri fıldır fıldır etrafta dolanıyordu. Otele girip girişimizi yaptıktan sonra arkadaşımın bizim için ayırdığı en üst kattaki odamıza çıkmıştık. Bu katta bizden başka bir kişi daha vardı sadece.

Oda kartını okutup açılan kapı ile hızlıca içeriye girmiştik. En üst kattaki odaları daha önce hiç görmemiştim ve gerçekten muhteşemdi. Jungkook da şaşkınca etrafa bakmış ardından odamızı dolaşmaya başlamıştı. Ben de valizleri koyup yanına gitmiştim. "Jungkook'um" heyecanlı bakışları bana dönmüştü. "Dışarıya çıkıp yiyecek bişeyler alalım aç aç uyumayalım" başıyla beni onaylamış ardından boynuma atılmıştı. "Taehyung seni gerçekten çok seviyorum. Çok ama çok seviyorum hatta" bunları duyduğa o kadar mutlu olmuştum ki kalbim hızla çarpıyordu. Sevgilim etkisi böyleydi işte. Sıkıca belinden tutmuş ardından onu yerden havalandırarak kendi etrafımda dönmeye başlamıştım. Kahkahaları odaya yayılıyor benim de gülmemi sağlıyordu. "TAEHYUNG! TAMAM DUR LÜTFEN!" Kahkahalarının arasından soluk soluğa konuşmuştu. Benim de başım döndüğü için durmuştum ben de. Nefes nefese birbirimize bakarken tekrardan gülmeye başlamıştık. Delirmiştik herhalde bunu açıklayacak başka bişey bulamıyordum.

- - - - -

Jungkook ile bu saatte sadece 7/24 açık olan bir ramenci bulabilmiştik. Aslında fena bir yerde de değildi. Otel denize yakın olduğundan manzaramız denize bakıyordu. Burası da demize daha yakındı ve dalga sesleri kulaklarımıza vuruyordu. Bize doğru esen rüzgar deniz kokusunu da yanında getiriyordu.

Ramenlerimizi yedikten sonra biraz yürüyüş yapmış yorgun olduğumuz için odamıza geri dönmüştük.

- - - - - -

"Taehyung bugün çokça gezelim tamam mı?" Ona gülümsemiş başımla onaylamıştım. "Seni çok güzel yerlere götüreceğim ama önce buradaki arkadaşlarıma bir uğrasak olur mu?"

"Tamam olur. Hem ben de buradaki çevrenle tanışmış olurum"

Önce otelin sahibi olan Yugyeom'un yanına gitmiştik ve beni kıskandıran bir olay yaşanmıştı. Jungkook ile Yugyeom orta okuldan arkadaş çıkmışlardı ve benden daha samimi olmuştu Yugyeom ile. Şu an ise koyu bir sohbetin ortasındalardı. Taa ki odaya beklemediğimiz bir kişi girene kadar.

Giren kızı ben ya da Jungkook tanımıyordu ama Yugyeom'un onu görünce yüzü sinirle kasılmıştı. "Ne işin var burada Eunji?"  Adının Eunji olduğunu öğrendiğim kız Jungkook ile birleşik olan ellerimize bakmış yüzünde buruk bir tebessüm olmuştu. "Taehyung'u göreyim demiştim" bakışları beni bulunca ben şaşkınca kıza bakıyordum. "Pardon ama sizi tanımıyorum"  Jungkook ile bakışlarımız buluşunca onunda kafası karışık görünüyordu. "Sen beni hiçbir zaman fark etmedin zaten Taehyung. Şimdi de yanında bir ile gelmişsin"  Jungkook'un avucumdaki eli sıklaşmıştı. Kaşlarımı çatarak sert bir ses tonuyla konuşmuştum. "Öncelikle yanımdaki adam benim sevgilim. İkinci olarak seni bir yerde gördüğümü ya da tanıştığımızı hatırlamıyorum"  tekrar buruk bir şekilde gülmüştü. "İlk okuldan beri senden hoşlanıyordum ama senin hiçbir zaman dikkatini çekememiştim. Şimdi ise belki bir şansım olur diye gelmiştim ama görüyorum ki ilgi alanına giremezmişim zaten" Jungkook'un sert soluk alışverişlerini duyuyordum. Onu sakinleştirmek için elinin üstünü okşamaya başladım. "Senin hislerine karşılık vermeyeceğimi anlaman güzel. Umarım bizim yanımıza bir daha bu konuyu konuşmak için gelmezsin" sesim benim isteğim dışında sert çıkıyordu. Sinirlenmiş hissediyordum. Zaten daha yeni bir krizi atlatmışken bir daha benzer bir olayı ne sevgilimin psikolojisi ne de ben kaldırabilirdim. "Görüşürüz Taehyung" cevap verme gereği duymadan bakışlarımı Jungkook'a çevirmiştim. Gözlerini kapatmış alnını ovalıyordu. Yugyeom dan izin isteyip oradan ayrılmıştık. Arabayı sakin bir yere sürmüş bakışlarım Jungkook'u bulmuştu. Aklıma abimin dediği şeyler geliyor endişeleniyordum. Jungkook'un bu olaydan sonra evinde yalnız kalmaya korkar olmuştu. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da beni evde kısa bir zaman bulamayınca aşırı şekilde panik oluyordu. Geçen gün onunla bu konu hakkında konuşmuştum. Başka takıntılı bir hayranım yok. Böyle bir şeyi bir daha yaşamayacaksın balım demiştim ama şimdi büyük ihtimalle Eunji onu azıcık tetiklemişti.

Elimle kucağında duran ellerinden birini kavradım. Bakışları böylece beni bulmuştu. "Korkma balım. Ben buradayım. Hem o kız bu işin peşinde değil sanırsam. Öyle olsaydı Seul'da da beni bulurdu değil mi?" Ona bunları açıkladıkça rahatladığını görebiliyordum. Ama bu yalnız kalma korkusunu geçirmemişti bunu da biliyordum. Abimin dediği gibi bir psikoloğa görünse daha iyi olabilirdi. Bunu Jungkook ile konuşacaktım ama önce tatilimizi güzelce geçirmeliydik değil mi?

~~~

Gecikmeden dolayı özür dilerim

Okullar açılacak bu yüzden evde ufak bir karışıklık hakim. Kurs saatlerimi felan ayarlamam gerekiyor. Bu yüzden biraz geciktim.

30'a kadar uzatmamı isteyen sizdiniz azıcık daha olay olsun yani değil mi? Yazacağım on bölüm de boş geçmesin yanii 😈

Diğer bölüm görüşürüz ✌️


•Leo🦁

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro