1x7
Bölümün Cast'i
Zoella Sugg / Mucize Çizgi
Emily Rudd / Melodi Okur
Bethany Mota / İlham Melek
Chrissy Costanza / Lena Vieline
Jodelle Ferland / Amnesia "Amnezyalı" Harold Madness
Zara Larsson / Glace Etfeu
Claire Holt / Wanda Barnes
Amanda Seyfried / Avery Downey
İan Somerhalder / Ahmet Pozan
Melodi ve Avery, kasanın başındaydı, Melodi, ayakta, kendini öne eğmiş şekilde kasayı inceliyordu ve sürekli soru soruyordu, "Bu ne işe yarıyor? Peki bu?" Avery ise bilgisayarın başında hikaye yazmaya çalışıyordu. Melodi'nin sürekli sorup durduğu sorular ise aklını karıştırıp duruyordu, "Bu soruları sormayı ne zaman keseceksin acaba? Düşünmemi engelliyorsun. Burada kaç aydır ilk bölümünü yazmaya çalıştığım bir kurgu var. Acaba yardımcı olmak ister misin?"
Melodi, bunu duyduğuna çok sevinmiş bir şekilde kollarını kaldırdı, "Tabii ki! Ne yapmam gerekiyor." Avery, gözlerini kapatıp aklındaki kurguyu bir daha gözden geçirdi, ardından gözlerini açıp tekrardan parlak, beyaz ekrana baktı, "Sadece oturup susman yeter." Melodi onun yanındaki sandalyeye oturdu, "Tamam, sana çok fazla yardımcı olacağıma emin olabilirsin. Ben Mucize'ye de sürekli yardım ediyorum, o da aynı senin gibi sürekli hayran kurgusu yazıyor. Ama o hiç bir zaman aylarca bir giriş yazmak için düşünmedi," Melodi bu şekilde konuşmayı sürdürürken Avery kafasını ona çevirip sert bir bakış attı, Melodi ise onun bakışından korkup sustu.
Avery, onun sustuğunu görünce şirin güler yüzünü yeniden takındı ve diz üstü bilgisayarından yazmaya çalıştığı hikayesine geri döndü. Onlar kurgu yazmaya çalışırken, Mucize, Amnesia ve Wanda çizgi romanları inceliyordu. Glace ise merdivenlere oturmuş telefon görüşmesi yapıyordu.
Üç kızın yan yana dizilmiş onlarca cildi incelemesi tabi ki sessiz olacak bir şey değildi. Sevdikleri kahramanın her bir cildini gördüklerinde aralarından biri bağırıyordu. "Aman Tanrım! Hawkeye cildi mi bu? Hemde Marvel Now olanı, Aman Tanrım! Ağağağağa."
Amnesia hemen elini kaldırıp rafın en üst kısmında duran çizgi roman cildini aldı ve içine bakmaya başladı, bakarken gördüğü çizimlere çığlık atmadan duramadı, "Ağağağa! İnanamıyorum! Clint! Clinton'ım benim!"
Wanda, Amnesia'nın omzunun üstünden kafasını uzatmış çizimlere bakıyordu, "Gerçekten de çizimler çok başarılı. Bence bunu almalısın Amnesia, sonra da bana vermelisin." Mucize, onların konuşmasını duydu ve elindeki cildi aldığı yere bırakıp onların yanına geldi, aynı sayfalara bakmaya başladılar, Mucize'de çizimleri görünce etkilendi, "Çizimler... Çok başarılı, ayrıcana hikayede Clint var. İnanamıyorum... Clint... Çizgi romanda..."
İlham, rafa yaslanmış uzaktan onları izliyordu, "Sonuçta Clint çizgi roman kahramanı ve bu da bir çizgi roman. Oldukça normal değil mi?" Amnesia ise elindeki çizgi romanı, sanki bir oyuncak ayıymış gibi sıkmaya başladı, "Hayır, onu demek istemedim. Clintciğim bir çizgi romanda ve bu çizgi roman benim değil."
Wanda, onun lafını tamamladı, "Henüz değil. Bence hemen satın almalısın." Amnesia, hemen elini pantolonunun cebine attı ve parasını çıkardı. Cebinde olan toplam para miktarı beş Dolar elli Cent idi. On iki dolara daha ihtiyacı vardı. Gözleri hemen Wanda'ya kaydı ve gülümsedi, "Wandacığım, canım arkadaşım benim. Hatırlıyor musun yıllar önce ben sana bir sosisli almıştım."
WandaBarnes ise kafasını hayır anlamında salladı, "Hayır almamıştın, ben mi kaçırdım." Amnesia elindeki cildi döndürmeye başladı, onu hipnotize etmeyi umuyordu, "Bak burada Hawkeye çizgi romanı var, istediğini biliyorum." Wanda onun amacını anlamıştı, "Hayır, ne yazık ki bende de para yok, Amnezyalı."
İçten içe kırılmıştı fangirl olan kız, elinde tuttuğu mütişli çizgi romana bakıyordu, onu alamayacak olmanın verdiği acı ise bambaşkaydı. İlham'a döndü, "Acaba bunu beş dolara verebilir misiniz bana?" İlham, yaslanırken, doğruldu, bir kaç adım atıp yaklaştı, kollarını iki yana açtı, "Bize gelişi beş dolar zaten. Yani bu bedavaya vermek gibi bir şey olur."
Amnesia, elindeki paranın tamamını uzattı, "Bende elli Cent daha var ama. Elli Cent kara girmek istemez misin?" İlham, Amnesia'nın yüzüne baktı. Kendini şirinleştirmeye çalışıyordu, İlham ise öyle numaraları yiyecek bir kız değildi, yine de kızın çabasından dolayı ona acıdı, "Beş dolara indiremesem de, onu sana on dolara verebilirim. Bir yerden para bulup tamamlarsan olur."
Bu konuşmayı duyan Mucize, Eva'nın ona öğrettiği en önemli derslerden birini hatırladı. O yüzden de onların yanına gitti, cebinden beş dolar banknot çıkardı ve ona uzattı, "Al, paranı tamamlaman konusunda yardımcı olayım."
Çizgi romanı elinde tutan kız, eline sıkıştırılan kağıt parayı görünce duygulandı. "Mucize... Sen ciddi misin? Ayyy, yerim seni ya. Gerçekten çok teşekkür ederim." Mucizeye sarıldı Amnesia, fakat sarılırken biraz fazla sıktı ve kızı nefessiz bıraktı. Mucize, nefesinin kesildiğini fark edince çırpınmaya başladı, "Amnesia, Amnesia, nefes... Alamıyorum." Amnesia, kızı nefessiz bıraktığını fark edince hemen kollarını geri çekti, "Kusura bakma, heyecandan biraz fazla sıkmış olabilirim."
Mucize, tekrar nefes almaya çalışırken öksürdü, "Sadece biraz sıktın evet. Hemde birazcık, çok az, gerçekten."
İlham, onların bu yardımlaşmasını görünce gözleri yaşaracak gibi oldu, fakat gözündeki göz yaşı aniden kayboldu. Gözünün yaşardığını fark edince, hemen arkaya geçip lavaboya gitti.
Wanda, Mucize'yi omzundan dürttü, "Peki senin ne kadar paran kaldı, sen bir şey almak istersen ve paran yetmezse ne olacak." Mucize, gülümseyerek yanıt verdi, "Ama Amnesia almış olacak, daha önemlisi var mı? Biz bütün Marvellover'lar olarak bir aile değil miyiz?"
"Evet öyleyiz." Wanda'nın gözleri bunu derken hala Scarlet Witch çizgi romanlarındaydı. Tam İlham'a bir soru soracaktı ki, İlham'ın orada olmadığını fark etti ve bunu hemen diğerlerine de haber etti, "İlham nerede kızlar." Diğer iki kızda İlham'ın durduğu yere baktı ama göremediler.
"Belki işi çıkmıştır, neyse, bir şey mi soracaktın ona."
Wanda, hunharca Scarlet Witch ciltlerini karıştırıyordu, "Ya burada Winter Witch çizgi romanı var mı diye soracaktım. Kesin vardır da burada göremedim." Avery, kurgusunu yazmaya devam ederken Wanda'yı durdu ve hemen onların olduğu bölüme gitti.
Avery, üçlünün yanına geldi ve hemen yardımcı oldu, "Winterwitch'ler burada, aşağı kısımda. Sadece çizgi roman değil, hayran kurguları basıp normal kitap olarak da satıyoruz. Mesela marvelismarvel'ın Scarlet Passion'ı normal kitap olarak orada duruyor, aynı şekilde EukalHawkguy'ın Lost Pieces'ı da normal kitap olarak raflarımızda satışta."
Wanda, bu duyduğunu anlamakta zorlandı. Çünkü daha önce duymadığı bir şeydi, "İnternetteki hayran kurguları mı basıyorsunuz. Peki bunlar satılınca yazara ne kadar para gidiyor." Avery, kısa bir cevapla, "Yarı yarıya," dedi.
Başının ağır ağır salladı Wanda Barnes, tam o sırada Amnesia lafa girdi, "Peki bu güzel hanım kızımızın Red'i de basıldı mı? Lütfen evet de?" Avery, gözlerini yukarı dikerek düşündü, "Sanırım Ahmet onu da basacağı hakkında bir şeyler söyledi ama tam olarak emin değilim. Ona sormam gerecek. Yine de basılacağı zaman biz yazarlara haber veriyoruz. En azından ben veriyorum, işlerimden biri de bu sayılır."
Melodi, uzaktan lafa atladı, "Hayran kurguları normal kitap olarak basmak mı? Dostum bu çok havalı, neden kimse daha önce böyle bir şey yapmadı ki?" Melodi'ye cevabı en iyi dostu olan kız Mucize verdi, "Çünkü hiç kimse Ahmet'in düşünce tarzına sahip değil, sanırım. Cevap bu, değil mi?"
Avery başını sallarken bir yandan da gülümsedi.
Bir Süre Sonra
Şehrin ıssız ara sokaklarına girdi sarışın bir kız. Üstünde mor bir elbise vardı. Yüzünde ise hafif bir makyaj yapılıydı. Ara sokağın sonuna doğru gitti, çıkmaz sokaktı, sonuna kadar gittikten sonra el çantasını açtı ve içinden telefonu çıkardı, isim listesinden en üstte duran ismi seçip aradı.
Telefonu saçıyla kulağı arasına koydu ve açmasını bekledi, telefon dört saniye çaldıktan sonra, açıldı. Kız, onun bir şey demesini beklemeden direk lafa girdi, "Ahmet, buluşma yerine geldim, ama sen yoksun. Bana geleceğini söylemiştin,"
Hattın öbür ucundaki adam ise kızı çok şaşırtacak bir şey söyledi, "Ben zaten geldim, Avery." Bunu demesiyle kız etrafına bakındı ama tek o vardı, çevrede başka kimse yoktu, hatta canlı olan tek o vardı, hayvanlardan bile bir iz yoktu.
Etrafına bakınmıştı fakat onu görememişti, "Ahmet, bayağı burada yoksun, niye yalan söylüyorsun." Avery, sokağın çıkmaz duvarına bakarken, yandaki binanın penceresinden aşağı Ahmet atladı ve Avery'nin arkasına, iki ayağının üstüne düştü. Arkasından bir ses geldiğini duyunca arkasını döndü ve Ahmet'i gördü.
Arkasına döner dönmez onu gördüğü için irkildi. Onu korkuttuğu için ise omzuna canını acıtmayacak şekilde vurdu, "Niye korkutuyorsun beni? Başka biri sandım, çantamdan biber gazını çıkartacaktım az kalsın."
Ahmet, elindeki biber gazını kızın gözleri önünde salladı, "Bundan mı bahsediyorsun?" Onun o kadar hızlı olamayacağına kendini inandırmaya çalışan kız, çantasında biber gazını bulamayınca sessizce küfür etti.
Biber gazını tekrar kıza verdi, sol gözündeki göz bandını gösterdi, "Bu olmasa belki derdim ama gözümde bir bilgisayar dururken, benden habersiz biber gazı taşman hiç de kolay değil Avery." Kız, bu konunun kapanmasını istedi ve başını sağ, sola salladı, "Tamam, tamam. Konumuza gelelim. Mucize arkadaşları ile kaynaştı, en azından Amnesia ve Wanda ile yakın arkadaş oldu gibiler. Uzaktan öyle görünüyor, fakat şu an ne yapıyorlar bilemiyorum."
Ellerini beline koydu adam, yerdeki ufak su birikintisine baktı. Çamurlu su birikintisine, "İyi, Mucize'nin mutlu olması beni de mutlu eder. Bu sıralar biraz meşgulüm. Marvel Ahaline çok fazla gelemeyeceğim sanırım."
Avery, bıkkınlıkla saçını üfledi, "Yine şu Shield işleri mi?" Elini, adamın sakalına koydu, "Artık şu Shield işlerini bıraksan da beraber olabilsek. Yapacağımız onca şey var." Kızın yine aynı konuya geleceğini anladı. Fakat Ahmet'in o konuda tek bir cevabı vardı, yine aynı şeyi söyledi.
"Shield'ın bana ihtiyacı var. Nick artık direktör değil, direktör benim Avery." Kızın kafasını iki elinin arasına aldı, "Elbet bir gün bu işler bitecek Avery, sonrada ilk işim hayallerimizi gerçekleştirmek olacak. Ama şimdilik, Shield'ın, bana ihtiyacı var."
"Benimde sana ihtiyacım var, dostum."
Ahmet, onun ona olan bağını gördükçe mutlu oluyordu, Avery, Burak'tan sonra gelen en yakın dostuydu. Kızın saçlarının uçlarına baktı, "Saçlarını düzleştirmiyorsun artık sanırım. Neyse, gözlerini kapa, sana bir şey vereceğim."
Adamın dediğini direk yaptı ve gözlerini kapadı, onun yapacağı şeyi bekledi ama bir şey olmadı, "Ahmet, ne oldu?" Meraktan çatladı ve gözlerini açtı, Ahmet ortalıkta yoktu. "Yine mi?" diyerek mırıldandı ve geldiği yere doğru döndü. Ahmet ise binaların birinin çatısına çıkmış Avery'i izliyordu. Telefonu çaldı, ekranına bakmadan açtı ve kulağına götürerek, "Geliyorum," dedi ve karşı tarafın yüzüne kapadı.
-------------------------
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro