Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1x3

Bölüm Cast'i

Zoe Sugg / Mucize Çizgi

İan Somerhalder / Ahmet Pozan

Emily Rudd / Melodi Okur

Diğer Roller

Ariadne Artiles / Eva Rosewell

Mucize, annesi ile beraber salona geldi. Ahşap parkeye attığı her adımda, merakına biraz daha yenik düşüyordu. Melodi'nin bu kadar kısa bir süre içinde gelmiş olması imkansızdı. Kimin gelmiş olabileceğini düşünemiyordu. Sarı renge boyanmış soğuk duvara elini koydu ve elini  duvarın üstünde sürterek yoluna devam etti. 

Odasından çıkmış olduktan sonra, girmiş olduğu dar koridor, salona gelince sonlandı. Çok da büyük olmayan bir salondu. Ortasında küçük bir yer masası, masanın iki yanında da üçlü koltuk vardı. Televizyon ise koridorun olduğu taraftaki duvara sabitlenmişti.

Mucize ve annesi, salona geldiği zaman kız, bir adam gördü, adam ayakta sırtı dönük bekliyordu. Mucize, tepkilerini saklayamayan bir olduğu için direk sordu, "Bu adamda kim?" Bunu duyan adam, arkasına döndü ve kız ile göz göze geldi. 

Adam Mucize'ye baktığı zaman gözleri yaşaracak gibi olmuştu, "Mucize, bu sen misin?" Kız, esprili ve rahat bir tip olduğu için, "Eğer şirin, tatlı ve güzel kız olan Mucize'yi arıyorsan, o benim evet de, peki sen kimsin?" Adam, ona kim olduğunu sorduğunu görünce, daha da üzüldü, kızın arkasındaki annesine baktı, gözleriyle soru sordu adeta.

Kızın arkasında duran annesi de, hayır anlamında başını salladı. Mucize, sorusuna cevap alamayınca tekrarladı "Sen kimsin ve neden az sonra ağlayarak bana sarılacak gibi duruyorsun." Karşısında duran, tamamen siyah giyinmiş olan, saçları dağınık ve kirli sakallı olan adam, direk kızın üstüne atladı ve sarıldı.

Sarıldıktan sonra kızın sorusuna cevap verdi, "Ben Ahmet Pozan. Annenin en yakın arkadaşlarından biriyim, zamanında annenin bana oldukça büyük yardımları dokunmuştu, ziyarete geleyim dedim." Mucize, annesine döndü ve gözleriyle Ahmet'i gösterdi, "Bu adamı sen daha önceden tanıyor muydun gerçekten." Annesi, evet anlamında başını salladı. Mucize, olabilecek en saçma olasılığı sordu "Öz babam değil, değil mi?"

Bunu duyunca hem Ahmet, hemde annesi olan Eva güldü "Hayır kızım, Ahmet senin baban değil. İşi Star Wars'a çevirme lütfen. O sadece benim bir arkadaşım." Mucize, adı Ahmet olan bu adamı merak etmişti, özellikle soy adının neden bu kadar havalı olduğunu özellikle merak etmişti.

Ahmet, Mucizeye sarılmayı bıraktıktan sonra, bir kaç adım geriye çekildi ve koridorda birini daha gördü. Aslında var olmayan birini gördü. Ardından gözleri büyüdü korkusu yüzünden adamın. Çünkü koridorda gördüğü kişi, yıllar önce Mucize'nin geçirdiği kazada ölen sevgilisiydi. 

Mucize, Ahmet'in neden koridora hayalet görmüş gibi baktığını merak edip, o da arkasını döndü. Orada sadece kendi hayali arkadaşını gördü. Ama nedense hayali arkadaşı ve Ahmet bakışıyorlardı. Kısa bir bakışmadan sonra, Ahmet kendini silkeledi ve tekrar kıza odaklandı. Elini, kızın yanağına koydu "Sen şimdi odana geri dönsen. Ben annenle özel bir konu konuşacağım da."

Mucize, garipsedi, her ne kadar adamın annesine ne diyeceğini merak etse de, odasında kalmanın daha mantıklı olacağına karar verdi, "Tamam ben odama geçeyim siz özel ne konuşacaksanız konuşun. Ama geldiğimde sadece konuşuyor olun tamam mı?"

Kız bunu dedikten sonra gülerek içeri gitti. Eva ve Ahmet yalnız kalınca, adam hemen lafa girdi "Eva, arkadaşları ne durumda peki? Kaç arkadaşı var?" Eva, gözlerini yukarı dikti ve düşündü, "Sanırım, bir kaç tane çok yakın olduğu arkadaşı var."

Ahmet, arkadaşı olduğunu duyunca rahatladı, onun tek başına içine kapanık bir hayat sürmesinden korkuyordu çünkü, "En azından beraber feels geçireceği arkadaşları var. Ama seninle benim gibi gece yarılarından sabahlara kadar dizi izlemiyorlardır değil mi? O zamanlarda sen ne feels geçiriyordun be yanımda."

Eva, sinirlendiği için ufak bir yumruk attı adamın omzuna, "Punisher'ın kostümünü gördüğünde verdiğin ilk tepkiyi asla unutmam, Ahmet." O anıları tekrar hatırladı Ahmet, bir gülme geldi içinden. Çünkü Eva haklıydı, beraber Daredevil ikinci sezonu izlerken Punisher'ın kostümü ilk defa ekrana çıktığı zaman çok komik şeyler olmuştu.

Gülüp eğlendikten sonra, saatine baktı ve geç kaldığını fark etti, "Eva, benim gitmem gerek geç kaldım. Mucizeye iyi bak tamam mı?" Eva'da, iyi bakacağına dair başını evet anlamında salladı. Ahmet bunu görünce gülümsedi ve kızın elini tutarak, elini havaya kaldırdı ve öptü "Kalkanellanamevagülwell. Annelerin annesi, anneler gününde bir daha geleceğimden emin olabilirsin." 

Ardından kapıya yöneldi ve arkasına bakmadan hemen çıktı. Eva, bir süre kapıya baka kalmış olsa da, kendine geldi ve kızının odasına bakmak istedi. Koridora girip odayı açtığında ise karşılaştığı manzara karşısında güldü "Mucize ne yapıyorsun sen?"

Mucize, yere oturmuş ve karşısındaki büyük, Sebastian Stan posterine bakıp patlamış mısır yiyordu. Annesi içeriye bir adım attı, "Benim bildiğim patlamış mısır film izlerken yenir." Mucize, arkasına döndü ve kulaklığını çıkardı "Efendim anne... Ha bu olay mı? Hemen açıklayayım. Anne baksana çok yakışıklı değil miiii? Resmen film gibi adam valla. Oturup saatlerce onu izleyebilirim."

Annesi, kızın omzundan sarkan kulaklığı gördü, "Umarım o dinlediğin şey Sebastian'ın sesi değildir." Mucize, aceleyle kulaklığı pembe pijamasının cebine sıkıştırdı "Olur mu canım. Ben hiç öyle bir şey yapacak bir kız mıyım?" Mucize bunu derken, yanlışlıkla kulaklığı telefonundan çıkardı ve ses hoparlörden gelmeye başladı.

Gelen ses Sebastian Stan'in bir röportaj kaydıydı. Eva bunu görünce elini, alnına vurdu. Mucize, hemen telefonunu cebinden çıkarmaya çalıştı, bir yandan kayıt oynamaya devam ediyordu. Mucize, telaşla telefonunu çıkardı ve kayıtı kapattı. Ardından Eva'ya baktı.

O sırada odanın öbür yanında Mucize'nin hayali arkadaşı ona doğru bağırdı "Zaa, yakalandı zaa!" Mucize, göz ucuyla odanın öbür tarafına baktı. Annesi ise Ahmet'in ona dediğini hatırladı

"Fan girl'lüğüne asla laf etme."

Ondan sonra "İyi eğlenceler," dedi, kızına karşı gülümsedi ve kapıyı kapattı. Mucize, odada yalnız kaldığını görünce, kulaklığını geri taktı ve patlamış mısırını yiyerek feels geçirmeye devam etti.

Mucize, bir süre boyunca Sebastian posterine baktıktan sonra, telefonu çalmaya başladı yine. Hızla ayağa kalktı ve yatağa atlayıp, telefonu eline aldı. Telefona "Alo?" diyerek cevap verdi, kimin aradığına bakmadan hızlıca açmıştı çünkü.

"Benim ben," dedi bir kız sesi. Mucize bu sesi tanıdı. En yakın arkadaşı olan Melodi'nin sesiydi. "Ne oldu Melodi, bir sorun mu var?" Melodi ise ona bir sorun olmadığını söyledi "Hayır tabi ki, sadece gelirken kaç tane Marvel filmi getireyim onu sormak istemiştim."

Mucize'nin suratı asıldı, çünkü arkadaşı onun koleksiyonunu unutmuştu, "Sen benim müthiş Marvel filmi koleksiyonu mu unutun mu acaba Melodi hanım?" Telefonun öbür ucundaki kız, bu soruyu soracağını bildiği için hemen cevap verdi "Hayır olduğunu biliyorum... Aslında bilmiyordum, unutmuşum kusura bakma. Tamam gelirken bir şey getirmem"

Mucize, yatağına uzandı, "Hayır getireceksin, unuttun mu? Once Upon A Time'ın bütün sezonlarını içeren DVD setini getirecektin." Melodi, böyle bir şeyi daha önce ona söylediğini hatırlamadı. "Mucizeyteytoşkom, ben sana öyle bir şey demedim ki" Mucize, yatağına uzanmış dinlenirken, "Evet söylemedim, şimdi söylüyorum. Gelince görüşürüz," deyip telefonu kapadı.

Melodi, acele acele koştururken, elindeki dvd kutularını ve resim dosyalarını zor tutuyordu.  Hepsini üst üst koymuş olmasından görüşü kapanmıştı ve önünü göremiyordu. Yolun kenarındaki kaldırımdan yürürken, önünü görmediği için bir adamla çarpıştı ve yere düştü.

O yere düşünce, elindeki her şeyi yere düşürmüş oldu. Karşısındaki adam, kızı düşürdüğünü görünce, büyük bir utanç ile "Özür dilerim bayan, iyi misiniz?" Yere düşen Melodi, gülmeye başladı, "Sorun yok. Ben gayet iyiyim, sen elimdekilere bir şey olmaması için dua et. Eğer bu setboxlara bir şey olursa Mucize beni gebertir."

Adam, Mucize ismini duyunca eğildi, "Mucize mi? Sen onun arkadaşı mısın?" Eğildi ve Melodi ile göz göze geldi. Melodi, fark etti ki, adamın sol gözünde göz bandı vardı. Asker olduğunu düşündü adamın. Neden olduğunu sormak istedi fakat utancından soramadı. Adam ise Mucize ismini duyunca, tepkileri ve davranışı tamamen değiştir Melodi'ye karşı.

"Demek Mucize'nin arkadaşısın. Ben onun annesinin dostlarından, Ahmet Pozan." Adam elini uzattı. Melodi'de elini tuttu ve ayağa kalktı, "Annesinin dostu mu? Sanki sizin isminizi daha önce duymuştum." Ahmet orada az da olsa ego kastı "Duymamış olman mümkün değil zaten. Yaklaşık yıllar boyunca adı efsaneleşmiş bir çizgi roman dükkanım var. Eva ile de orada tanışmıştım zaten."

Melodi, çizgi roman dükkanını duyunca sevinçten sıçradı, Ahmet'in yakasına yapıştı ve dibine kadar geldi, "Çizgi roman! Aman Tanrııııım! Hangileri var. HANGİLERİ!" Ahmet, sakinliğini koruyarak, Melodi'nin elini tuttu ve kendi üzerinden çekti, "Hangileri yok ki. İstersen bir ara uğra, işte kartım."

Ahmet, Melodi'ye bir kart uzattı. Melodi kartı alıp üzerindeki yazıyı okudu. Dükkan'ın ismi Marvel Ahali idi. Sadece Marvel ile alakalı şeyler vardı. Melodi, bunu duyduğuna çok sevindi, "Size sarılabilir miyim?" Ahmet, kızın mavi gözlerine baktı, eski hatırladığı birini gördü. Eski dostlarından birini.

Hatırlaması en tatlı acı olan dostunu

"Tabi ki Zeh... Gerçek adın neydi senin." Ahmet, bunu söylememiş olmayı diledi. Melodi ise, konuşurken lafını şaşırmış olmasına çok bakmadı, "Benim adım Melodi. Memnun oldum." Ardından Ahmet eğildi ve yerdeki kutuları ile dosyaları verdi, "Allah bilir bu dosyaların içinde ünlülerin resimleri vardır, feels geçirmek için."

Ahmet, klasör dosyaları ve dvd kutularını kıza uzattı, "Tanıştığıma memnun oldum Melodi. Arkadaşın Mucize ile gelmeyi unutma sakın." Melodi, gülümesi ve kartı şortunun cebine koydu "Emin olun ki geleceğiz. Bizim için önceden bir şeyler ayırın." Ahmet, kızın fangirl'lük seviyesini sevmişti, "Ayıracağıma emin olabilirsiniz."

Ardından vedalaştılar ve farklı yollara gittiler. Melodi, Ahmet ile tanıştığını Mucize'ye anlatmak için.


----------------------------------

.kirmizibasliklilady'nin tavsiyesi ile bölümleri kısa tutuyorum bu arada haberiniz olsun. Aslında her bölüm 2000 kelime olacaktı ama hikayenin daha geniş kitlelere yayılmasını istediğim için birazcık kısa tutmaya çalışmaya karar verdim. Okurken sıkılan arkadaşlarımız da okusun diye. 

Bu hikayeyi Wattpad'deki bütün fangirl'lerin okumasını istiyorum. İçimden bir ses her ne kadar okuyacaklarını söylese de, emin olamıyorum. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro