Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Planlar, Planlar.

TEOG bitti, hikaye geri geldi. WUW!

Petra

Zilin çalması ile tatlı saati için yemekhaneye indik. OOTS'un katılacağı mezuniyet partisine sayılı gün kalmıştı ve Olivia gerçekten bizi Ellegaard'a karşı olan sevgisi ve övgüleriyle boğuyordu. Anlaşılan şu an da o zamanlardan biriydi. Çikolata rengi gözlerini Axel ve Lukas arasında dolaştırıyor, heyecanla mezuniyet gecesinin hayatımıza ne kadar eğlence ve macera katacağından bahsediyordu Olivia. Yüzde elli hakkı da vardı, macera yaşayacağımız kesindi. Başımı tek elimde dinlendirerek boşluk ile göz göze geldim, konuşulanlar pek umrumda değildi. Dün olanları hatırladıkça içim içimi yemeye başlıyordu. Tabi, Jesse'ye onu anladığımı ve herhangi bir soru yöneltmeyeceğimi söyledim ancak merakım hat safadaydı. Yine de onu zorlayacak değildim, düşüncelerimi aklımdan silmeye çalışarak kazağımın boyunluk kısmını elimle tutup çekiştirdim ve supanglemden bir kaşık aldım. Sanırım bazı şeyleri fazla kafaya takıyordum. Hiç bitmeyecek gibi geçen bu dakikaların ardından eve gitme vakti sonunda gelmişti. Çantamı toparlayıp ayağa kalktım ki Lukas hepimizi Lunapark'a gitmeye davet etti. Geçen sefer şişe çevirmece buluşmasına gittiğim zamanı hatırladım, ayrıca bugün iki tane testim vardı ve aşırı yorulmuştum, dolayısıyla teklifi kibarca geri çevirdim. Jesse ve Jessica da gelemeyeceğini belirttiler, geri kalan üçlü ise onayladı ve yola koyuldular.

Daha önce de belirttiğim gibi mezuniyete sayılı gün kalmıştı ve aklımda deli sorular vardı. Ne giyeceğimden tutun da Gabriel ile karşılaşırsam ne yapacağıma kadar ince ince düşünüyordum. En önemlisi ise dans etmem gerektiğinde ne yapacağım? Bu işlerin hiç bana göre olmamasının yanı sıra bir partnerim de yoktu. Hadi ama, hiç yoktan yere Jesse'yi dansa mı kaldırayım? Okuldaki oğlanlardan birinin mutlaka teklif edeceğini biliyordum ancak kendimi rezil etmek gibi bir niyetim yok, cidden. Yol boyunca tüm bunları düşündüm, ancak o gün olacakları bilseydim bu kadar kafa yormazdım. Bir kaç gün aynı bu şekilde geçti, uzun zamandan sonra aksiyonsuz bir hafta geçiriyordum. Jesse ile ilgili de, okul ile ilgili de, diğerleri ile ilgili de. Her şey normaldi diyebilirim. Ne yazık ki bu günler mezuniyete kadar sürecekti.

*BİR HAFTA SONRA*

''Ona en iyi gökyüzü mavisi yakışır, ortasına da bir kurdele kondurursan tamamdır!''

''Saçmalama Jess, Petra'dan bahsediyoruz! Yandan Perçemli, sade siyah bir elbise ve bam. Tam olarak onu anlatır. Sade siyah asaletini, perçem cesaretini çok net gösterir.''

Olivia ve Jess'in bana ne yakışacağını konuşup durmaları gerçekten içimi baymaya başlamıştı, orjinal kıyafetlerimle ortaya çıkasım gelmedi değil, ancak böyle arkadaşlarım varken bunun imkansız olduğunun farkındaydım. Ve yalan söylemeyeceğim, her ne kadar umrumda olmasa da o gün güzel görünmek istiyordum.

''Bakın, gerçekten bu kadar abartmanıza gerek yok. Altı üstü bir giyecek!'' düşüncelerimi dışa vurdum. Ancak ikisinin buna karşı çıkması uzun sürmedi. Bir süre bu şekilde tartıştıktan sonra mutlak kötü durum ile karşı karşıya kaldım.

''O zaman hangimizinkini giymek istediğine sen karar ver.''

''Bu işlerde hiç iyi olmadığımı biliyorsun 'Liv.''

''Augh, seçim yapmaktan nefret ederim. Ancak bu sefer Olivia haklı, seç beğen al Petra.''

Kısa bir süre düşündüm, seçim yapmayı sevmezdim ancak bu da hayatın bir parçasıydı. Dürüst olmak gerekirse, siyah en sevdiğim 3 renkten biri. Maviyi de seviyorum ancak koyu tonlarda, ve siyah kadar değil. Olivia'nın seçimi kulağıma daha mantıklı geliyordu, ancak bunu dersem Jess'in ters düşeceği fikrine kapılmadan edemedim. Ve o an aklımda bir fikir dolaştı. Jesse ve Jessica ikiz olduklarından dolayı zevkleri çok yakındı, biliyorum. Bu yüzden aklıma gelen ilk soruyu sordum, sanırım Jesse'ye güzel görünmek istiyordum.

''Jessica, sen siyahı mı daha çok seversin maviyi mi?''

''Yeşili desem?''

''Sadece seç.''

''Peki. Siyah, ancak bu bir şey fark etmez, sana mavi daha iyi olur.''

Karar resmi olarak alındı, Olivia'nın seçimi ile gidiyordum.

''Üzgünüm Jess, ancak siyah oyunu kazandı.''

Jess'in sinirleneceğini düşünmüştüm, neyse ki yanılmışım. ''Siz öyle diyorsanız öyledir.'' diyerek konuyu kapattı.  Bugünden itibaren mezuniyete 25 saatimiz kalmıştı, şu an akşamın onuydu ve yarın parti onbirde başlayacaktı. Bir süre Olivia ve Jess'in makyaj guruluğunu dinleyerek eziyet çektikten sonra saat geç olmaya başladı ve kızları evlerine uğurladım. Aklımda dolanan onca sorunun silinmesi için ihtiyacım olan uykuya hazırlandım, ve yavaşça gözlerimi kapadım. 

------------------------------------------------------------

Bu bölüm amma kısaydı, farkındayım. Hala sınav sonrası stresi yaşıyorum :D Ancak güvenin bana, diğer bölümde bu hatayı bomba bir şekilde telafi edeceğim. Boi!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro