Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.6

"Yakaladım, yakaladım, yakaladım..." Lively paytak adımlarla ve heyecandan kahkahakalar atarak kaçan bebeğini yüzündeki kocaman gülümsemeyle ve hemen bir adım gerisinden dikkatle takip ediyordu.

Tony elindeki havluya saçlarını kurulayarak koridorda ilerlerken duyduğu keyifli sesler ile gülümsemesi büyüdü. Söylenen temiz kıyafetleri bulamadığında, banyodan bağırarak kızları rahatsız etmediği için çok memnundu; üzerinde tişört olmamasına ve çıkardığı pis pantalonu giyiyor olmasına rağmen.

Odaya giriş yaptığında birkaç adım önünde kendisine doğru gelmekte olan bebeği gördü. Hiçbir yerden destek almadan ayakta duran bebeği görünce, gözlerine dolmaya başlayan yaşlara inat yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Yürüyor!" diye coşkuyla yükseldi sesi.

"Neredeyse on gündür."

"Ne!?" Tony şaşkın gözlerini bir an Lively'ye çevirdikten sonra tekrar yerdeki bebeğe döndü. Diz çöktü ve kollarını iki yana açtı. "Gel bakalım prenses!" dedi.

Elindeki nemli havlu çoktan unutulmuş yeri boylamıştı, hatta üstünde bir şey olmadığını bile unutmuştu. Küçük bebeğin adımlarını görmek istiyordu.

Maria, Tony tarafından kucaklama için çağırıldığını çabuk fark etti. Baktığı parlak ark reaktörden çekti gözlerini. Çoğunlukla meraktan, biraz da ürkerek, elinin biri ağzında; adamın coşkulu çağırmasına dengesiz adımlarla yavaşça yürüdü.

Attığı her adımda Tony'nin kendisine söylediği sözlerle heyecanı artıyor gibi hızını arttırıyordu.

Lively ikilinin etkileşimini çok sevimli bulduğu için sessizce uzaktan izledi. Tony'nin son dakika dengesini kaybeden bebeği hiç bozuntuya vermeden yakalamasını heyecanla havaya fırlatmasını (burada bir an kalbi durdu sanki ve korkuyla histerik bir ses çıkardı) izledi.

"Evet biz artık yürüyoruz." dedi Lively, kalbinde çiçekler açıyormuş gibi bir his yaşarken. Yine adam kendisine bakmıyor, Maria ile ilgileniyordu; onu yüzüne bir sürü öpücük koyuyor, sakallarıyla gıdıklıyor ve onun tepkisine gülüyordu.

Lively birkaç adım atarak kendisine üstsüz adama yaklaştı. "Neden tişört giym- Tony ağlıyor musun sen?" diye bir anda sorusunu değiştirdi.

Kendisine doğru dönmeyen adama yaklaştığında gözlerinde parlayan yaşları gördü. Tony, Lively'nin yaklaştığını yeni farketmişti. "Kesinlikle hayır" dedi. Sağ kolu ile bebeği tutarken sol eliyle bir çırpıda gözlerindeki yaşları sildi.

"Neden bahsettiğini bile bilmiyorum."

Lively gülümsemeyle kendisine dönen adama önce şaşkınlıkla baksa da sonra gülümsedi. Yavaşça parmak uçlarında yükseldikten sonra yanağına ufak bir öpücük kondurdu.

"Peki neden üstsüz olduğunu söyleyecek misin?"

"Dediğin yerdeki kıyafetleri bulamadım, giydiğim pantalon da kirli olan." dedi bacağını göstererek.

"Onu neden giydin peki,..?"

"Beni çıplak görmeyi bu kadar çok istediğini bilmiyordum." diye kadının konuşmasına devam etmesine izin vermeden araya girdi.

Lively onun haylaz gülümsemesiyle söylediği söylediği cümleyle bıkkın bir bakış attı. "Kıyafetleri benden isteyebilirdin, diyecektim. Eğer konuşmama izin verseydin."

Tony keyifle kıkırdadı. Kucağındaki Maria'yı, ondan almak için uzanan annesine engel oldu.

Kendisine şaşkınlık bakan kadına, "Şu an ten tene temas sağlıyoruz. Ebeveynler ile bebek arasında bağ kuran şeyler bunlar." dedi. Tam annesi altını temizlediği ve üstünü değiştirmek istediği sırada yaramazlık yapmaya karar verdiği için Maria da altındaki bez haricinde bir şey giymiyordu.

Lively'nin kaşları daha da havalandı. "Ebeveyn derken, anne ve baba gibi mi demek istiyorsun? Nereden biliyorsun sen ten temasını, bağlantısını falan?" Son cümlesinde yüzüne saklamaya çalıştığı bir gülümseme yerleşti.

"Happy'yi aradım kıyafet için, zaten beni de yerleşkeye geri götürmesi gerekiyor dün arabasız geldim." diye konuyu değiştirdi, onun sorusunu duymamış gibi yaptı.

Sonunda kadına baktığında onun yine de güldüğünü gördü.  Tony bunu alay gibi algılayıp bozulmuştu ama bir anda kadından duyduğu "Çok tatlısın" iltifatıyla afalladı.

Lively aralarında mesafe bırakmayacak kadar yaklaştı. Tony onun beline memnuniyetle kolunu doladı ve sıkıca sarıldı, Lively istemeden de olsa (kesinlikle istemediğinden değil) adamın çıplak göğsüne yaslanmış oldu.

Birkaç kararsız saniyeden sonra kolundan birini adamın omzuna yaslarken, diğeriyle onun kucağında bulunan bebeğinin üzerine koydu.

Tony gözlerinin içine bakan kadına gülümsemeden edemedi. Utandığını biliyordu; gözlerindeki o ürkek ifade vardı ve yanakları da çoktan kızarmıştı.

Tony dayanamıyordu. Yavaş gitmesi gerektiğini biliyordu ama yine de bir öpücük için kadına doğru usulca yaklaşama girişiminde bulundu. Onun da kendisine karşılık olarak yaklaştığını gördüğünde dudaklarında küçük bir gülümseme oluştu.

İkili birbirinin dudaklarına bakarak öpücük için usulca birbirlerine yaklaşırken, bir anda çalan kapı zili ile kadın durdu ve geri çekildi.

"Happy'dir, bekler." dedi Tony, uzaklaşan kadını geri çekmek isteyerek.

"Çok ayıp Tony!" diye hemen karşı çıktı Lively. Onun kolundan çıkmak için adamı ikna etmeye çalışıyordu.

"Happy anlayışlıdır, ayıp falan olmaz."

Lively kendisini bırakmakta direnen adamın yanağına bir buse kondurdu ve kolundan sıyrılarak çıktı. Tony hayal kırıklığı ile gözlerini kapattı.

Derin bir nefes alıp gözlerini açtığında Maria'nın dikkatle kendisini izlediğini görüp gülümsedi.

"Merhaba hanımefendi ben Happy, Bay Sta-.. Tony!"

Kapıda kendisini Lively'ye tanıtmaya çalışan Happy Tony'yi bulduğu durumdan dolayı şaşırmıştı.

Son birkaç haftadır Tony, labaratuvarından çıkmayı reddettiği için bütün ihtiyaçlarını karşılamak için kendisini arıyordu. Rhodey'in görevde olduğu günlerde ise ölmediğinden emin olmak için kontrol ediyordu, eski dostunu.

Birkaç dakika önce kendisini arayarak yerleşke dışına bir yere, ara mahallelerden bir eve kıyafet istediğinde şaşırsa da; beklediği şey kesinlikle böyle bir şey değildi.

"Ah Happy. O çantalar benim mi? Hadi elimizdekileri değiş tokuş yapalım."

Tony adamın elindeki kağıt çantaları aldıktan sonra kucağındaki bebeği de onun ellerine tutuşturdu.

Happy şaşkınlıkla gerçekten sadece ellerinde, yüzü hizasında ve kol mesafesinde tuttuğu bebeğe bakakaldı. Lively şaşkın adama gülmemek için dudaklarını ısırdı, tam bebeğini ondan almak için hareketlenecekken Tony de kafasını poşetlerden kaldırıp korumasını gördü.

"Hap!" dedi kaşlarını çatarak. "Çocuğu düzgün tut."

"Ş-şey pardon." dedi Happy tutuşunu düzelterek. "Ben onu şimdi ne yapayım?"

"Ben en iyisi kızımı alayım. Biz giyinmek için odamıza geçiyoruz." dedi Tony'ye, Lively. Ardından Happy'ye döndü. "Tanıştığımıza memnun oldum Bay Happy. Görüşmek üzere."

"Onu ne yapayım?" arkadaşını tekrar ettikten sonra bir kahkaha attı Tony.

"Onlar kim Tony?" diye sordu Happy merakla. Ardından yüzü bir aydınlanmayla parladı. "Şu magazinlerde bahsettikleri kadın ve bebek! Çocuğun olduğunu iddia ediyorlardı."

Tony gözlerini devirdi. "Ben giyinip geliyorum Happy. Seninle dedikodumu yapacak zamanım yok, Ross beni bekliyor." dedi. "Rahatına bak dostum, birazdan burada olurum." Ve bir kapının arkasında kayboldu.

•~~~~~~~~~•
Kelime Sayısı: 909
Yayınlanma Tarihi: 7 Temmuz 2024

Biliyorum biliyorum kısa ama yazmaya vakit bulamıyorum. Bir de ilham perim inat gibi sürekli uyku saatimde geliyor.

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı eksik etmeyin.
Bunlar beni çok mutlu ediyor :')

Sevgilerle
_Binsan_

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro