Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.8

"Tony yüzüme bakar mısın bir şey anlatıyorum."

Lively koridorda ilerlerken duyduğu kadın sesi ile durdu. Yoluna devam edip içeriye girmeli miydi? Yoksa geri dönüp onları rahatsız etmemeli miydi?

"Seni zaten dinliyorum Pepper... Gözlerim Maria'da ama kulaklarım sende."

Kadından bıkkınlıkla çıkan bir inleme duydu. "Sen zaten beni hiç kâle almadığın için şu an bu haldeyiz."

Lively daha fazla burada beklerse bir şeye kulak misafiri olmaktan korktuğu için yoluna devam etmeye karar verdi.

"Şey.. Günaydın." diye çekingen bir tavırla orada olduğunu bildirdi Lively.

Pepper sadece soğuk bakışlarla yetinirken Tony tezgahta oturan bebeği bir çırpıda kucağına alarak "Bak prenses kim uyanmıış." dedi bebeğe şaklabanlık ederek.

Lively gülümsemeyle kendisine doğru gelen ikiliyi izledi. Bebeğini adamın kucağından alırken "Beni uyandırmaması için Friday'e emir vermişsin, teşekkür ederim Tony." dedi minnetle gülümseyerek.

"Dün gece tükenmiş görünüyordun. Uyumadan önce de seni ayaküstü kandırıp onayını aldım."

Lively adamın şakasına güldü. Bebeğinin boynunda asılı olan yemek bulaşmış önlüğü çıkarttı. Bir an Pepper ile göz göze geldiğinde onun burada olduğunu hatırladı.

Tony onu farkederek bir adım geri çekildi. "Bu Pepper, Lively. Kendisi eski asistanım ve şimdi şirketimin Ceo'su."

Pepper'a döndü "Ve bu da Lively, çocukkuk arkadaşım."

Lively çekingen bir şekilde gülümseyerek başı ile selam verdi birkaç metre uzaklıkta ayakta dikilen kadına. "Memnun oldum."

Pepper gülümseme gereği bile duymadı. "Ben de memnun oldum."

Kızıl saçlı kadın tekrar Tony'ye döndü. "Başbaşa konuşabilir miyiz Tony?" Gözleri bebekli kadına kaydı. "Yanlış anlamazsınız umarım, özel konular."

"Ahh sorun değil..." diye acele etti kadın. "B-ben zaten şey.. işim vardı.. Maira'yı al-"

Pepper kadının telaşlı halinden zevk aldı ama bunu yüzünde belli etmeyecek kadar profesyonel bir iş kadınıydı.

"Burada o varken istediğini konuşabilirsin." diye araya girdi Tony. "Ondan gizlediğim bir şey yok."

"Ama öze-"

"Pepper!" diye uyardı dâhi, kızıl kadını.

"İlişkimiz hakkında konuşmak istiyordum." Tony onun bunu yapacağını biliyordu, hatta beklediğinde daha geç olmuştu.

Lively bu sefer kimseye karar fırsatı vermeden oradan ayrılacağı sırada Tony'nin hafif öfkeli sesini duydu. "Seninle aramızda patron-çalışan ilişkisindan başka bir ilişkimiz yok artık. Bunları aylar öncesinde sen söylemiştin, unuttun mu?"

Lively odadan çıktıktan sonra adımında durakladı. Bunun ne kadar yanlış olduğunu biliyordu ama dinleme dürtüsüne karşı koyamıyordu.

"Böyle olalım istemedim."

Tony alaylı bir şekilde soğuk soğuk güldü.

"Sen yine öncesinden kapına gelecek tonlarca çiçek ve elimde bir hediyeyle özür dilememi bekledin." Pepper bir şey söylemediğinde Tony içindeki zehrli sözlerini akıtmaya devam etti.

"Ayrıldıktan sonra neyi farkettim biliyor musun? Konu ne olursa olsun tartışmanın ardından birlikte olmak için özür dileyen, çaba gösteren kişi hep ben oluyordum. E madem her şey bir tek ben zorladığım için oluyor, olmasın dedim."

"Özür dilerim." dedi Pepper ağlamaklı çıkan sesi ile hemen, parke zeminde birkaç topuk sesi duydu Lively. "Hayır hayır hayır." diye itirazda bulundu Tony. "En başta gurur yapmıştım ama artık bir şey hissetmiyorum sana karşı."

Birkaç saniye sessizlik oldu kucağındaki bebeğinin keyfi giderek arttığı için kendi dilinde anlattığı şeyler çoğalmıştı. Lively bebeğinin sesi yüzünden yakalanmamak için konuşmanın en can alıcı yerinde ayrılmak zorunda kaldı.

Pepper'ın zehirli bir tonda "O bebek senin mi Tony? Aslında gazeteler doğruyu söylüyor değil mi? Beni aldattın, benim tavrım işine geldi ve bu bahane ile gidebildin." dediklerine Tony'nin verdiği cevabı duyamadı.

"O çocuk benim olsun çok isterdim biliyor musun? Yanlış anlama aldatmak olarak değil. O kızı çok seviyorum. Onunla vakit geçirmek beni iyi hissettiriyor. Ama değil ben seni hiç aldatmadım Pepper. Şimdi iş ile ilgili başka konuşacak bir şey yoksa..."

Pepper öfkeli gözlerinden alevler saçarak arkasını döndü kapıdan çıkmak üzereyken Tony'nin son sözlerini duydu. "Eğer çatı katını boşalttıysan orayı satışa çıkarmanı istiyorum."

Pepper'ın topuklarından sert vuruşları giderek azaldj ve yok oldu.

-

"Friday Bayan Potts'un gittiğini söyledi." dedi Lively yeniden mutfakla bitişik oturma alanına girerken. "Evet biraz oldu."

"Prensesimizi yıkadım." dedi Lively neden geç geldiğini belli etmek istercesine. "Ee ne hazırlamamı istersin kahvaltıya."

"Sen istersen onu." Lively hayretle kaşlarını kaldırdı ama hiç ses çıkarmadı. Mutfağa girdiğinde bebeğini mama sandalyesine oturttu.

Duyduğu ayak sesleri ile adamın peşinden kendisini takip ettiğini anladı. Az önce onları gizli gizli dinlediği için suçluluk duyuyordu bu yüzden yüzüne bakamıyordu.

Onlara sırtı dönük telaşlı bir şekilde hareket ederken birden durdu kadın. Belini tezgaha yaslayacak şekilde arkasını döndü.

"Bayan Potts ile yaptığınız konuşmayı dinledim." diye itiraf etti bebek ile oynayan adama. Tony'nin sırıttığını farketmeden önce "Kötü bir niyetim yoktu... Zaten sen dinleyebi-" dedi. Durakladı. "Ne diye sırıtıyorsun sen şimdi?"

"Bizi dinlediğini biliyordum."

"N-nasıl?" diye kekeledi kadın şaşkınlıkla.

Tony işaret parmağı ile havada daireler çizerek "Yüksek teknoloji ile donatılmış askeri üs... Friday." diye özetledi.

Lively utançla yüzünü sol elinin arkasına sakladı.

"Eğer merak edersen... ki bence ediyorsun; sen gittikten sonra Pepper'a 'O çocuğun benim çocuğum olmasını çok isterdim.' dedim."

Lively kocaman açtığı gözleriyle adama bakmak için kafasını hızla kaldırdı. Tony yanına yaklaşmış, bir adım ötesinde kendisine bakarken yüzüne yumuşak bir gülümseme yerleştirmişti.

Adamın derin bakışlarından gözlerini çekemedi kadın. Tony'nin gülümsemesi büyüdü. "Ben geldim çocuklar! Bir şey bölmüyorum değil mi?"

Tony sinirle dişlerini sıkarken Lively yerinden sıçradı adeta. Tony ile arasına hızla mesafe koyarken ne kadar yaklaştıklarını farketti. Resmen yüzlerinin arasında bir karışlık mesafe kalmıştı.

"Hayır, bir şeyi bölmedin." diye cevap verdi Lively. Aklında nasıl Tony ile bu kadar yakınlaştığı sorusu dönüyordu.

Lively'nin arkasını dönmesini fırsat bilen dâhi kendisine bakan Rhodey'e öyle bir bakış attı ki albay bir şeyi böldüğünü anladı.

'Üzgünüm dostum' dedi adamın duaklarını okumasına sebep olarak.

"Ee bulabildin mi şu adamı? Ne olur buldum de! Hapishane hayatı yaşıyorum."

Rhodey arkadaşının ölümcül bakışlarından kaçırdı gözlerini ve diğer arkadaşına yaklaştı. Yanındaki tezgahta hazırladığı peynirden bir tane ağzına attıktan sonra "Onu yakalayamadım ama alışveriş yapacağı birini buldum. Belli ki patronu öldükten sonra koltuğuna oturmuş, işlerini devralmış. Uyuşturucu alımı yapacak yüklü bir miktar. Bir hafta sonra." diye açıkladı son durumu.

"Yani en az bir hafta daha dışarı çıkma yasağı var."

"Abartma Liv. Sizin güvenliğiniz için."

Lively, Rhodey'in sözlerine bıkkınlıkla nefes verdi. "Biliyorum, biliyorum. Şu saldırıyı hatırlatacak bir şeylerden bahsetmesek artık."

-

Lively kucağındaki bebekle oynayarak mutfağa girdiğinde Tony'yi bulaşıkları makineye dizerken buldu.

Adam seslerini duyarak onlara döndüğü sırada Lively ona yakalanmadan kaçmak için arkasını dönmek üzereydi.

"Ben de tam bulaşıkları toparlamaya geliyordum."

"Bunları yapmak zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"

Lively dahinin sözlerini kafasıyla onayladı. "Biliyorum ama yaşam alanımı temiz tutuyorum. Hem ben yapmasam pislik içinde olurdunuz."

"Aslında her gün gelen bir temizlikçimiz var." Tony'nin alayla söylediği sözlere merakla kaşlarını çattı Lively.

"Gerçekten mi?"

Tony kafasını sallarken sırıtmaya devam etti.

"Peki şimdi sen neden bulaşıklarla uğraşıyorsun."

"Çünkü ben yapmazsam sen yapardın." Lively yine adamın gözlerine bakakaldı.

Ne oluyordu şimdi?

Neden böyle hissediyordu?

Neden o böyle konuştuğu zaman adamın gözlerinden gözlerini alamıyordu?

"Ne yapıyorsun bana?" diye mırıldandı Lively. Aslındaniçinden geçirmek istediği cümleyi sözcüklere döktüğünü farkettiğinde artık çok geçti, kendisini bozuntuya vermedi.

Tony'nin yüzündeki alaylı gülümseme de soldu. Yüzüne merak ifadesi kazındı. "Ne yapıyorum?" diye sordu merak ve biraz da olsa umutla, çünkü az çok kadının neyden bahsettiğini biliyordu.

"Bilmiyorum." diye cevapladı Lively. "Son zamanlarda senin yanındayken kendimi yaptığım şeyleri sorgularken buluyorum."

Bir süre orada duyulan tek şey Maria'nın neşeli sesiydi. Elindeki küçük peluş ayıyla oynarken bir şeyler anlatıyordu uzun uzun.

Tony bütün cesaretini topladı. Yapacağı açıklama daha önce yaşadığı tüm operasyonlardan daha çok cesaret istiyordu sanki.

"Liv... Ben..."

༶•┈┈┈ ⎊ ┈┈┈•༶
Kelime Sayısı: 1153
Yayınlanma Tarihi: 19 Ekim 2023

Süpriz öyle değil böyle oluuur vkdlcnsçvmfçgm
Kendime süpriz oldu

Bölüm umarım hoşunuza gider

Yazı yazma kanallarım açıldı gibi
Maşallah maşallah maşallah

Bölüme oy vermeyi ve kütüphanemdeki diğer kitaplara göz atmayı unutmayın

Bir de yakında rdj kitabı geliyor söyleyeyim dedim

Sevgiler


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro