Lively adamın meraklı sorusuna gülümsedi. "Ne o, ajanların bunu söylemedi mi?"

Tony kadının şakasına gözlerini devirdi. "Seni böcekle dinletmiyorum Liv."

Lively yine güldü. Bir süre David ile yemeğe gideceğini nasıl söyleyeceğini bilemedi, sonunda "Birlikte yemek yemeyi teklif etti." diye açıkladı aniden.

»»——⎊——««

"Tony gece gece beni David'den haber vermek için aramış olamazsın. Tam olarak ne için aradın?"

"Hayır David için aradım." dedi Tony bir süre sessiz kaldıktan sonra ağzından baklayı çıkardı. "Tabi bir de şey var..."

"Ne var Tony? Bak zaten iki gündür uykusuz bir şekilde şerefsizin birini arayıp elim boş döndüm. Halihazırda yarın da erkenden oraya geliyorum. O zaman konuşsak ol-"

"Rhodey ben Lively'ye aşık oldum." dedi Tony, Rhodey'in sözlerini ağzına tıkarak. Albay, Tony'nin endişesini artıracak şekilde, bir süre sessiz kaldı.

"Tekrar onunla birlikte olmak istiyorum." diye devam etti kendisini açıklamaya. "Eğer biriyle ikinci şansı olma ihtimali varsa o ben olmak istiyorum. Ona geçmişte yaptığım bütün hataların farkındayım ve hepsine pişmanım. En başta duygularım oluştuğunda gizleme çalıştım. Onlardan uzak durmam en iyisiydi çünkü ama olmadı. Şimdi yan odada uyuyorlar, onlardan uzak duramıyorum."

Rhodey'den yine hiç bir tepki gelmediğinde Tony'nin modu düştü. "Lütfen bana uyumadığını söyle Rhodes." diye isyan etti dâhi, omuzlarını düşürerek.

"Hayır uyumadım, Romantik Teneke Adam. Daha ne kadar dökülebilirsin merak ettiğim için susuyorum."

Tony arkadaşının alaylı sözlerine gözlerini devirdi. "O kadar şry anlattım. Tek söylemek istediğin bu mu?"

"Hadi ama Tony!?!" diye çıkıştı Rhodey onun sorusuna. "Tamam dâhi falan değilim ama seni tanıyorum dostum! Lively'ye aylardır nasıl baktığını görmediğimi mi sandın?"

"Yani... Yardım edecek misin bana?"

"Ne konuda?" diye sordu Rhodey, soruyu anlamamazlıktan gelerek.

"Yardımına ihtiyacım var Rhodey!"

"Benim de uykuya ihtiyacım var!" Tony bir kez daha gözlerini devirdi.

"Efendim Bayan Anderson geliyor?" dedi Friday Tony arkadaşına cevap vereceği sırada. Cam duvarların arkasında kucağında ağlayan Maria ile bitkin haldeki Lively'yi gördüğünde Tony kaşlarınj çattı.

"İyi geceler Rhodes." dedi ve hemen labaratuvarında yankılanan telefonu kapattı.

"Aç kapıyı Friday." diye emir verdiğinda yapay zeka sözlerini ikiletmeden dediğini yaptı.

Aralanmış kapıdan bebeğin yorgun ağlama sesi labaratuvara doldu. "Ne oldu?" dedi Tony endişeyle. Onlar kapıdan girmeden oturduğu sandalyeden kalkıp onlara doğru adımlamıştı bile.

"Bilmiyorum." dedi Lively. Sesi oldukça yorgun çıkıyordu. Sanki o da ağlayacakmış gibi duruyordu.

Tony ağlayan bebeğin arkasına elini koyarak ovdu, bunun onu rahatlatmasını umuyordu.

"Uyumuyor bir türlü. Aslında uyumuştu ama huysuzlanmaya başladı ve uyandı. Aç değil, altı temiz, gazını da çıkardım... Neden böyle yapıyor bilmiyorum? Şimdi de ateşi çıkmaya başladı. Aklıma senin yanına gelmekten başka bir şey gelmedi."

Ardından ağlamaklı yüzünü dahiye çevirdi. "Doktor bulur musun Tony?"

Tony kadının kendisine yalvarır gibi sorduğu soruyla afalladı. "Friday, Bay Hudson'a acilen sağlık kanadına gelmesini söyle." diye emir verdi, yapay zekasına.

"Hadi Liv, sakin ol." dedi Tony diğer elini de onun sırtına koyarak. Kadının kucağındaki bebeği kendi kollarına aldı. "Hadi gidelim." dedi kadını da yanında yürümeye teşvik ederek.

Hastane kanadına geldiklerinde rahat pijama takımının üzerine beyaz önlük giymiş doktor kendilerini hazırda bekliyordu. Uykudan yeni uyandığı ve yüzünü bile yıkamadan koşarak geldiği her halinden belliydi.

"Sorun nedir Bay Stark?" diye sordu, bir yandan da şaşkınca onun kucağındaki bebeği inceliyordu. Belli ki uykusundan uyanmasının sebebini ağlayan bebek olarak düşünmemeişti.

"Maria saatlerdir huysuzmuş ve şimdi de ateşi çıkıyor." dedi Tony küçük bebeği büyük hasta yatağına yatırırken. Ardından geri çekilerek doktorun bebeği muayene etmesini izledi.

Doktor bir süre sessizce muayene etti bebeği. Ardından tıbbi malzemelerini karıştırdı, bir ilacı şırıngasına çektikten sonra bebeğin bacağından enjekte etti.

"Merak edilecek bir şey değil." diyerek döndü kendisinden açıklama bekleyen çifte doktor. "Diş çıkarıyor, ateşin sebebi de bu. Ben onu rahatlatacak bir ilaç verdim, bu gece rahat edecektir."

"Bu ilk dişi değil ama ilk defa böyle ağlıyor."

"Dediğim gibi endişe edilecek bir şey yok." diye temin etti doktor korkmuş anneyi. Lively içi tamamen rahatlamasa da kafasıyla onaylamaktan başka bir şey yapmadı.

Maria'nın da ağlaması azalmış, ağlamaktan bitkin düşmüş bebek uyuklamaya başlamıştı bile.

Doktor izin alarak Tony ve Lively'nin yanından ayrıldı.

Tony hasta yatağında uyuklayan bebeği yavaşça kucağına aldı. Olabildiğince dikkatle onu göğsüne doğru yatırırken aklına aylar önce ilk defa onu kollarına alırken yaşadığı dehşeti hatırladı.

O zamanlar bu hale gelebileceği aklının ucundan bile geçmezdi. Aklındaki düşüncelere daldığında yüzünde oluşan gülümsemeden habersizdi.

Lively'nin kendine seslenmesi ile düşüncelerinden sıyrılarak yaşadığı âna geri döndü.

"Dalmışım." dedi kendisine soru soran bakışlarla bakan yorgun kadına. "Hadi sizi odanıza götürelim."

Lively adamın beline koyduğu eli ile kendisini yönlendirmesine izin verdi.

Uzun koridorların ardından yeniden yaşam alanının bulunduğu yere geldiler. En üst katta yalnız onların odalarının bulunduğu kata geldiklerinde Tony yönünü hanımların odasına çevirdi.

Odaya girdiklerinde yapay zekasına odayı aydınlatmasını söyledi. Işıkların açılması ile odanın dağınıklığı da ortaya çıktı.

Lively bir anda kendisine gelerek utandı. Yanakları kızarırken etraftaki dağınıklığı toparlamaya girişti. Tony ise yatağın yanına çekilmiş beşiğe göğsünde yatan bebeği bırakmadan önce sırıttı.

"Tamam, hadi bırak onlarla uğraşmayı." dedi sesini çok yükseltmeden. "Yorgunsun, dinlen." dedi kadına yaklaşarak elindeki kıyafetlere uzandı ve aldı.

Kadını yatağına oturttu. "Yarın işe gitmemelisin. Bence sen olmadan da halledebilirler." dedi onun yanına çökerken.

İkisi de beşiğe dönük yanyana bebeği izlerken Lively'nin başını omzuna koymasıyla Tony şaşırdı. Kalbi yine hızlanmıştı işte.

"Haklısın, bence de bir gün başlarında biri olmadan hallederler."

Tony, kadının yakınlığının tadını çıkarmak istediği için bir süre sessizliğini korudu. "Rhodey ile konuştum." dedi sonunda huzurlu sessizliği bozarak. Sesi, gergin vücuduna rağmen oldukça sakin çıkıyordu.

Kadın ınu dinlediğini ve devam etmesini belli eden bir mırıltı çıkardı.

"Görevini tamamlamış ve yarın dönüyormuş."

"Harika." dedi kadın, sesi heyecandan uzak ve oldukça uykuluydu.

"Neler olduğundan konuşuyorduk." diye devam etti dâhi, konuyu istediği yöne çekerken kadına dönmeye cesareti yoktu.

"Ve ben David ile yiyeğiceğin yemekten bahsettim. O da benim gibi düşünüyor... Rhodey o psikopat herifi daha henüz bulamadı da. Bizce... Yani en doğrusu şimdilik şu yemek planını iptal etmek gibi görünüyor."

Sessizlik.

Tony gerginlikle kadından onaylayan veya onaylamayan bir tepki beklerken aldığı cevap sadece sessizlikti. Tony kafasını omzunda yatan kadına çevirdi.

"Liv?!" dedi sesini minimum düzeyde tutarak.

Uyumuştu. Tony onunla konuşmak için bütün cesaretini toplamış, hatta bu saate kadar ne söylese daha uygun olacağını planlamıştı ama Lively uyuyakalmıştı.

Dahi kendi haline gülmeden edemedi. Kadın omzunda yatarken bir süre daha öylece oturdu.

Ayağa kalkmadan önce kadını kollarına alarak rahatça yatmasını sağladı. Üzerini örttükten sonra uyuyan kadına hayranlıkla bakmadan edemedi. Bir süre kararsızlığın ardından eğilerek alnına bir öpücük kondurdu. "İyi geceler Liv." diye mırıldandı kulağına.

Beşikteki bebeğin de alnına koyduğu öpücüğün ardından odanın dışına çıktı, sessizce kapılarını kapattı.

"Lively'nin alarmlarını kapat Friday." dedi kendi odasına doğru adımlarken. "O uyanana kadar, gelen aramaları da meşgule ver."

"Emredersiniz efendim."

༶•┈┈┈ ⎊ ┈┈┈•༶
Kelime Sayısı: 1047
Yayınlanma Tarihi: 18 Eylül 2023

Hellooooo

Arkadaşlar biliyorum biraz geciktim. Affedin

Zaten kontrol de edemedim. Bu ara instagrama ağırlık verdim

Ama umarım bölüm hoşunuza gider

Oy verin lütfen.
Oy vermediğinizde benim moral motivasyon yerle bir oluyor

Sevgilerimle