Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

0.5

Çiçekçi buketleri özenle hazırlarken uzun süredir her an yaptığı gibi geçmişi düşünüyordu. İki gündür eskisine göre daha eskileri, çocukluğunu, düşünüyordu sadece. Yaptığı hatalar tekrar tekrar zihini doldururken aklına gelen fikir ile gülümsedi dahi.

Hazırlanmış olan buketleri yüzünde gülümsemeyle aldı çiçekçiden. Bol bahşişli ücreti ödeyerek arabasına bindi tekrar. Arabayı çalıştırmadan oturduğunda yanındaki askerin igisini çekti. Aklımdaki fikri tekrar tarttıktan sonra "Rhodey... Senden bir yardım isteyebilir miyim?" dedi yanındaki adama dönerek.

»»——⎊——««

"Biliyorsun..." dedi albay küçük odanın son halini hayretle incelemeye devam ederken. "Bunu yapmana izin verdiğim için Liv beni öldürecek."

Tony umursamaz bir tavırla omuz silkerek "Yüksek ihtimalle." dedi. Kendisine korku ile bakan arkadaşını görmek için kafasını yanına çevirdi. Onun yüz ifadesine alayla güldükten sonra "Ama küçük bir ihtimal de olsa beğenme ihtimalini unutmayalım." diye ekledi, yüz ifadesini ciddi tutmaya çalışarak.

Rhodey bir eliyle yüzünü kapatarak "Neden senin aklına uydum ki ben zaten?" diye söylendi bıkkınlıkla. "Çünkü bunun hem bebek hem de Liv için daha rahat olacağı konusunda seni ikna ettim." diye övündü Tony sırıtarak.

Daha donra ekledi "Hadi ama oda bu haliyle daha işlevli bunu sen de biliyorsun. Üstelik çok bir şey de yapmadım sadece biraz kamera biraz hoparlör belki biraz ses alıcısı. Termal kamera-... Tamam biraz fazla görünüyor olabilir ama Liv'in sürekli tetikte olması gerekmeyecek. Bebeğin vücudundaki en ufak bir ısı değişimini bile haber verebilecek bir sistemi var artık."

Tony daha çok kendini haklı hissetmek için açıklıyor gibiydi. Sadece birkaç gün yıkıp istediği teknolojiyi kurduktan sonra tekrar eski haline getirdiği odayı incelerken odanın ilk hali ile arasındaki farkları inceliyordu. Kesinlikle azar yemek istemediği için mobilyaları aynen kullandıpı için çok farkedilmese de birkaç yere yaptığı ekleme göze çarpıyordu.

"Hadi almaya gidelim!" dedi Rhodey heyecanla, Tony endişeli düşüncelerinden sıyrılarak derin bir nefes aldı. Arkadaşına gerginliğini belli etmeden yüzünde küçük bir gülümseme ile onu onayladı.

"Getirelim bakalım şu miniği." " Rhodey amcasının miniği..." diye düzeltti arkadaşını albay, odaya bakarken hülyalı bir şekilde sırıtarak. "Hâlâ bir yeğenim olduğuna inanamıyorum." diye itiraf etti bir süre sonra yaşlı gözlerle yanındaki adama dönerek.

Tony'nin gözleri hemen sağındaki komidinin üzerinde duran, günlerdir bakıştığı fotoğrafa kaydı. Onlarla birlikte geçirebileceği ve kaçırdığı zamanlar aklına çok fazla gelir olmuştu.

"Şimdi gitmezsek Liv bir taksiye binip gelecek." dedi saati kontrol eden siyahi adam. Tony bacağındaki protezlerle hızlı hızlı yürüyen adamı kontrol ederken kendi kendisine gülümsedi.

Aylardır uğraştıkları şeyi minicik bir bebek sadece birkaç günde başarmıştı. Rhodey son günlerde eskisinden çok daha motive bir haldeydi.

Hızlı adımlarla merdivenin başına geldiğinde arkadaşı ona yetişerek koluna girdi. Her ne kadar yürümesi düzelmeye başlasa da henüz merdivenlerde o kadar ilerlemiş değildi.

-

"Rhodey o ellerle Jessicaya dokunacağını düşünüyorsan yanılıyorsun." diye uyardı Liv, kaşlarını çatarak bebeğinin pusetine eğilmiş arkadaşını uyaran cinsten bir ses ile. 

Büyük ve geniş arabanın arka koltuğuna oturarak puseti kendisine doğru yaklaştırdı. "Neden ya?" diye somurttu asker. Hastanede her yere sürdüğün ellerinle bebeğimi sevmene izin vermeyeceğim, o prematüre. Hem sen neden öne oturmadın ki?"

"Çünkü" dedi Rhodey bebeği rahatça sevdirmeyen arkadaşına asabiyetle "Biricik yeğenimi özledim." "Biricik yeğenimmiş. Rhodes her gün görüş saatlerinde buradaydınız zaten." diye hayretle açıkladı kadın.

"Liv Jessica'yı kıskanmıyorsun değil mi?" Rhodey'in tuhaf bakışlarla sorduğu soru üzerine ön koltuktan Tony'nin kıkırdaması duyuldu. Bakışların kendisine döndüğünü farkeden dahi masum olduğunu kanıtlamak istercesine ellerini kaldırdı.

"Üzgünüm, üzgünüm. Sadece siz kavga ederken Maria'nın umursamaz tavrını görmeliydiniz. Sanırım bu kavgalarınıza anne karnındayken alışmış." diye açıkladı kendisini.

Rhodey de Tony'nin dediklerine kıkırdamadan önce düz bir yüz ifadesiyle arabanın ön koltuğunda oturan ve dikiz aynasından yansımasını gördüğü adamı izleyen bebeğe baktı.

Rhodey yeğeninin mimiklerine kıkırdayarak onu sevmeye daldığında Tony yüzünde gülümseme ile dikiz aynasından onlara baktı. Gözü ikilinin yanındaki kadına kaydığında onun zaten kendisine bakmakta olduğunu görünce şaşırdı.

Kadın, kaşları hafif çatık sanki dahinin yaptıklarına anlam vermeye çalışıyormuş gibi duruyordu. Tony'nin gülümsemesi yavaşça soldu, o andan sonra arada bir aynadan arkada bebekle oynayan Rhodey'e bakarak ve Liv ile göz göze gelerek sessiz bir yolculuk geçirdi.

Arabadan inerken Tony nezaketten dolayı -ve elbette Rhodey'i yormamak için- bebeğinin pusetini taşıyan Liv'in çantalarını taşımak için aldı. Rhodey en önden giderek arkasındakiler için kapıyı açtı.

Liv uyuklamaya başlayan bebeği yatağına bırakmak için hiç duraklamadan merdivenlere yöneldiğinde Tony heyecanlandığını hissetti. Arabada kazandığı tuhaf bakışlar da hiç yardımcı olmamıştı.

Rhodey merdivenleri çıkmakta olan kadını takip ettiğinde Tony'de hiç beklemeden onların peşine takıldı. Bebek odasına girdiklerinde Liv dalgın bir şekilde bebeği pusetinden çıkararak beşiğine yerleştirdi. Puseti odanın köşesine koyacağı anda gözüne çarpan şey ile durakladı.

Kafasını kaldırarak odayı dikkatle incelemeye başladığında arkasındaki iki adam da gözlerini ayırmadan onun mimiklerini izliyordu. Liv etrafını iyice inceledikten sonra gözlerini kapatarak soleliyle burnunun kemerini sıktı. Derin bir nefes aldıktan sonra "Tony biraz konuşabilir miyiz?.. Yalnız!" diye sordu.

Gözgöze gelmek için kafasını dahiye çevirdiğinde Rhodey olaydan sıyrılmak için hemen "Ben de şey yapayım... Aşapıda bize kahve yapayım..." dedi. Hızla kapıdan çıkan adamın arkasından Liv "Seninle sonra konuşacağız ve merdivenlerden inerken dikkat et." diye seslendi.

Liv aklındaki cümleleri toparlamaya çalışırken bir süre sessizlik oldu. Tony onun sinirlendiği için konuşmadığını biliyordu. "Liv bak bunlar sadece sana yardımcı olacak birkaç tejnolojik araç. Benden Maria'ya doğum hediyesi olarak düşün. Gerçekten zararsız olması için bir çok şey yaptı-" "Tony." diye kesti kadın, konuşmaya başlayan adamı.

Tony susarak kadının konuşmasını dinlemeye başladı. "Geçen gün hastanede yaptığımız o sohbet... Orada benim amacım senin içinin rahat olmasını istememdi." Tony anlamadığını belli eden bir yüz ifadesi ile baktı kadına.

Liv başını kaldırarak Tony ile göz göze geldiğinde "Tony, ben hayatına devam edebilmen için gönlün rahat olsun istedim. Çünkü hayatına bizsiz devam edebilmeni istedim." dedi daha anlayışı ve yumuşak bir sesle.

Tony o an kalbinde bir ağırlık hissetti.

Her şeyin eskisi gibi olabileceğine kendisini o kadar inandırmıştı ki... Duyduğu cümleyi birkaç defa zihninde farklı yorumlamaya çabaladı.

"Tony, ben seni zaten affettim. Sırf içini ferahlatman için bize yardım etmen gerekmiyor. Git ve hayatını yaşa!"

Odada bir süre sessizlik hakim oldu. "Amacım bu değildi." diye mırıldandı Tony, beşikte uyuyan bebeği izledi bir süre. "Ben... Sadece... Yani bir an eskisi gibi olabiliriz diye düşünmüştüm."

Liv suçluluk duygusu ile sessizce dinlemeye devam etti. Bir şey söylemeye çalışan ama belli ki zorlanan adam sonunda konuştuğunda ise şaşkınlığına engel olamadı. "Sizden başka güvenebileceğim kimsem kalmadı."

Tony böyle bir şeyi asla söylemezdi... Yani eski Tony asla söylemezdi.

Her şeyden önce kendisini önemli hissettiren insan kalabalığı ile böbürlenirdi. Yalnız olsa bile kendi kendisine yeteceğini söyler, kimseye ihtiyacı olmayacağını iddia ederdi.

Liv, hayatında ilk defa Tony Stark'ı bu kadar açık sözlü bir şekilde ifade ettiğini görüyordu. İlk defa bu kadar savunmasız bir şekilde kendisini ifade ediyordu kadına karşı. Ailesinin öldüğünde bile duygularını bu denli açık belirtmemişti.

Lively ne söyleyeceğini bilemez halde dahinin gözlerine baktı. Tony kadının gözlerindeki şefkati gördüğünde kalbinin bir an olsun teklediğini hissetti.

༶•┈┈┈ ⎊ ┈┈┈•༶

Kelime Sayısı: 1073
Yayınlanma Tarihi: 11 Temmuz 2022

Merhabaaaa.

Bu kitaba bölüm bekleyen pek kimse yok ama ben ısrarla sıraya uymaya çalıştığım için yazdım.

Bölümler eskisi kadar sık gelmese de... Atmaya çalışıyorum :/

Kontrol etme fırsatım olmadı, umarım hoşunuza gider.

Sevgi ile kalın...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro