9. Bölüm "hayatını kurtarıyorum"
Masaldan;
Hala elim kolum bağlı yatıyordum. 2 gün geçmişti. Artık gitmek istiyordum. Tüm bu deliliklerden kurtulmak istiyordum. Hatta buradan kurtulur kurtulmaz babamın yanına gitmeyi düşünüyordum.
Bir daha gelmemek üzere!
Odanın kapısı açılınca gelene baktım. Bir kadın elinde iğne ve kan torbasıyla bana doğru yürüyordu.
"Uzak dur benden!" Diye çırpındım.
"Sakin ol sadece kanını alacağım"
"Alamazsın!"
Tepinsem de faydasızdı. Ellerini bir pençeye dönüştürerek kolumu resmen mıhladı.
"Direnme" dedi kaba bir sesle.
Yüzüne tükürdüm.
Bu onu sinirlendirmişti. Değişen göz renkleri en büyük kanıtıydı.
"Bana bak kaşınma ! Uslu dur" dedi uyarıcı bir sesle.
"Durmuyorum ne yapacaksın? Seni pis köpek" diye bağırdım.
Burnundan soluyarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözleri gözlerimden boynuma kayınca aklıma en kötüsü geldi! Karşımda bir kurt vardı sonuçtaa ... ya beni yerse?!!!
Sivri dişlerini gördüğümde en derininden bir çığlık attım.
"Kes sesini" diyere kükreyerek normal insan elini yüzüme geçirdi. Boynum resmen 90 derece dönmüştü.
"Seni öldüreceğim" diye tısladım.
Yeniden yanıma yaklaşmaya başladığında sesler duymaya başladık. Bağırtı, dövüş, kükreme, uğuldama .. silah sesi!
Bana panikle bakarak "hemen geliyorum akıllı dur" deyip odadan çıktı.
Öylece bağlı halde yatıp gelen sesleri duyuyordum. Bu beni korkutuyordu. Her ne oluyorsa kötü şeyler olduğu kesindi.
Sesimi çıkarmayarak yatmaya devam ettiğim sıra da kapı açıldı.
Kansu..
hızlı hareketlerle yanıma gelip zincirleri çözdüğünde ona 'neler oluyor' bakışı attım.
"Gitmemiz lazım! Avcılar her yerde"
"A ne avcımı? Kurtuldum yani" dedim sırıtarak.
"Ne kurtulmasından bahsediyorsun sen? Avcılar bizi avlar ve öldürür!" Diye tısladı yüzüme sertçe bakarak.
"Evet sizi!" Diye bağırdım.
Sesler yaklaştıkça kansunun yanından kaçmak için zaman kolluyordum ki kansu kolumu tutarak beni peşinden sürüklemeye başladı.
"Bırak beni" diyerek kolumu kurtamaya çalıştım ama nafileydi.
"Sende bizdensin" diye bağırdı bana dönüp.
"Değilim!"
Ufak bir sinirle inledikten sonra yeniden beni çekiştirmeye başladı.
Önümüzde adamlar vardı. Kansu hemen hızlıca önce beni sonra da kendini boş bir koridora çekti.
Şu an tam dip dibeydik. Nefes alış verişini çok net hissediyordum.
Duvara yaslı olan sırtım ve karşımda duran bir Kansu kuçu kuçusu kaçmamı engellese de kaçmaya niyetliydim.
"Şu tarafa da bakın!" Diye bağırdı adamın biri.
Bize doğru ayak sesleri gelmeye başladığında Kansu şekil değişmeye başlamıştı.
Hemde hemen dibimde!
"Burası temiz" diye bağırdı adam.
Derin bir nefes aldım. Ucuz yırtmıştık.
Kansu eski haline dönüşerek yeniden koluma yapıştı.
"Çek şu patini!" Dedim uyarıcı bir sesle.
Kansu durarak yüzüme yaklaştı. Meydan okurcasına "Ya çekmezsem?" Diye sordu.
Sinsice sırıtıp bu an dan yararlanarak özel bölgesine en sertinden tekmemi tam geçirmek üzereydim ki arkamızda adamlar belirdi.
"Şuradalar! Yakalayın onları!"
Kansu anında arkasına dönüp dönüştüğünde kaçmanın tam zamanı olduğunu anladım.
O adamları döverken ya da öldürürken mi desem bilemedim.. benim kaçmam için iyi bir fırsattı.
Arkama dahi bakmadan koşmaya başladığımda arkamdan uğuldu sesi duydum ve sanki biri benimle konuşuyormuş gibi ses geldi.
"Seni bulacağım iyi bir yere saklan"
Beynime gelen bu sesle sesli konuştum.
"sen kimsin?!"
Ses vermedi.
Adamlardan saklanarak ve temkinli hareket ederek bulunduğum binadan çıktım. Doğruca ormanlık bir alana çıkıyordum. Ve günlerce kapalı bir odada kalmaksa gözlerimi güneşe karşı hassaslaştırmıştı.
Bu iğrenç binadan kurtularak doğruca ormana koştum.
Koştum.. koştum.. ve koştum..
Sonunda nefesim kesilecek gibi olduğunda durdum. Bir ses bana 'seni bulacağım iyi bir yere saklan' demişti.
Karşımda kocaman bir ağaç gövdesi vardı. Ağacın hemen altına oturarak sine bildiğim kadar sindim.
Avcılardan kaçmam çok saçmaydı. Sonuçta ben bir insandım. Yine de diğer ihtimali düşündüğümde saklanmaktan zarar gelmezdi.
5 dakika nın ardından kurt uğuldaması duydum. Oturduğum yerden kalkıp etrafa bakınmaya başladım.
Hemen arkamı döndüğümde o karşımdaydı.
"Kokunda olmasa seni bulmak zordu, fazla ilerlemişsin"
"Ne istiyorsun benden?! Senin yüzünden günlerdir cehennem hayatı yaşıyorum"
"Bize lazımsın Masal sadece kanının son damlasına kadar almak istiyorum. Sonrasında sana ihtiyaç kalmıyor zaten"
"Asla" diyerek yeniden koşmaya başladım.
Kansu dan kaçmaya çalışmak zordu. Hemde çok zor. Onu alt edebileceğimden emin değildim.
Koştukça koşuyordum ve o da hemen arkamdaydı.
Bir el atılan silah sesiyle istemsizce durdum.
Ellerimi teslim olurcasına kaldırarak tam arkamı dönmek üzereydim ki Kansu beni sırtına alarak koşmaya devam etti.
"Ne yapıyorsun sen be?!" Diye bağırdım.
Kurt derisine dokunmak beni oldukça ürkütmüştü.
Yine bana seslenen bir ses duydum.
"Hayatını kurtarıyorum"
Sanırım bu ses kurttan yani Kansudan geliyordu. Ama nasıl olurdu bu? Ben onu nasıl duyabiliyordum?
Aklıma gelen 'yoksa bende mi bir kurdum' düşüncesi çok ağırdı..
Olamazdım!
Ben kurt falan olamazdım!
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro