8. Bölüm "kayıp"
Masaldan;
Acı çekerek açtım gözlerimi.. Oldukça kuvvetli bir acı.
Gözümdeki karartılık geçince etrafı incelemeye başladım. Kap karanlık bir odada ellerim ve ayaklarım sert bir zincirle bağlanmış şekilde yatakta bağlıydım.
"İmdat yardım edin" diye bağırdım acizce.
Korku tüm bedenime işlerken elimden hiç bir şey gelmiyordu.
Odadan içeriye ilk günden beri peşimi bırakmayan kırmızı gözlü adam -kurt- yani gerçek adıyla Kansu girdi.
"Ne istiyorsun benden bırak beni!" Diye bağırdım.
"Senin gibi önemli bir şahısı nasıl bırakırım? Lütfen ama Masal anla beni" dedi dalga geçercesine.
"Resmen adam kaçırıyorsun! Buradan bir kurtulayım bunun bedelini sana ödeteceğim"
"Kime istersen git! Bana bir şey olmaz"
Yattığım yerde sinirle inledim. Ellerimi sertçe yumruk şeklinde yapınca bileğimi bağlayan demirler fazlasıyla canımı acıttı.
"Beni bağlamanıza gerek yoktu!"
"Rahatça dönüşüp bize saldırman için mi?" Diyerek imalı bir bakışın ardından "beni her türlü yenemezdin , ama yinede böyle bir uğraşa girip zarar görmemen için böylesi daha iyi" ve arsızca göz kırptı.
"Ne dönüşmesinden bahsediyorsun sen?!"
"Hadi Masal oyun oynayacak yaşı çoktan geçtik"
Ve odadan çıktı.
Arkasından sadece bağırmakla yetindim.
Gerçekten korkuyordum.
Aylanın anlatımından;
Asroyun yanımızdan ayrılmasıyla , Gizem ve hamidorla baş başa kaldık. İçimden şu Gizemi yolmak , onun ve arkadaşlarının Masalla bana yaptığının hesabını sormak istiyordum.
"Hamidor sen biraz gider misin?" Diye sordum.
"Neden?"
Kaşlarımla gitmesini işaret ettim. Bu kez beni kırmayıp bir an da yok oldu. Yine şaşa kaldım arkasından. Bu duruma alışmak zordu.
Hamidorun bir cadı olduğunu anlamamak için salak falan olmak gerekiyordu. Üstelik bu kasabada 19 yıldır kalıyordum kimin ne olduğunu az çok farkındaydım.
Hamidorun gitmesi üzerine demir parmaklıkların önünde durarak Gizeme baktım.
"Ne var?" Diye sordu.
"Seninle hesaplaşmamız gereken bir konu var kuçu kuçu"
İlerde masanın üzerinde duran kurt boğanlardan bir dal alarak Gizeme yaklaştım.
"Ne ne yapıyorsun sen?" Diye sordu korkuyla bakarak.
"Beni sürekli takip ettiniz, hırpaladınız! Doğruya doğru benden çok daha güçlüsünüz ama şu an durum değişti"
Elimdeki kurt boğanı ona yaklaştırarak kafesin kapısını açtım.
Tehlikeli bir hareketti bu yaptığım bunu farkındaydım ama ondan öylesine nefret ediyordum ki ..
Kafesin içine girerek kurt boğanı Gizemin yüzüne yakın tuttum.
"Sizin yüzünden bir türlü rahat nefes alamadım!" Diye bağırdım.
Gizem bu sözlerimden etkilenmiş gibi bakıyordu yüzüme.
"Bunu sana yapan tek ben değildim Ayla" dedi üzgünce.
"Neden onları durdurmadın? Ne istediniz benden?"
Evet çok çekmiştim. Evden çıkmaya korkuyordum. Her an karşıma çıkıp beni hırpalamalarından çok korkuyordum.
"Üzgünüm" diyerek hızlıca beni ittiğinde yere düştüm.
"KAÇMA!" Diye bağırdım arkasından.
Son kez arkasına dönüp bana baktıktan sonra bodrum katından çıktı.
Aptal kafam! Nasıl izin verdim kaçmasına?!
Hamidor bir anda bodrum katında , yanımda belirdi. Beni düştüğüm yerden kaldırarak "iyi misin?" Diye sordu.
"Onu kaçırdım" dedim üzgünce.
"Boşver takma kafaya" diyerek bana teselli vermeye çalışsa da tam bir aptallık etmiştim.
Asroyun anlatımından;
Cadılardan nefret ediyordum. Onlara muhtaç kalmamak için iz sürmek için harekete geçtim. Saatlerdir tek başıma Masal'ı arıyordum ama faydasızdı.
Sürüme ihtiyacım vardı.
Ceniyi arayarak durumu anlattım. Bizim sürüyü toplayarak Etrisin son bulunduğu yere kütüphaneye gittik.
Ceni "o pis cadının kokusunu alıyorum" dedi tiksinircesine. Biz kurtlar cadıları sevmezdik. Hemde hiç birini.
Belki hamidor bir istisna olabilirdi. Bu da sadece benim için.
Ceninin yanında ki kız Ayesa "serende buradaymış" dedi .
"Masalı bulmalıyız elinizi çabuk tutun" diyerek kütüphaneden çıktım.
Ne olursa olsun Masalı bulacaktım.
Kısa bir bölüm oldu farkındayım arkadaslar cok özür dilerim ama üzgünüm tatilde olduğum için anca yazabildim :( 1 hafta sonra en iyi ve en bomba bölümlerle geleceğime emin olabilirsiniz ❤️❤️❤️
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro