Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2. Bölüm "Sarı Gözler"

Sürekli aklımda o değişik adam ve gözleri canlanıyordu. Kırmızı gözler...
Son söylediği kelimeyse harbiden komikti. "Boşon boyok bolodo" diye mırıldanarak "çok korktum" dalga geçerek yürüyordum. Saçma bir geceydi. Ben böyle şeylere pek inanmazdım. Yani doğa üstü olabilecek herhangi bir şeye. Kırmızı gözlerse sadece doğaüstü bir kavrama aitti.

Eve geldiğimde anneme çaktırmadan odama çıkmayı planlıyordum ki ilk adımımda yakalandım.
"Masal yaralımısın kızım?"

Daha da elimi arkamda gizlemeye çalıştım nereden anlamıştı anlayamadım.

"Gelirken düştümde birazcık elim kanadı" diyerek avuç içimi gösterdim.

"N-nasıl oldu?? Biri gördümü?" Fazla telaşlıydı.

"Hayır anne biri görmedi hemen burada düştüm zaten de sen niye panik oldun ki bu kadar ?"

"Oh neyseki"

Soruma cevap vermesi için yüzüne baktığımda
"yok kızım ne paniği bizim kasabayı bilirsin pek tekin değil o yüzden endişelendim sadece"

Şüpheyle bakarak "umarım benden bir şeyler gizlemiyorsundur"

zoraki bir gülümseme yaptı ama hiç bir şey demedi. Saklıyor gibiydi.

İkna olmayarak lavaboya çıktım. Bir güzel avcumu yıkadıktan sonra kurulayıp odama geçtim. "Ne gündü ama" diye mırıldanırken valizimden pijamalarımı çıkararak giyindim.

Işığı kapattığımda odayı aydınlatan tek şey tavana yapıştırdığım ay ve yıldızlardı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen bir tanesi bile düşmemişti. Başımı yastığa koyup tavana baktım. Aklımdan bir türlü çıkmıyordu bu kırmızı gözler. Bana kabaca davranması ve az daha öldürüyor olması da ayrı bir olay tabi.

"Uyu Masal uyu" diye söylenerek sağ tarafa döndüm. Bir türlü uyku tutmuyordu. Belkide ilk gecem olduğundan yerimi yadırgıyordum. Normal olarak. Kulağıma kulaklığı takıp telefondan müzik açarak uykunun gelmesini bekledim..

-

Güneş ışınlarının bir anda üstüme gelmesiyle gözlerimi araladım. Annem perdeleri çekerek "günaydın uykucu" dedi.

Gözlerimi ovuşturarak yatakta doğruldum. "Günaydın anne"

"Aşağıda nefis bir sofra seni bekliyor üstelik yalnız da değiliz" dedi gülümseyerek.

"Kim var ki?"

"Yeni arkadaşın tabikiii!!" benden çok annem mutlu olmuştu. Aman ne güzel. Yeni arkadaşmış. Yuppiii çok sevindim cidden.

Gözlerimi devirerek başımı tekrar yastığa koyup örtüyü başıma kadar çektim. Yeni arkadaş falan istemiyordum.

"Masal ayıp oluyor ama hadi"

Mecburen kalkacaktım. İlk günden annemi kırmak istemiyordum. Üzerimi değişip mutfağa geçtim.

Mutfağa adımımı atar atmaz , tuhaf gözlükleriyle "Hey merhaba" dedi sevecen bir sesle.

"Selam" diyerek zoraki bir gülümseme yaptım.

"Kızım bak Ayla bu en yakın arkadaşımın kızı"

"Hı ne güzel" dedim.

"Aylacığım kusura bakma Masal henüz yeni uyandı ondan bu tavırlar" diyerek hafif sertçe baktı yüzüme.

Kaşlarımı kaldırıp 'napabilirim' ifadesi takınarak sofraya oturdum.

-

Kahvaltı sonrası Ayla dışarı çıkmayı önerdi. Şahsen evde oturup göt büyütmeyi düşünmüyordum. Çıkmayı kabul ettim.

"Ee Masal kendinden bahsetsene biraz"

Yolda yürürken sora sora bunumu sormuştu yani diye geçirdim içimden.

"Bak canım öncelikle boş konuşan insanları sevmem, hele çok konuşan insanları hiç sevmem" dedim uyarıcı bir sesle. Kısaca bu kapat çeneni demek oluyor.

"Aa bende sevmiyorum ne tesadüf, bence daha ortak yanımız çok ne dersin"

Bu kız tam bir aptala benziyordu. Azra ve mine gibi değildi. Bu kızı gördükçe onları daha da özlediğimi hissettim. Hala aramamışlardı. Sözde yakın arkadaşlar.

"Süper öyleyse" dedim. Belki daha fazla konuşmazdı.
Sokakta yürürken etrafıma bakınmayı da eksik etmiyordum. Bir çift kırmızı göz gördüğüm an da tabanları yağlayacaktım.

"Bir şeye mi bakıyorsun?" Diye sordu gözlüklerinin altından bakarak.

"yoo hayır"

"Masal sana bir şey söyleyeceğim ama aramızda"

üf bananeyse diye geçirsemde içimden "söyle tabi" dedim.

"Bu kasabada çok tuhaf şeyler oluyor" evet bunu anlamıştım zaten.

"Geceleri sürekli bir uğultu duyuyorum üstelik renkli gözlü insanlarla dolu etraf" dedi gizemli bir ses takınarak. Sanki korku hikayesi anlatıyor gibiydi sesi.

Yinede bu konu oldukça ilgimi çekmişti. Bu kız salaktı falan ama bilgisi vardı.

"Mesela en son ne zaman gördün?" Diye sordum merakla.

"Aslında şey.." diye gevelediği sırada arkama baktığını hissettim. "Ney?" Diye sordum.

"Tam da şu an!!!!" Dedi bir panikle.

Bir anda kanımın donduğunu hissettim. "N-ne?" diyebildim sadece.

"Masal arkanda!" Dediği sırada yavaşça arkamı döndüm ve..

Kahkaha sesi!

"Hiç komik değilsin ayla!!" Diye kükredim. Aklı sıra benimle dalga geçiyordu.

"Kızım yüzünün ifadesini görmen lazımdı! Korktun hemde çok fena"

Sinirle tıslayıp yürümeye başladım. Az önce salak diye dalga geçtiğim kız resmen benimle alay ediyordu. Ama gerçekten bir an ciddi olduğunu sandım. Her ne kadar bu şakaya kızsam da doğru olmadığına sevindim. Yinede bu kızın şu renkli gözleri nereden bildiğini merak ediyordum. Üstelik birde gece uğuldamaları ..

Milas kasabasının değişmediğini mi söylemiştim? Sanırım değişmiş hemde fazlasıyla.

Aylayı arkamda bırakıp yürüdüğüm sırada bir an durdum. Normalde boş boş konuşup hemen arkamda olması gerekiyordu. Umarım bir çukura falan düşmüştür diye geçirdim içimden.

Arkamı dönüp baktığımda yoktu.

Geniş olan bu sokakta bir anda kaybolmuştu.

Gözlerimi devirip yeniden yürümeye başladım. "Kurtuldun işte Masal düşünme şu salağı" sesli düşünerek yürürken aklım gerçekten Ayladaydı. Bir anda kaybolması hiç hayra alamet değildi. "Off bir gidip baksam mı?" Diye sordum kendi kendime. "Evet evet bakmalıyım, ya kızın başına bir şey geldiyse" diye mırıldanarak hızlıca geri dönüp onu bıraktığım yere geldim.

Çocukluğumdan beri babamla dağ, tepe, ova bayır sürekli yürüdüğümüzden ve avlandığımızdan iz sürme işinde oldukça iyiydim. Tabi burası beton! Tek çarem bağırmaktı.
"Aylaa" diye bağırdım. Çok uzaklaşamazdı sonuçta.

"Duyuyorsan ses ver" diye yeniden bağırdım.

Bomboş sokak üzerinde biraz daha yürüyerek Aylaya seslendim.

"İmdatt!!" Diye duyduğum ses karşısında korktuğumu hissettim.

Kaç Masal kaç! Diyordu iç sesim. Olmazdı ki kaçamazdım. Eğer o kırmızı gözlü adamsa dün geceki adama yaptığının aynısını Aylaya yapmasına izin veremezdim!

Hızlıca sesin geldiği yöne koşmaya başladım.
"İmdatt !!" Sesi oldukça kötü geliyordu.

Bir evin bahçesine girdiğimde Ayla ve birkaç kız görüş açıma girdi.
"Masal yardım et lütfen!!" Diye bana sesleniyordu çaresizce. Ama ben ne yapabilirdim ki..

Tek yapabildiğim "bırakın kızı" demek olmuştu.

Kızlar Aylayla uğraşmayı bırakıp bana döndü.
"Bir sinek vızıltısı duyduk sanki"

"Bende az önce 3 kişiye tek bir kişiyle uğraşan maymun grubu görmüştüm"

Kızlar kendi aralarında kahkaha attı. Sinirden olduğunu anlamamak pekte güç değildi.

"Şimdide kendi kendine gülen bir maymun grubu görüyorum" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

"Bu özgüvenin nereden geliyor senin küçük kız?" Diyerek bir tanesi bana yaklaşarak tırnaklarını yanağımdan geriye doğru sürttü.

"Kendimden canım" dedim. Korktuğumu belli etmemeye kararlıydım.

" ov yazık olacak ama şimdi sana" dedi diğer bir tanesi.

3 ü birden yanımda belirince aklıma lanetler okudum! Aylayı kurtarayım derken kendimi yakmıştım. Of !!!

Gözlerim kayıtsızca Aylaya kaydığında korkudan üç buçuk atıyordu. "Ayla sen git" dedim.

Kızlardan biri "hayır hiç bir yere gitmiyor" deyince öfkeyle bağırdım. "Ayla sana git dedim!"

"Gitmiyor!" Diye kız yeniden bağırdığında Aylaya sertçe baktım.

Salak hala duruyordu.

"Bak gördün mü kimi dinlemesi gerektiğini biliyor akıllı kız"

Bir süre sonra Aylanın hızla koşması üzerine kendimden emince gülümsedim.
Kızın sinirden kudurduğuna emindim. Arkası bana dönük olduğundan yüzünü göremediğime üzülmüştüm.

"Boşver Seren bırak gitsin" diyerek kızlardan biri elini omzuna koydu. Ama asi kız yani Seren arkadaşının elini çekerek hızlıca bana döndü.
Tuhaf olansa bu sefer gördüğüm gözler Sarıydı!! Aşırı parlak bir sarı!

Hızlıca üzerime gelip beni ittirdiğinde kendimi durduramadım. Uçtuğumu hissedercesine geriye doğru düştüm. Hayvan gibi kuvvetliydi.

"Auv" diyerek dirseğime baktım.
Lanet olsun yine kanıyordu.

Uğursuz bir kasaba. Daha geleli bir buçuk gün oldu ve ikinci yaramı almıştım.

Kızlardan biri "bu kan" dedi şaşkınca.

Serense "olamaz" dedi korkarak. Neleri vardı bunların? Alt tarafı kan! Bu kadar mı göremiyorlardı.

" Naptığınızı sanıyorsunuz siz ha eşkiyamısınız?!" Diye bağırdım sinirle.

Üçüde şaşkındı. Tuhaf şekilde şaşkın. Bir birlerine telaşla bakarak "gitmemiz lazım hemde hemen" dediler.

"Hey durun!" Diye bağırdım arkalarından. Daha ödeşmemiz lazımdı. Sonuçta biri vurdu ben vuramadım. Kavga böyle olmazdı.

Kanayan dirseğimi tutarak düştüğüm yerden kalktım. Kalçam fena halde acıyordu. Üstüne çok kötü düşmüştüm.

Bahçeden çıkıp sokağa girdiğim sırada bir evin penceresinde beliren yüze baktım. Ağzı hafif açık şaşırmış gibi bakıyordu.

İlk defa mı kan görüyorsunuz anlamıyorum ki! Diye haykırmak istedim.

Evin yolunu tutmuş yürürken arkamdan koşar adımla gelen ayak seslerini duyduğum da durup baktım.

Ayla "Masal iyi misin? Sana bir şey yapmadılar değil mi?" diye sordu panikle. nefes nefese kalmıştı.

"Hayır ben iyiyim , kimdi onlar ?"

"Sana şakasına söylediğim şeyler aslında gerçekti masal! Bir süredir onları görüyorum"

"Ah biliyorum, tesadüfe bak ki bende gördüm"

"Gördün mü? Hangi renk??"

"Kırmızı"

Ellerini şaşkınca ağzına götürdü. Sanki dünyanın sonu geldi demişim gibi bakıyordu yüzüme.

"Ayla her ne diyeceksen deme tamam mı? Bu saçmalıklarla uğraşmak istemiyorum" diyerek umursamazca yürümeye başladım.

Arkamdan "sana dediklerini duydum Masal kandan bahsediyorlardı bak konuşmalıyız bu önemli bir konu" diye seslensede elimi 'ilgilenmiyorum' dercesine kaldırıp yürümeye devam ettim.

Gerçekten neydi bunlar böyle? Güç, renkli gözler, kendini bir şey sanan tavırlar.. başımı iki yana sallayıp bu düşüncelerimden kurtulmak istercesine evin yolunu tuttum.

Eve girdiğimde arkamdan Aylada geldi. "Masal konuşmamız lazım çok önemli" dedi gözlüklerini düzelterek.

"Konuşacak bir şey yok aylacığım konuyu kapat lütfen" dedim.

"Ama .."

"Masal, Ayla? Bir sorunmu var ne bu gürültü?" Diyerek annem yanımıza geldi.

Ah anne. Böyle salak kızı olan bir arkadaşı nereden buldun sen..

Gözlerimi devirerek "ben odamdayım" dedim.

Lavaboya giderek yeniden kanlarımı temizledim. Aynada bir süre kendime bakarak bu olanları hafızamda canlandırdım. Renkli gözler.. bir film şeridinden kesinti gibi hafızamda bir anı canlanmış gibiydi.

Sarı gözler.. sanki daha öncede görmüşüm ama hafızamdan silinmiş gibi hissediyordum.

"Doğaüstü saçmalıkları" diye mırıldanıp odama geçtim.

Annem yatağımın üzerinde otururken "kanın akmış" dedi.

"Evet yine düştüm"

"Ve yine biri görmedi ?"

"Gördü"

Annem hiç bir şey demeden üzgünce odamdan çıktı. Garip davranıyordu ve bu durum beni oldukça korkutmuştu. Benden gizlenen bir şeyler vardı.

Üzerimi değişip yatağa girdiğim sırada penceremden yan evin seri bir şekilde yanıp sönen ışığı dikkatimi çekti. Kalkıp penceremin önünde dikildim.

"Ah yan evi gözetlediğime inanamıyorum" diyerek kollarımı göğsüme birleştirip ışığın geldiği odaya baktım.

Dikkatle bakarken ansızın ışık kapandı.

"Deliler kasabası" diye mırıldanıp yeniden yatağıma geçtim.

Berbat bir gün geçiriyordum. Kesin sebebi Aylaydı! Güne onunla başlama fikri yüzünden olmuştu. Kesin yani.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro