°6- Özel olan°
Takip etmeyi, beğeni ve yorum atmayı unutmayın.. hepinizi seviyorum iyi okumalar dilerim
Sınır 30 oy 100 yorum
•••••
O korkuyla pencereye baktığında bir kişinin parmak izleri olduğunu gordü ancak onun kalp atışlarını hızlandıran şey her parmağın arasındaki dar yarığın birbirine bağlı olmasıydı.
Bu deniz adamının perdeli pençeleriydi.
İnanamayarak gözlerini kırpıştırdığında el izi çok geçmeden ortadan kayboldu. Felix bir anlığına kalbindeki korkuyu bir kenara bırakıp bunun da halüsinasyon olduğunu düşündü. Muhtemelen yoğun geçen bu koca gün yüzünden olmalıydı.
Yinede hâlâ bile hafif bir tempoyla atan kalbini rahatlatabilmek için sadece karanlığın ve fırtınanın gözüktüğü pencereye daha çok yaklaştı. Soğuk nedeniyle buhar tutmuş pencereyi temizledi karşısında görebileceği onca şeye rağmen.. ama gördüğü tek şey iç içe girmiş yağmur damlalarıydı, başka bir şey yoktu...
Muhtemelen gerçekten yorululmuştu yoksa deniz adamının burda ne işi olabilirdi ki? Hem o su tankından çıkamazdı.
Çıkamazdı değil mi? Hayır, bu imkansızdı!
Düşünceleri ile alnını ovuşturdu ve pencerenin dışındaki rüzgar ve yağmurun giderek kötüleşmesini izledi bir süre. Kalp atışları yavaş yavaş düzene girmişti. Bu tür havalarda en iyi çözümün içeride kalmak olduğu açıktı çünkü hem denizcilere hiçbir şekilde yardımcı olamayacak, hem de dışarı çıkarsa küçük ve narin bedeninin denize düşme riski artacaktı.
Şu anda zihni hâlâ sersem gibiydi, hâlâ rüya halinin dışındaydı ve başka bir şey düşünecek enerjisi olmadığından, uyumak için tekrar yatağa ilerleyip uzandı.
Gözleri yorgunluk ile hemen kapanırken ani bir soğuk ve ıslak rüzgar patlamasıyla uyanıncaya kadar bir süre sersemlemiş bir halde uyudu Sarışın.
Gözlerini açtığında odasının alışılmadık derecede karanlık olduğunu ve gökyüzünün aşırı soğuk bir geceden kalmış şekilde kasvetli, sanki kana bulanmış gibi koyu kırmızı bir renkte olduğunu gördü. Odadaki pencere, esen dondurucu rüzgar nedeni ile açılmıştı.
Odası buz gibiydi ve dışarda fırtına devam etse de denizcilerin sesleri gelmiyordu.
Küçük bir hapşırık eşliğinde pencereyi kapatmak için hızla sıcak yatağından kalktı. Bu sürede ise karanlık odada görebildiği kadarıyla duvarda asılı duran saate baktı Felix, bu onu şok etmek için yetmişti
Uyumasının üstünden sadece yarım saat geçmişti ve bu sürede hava nasıl bu hale gelmişti şaşırmamak elde değildi.
Gözlerini kırpıştırarak başını iki yana salladı. Muhtemelen karanlık nedeni ile saati yanlış görüyor olmalıydı yoksa yarım saatte böyle değişiklikler pek mümkün değildi. Rotasını değiştirerek masanın üstünde duran lambayı açmaya gitti.
Gözlerini yeniden cam şeklindeki duvar saatine çevirdiğinde dikkatsizce saate bakmasına rağmen olduğu yere çivilenmiş gibi donakaldı sarışın.
Cam saat arkasındaki manzarayı yansıtıyordu. Kapının gölgesinde saklanan iki zayıf ışıktan oluşan karanlık bir siluet vardı.
Adrenalinin aniden zirveye çıktığı ve tüylerinin anında diken diken olduğunu hissetti Felix bu karanlık silüet karşısında
Karanlıkta parlayan iki çift göz ve devasa vücut deniz adamına aitti. O deniz adamı onun odasındaydı!
Nefesi kesilmiş gibiydi ve vücudu donmuştu Felix'in. Bunun üstüne bir de yavaş yavaş kendisine yaklaşan deniz adamının ağzından çıkan mırıltıları duyabiliyordu.
O yaratık tıpkı karada ilerleyen bir yılan gibi kuyruğunun üstünde diklemiş bir şekilde ona doğru geliyordu. Aslında balık kuyruğu olmasa tıpkı bir insan gibiydi. Sırtı dik ve boyu Felix'den çok daha uzundu. Bu deniz adamları karada da istedikleri gibi hareket edebiliyorlardı.
Masa lambası birkaç kez titredikten sonra tıslayarak söndü ve sarışının çevresinin bir anda yeniden karanlığa gömülmesine neden oldu. Çok geçmeden arkasında nemli ve küflü bir koku hissetti genç araştırmacı. Nefesi boğazına değmiş gibi tekledi.
"Lee...Fe...lix.."
Hyunjin tarafından telaffuz edilen her bir hece Felix'in varlığına bir çağrı gibiydi. Islak perdeli bir pençe omzuna düştü ve aniden ürpermesine neden oldu Felix'in.
Odayı dolduran kalp atışları eşliğinde gözleri sonuna kadar açıldı gencin. Vücudu zihninden daha hızlı hareket ederek bir çığlık kopartıp ani bir hareketle karşısındaki masanın üstüne zıplayıp hiç bilmediği bir hızda açık olan pencereye doğru koşup, pencereden güverteye atladı.
"Çocuklar yardım edin! Chris yardım et! Hey!"
Aceleyle güverteyi kaplamış sisin içinde koşarken bir yandan da bağırıyordu ama ne yazık ki dışarda hiçkimse gözükmüyordu.
Bu yetmezmiş gibi bir de Kaptan kamarasındaki loş ışıklar birdenbire ortadan kaybolarak her şeyin ürkütücü derecede tuhaf görünmesine neden oldu; sanki hayalet bir gemideymiş ve üç katlı büyük gemide tek başımaymış gibiydi Felix
Tabii bu hayalet gemide yalnız değildi, peşinde elbette hâlâ o şeytani deniz adamı vardı.
Tabi bunun iyi bir şey olup olmadığı tartışılırdı.
"Lee...Fe...lix.."
Deniz adamının alçak, sihir benzeri sesi yağmurun ve rüzgarın içinden geçerek bedeni takip eden bir gölge gibi güçlü bir şekilde kulaklarına doğru ilerledi Felix'in.
Felix, deniz adamının ona, onun adıyla seslendiğine emindi, bunu duyabiliyordu ama o yaratığın onun ismini nerden bildiğini dehşet içinde düşünüyordu.
Her ne kadar deniz adamı daha önce ona zarar verme niyetinde olmasa da yine de bu durumda korku ve dehşet hissetmeden duramıyordu. Anestezi altındaki bir Mermanla karada hareket edebilen bir Merman iki farklı şeydi.
Deniz adamının saldırısına uğramamak ve daha da önemlisi onun denize geri dönmesini önlemek için hemen bir anestezi tabancası bulması gerekiyordu sarışının.
Anestezi tabancasını bulmak için doğruca kaptan kamarasına doğru koşmaya başladı ama henüz ikinci güverteye gelmişti ki sallanan taban nedeniyle dengesini koruyamayarak yere düşmüştü bir çığlık eşliğinde.
Ancak düşmesinin ardından beklediği acı gelmemiş onun yerine belini saran ıslak perdeli bir el ve havada asılı kalan bedenini hissetmişti. Ensesinde ılık bir nefes sevdiğinde bulunduğu konumu anlamadan hemen önce, sırtında da bulunan elin çekilmesiyle kalın, kaygan ve pullu bir şeyin üstüne düşmüştü.
Bu Mermanın kuyruğuydu...
Bu gerçek ile yüzleşir yüzleşmez hemen ayağa kalkıp kaçmaya çalıştı ama belinde duran perdeli pençenin sıkılaşmasıyla olduğu yerde kalakaldı.
Felix gerginlik ile elini deniz adamının pençesi üstüne koyup onu çekmeye çalışsa da bacakları tamamıyla deniz adamının kuyruğu tarafından sarıldığı için ellerinden kurtulsa bile kaçması pek mümkün gözükmüyordu
O pes etmeyip çırpınmaya devam ederken deniz adamının yarı insan vücudu santim santim yükseldi, çok geçmeden boyu Felix'inkini aştı. Yağmur fırtınasındaki uzun nemli saçları deniz yosunu gibi görünüyordu. Onun gölgesi Felix'in kolları, boynu, başı ve çok geçmeden gözlerinin üzerinden geçerek görüş alanını tamamıyla kapattı.
Şiddetli yağmur gencin nefes almasını neredeyse imkansız hale getirdi. Görüş yeteneğini netleştirmek için birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ama bu hiçbir işe yaramadı
Merman'ın yüzü yavaş yavaş onun boyun girintisine doğru yaklaşırken burnu köprücük kemiklerine değecek kadar yaklaşmış sonrasında ise bulunduğu yerde derin bir nefes almıştı, sanki onun kokusunu derince içine çekermiş gibiydi.
Aniden kafası aradığı şeyi bulamamış gibi biraz daha aşağı doğru inip genç araştırmacının gömleğinin üstünden göğsüne doğru indi. Dudakları iki göğsünün arasında yerini aldığında dişlerini sertçe gömleğe geçirip bir hışımda gömleği yırtmıştı.
Felix duyduğu yırtılma sesi ile ıslak saçlarını sallayıp mermana doğru bakarken kızgınlıkla kaşlarını çatıp "Hey, sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye sinirle konuştu.
Bu deniz adamının amacı neydi bilmiyordu, dün gece yaşananları ise hatırlayamıyordu.
Deniz adamı ise onun sesini duymasıyla kafasını hafifçe yukarı kaldırıp onun gözlerinin içine baktıktan sonra yeniden üstündeki kıyafet yırtıldığı için belli olan çıplak göğsüne baktı Felix'in. Bu büyükçe göz devirmesine neden oldu sarışının
Felix, kollarını arkasındaki merdiven basamağına dayayarak kendisini destekledikten sonra vücudunu dikkatli bir şekilde inceleyen yaratığa karşın "Hey aradığın şey her ne ise benim üstümde değil tamam mı?" diye konuştu. Bu deniz adamının ondan ne istediğini bir türlü anlayamıyordu.
Deniz adamı da onu anlamıyormuş gibi gözüküyordu. Nasıl anlaşacakları konusunda en ufak bir fikri bile yoktu sarışının
Deniz adamı ise onu anlayabiliyordu aslında, insan dilini biliyordu ama insanlar gibi sesler çıkarmakta zorlanıyordu sadece
Felix'in vücudunda aradığı her ne ise onun korkuyla atan kalbinin sesine aldırmadan gözlerini kısarak vücuduna bakmaya devam etti, sanki onun vücudunun hâlâ sağlam olduğuna emin olmak istermiş gibidi. Felix ise Deniz adamının ondan ne istediğini bilmediği için elini yeniden onun pençelerinin üstüne koyarak "dur" demişti "dur artık, senin derdin ne?"
Hyunjin onun hafif korku bolca da sinir barındıran sesiyle kendisine gelerek onun eline bakmış ve sanki dikkatini çeken şeyi bulmuş gibi gözlerinin içindeki pırıltılar ile Felix'in ellerine odaklanmıştı.
Sarışının parmağında birkaç gün önce olan kazadan arda kalan yara duruyordu ve elini Christen kaçmak için banyo duvarına vurduğu anda kanatmıştı, Mermanın dikkatini çeken şey açık ve kan kokan yaraydı.
Felix bu düşünceyle Mermanın da tıpkı köpekbalıkları gibi kanın kokusunu aldıkları için onu yemek istediğinden dolayı onu takip ettiğini düşündü ve zaten hızlı olan kalp atışları bu korkuyla daha hızlı atmaya başladı, nefesi tekledi ve göğüs kafesi sıkıştı.
Deniz adamı ona sanki onun yemeğiymiş gibi bakıyordu ama asla saldırma girişiminde bulunmuyordu. Aslında onun amacı Felix'e saldırmak falan değildi
Bunu asla yapmazdı!
Onun amacı sadece Felix'in yarasını iyileştirmekti ama tabiki de peşinde büyük bir canavarın olduğunu düşünen Felix sıradan bir insan olarak bunu asla düşünmezdi.
"Hayır! Bu kadar acı çekerek ölmek istemiyorum!"
Deniz adamı onun yaralı elini tuttuğunda korkuyla çığlık atmıştı Felix, o ölmek istemiyordu, o da sıradan bir insan gibi ölmekten korkuyordu ama beklediğinin aksine deniz adamı parmakları yavaşça ağzına götürüp diliyle ıslattı, bu sürede ise gözlerini yeniden onun gözlerine çıkartmıştı.
Felix bir an sonra parmaklarının kopacağını sanarken Hyunjin diliyle onun yaralı parmağını yalayıp parmağı tamamıyla ağzının içine almıştı.
Pençeleri sıkı sıkıya gencin avucuna yapışmış olmasına rağmen yalamasının gücü çok yumuşaktı. Keskin dişlerinin Felix'i incitmemek için gücünü kontrol ettiği belliydi.
Felix şaşkınca onun yüzüne baktı. Bir an boş yere yaygara çıkardığını düşündü ama kim olsa peşinde bir Merman varken aynısını yapacağını bildiğinden fazla üzerinde durmadı.
Kendisini biraz sakinleşmeye ikna etmeye çalıştı sarışın. Belki de deniz adamı, daha önce yarasını İyileştirmesine yardım ettiği için sadece dostane niyetlerini ifade ediyordu ve bu yüzden yarasını iyileştirme amacıyla emdiğini düşündü ama deniz adamı böyle bir şeyi asla sıradan birine yapmazdı
Felix onun için özeldi.
Merman ise onun düşüncelerinden habersiz kaşlarını havaya kaldırıp başını öne eğerek gözlerini onda tutmaya devam ederken hafifçe yere doğru eğildi.
Uzun ve ıslak kirpiklerinin altında gizlenemeyen bir kötülük ve saldırganlık duygusu vardı. Şiddetli yalaması giderek daha açgözlü ve ahlaksız hale geldi. Dilinin kırmızı ucu, erotik bir yılan gibi, sanki kasıtlı olarak müstehcen bir şekilde onlarla oynuyormuşçasına parmakların arasında hafifçe hareket etti ve sarışın olanda garip bir his uyandırdı
Felix bunu anladığı an dün gece yaşadıkları erotik anlardan habersiz hemen elini çekmeye çalışarak "Durman lazım ben bir deniz kızı değilim" diyerek azarlar gibi konuştu.
Bu muameleyi bir deniz kızından görmüş olsaydı sorun olmazdı ama o bir deniz adamıydı. Aslında Merman da fazlasıyla yakışıklıydı ona göre ama.. bir dakika o kızlardan hoşlanıyordu, hem herşeyi geç o bir balıktı!
Kendisini Mermanın yaptığının yanlış olduğuna ikna ederek ona kızgın bir şekilde bakıp elini çekmeye çalıştığında Merman hemen onun bileğini kavramış sonrasında ise hafif tehdit eder gibi, sanki kaçamayacağını hatırlatırcasına onun gözlerine baktıktan sonra dudaklarını onun parmağından uzaklaştırmıştı.
O an yarasında inanılmaz bir gelişme fark etti sarışın. Yeniden açılmış olan yarası tamamıyla iyileşmişti.
Deniz adamının gerçekten kötü bir niyeti yoktu, sadece yarasını tedavi etmek istemişti. Mermanın tükürüğü, hasarlı hücreleri hızla yenileyebilecek bir şeyler içeriyordu. Bu biyoloji tarihinin en büyük keşiflerinden biriydi!
Felix buna kendi gözleri ile şahit olsa da inanamadı. İçindeki korku hemen yok olurken karşısındaki canavar dediği yaratığa gözlerindeki yıldızlar ve heyecanla bakarak sevinçle cıvıldadı.
"Sen gerçekten harika bir varlıksın..."
Hyunjin duyduğu bu iltifat ile sanki sevinmiş gibi gülümserken tıpkı onun gibi gözünün içindeki parıltılar ile bakmaya başladı.
Sonunda onunla anlaşabilecek bir yol bulmuştu, Felix onun için gerçekten de özeldi.
Deniz adamı dudaklarını hafifçe açtı ve boğazından sanki Felix'e yanıt veriyormuş gibi derin bir titreşim çıktı:
"A...ga...res... H..Hyun...Jin Aga...res"
Felix her ne kadar onun ne dediğini anlamasa da onunla iletişim kurmak için tıpkı onun gibi "Agares" diye tekrarladı sonrasında ise gözlerini kocaman açıp "Senin bir adın var değil mi? Agares mi? Bu senin adın mı?" diye sordu.
Deniz adamı ise bunu ne kabul etti ne de reddetti sadece hemen ardından yeniden "Hyun...Jin A..ga...res" diye tekrarladı
Galiba Felix'in neyden bahsettiğini anlamamıştı sadece kendi kendine onunla konuşmaya çalışıyordu, Felix ise kafası karışık bir şekilde baktı 'agares' ne demekti? Gerçek ismi neydi? Hem 'Hyunjin' de kimdi? Bunlar onun merak ettiği sorulardı.
Felix her ne kadar konuşmayı sürdürmek istese de Mermanın heyecanla başını çevirip onun bileğine nazikçe dudaklarını bastırmasıyla kalakaldı. Sanki onun kokusunu emmeye çalışan zavallı bir bağımlı gibi gözüküyordu.
Elleri yeniden Sarışın olanın belinde yerini alırken "Lee... Fe...lix" diye yeniden seslenmiş ve onu bir çırpıda kucağına alarak yükselmişti.
Ağzından çıkan her bir hece Felix'in ismini barındırıyor ve sanki doğru telaffuz edebilmek için özenle seçiliyordu
Felix birdenbire kendisini Mermanın kucağında bulduğunda dizlerinin altından ve sırtından geçmiş kollara kendisini biraz daha yaslayarak korkuyla bir çığlık atıp kollarını Mermanın boynuna dolamıştı düşmemek için.
Şiddetli yağmur daha şiddetli yağmaya başlayınca yağmur fırtınası birdenbire büyüdü. Korkunun yanı sıra daha da şok oldu Felix, çünkü deniz adamının nasıl bir yaratık olduğunu anlayamıyordu. Amacı neydi nu yaratığın?
O daha bunu düşünürken deniz adamı güvertede tıpkı bir yılan gibi hareket edip korkuluklara doğru ilerlemeye başladı bu sırada ise derin ve boğuk çıkan bir sesle kucağındaki sarışına doğru "ben..im..le g....gel" diye fısıldadı tek tek heceleyerek
Felix duyduğu şeyle dehşete kapıldı. Bu deniz adamı onu da kendisi ile beraber denize sürüklemek istiyordu!
İçgüdüsel olarak çılgınca mücadele edip çırpınmaya ve bağırmaya başladı ama bu onu hiç de durdurmaya yeter gibi durmuyordu
"Hayır Agares, bunu yapma! Lütfen dur"
Direnmeye bir son verip panikle yalvarmaya başladığında bile Hyunjin kendisi için özel olan bu çocuğu denize götürmeye meraklı bir şekilde korkuluklara doğru ilerlemeye devam etti.
Tam korkuluklara ulaştığı anda uzaktan korkunç bir silah sesi duyuldu, çok geçmeden ışık hızında bir mermi demir korkuluğa çarparak bir kıvılcım çıkardı başka bir patlama sesiyle beraber.
Hyunjin İçgüdüsel olarak durduğunda Felix korkuyla bir çığlık daha attı. Patlayan başka bir silah sesinin arından Hyunjin, Felix'i yavaşça yere bıraktı ama kuyruğunu hemen onun bedenine dolayıp kaçmasını engelledi. Kendisini sesin geldiği tarafa doğru çevirdiğinde aniden gözleri son derece soğuk ve ölümcül kötü bir niyete büründü.
Felix onun bu ifadesinin ardından onun baktığı yere döndüğünde elinde nereden geldiği belli olmayan manyetik bir tüfek tutan Chris ile karşılaştı.
Chris hızlı adımlar ile onlara yaklaşırken silahıyla doğrudan Mermanın kafasını nişan almıştı. Amacı Mermanı öldürmek olmalıydı!!
Felix her ne kadar onun gibi bir araştırmacının bunu asla yapmayacağını düşünmek istese de göğsünde belli olan büyük pençe izinin Hyunjin tarafindan saldırıya uğradığının göstergesi olduğuna emin olduğu için intikam amaçlı olsa bile bunu yapabileceğine inanıyordu.
O an yaşadığı şoktan sıyrılıp Hyunjin'in denize atlamasını ve araştırmalarının bir çöp olmasını bile tercih ederdi.
Yorgunlukla ellerini havada sallarken korkuyla "Chris, Chris, sakin ol! Sakın agarese bir şey yapma!" diye bağırdı.
Chris onu dinlemeyerek inatla silahı Mermana doğrultmaya devam ederken deniz adamı da sözde biyolojik içgüdülerin hiçbirini göstermeyerek asla kaçma girişiminde bulunmadı. Christen korkmadığı belliydi.
Chris'e kötü niyetli bir şekilde bakarken sırtı bükülmüştü. Felix'in önünde kırılmaz bir bariyer oluşturmak için vücudunu kullandı.
Saldırıya hazır bir duruş sergilerken keskin pençeleri iki sivri uçlu pala gibi yan yana uzanıyordu ve karanlıkta güvertede şeytani uzun bir gölge oluşturuyordu. Eğer Chris'e saldıracak olursa bunun onun için yıkıcı bir felaket olacağı kesindi.
Felix o an donduğunu hissetti. Hyunjin ve Chris'in bibirine kılıç çekmesine izin vermemeliydi. Eğer böyle bir şey olursa Merman Chris'i yok edebilirdi.
Aklına gelen bu düşünce ile tüm gücünü kullanarak onu korumaya çalışan Mermanın kuyruğundan kurtulup kendisini Mermanın önüne attı, en azından Chris'in ona zarar gelmemesi için geri adım atacağını düşünüyordu.
"Chris, ateş etme, geri dön, kamarana geri dön!" diye bağırmaya başladığında mavi saçlı adam ona sinirle bakıp "Yoldan çekil." diye bağırdıktan sonra parmağını tetiğe koyup sert yüz hatları ile ona bakmaya devam ederken "Felix, bu askeri bir operasyon" diye bağırdı...
•••••
Slm cnmler, nasılsınız bakalım, bölüm sonunu nasıl buldunuz?
Sevdiğiniz ve sevmediginiz yerler neler?
(Not: bu bölümü aylar öncesinde yazmıştım, bu kitabın birkaç bölümü çoktan hazır, sınır dolduğunda ise paylaşmak istedim)
Durumumu merak edenler için.. gerçekten hiç iyi değilim, neyim olduğunu ben bile bilmiyorum... Ateşim bir türlü düşmüyor ve kafamı bile kaldıramıyorum, duyuru kısmında görüyorsunuzdur zaten.. okul ve sağlığım arasında bir seçim yapmak zorundayım. Uninin son döneminde derslerden kalıp diplomamı riske atmak istemiyorum ama yapabileceğim başka bir şey yok galiba, ikisi arasında seçim yapmak zorundayım
Geçmiş olsun dilekleriniz icin şimdiden teşekkür ederim, hepinizi çok seviyorum kendinize iyi bakın
Sağlıklı günler dilerim HYUNLİX İLE KALIN ☺️☺️☺️☺️☺️☺️☺️
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro