tu
yazarnotu: multimedyaya çok güzel bir şarkı koydum onunla okumanız önemle rica olunur, bulmak baya zamanımı aldı. 19 saniye.
yazarnotu2: opera bir sanattır, sanat ve sanatçılara saygı duyulmalıdır. Çok ayıp melilayza. Hıh.
Günlerden pazar, Melilayza için ev demekti sonuna kadar. Bütün gün pijamalar eşliğinde film izleyip, abur cubur yeyip, uyuma günüydü. Ama bu hafta ortak kararla değişik bir aktivite aramaya koyulmuşlardı. Gerçi Beyza şimdiden bunu kabul ettiğine pişman olmuştu. Beyza çoğu zaman İlayda & Meliz ikilisinin arkasını toplardı.
"Yoga mı yapsak?" diye fikrini ortaya attı Meliz. Spordan nefret etmesine rağmen Meliz'in sık sık fazla kilolarından şikayet ettiği zamanlar olurdu zaten.
"Göbekten eğilemeyiz bile ki," dedi İlayda. "Beyza hariç."
Beyza yine zayıf olduğu için dışlanıyordu.
"Bence de çok yorucudur. O kadar da yorulmayalım. Aa buldum! Konsere gidelim?"
Meliz'in bu yeni fikrini ikisi de beğendi. Ve ortak kararla konser için hazırlanmaya başladılar.
İlayda; "Konserde ne giyilir ki ya, klozet mi?"
Meliz; "Klozet değil tuvalet o, gerizekalı."
İlayda; "Zaten espri yaptım iq'suz!"
Meliz; "Ben de engin bilgilerimi göstermek istedim götoş!"
Beyza; "Varlığınız olan zekamı da götürüyor beyinsiz piliçler."
Melilayza birkaç uyumsuz parçayla kendilerine göre çok güzel bir kombin yaptıktan sonra soluğu konser salonunda aldılar. Geldiklerinde Meliz anlamsızca etrafına baktı. Buranın tavanı vardı. Ama Meliz fikri ortaya atarken açık hava konserini kast etmişti? Burda ne işleri vardı?
"Burası neresi la?" dedi İlayda ve Beyza'ya ithafen. Beyza onu yanıtladı.
"Opera salonu."
"Lan hayatında kaç defa opera dinledin, ben bir kere, o da 7 saniye. Ne işimiz var bizim burda?"
"Oğlum yeni tarzlar falan lan, söylenme işte."
İlayda atıldı. Çünkü İlayda fikrini söylemese olmazdı.
"Kanka boşversene. Fake hesaptan yazdığımız çocuklara buranın videosunu atarız, havalı olur."
İşte Melilayza'nın olaylara bakış açısının kısa bir özetiydi bu cümle.
--
Opera başlamış, bir sürü video ve fotoğraf çekildikten sonra üçü için de yapacak hiçbir şey kalmamıştı. Meliz dinleyici koltuklarında ikisinin arasında oturuyordu. Kafasını Beyza'ya ayaklarını da İlayda'ya emanet edip koltukta yan dönerek "Sıkıntıdan senin beynini kemireceğim Beyza.." dedi.
"Benimkini niye kemiriyorsun lan kendikini kemirsene."
İlayda atıldı; "Kendikini kemirse doymaz ki lan."
Ardından Beyza ve İlayda, Meliz'in üzerinden çak beşlik yapıp güldüler. Dışlanma sırası Meliz'deydi. Meliz'in gözünde bir damla yaş.
Opera başlayalı on dakika geçmemişti ki İlayda Beyza ve Meliz'i dürtüp bıyık altından gülerek söylendi: "Opera söyleyen kadının gıdığına bakın."
Üçü bir ağızdan kahkaha attılar.
Davetliler onları kınar gözle baktı.
Melilayza da onlara kınar gözle baktı.
Döngü.
"Benim çişim geldi." bunu söyleyen Beyza'dan başkası olamazdı.
Beyza ikisine onunla gelmelerini emrederken İlayda ve Meliz'in bedenleri sıkıntıdan eriyip opera koltuklarına yapıştığı için onunla gidemediler. Beyza kapıda sıra bekleyen kalabalığın arasından geçip tuvalete gitmek için ayaklandı ve yürüdü.
İşte tam o sırada, gıdıklı operacı kadının sesini en yüksek desibel ve tizliğe çıkardığı zamanda, opera salonunda bir çığlık koptu. Kopan çığlıkla birlikte İlayda ve Meliz salisede ayağa dikilip lobiye koştular. Zira bu çığlık çişe giden arkadaşları Beyza'ya aitti..
"Biri götümü elledi lan!"
Melilayza yana yakıla ve küfür kıyamet Beyza'nın götünde hissettiği dokunuşun sahibini ararken bilmedikleri bir şey vardı; Beyza'nın götüne dokunan biri değil, lobideki büyük saksı bitkisiydi.
Ve bugünün sonunda kaybeden sadece tek bir kişiydi. Az önce hayatındaki en kötü gösteriyi yapmış olan gıdıklı, opera sanatçısı...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro