❝"Cupid," dedi Jason. "Neredesin?"

Ses güldü. Kesinlikle şirin bir bebek meleğin sesi gibi değildi. Derin ve gürdü ama bir yandan da tehditkârdı. Büyük bir zelzeleden önce meydana gelen bir sarsıntı gibiydi.

Beni görmeyi umduğunuz en son yerdeyim, dedi Cupid. Tıpkı aşk gibi.❞[1]

-Hades'in Evi, s. 282

Lütfen bir dakika durup şu alıntı hakkında ve ne kadar anlam ifade ettiğiyle ilgili konuşabilir miyiz?..

→Annabeth, Athena'nın kızı, aşkı Poseidon'un oğlunda buldu. (On iki yaşında, ebeveynlerinin rekabetinin onları ayıracağını sandı, ancak sonunda birlikte oldular.)

→ Jason, bir Romalı, gidip Yunan bir meleze aşık oldu.

→ Hazel, Neptün'ün Oğlu'nun başında kendini hantal, sevimli Frank ile düşünemezdi. Oysa şimdi...

→ Kalipso, genelde aşırı güçlü, çok cesur kahramanlara aşık olan Kalipso, aşkı Leo'da buluyor. (Her ne kadar cılızlığı su götürmez bir gerçek olsa da o da kendi çapında cesur ve güçlüydü.)

Frank'i vampir gibi çizmişler. 

→ Clarisse ki kampına gerçekten bağlı ve bunu Canavarlar Denizi'nde Altın Post'u kurtarmaya giderek göstermişti, bir zamanlar hain olan birine kapıldı.[2

→Ve tabii ki, hepimiz işlerin Nico için nasıl yürüdüğünü biliyoruz...

Bu alıntı beni çok duygusallaştırıyor, bu kadar.

[1] Bu bölümde Jason, Nico'nun bunca zamandır içinde sakladığı sırrını öğreniyordu. Hatta Nico "Kendimden nefret ettim. Percy Jackson'dan da." diyordu. (Tüm kitapta -Hades'in Evi'nde- neden bilmem favori sahnem.)

[2] Burası hakkında kitapta bilgi verilmiş miydi hatırlamıyorum ancak filmde Chris Rodriguez adında bir Hermes melezinden bahsediliyor. Clarisse'in erkek arkadaşıydı.

Bu tür şeylere bayılıyorum, ufkumu açan tumblr postlarını seviyorum ayh!