《BÖLÜM 6》
6.Bölüm
"Dedikoduların Canı Cehenneme"
Daisy ve Margeret üç gün boyunca Fransız asıllı modacının kapısını aşındırmıştı. Madam Esmeraud diğer tüm işlerini bir kenara bırakıp Daisy'nin elbiselerinin hazırlanmasına öncelik vermişti. Tabii bunu sağlayan Düşesin verdiği ön ödeme miktarının fazlalığı olmuştu.
Esmeraud sarı ipek kumaşta ısrar ettiğinde sonucun hiç bu kadar etkili olabileceğini düşünmemişti Daisy. Sarının kendisine bu kadar çok yakışabileceğinide...
Altın sarısı elbisesi üzerine tam oturuyor, ince bel hattını ortaya çıkarıyordu. Uçuş uçuş olan etekleri her hareketinde etkileyici bir zariflikle etrafa savruluyordu. V kesim yakasının cüretkar dekoltesi Daisy'i ilk önce tereddüte düşürmüş ancak Madam Esmeraud ve Margaret bu sezon bunun moda olduğu konusunda ki ısrarlarıyla ikna olmuştu.
Sade kesim ve tek renk olan bu elbise hiç bir işlemesi olmamasına rağmen rengi sayesinde oldukça ihtişamlı gözüküyordu. Aynada son görüntüsünü inceleyen Daisy sonuçtan oldukça memnundu. Bir kısmı toplanıp kalan kısmı açık bırakılan saçları gür bir şekilde omuzlarından aşağı iniyor, hafif bronz olan teniyle birlikte elbisesiyle uyumlu bir tezatlık sergiliyordu. Gördüğü güzel görüntü kendine güveninin artmasını sağladı ve yüzüne etkileyici olduğunu düşündüğü gülümsemesini yerleştirdi. Eğer ayakkabıları ayağını vurmazsa bu gülüşü balo sonuna dek koruyabilirdi.
***
Buckingham Düşesi İsabelle Hamilton'ın Londra'da ki Malikanesi sezonun ilk balosuna ev sahipliği yapıyordu. Malikane gösterişli ışıklarla aydınlanmış, müzik sesleri etrafa yayılmaya başlamıştı. Soylu ailelerin armalarını taşıyan arabalar bir bir konukları getirmeye başlamıştı.
Leydi Daisy'nin indiği araba malesef Walmond yerine Wesley Ailesinin armasını taşıyordu. Daisy kendi ailesine ait arabayı gördüğünde Kontes Olivia ve Vivian'ın gelmiş olduğunu anladı. Kendisini gördüklerinde şoka uğrayacaklarını bilen Daisy o dumura uğramış yüzleri hayal ettikçe haz duymaktan kendini alamıyordu.
Büyük avizeler ve süslü lambalarla aydınlatılmış, klasik müziğin insanı mest eden tınılarının yayıldığı balo salonuna girerken o sarı elbisesiyle dikkatleri üzerine çekmemesi imkansızdı elbette. Tabi bu elbisenin içindeki kişinin iki yıldır sezonda boy göstermeyen ve son balosunu skandalla kapatmış olan genç ve güzel bir leydi olması ayrı bir olaydı. Saniyeler içinde fısıltıların başlamasına neden olmuştu.
"Kimseyi umursama" dedi Leydi Margaret gülümseyerek.
"Elbette" diyen Daisy yüzünde ki ifadeyi bozmamayı başardı.
İnsanlar onu fark eder etmez önce şaşkınlıkla bakıyor, sonra hemen en yakınında bulunan kişiyle fısıldaşmaya başlıyordu. Beklenmedik bir durum değildi. Dasiy bunun olacağını biliyordu. Görmezden gelecekti.
"Düşes Margaret ve Leydi Walmond, hoş geldiniz," diye karşıladı onları ev sahibi Isabelle.
Daisy Buckingham Düşesine reverans yaparak karşılık verdi.
"Nasılsın Isabelle?" diye sordu Margaret. "Seni uzun zamandır görmüyordum."
"Her zaman ki uğraşlarım, vakıf oldukça vakit alıyor bilirsin," diyen Isabelle bakışlarını Daisy'e çevirdi.
"Sizi de uzun zamandır aramızda görmüyorduk Leydi Walmond, fikrinizi değiştirmeniz ne güzel"
Daisy aptal değildi. Isabelle'in ağzından laf almaya çalıştığının farkındaydı ve ağzından dikkatsiz bir söz çıktığı takdirde bütün salona yayılacağını biliyordu.
"Burada olmak mutluluk verici Leydim, güzel bir akşam olacağına eminim' diye alakasız bir cevap verdi ancak cevabı Isabelle'i geri püskürtmeye yetmedi.
"Az önce Kontes Olivia ile konuşuyordum. Sizden bahsetmedi" dedi üsteleyerek.
"Kocanızı göremiyorum Düşes" diye araya girdi Leydi Margaret. "Yoksa Dük hazretleri yine çok mu meşgul?"
"Dük balolarda eğlenemeyecek kadar meşgul bir adam" diyen Isabelle'in kocasından bahsedilmiş olması ve istediği dedikoduya dair her hangi bir laf alamaması yüzünün düşmesine neden olmuştu.
"Karısına eşlik edemeyecek kadar meşgul olması ne üzücü" diye saldırdı Margaret. Daisy kıkırdamamak için dilini ısırdı.
"İzninizle diğer konuklarla ilgilenmeliyim. Lütfen eğlenmenize bakın" diyen İsabelle yüzünde zoraki bir gülüşle ve kaçar adımlarla yanlarından ayrıldığında Daisy ve Margaret'ın gülüşü dikkat çeken cinstendi.
Kont Ramsey Daisy'i balo salonuna ilk girdiği andan itibaren fark etmişti tabi ki. Aksi mümkün müydü zaten? Daisy bir altın gibi parıldıyor, sarı elbisesiyle peri misali süzülüyordu dans pistinde.
Dedikodular elbette Adrian'ın da kulağına gelmişti. Sosyete saçmalıklarına meraklı değildi tabi ancak Daisy'nin adı geçen fısıltılar dikkatini çekip kulak kabartmasına neden olmuş ve açıkçası hayal kırıklığına uğramıştı. Leydi Walmond sünepe Francis'in oyununa nasıl gelmiş olabilirdi? Francis'in nasıl biri olduğu yüksek sesle dile getirilmese de yine de herkes tarafından bilinirdi. Leydi Walmond'un ona kanmayacak kadar akıllı olduğunu düşünmüştü. Gerçi hakkında fikir yürütecek bir bilgisi yoktu kabul etmek gerekirse. Leydiyle tek iletişimi geçen hafta çamura saplanan arabasını kurtardığı kısımdan ibaretti.
"Neden avını izleyen bir panter kılığına girdiğini anlamak zor değil" dedi yanın gelen yakın arkadaşı Lord Richard Fleming.
"O dediğin şeyden yapmıyorum," diye itiraz etti Adrian bakışlarını Daisy'den ayırarak.
"Dedikoduları duydun değil mi? Sanırım bu yüzden hiç bir saygın Lord Leydi Walmond ile dans etmiyor."
Adrian'da bunun farkındaydı. Gecenin ilk saatlerinden beri gözü Daisy'nin üzerindeydi. Dans ettiği ilk kişi kırklı yaşlarında çarpık dişli bir konttu. Bir sonra ki çapkınlığıyla ünlü ve kendisinin de arkadaşı olan vikont Stephan Campbell'di -ki Stephan'ı Daisy'nın yanında görüp danslarını izlemek Adrian'ı tuhaf bir şekilde rahatsız etmişti. Hemen sonra ki dansını iktidarsız olduğu söylentileri gezinen kırklarının başında, koca göbeği yüzünden ayaklarını görmekte zorlanan bir dükle yapmıştı.
"O saçma şeyleri duymamak mümkün mü" diye söylendi Adrian.
"Saçma değildi," diye itiraz etti Richard. "Gerçekti, herkes şahit oldu. Francis'in Leydi Walmond'un zaten metres olmayı kabul ettiğini söylemesi ayrı bir olaydı tabii,"
Adrian şaşkın bir suratla Richard'a bakakaldı. İşte bunu yeni duyuyordu.
"Senin dedikoduya bu kadar meraklı olduğunu bilmezdim Richard," dedi. "Tüm bunlar ne zaman oldu?"
"Senin savaştan yeni döndüğün için katılmadığın sezondu," Elini Adrian'ın omuzuna koydu ve ekledi, "Dedikodu meraklısı falan değilim dostum, sadece etkisi altına girdiğin kadını tanıman gerekli diye söylüyorum." Ardından elinde içkisiyle Adrian'ın yanında ayrıldı.
Adrian yarı dolu viskisini tek yudumda içti ve ardından tok bir ses çıkartarak bardağını masaya bıraktı. Daisy'nin daha fazla saçma sapan adamlarla dans etmesini izleyemezdi. 'Dedikoduların canı cehenneme' diye düşündü şişko dükle dansını bitirmiş olan Daisy'ye doğru ilerlerken. Bu işe el atma zamanı gelmişti.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro