Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

《BÖLÜM 41》

İki bölüm birden ekledim arkadaşlar. Eger fark etmediyseniz lütfen bir önceki bölüme gidin 😊

41.Bölüm

Ahşap paravanın arkasında ıslak giysilerinden kurtulmaya çalışırken çok geçmeden Adrian'ın odaya girdiğini duydu. İşini bitirip paravanın ardından çıktığında Adrian'ın da üzerini değiştirdiğini ve şu anda şömine ateşini harlamaya çalışmakta olduğunu gördü. O kadar keyifsiz ve yorgundu hissediyordu ki Adrian'la tartışacak halde değildi ancak Adrian öyle düşünmüyordu anlaşılan.

"Bugün yeterince azar yedim daha fazla duymak istemiyorum." Dedi kolundan tutup yatağa gitmesine engel olan Adrian'a.

"Azarlamayacağımm." Diyen Adrian onu çekip şöminenin yakınındaki deri koltuğa oturttu.

"Saçların ıslak. Kurutmazsan hasta olacaksın." Adrian'ın sözlerinin ardından gök gürüldedi ve cama çarpan yağmur damlaları daha da hiddetlendi. Aslında Daisy böyle gecelerde kolay kolay uyuyamazdı.

"Bana bakacak mısın?" Diye sordu Adrian sakince. Yanına oturuvermişti.

"Fazla bağırdığımı kabul ediyorum. Özür dilerim." Dedi. Birkaç dakika önceki öfkeli Adrian'da eser kalmamış gibiydi ve bu Daisy'i şaşırtmıştı. Yine de bir şey söylemedi ve yüzüne bakmadı.

"Bugün ki kızgınlığım tamamen sana değildi," diye açıklamaya başladı Adrian. "Dünkü olay kaza değilmiş. Peter birisinin bilerek bana zarar vermeye çalıştığına adı kadar emin ancak yapan kişinin kim olduğu görememiş." Bu sözler üzerine Daisy tepkisizliğini bozdu.

"Ama neden?" Diye sordu endişeyle Adrian'a dönerek. "Sana neden zarar vermek istesinler ki?"

"Bilmiyorum. Ama bu dikkatsiz davranabilecegim bir konu değil. Birisi bana zarar vermek istiyorsa ve başarılı olamadığı takdirde yakınlarıma zarar vermeyi deneyebilir diye düşündüm ve aklıma ilk sen geldin." Adrian uzanıp Daisy'nin elini tuttu.

"Eve gelip seni bulamadığımda ve tek başına ormana gittiğini ögrendiğimde korktum. Ve gelipte seni öyle görünce..."

Daisy elini çekmedi ancak bakışlarını yere indirdi.

"Hep yaptığım şeydi Adrian." Dedi kısık bir sesle.

"Bu yaptığın şeyin tehlikeli olamadığını göstermez." Dedi Adrian. Bu sefer kızıp bağırmıyor sadece anlamasını sağlamak için uzlaşmacı bir tonda konuşuyordu.

"Her erkeğin ilgisini çekebilecek bir kadınsın Daisy," dedi. "Kendini koruman gerekli. Vücudunu bir başkasının görebileceği yerlerde açıp segilememelisin."

"Anlıyorum, haklısın. Ama etrafı kontrol edip kimsenin olmadığından emin olmuştum."

"Ama ben oradaydım. Bir başkası da olabilirdi." Adrian Daisy'nin avucunun içinde tuttuğu elini yavaş yavaş okşamaya başladığında Daisy tam o noktadan başlayarak vücuduna yayılan bir sıcaklık hissetti.

"Seni önemsiyorum" dedi Adrian. Ardından Daisy'e doğru biraz daha yaklaştı ve yüzünü yüzüne eğdi.

"Bu evlilik içinde bulunmayı istemediğim bir şeydi ama sonuç olarak evlendik ve ben bu güne dek seni bu kadar önemser hale geldiğimi fark etmemiştim."

Daisy şaşkınlıkla Adrian'a bakıyor, ağzından çıkan kelimelerin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu ancak Adrian'ın birkaç santim uzağında arzuyla kavrulan gözleri tüm yetilerini devre dışı bırakmış gibiydi.

"Ve bu kadar çok istediğimi..." Diye ekledi Adrian.

"Adrian, bir anlaşma yapmıştık," diye hatırlattı Daisy kısık sesle.

"Biliyorum, birbirimizin özel hayatlarına karışmayacaktık. Hatta bu şartı ben koymuştum ama son bir kaç gündür bunu yaptığım için kendime çok kızıyorum" diye itiraf etti. Sonrasında uzanıp Daisy'nin ıslak buklelerini okşamaya başladı.

"Senin bir başkasıyla olma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum." Ardı ardına gelen itiraflar Daisy'i şaşkına çevirmişti. Ne diyeceğini bilemiyordu.

"Ve seninde aynı şekilde hissettiğini düşünüyorum. Lütfen bana yanılmadığımı şöyle."

"Yanılıyorsun!" Dedi Daisy aniden. Aralarında yıkılan duvarı bir umut tamir etmeye calışıyordu kendince. Adrian'ın saçlarını okşayan parmakları durmuştu.

"Yanılıyor muyum? Yani kendime metres tutmam seni rahatsız etmez mi? Bir başka kadınla yatağa girmemi umursamaz mısın?"

'umursamam' demek istiyordu Daisy ancak kelimeler dilinin ucunda takılı kalmıştı çünkü bal gibi de umursardı. Adrian'ı bir başka kadınla çıplak bir şekilde aynı yatakta hayal etmek bile kalbine tarifsiz bir acıya neden olmuştu.

"Susuyorsun ve bu benim hakkı olduğumu gösteriyor," diyen Adrian eğildi ve konuşmaya başladığından beri gözlerini ayırmakta zorlandığı o güzel dudakları öpmeye başladı. Daisy kıpırdayamıyordu. Beş dakika öncesine kadar kendini Adrian'la ağız dalaşına hazırlamaya çalışmışken şimdi bu yaşadığı şey...

Adrian'ın dudakları kendisininkiler üzerinde bıkıp usanmadan nazik hareketlerine devam ederken Daisy sonunda pes esip karşılık vermeye başladı. Bu küçük zafer Adrian'ın boğazından kaçan ufak bir iniltiyle aralarındaki ateşi daha da körükledi. Bir eli karısını belinden kavrayıp daha çok kendine çekerken diğer elide ensesine yerleşmiş sanki aralarında mesafe var mış gibi bastırıyordu. Daisy ise kollarını Adrian'ın boynuna ne zaman doladığını fark etmemişti.

Adrian'ın nazik öpüşü yer yer sertleşmeye ve ufak ısırıklara dönüşmeye başlayınca hızlanan nefesleri ve kesik iniltiler odaya hakim olmuştu. Adrian önce sertçe dudaklarını bereliyor, ardından başka hiç kimsenin yapamayacağı bir naziklikle öpüyordu onu. Daisy Adrian'ın alt dudağını emerken ve ensesindeki saçları kavrayıp onu kendisine daha çok bastırırken ne kadar tahrik edici olduğunun yarısı kadar bile farkında değildi.

Adrian'ın dudakları çenesine ve ardından boynuna kayıp geçtiği yerlerde kavurucu etki yaratan nemli öpücükler bırakırken Daisy nefes nefeseydi ve başı dönüyordu. İçinden derinlerde bir ses Adrian'ı durdurmasını söylüyor, bir yandan da bu sesi bastırıp kendini kucaklayan arzuya kapılmak istiyordu.

Adrian onu sırt üstü eğip kanepeye yatırdı ve kendisi de üzerine eğildi. Bir an göz göze geldiler ve Daisy gözlerinde gördüğü o vahşi ifadeyle iliklerine kadar titrediğini hissetti. Kasıklarının üzerine baskı yapan sertliği hissettiğinde ise bacaklarını aralayıp daha fazlasını hissetme isteğiyle savaşmaya başladı.

"Adrian.." diye fısıldadı elbisenin önündeki bağcıklarını çözmekte olan kocasına. Adrian umursamadan bir hediye paketini açmaya çalışır gibi bağcıkları çözüme devam etti ve sonunda elbisenin önü tamamen açıldığında o çok hayran olduğu hediyelerine kavuştu. Sabah gölde gördüğü andan beri yapmak istediği şeyi yaparak önce dokundu ve yumuşak dokusuna hayran kalarak ardından öpmeye başladı.

"Adrian!" Daisy'nin daha yüksek çıkan sesi durmasına neden oldu. Kafasını kadının göğüslerinden kaldırmayarak baktı ona.

"Yapamam" dedi Daisy yüzünde acı çeker bir ifadelerle. Adrian iç çekti. Şimdi olmazdı. Bu noktadan sonra duramazdı Adrian.

"Bebeğim sorun ne?" Diye sordu sabırla.

"Londra'da ki son gecemizde beni aşağıladın." Diye hatırlattı Daisy. "Sana gelip yatağına girmek için yalvaracağımı söyledin. Asla sana yalvarmam Adrian."

Adrian içinden kendine lanet etti. O gece yaptığı şey tamamen Daisy'e olan kızgınlığından dolayıydı ama şu an yapmamış olmayı diliyordu. Karısının üzerinden kalkmadan kollarından ve bir dizinden destek alarak hafifçe yukarı kaydı ve neredeyse gözleri dolmuş olan Daisy'nin alnına ufak bir öpücük kondurdu. Ardından yanağına, çenesine, burnuna...

"Özür dilerim. Senin asla bir erkeğe yalvarmayacağını biliyorum ve aslında bunu istemem de. O gece yaşananlar sadece öfkeli olduğum içindi ve inan hemen sonrasında pişman oldum. İzin ver bunu telafi edeyim." Bu sözlerin ardından Adrian ufak ve şefkatli öpücükler öne yenilerini ekledi.

"Daisy , lütfen..." Dedi tepki alamayınca.

"Seni istiyorum ve senin de beni istediğini biliyorum. İzin ver bunu yaşayalım. Hem karı kocanın sevişmesinden daha doğal bir şey yok."

"Başkaları olmayacak değil mi?" Diye sordu Daisy tereddütle.

"Sadece sen" dedi Adrian samimiyetle. Birbirlerine aşık olmasalar bile Adrian fiziksel ihtiyaçları konusunda bir başka kadına ihtiyacı olacağını düşünmüyordu çünkü Daisy muhteşemdi. Vücudunun her bir zerresine ihtiyaç duyuyordu Adrian ve sadece onu öpmek bile arzular içinde kıvranmaya başlamasına neden oluyordu.

Adrian'ın sözünün ardından Daisy dudaklarına uzandı ve bu kez kesintisiz tutkulu dakikalara adım attılar. Daisy daha önce hiç sevişmemiş olmasına rağmen vücudu ne yapması gerektiğini, neye ihtiyacı olduğunu biliyordu. İçinden gelen arzuyla kasıklarını Adrian'a bastırırken Adrian vahşi bir iniltiyle kadınının eteğini sıyırıp attı. Ardından dudakları Daisy'nin göğüs ucunu bulduğunda Daisy tarafından tutkulu ufak bir haykırışla ödüllendirildi. Karısının kendi kollarından zevkten kendinden geçtiğini görmek içinde yanan ateşi daha da körüklüyordu.

Ani bir hareketle Daisy'i kucağına alıp kanepeden kaldırdı ve aceleyle yatağa taşıdı. Nazik bir hareketle yatağa yatırdıktan sonra bir an durup karısını izledi. Tamamen çıplak ve biraz da utangaç bir halde bacaklarını kapatmaya çalışırken hayatında gördüğü hiçbir kadının kendisini bu denli etkileyemediğini düşündü. Aceleyle gömleğinin düğmelerini çözüp pantolonunu çıkarırken gözlerinin karısından ayırmadı.

Erkekliği Daisy'nin kendisi üzerindeki etkisini göstermek istercesine şahlanmış bir haldeyken Daisy'nin gözlerini kaçırdığını fark etti. Yavaşça eğilip Daisy'nin üzerine uzandı ve kulağına "Onu bu hale getiren sensin" diye fısıldadı. Ardından boynundan başlayıp göğsüne ve oradan karnına kadar aralıksız öptü karısını. Parmakları karısının hazinesini keşfe çıktığında kadınından duyduğu küçük çığlıklar içini tatminle doldurdu. Gerçi en büyük tatmini az sonra yaşayacaklardı ancak Daisy'e böyle zevk veriyor ve kendinden geçiriyor olmak inanılmaz güzeldi.

Tekrar üzerine eğilip dudaklarını esir aldı bir süre. Sonrasında elini alıp erkekliği üzerine yerleştirdi.

"Lütfen dokun bebeğim" diye fısıldadı kendisine bakan şaşkın gözlere.

"Hoşuna gider mi?" Diye sordu Daisy. Adrian'a nasıl zevk vereceğinden emin olamamak... Bu bir an için çok tecrübesiz hissetmesine ve utanç duymasına neden oldu ama belli etmek istemedi. Gözlerini kaçırmadı.

"Tahmin bile edemezsin" diyen Adrian elini Daisy'ninkinin üzerine koydu ve nasıl yapması gerektiğini gösterdi ancak buna pek gerek yok gibiydi zira Daisy'nin parmakları çoktan işini görmeye başlamış ve Adrian'ı bir ateşten başka bir ateşe atmayı başarmıştı. Adrian gözlerini hafifçe kapatıp kısık kısık incelemeye başlayınca doğru yaptığını anladı Daisy. Tanrım... Adrian'ın bu zevk alan hali çok... Çok tahrik ediciydi. Bir an sonra Adrian'ın parmakları tekrar kendisini okşarken Daisy iyiden iyiye kendinden geçmiş görünüyordu. Adrian karısının kendisi için hazır olduğunu hissedince tekrar üzerine çıkıp bacaklarının arasına yerleşti. Daha fazla dayanacak hali kalmamıştı.

"Harikasın..." Diye fısıldadı al al yanakları ve öpülmekten şişmiş dudaklarıyla hülyalı hülyalı kendisine bakan karısına.

"Çok güzelsin..." Adrian tekrar Daisy'nin dudaklarını hapsettiğinde Daisy o anın geldiğini anlamıştı. Bacaklarını Adrian'ın beline dolarken aslında 'hazırım' diyordu. Adrian mesajı aldı ve karısının dudaklarını bırakmadan tek hamleyle olması gereken yere yerleşiverdi. Daisy'nin ufak çığlığı dudakları tarafından bertaraf edilirken omuzlarına batan tırnakları içindeki isteği kamçıladı. Kısa sürede uyum yakalayıp ritimleri hızlanırken iniltileri tüm odayı kaplamıştı. Şömine sönmeye yüz tutmuş ve dışarıda cama çarpan rüzgar aralıklardan içeri süzülüyordu ancak her ikisinin de ateşi onları ısıtmaya yetip artıyordu bile. Gözleri birbirlerinden başka hiçbir şeyi görmüyordu. Tek amaçları birbirleri içinde kaybolmak ve daha fazla kaybolmaktı. Bulutların üzerine çıktıkları an Daisy Adrian'a tüm gücüyle sarıldı ve son noktaya ulaşırken birbirlerinin titremelerini hissederek nefes nefese, çığlık çığlığa düştüler yeryüzüne.

Bölüm sonu.

Ben nihayet diye düşünüyorum 😁 ya siz?

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro