Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

《BÖLÜM 4》

4.Bölüm

"Size Borçlandım Lordum"

Daisy karşısında gördüğü bu heybetli, güçlü duruşlu adamı ilgiyle inceledi. Uzun boylu, beyaz tenli ve koyu renk gözlere sahipti. Ensesine uzanamadan, kulak hizasında biten siyaha yakın saçları yağmur nedeniyle ıslaktı. Köşeli çenesi birkaç günlük kirli sakalla çevrelenmişti.

"Henfield Kontu Adrian Ramsey." Dedi genç adam. "Şu anda Leydim, benim topraklarımdasınız."

Daisy küçük bir an için adamın ses tonunun yoğunluğu karşısında şaşkına uğradı. "Leydi Daisy Walmond." Diye kedini tanıtarak referans yaptı hemen ardından.

Adrian Daisy'nin önünde saygıyla eğilirken, gözlerini karşısındaki genç kadının gözlerinden ayırmadan beyaz dantel eldiveninin gizlediği elinin üzerine ufak bir öpücük kondurdu. Bu hareket soylular arasında sıradan bir nezaket göstergesiydi ancak Daisy Adrian'ın gözlerinde gördüğü ve anlamlandıramadığı o duygunun etkisine kapılmaktan kendini alamadı. Adamın dudaklarının dokunduğu noktadan başlayarak tüm vücuduna yayılan karıncalanma hissi karşısında şaşkındı. Bu tamamıyla yeni, yabancısı olduğu bir duyguydu.

"Çok memnun oldum, Lordum." Dedi hemen kendini toparlayarak. Elini adamım elinden kurtarması ise birkaç saniye daha zaman aldı.

"Sanıyorum yardıma ihtiyacınız var." Adrian araba kurtarma işini bırakıp kendilerini izleyen üçlüye bir bakış attı.

"Hepsi benim yüzümden," diye itiraf etti Daisy yüzü düşerek. "Yola çıkma konusunda çok aceleci davranmasam böyle olmayacaktı."

"Sizi bu yağmurda yola çıkmaya zorlaya sebep nedir Leydim?" diye sordu Adrian. Aynı anda atını yol kenarında ki ağaçların birine bağlıyordu. Daisy tam olarak ne cevap vereceğinden emin değildi.

"Özür dilerim normalde bu kadar meraklı biri değilimdir." Diye ekledi Daisy'nin tereddüt ettiğini görünce.

"Buralarda yardım çağırabileceğimiz yakın bir yer var mı Lordum?" Daisy tüm ümidiyle sormuştu.

"En yakın yer arabayla bir saat mesafede, yani pek mümkün değil." Daisy'nin çaresizlikle düşen yüzü Adrian'ı gülümsetti.

"Elinizde sadece ben varım Leydim, size yardım etmek benim için onurdur." Daisy gömleğinin kollarını sıvayarak arabaya doğru ilerleyen Kont karşısında şaşkına döndü.

"Lordum, üzeriniz mahvolacak," diye uyardı Daisy. Kendisi de çok iyi durumda değildi zaten. Pelerini ve elbisesinin etekleri çamur içerisinde kalmıştı.

"Benim topraklarım içerisindesiniz Leydim, yani bu benim sorumluluğumdasınız demek."

On dakika sonra Adrian'ın ayak bilekleri çamura batmış, arabanın tekeri her yerinden oynayıp geri kayışında üzerine daha fazla çamur sıçratmıştı. Ayrıca uğraşları hiç sonuç verecek gibide gözükmüyordu. Yaşlı arabacı ve genç çocuk pek işe yaramıyorlardı. Zaten yaşlı adam çoktan gücünü kaybetmiş gözüküyordu. Bu iş böyle olmayacaktı.

Daisy sıkıntıyla yanlarına yaklaştığı an aracın tekerleği tekrar kaydı ve yere çarptığında sulu bir çamur birikintisi bu kez Daisy'nin üzerine sıçradı.

"Leydi Walmond!" diye uyardı Adrian. "Uzak durmanız gerekirdi."

"Çamur sorun değil Lordum zaten elbisemin etekleri çoktan mahvolmuştu. Ben asıl sizin için endişe ediyorum." Adamın alnında ter damlaları birikmiş, gömleği terden sırtına yapışmıştı.

"Lütfen kendinizi zorlamayın daha fazla."

Adrian bir an için alındı. Orduda o kadar görev yaptıktan sonra dayanıksız bir görüntüsü olmadığının farkındaydı. Bu kadın nasıl olurda böyle basit bir işin ona zarar verebileceğini düşünüyor olabilir di?

"Çok daha zorlarının altından kalktım Leydim, benim içi endişelenmenize gerek yok."

"Siz bir Kont'sunuz" dedi Daisy çekinerek. Bir kontun işçi gibi çalışması nerede görülmüştü ki?

"Yani," dedi Adrian gülerek, "Siz de bir Leydisiniz ancak baştan aşağı çamura bulanmış durumdasınız."

Daisy bunun üzerinde sesli bir şekilde gülmeye başladı. Adrian'da bu güzel kadının gülüşüne hayran bir şekilde sırıtmaktan kendini alamadı. Dikkatlerini dağıtan yaşlı İsaac'ın kuru öksürükleri oldu. Daisy'nin bakışlarına tekrar kaygı düştü.

Tam o anda Adrian'ın aklına gelen fikir kendisine kızmasına neden oldu. Bunu daha önce neden akıl edememişti ki? Yolun bir kaç metre kenarında başlayan ahşap çitle çevrili tarla sınırına gitti. Çite bir tekme darbesi indirdi ancak çit kırılmak yerine yumuşayan topraktan dolayı arkaya doğru yattı. Adrian bunun üzerine uşak yardımcısına gelmesi için eliyle işaret etti.

"Buyrun Lordum" dedi cılız genç çocuk.

"İsmin ne delikanlı?

"Toby"

"Pekala, Toby. Şu dikey parçayı sabit tutmanı istiyorum." Dedi Adrian eliyle işaret ederek. Toby parçayı eliyle sabitledi ve sıkıca tutmaya başladı.
Adrian ikinci tekmeyi indirdiğinde çitlerin yatay parçalarındaki çiviler gıcırdayarak Toby'nin tuttuğu dikey ahşaptan ayrıldılar. Birkaç dakika sonra ellerinde birer metre uzunluğunda ve on santim genişliğinde iki tahta parçası vardı. Onları izleyen üç meraklı göz, hatta Toby bile Kontun amacını anlamış değildi.

Kont elindeki parçalarla geldi ve arabanın altına doğru eğildi. Çamura batan tekerleğin ön tarafına uzunlamasına yerleştirdi. Aynısını diğer tekerleğe de yaptı.

"Sizin de ufak yardımınıza ihtiyacım olacak hanımlar, biz arabayı iterken tahtaları tekerlekler üzerine çıkana kadar sabit tutmanızı istiyorum."

Emily çoktan yerinden fırlamıştı bile. Daisy'de diğer tekerleğe doğru eğildi.

"Parmaklarınıza dikkat edin" diye uyardı Adrian. Tekerlekler tahtaların üzerine çıkar çıkmaz elinizi çekin."

Birkaç güçlü itişin ardından arabanın tekerlekleri tahtaların üzerine çıktı.

"Oldu!" diye bağırdı Daisy sevinçle eğildiği yerden doğrularak. Arabanın tekerlekleri kaygan çamur yerine pürüzlü ahşap yüzeyde rahatlıkla kaymadan ilerledi ve battığı çukurdan kurtuldu.

"Çok teşekkürler Lordum, sizi bize Tanrı göndermiş olmalı!" Daisy sevinçten adamın boynuna atlayabilirdi neredeyse. Nihayet zavallı İsaac ve Toby'nin daha fazla uğraşmasına gerek kalmayacaktı.

"Hiç önemli değil Leydim," dedi Adrian. "Onurlu bir insan olarak size, benim topraklarımda zorda kalmış bir leydiye yardım etmemem gibi bir ihtimal olamazdı."

"Size borçlandım Kont Ramsey." Dedi Daisy. Dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı ve gözlerinde Adrian'ı esir alan bir pırıltı vardı. Daisy flörtöz davrandığının farkında bile değildi. Adrian'ın üzerinde yarattığı etkininde...

"Başka bir gün daha iyi şartlar altında karşılaşmak dileğimle, iyi yolculuklar dilerim Leydi Walmond."

Daisy atını dört nala sürerek yanlarından uzaklaşan Adrian'ın ardından bakarken yüzünde farkında olmadığı gülümseyen bir ifade vardı.

Bir saat sonra yolları üzerindeki ilk handa mola verdiler. Yaşadıkları olaydan dolayı oldukça vakit kaybetmişlerdi ancak yine de Daisy bu kez ayrılmak için acele etmeyecekti. Özellikle İsaac'ın iyice dinlendiğinden ve sıcak bir şeyler içtiğinden emin olacaktı. Tabi birde kendisine çeki düzen vermesi gerekiyordu. Üstü başı neredeyse tamamen çamur içindeydi. Onları göre han sahibini saldırıya uğramadıklarına ikna etmek için bir hayli dil dökmüştü.

Kendine dinlenmek için izin veren Daisy, gece vakti Adrian ve Isabelle'in sıcak anlar yaşadığından habersiz olduğu o odada sıcak banyosunu yapıyor, Adrian'la bir daha karşılaşıp karşılaşamayacağını düşünüyordu.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro