《BÖLÜM 38》YENİ
Evet günün 2.bölümünü uzuuuun süren metrobüs yolculuğuna borçluyum 😁
Bu arada bir önceki bölümün bildirimini almamış olabilirsiniz. Lütfen onu atlamayın 😊
38. Bölüm
"Sakin ol, bir şey yok" diyen Adrian'ı duymuyordu Daisy. Kana bulanmış gömleği sıyırmaya çalışıyor, diğer yandan da Billy'i azarlayıp duruyordu. Doktor neredeydi?
"Benim kanım değil." Dedi Adrian, Daisy'nin gömleğinin yakasını çekiştiren parmaklarını kavrayarak.
"Bana bak Daisy, ben iyiyim." Daisy bir an gözlerinin içine bakan Adrian'a baktı. Adamın gözlerinde acı çeker bir ifade yoktu.
"Senin kanın değil mi?" Diye sordu tekrar teyit etmek isteyerek.
"Değil."
Bu cevap üzerine rahatlayarak uzunca bir nefes verdi Daisy.
"Tanrım, öyle korktum ki..."
Merdivenleri çıkarken Adrian'ın dizindeki problemi fark etti bu kez.
"Topallıyorsun ama. Ne oldu Adrian?"
"İçeri geçelim her şey anlatacağım merak etme."
Adrian kendisi için hazırlanan küvete girmek için soyunurken Daisy istemsizce onu izliyor, farkında olmadan dudağını ısırıp duruyordu. Bu kendini suçlu ya da tedirgin hissettiğinde yaptığı ki bir şeydi ve şu an Adrian'ın geniş omuzlarını ve hareket ettikçe şişen kol kaslarını izlerken kendisini yaramazlık yapan çocuklar gibi hissediyordu. 'Neyse ki sırtı dönük' diye düşündü kendi kendine.
Adrian dizini bükerken ufak bir küfür savurunca Daisy hemen yanına gidiverdi.
"Yardım etmemi ister misin?"
Adrian bir an için Daisy'e anlamsızca baktı.
"Ciddi misin?" Diye sordu sonra. "Geçen sefer bunun için sana ufak çaplı bir zorlama yapmam gerekmişti." Dedi sırıtarak.
"Sadece insani sebeple yardıma ihtiyacın olup olmadığını soruyorum." Dedi Daisy.
"Bu çok cazip bir teklif ama bence sen beni yalnız bırak." Dedi Adrian. "Yoksa birazdan yıkanmak için değil ama başka şeyler için yardıma ihtiyacım olabilir."
"Adrian!" Diye bağırdı Daisy. "Sana yardım teklif edende kabahat."
Daisy söylenerek odadan ayrılırken Adrian keyifle gözlerini yumdu. Aslında banyosunu çok daha keyifli hale getirebilirdi ama bu gün kendinde duracak gücü bulamayacağını hissediyordu. Ve Daisy'nin de bunu henüz istemediginin farkındaydı. Bebek adımları her zaman en güvenli yoldu. Elbet Daisy bir gün kendi isteğiyle ona gelecekti sonuçta.
Daisy yarım saat sonra elinde tepsiyle odaya geldiğinde Adrian kurulanmış, üzerini giyiniyordu.
"Aç olduğunu sanıyorum," dedi Daisy tepsiyi masanın üzerine bırakırken. Adrian ise üzerine geçirdiği gömleği düğmelemeden yemeğin başına geçip kızarmış tavuğu mideye indirmeye başlamıştı bile.
"Teşekkür ederim. Onca hengameden sonra ne kadar acıktığmı unutmuşum." Dedi ağzindakileri ciğnerken diğer yandan da konuşmaya çalışarak.
"Hala neler olduğunu anlatmadın." Diye hatırlattı Daisy.
"Sadece bir kaza. Ahşap kirişlerin üzerinden bir kütük az daha düşüp kafama çarpacaktı. Köylülerden biri fark edip beni itmek için üzerime atladı ve yere düstüğümüz sırada dizimi bir yere çarptım sadece. Ama zavallı adam benim kadar şanslı değildi. Kütük kafasını yardı ve baygınlık geçirdi. Üzerimdeki kan onundu."
"Zavallı adam! Durumu nasıl?" Diye sordu Daisy panikle.
"Doktor çağırdık hemen. Kafasına dikiş atıldı. Adamcağız kendine geldi ama doktoru bu gece onunla bıraktım. Yarın gidip nasıl olduğuna bakacağım."
"Tanrı onu korusun." Diye mırıldandı Daisy. "Ya sana bir şey olsaydı..."
"Benim için bu kadar endişelenmen grurumu okşuyor" diyerek sırıttı Adrian.
"Grurun okşanacak başka bir şey bulsun! Beni bir daha böyle korkutma Adrian, ciddiyim! Dikkatli ol!"
"Tamam, tamam" diyen Adrian Daisy'nin elini avuçlayıp kendine çekti ve parmaklarına ufak bir öpücük kondurdu. Karısı tarafından önemsenmek gerçekten hoşuna gitmişti.
"Artık uyuyalım mı? Oldukça yorgunum."
Daisy kafasını sallayıp ayağa kalkınca Adrian'da son dört gecedir uyuduğu kanepeye yöneldi ama Daisy koluna dokunarak durdurdu bu kez.
"Düşündüm de, yatağı neden paylaşmıyoruz?" Diye önerdi. Adrian'ın cevabını beklerkense dudaklarını kemirmeye başlamıştı bile.
Adrian bir yatağa, bir kanepeye, bir de Daisy'e baktı.
"Kanepe de gayet iyi." Dedi ardından.
"Yapma lütfen" diye itiraz etti Daisy. "Sığmıyorsun bile. Şekilden şekle giriyorsun."
"Seni rahatsız etmeyeyim."
"Rahatsız etmezsin. Yatak ikimize yetecek kadar büyük."
"Ben kanepede rahat ediyorum."
"Adrian yeter ama!" Diye patladı Daisy, itirazlara karşılık olarak. "Bu itirazların çok saçma. Kendim için birşey istemiyorum ki. Sen dört gecedir orada saçma sapan şekillerde uyurken ben rahat yatakta yatmaktan vicdan azabı çekiyorum. Ayrıca sanki yatakta vebalıymışım gibi benden kaçma sebebine de anlam veremiyorum!"
"Hayır, hayır" diye itiraz etti Adrian iç çekerek. Daisy'nin bundan alınacağı hiç aklından geçmemişti. Kadını omuzlarından hafifçe kendine doğru çekti.
"Bana bak lütfen," dedi bakışlarını yerdeki halının desenlerine dikmiş olan Daisy'e. Daisy isteğine uymayınca çenesinden tutup başını çevirerek kendisine bakmasını sağladı.
"Senden kaçtığım falan yok Daisy," dedi.
"Bu yaptığın ne oluyor peki?" Diye sordu Daisy gözlerini iri iri açarak.
"Ben..."
Adrian ne diyeceğini bilmiyordu. Şu ana kadar kabuslarından kimseye bahsetmemişti. Bu onun zayıf yanıydı ve kimsenin bilmesini istemiyordu. Hem Daisy'ye de çok saçma gelirdi zaten.
Adrian'ın bu tereddütü üzerine "Bosversene" diye omuz silkerek kendisini tutan ellerden kurtuldu ve gidip yatağa girdi. Adrian ise orada dikilip kalmıştı.
Bir süre sonra Adrian yavaşça yatağın diğer ucuna oluşup yorganın altına girdi.
"Uyumadığını biliyorum," dedi sırtı kendisine dönük olan Daisy'e. Daisy cevap vermedi.
"Aslında seninle aynı odada kalmaya dahi korkuyorum," diye söze başladı Adrian. Daisy buna da cevap vermedi ancak tepkilerini izleyen Adrian nefes almasından kaynaklı hafifçe aşağı yukarı inip kalkan omzunun hareketsizleşmesinden nefesini tuttuğunu anladı.
"Bunun seninle ilgisi yok," diye devam etti sözüne. "Bazı uyku problemleri yaşıyorum. Kabuslar görüyorum ve uyandığımda bir süre gerçekle rüyayı ayırt edemiyorum. Bu süre zarfında bana yakın olan insanlara farkında olmadan zarar verme ihtimalim var. Bu yüzden geceleri mümkün olduğunca senden uzakta uyumaya çalışıyorum."
Daisy aniden Adrian'a döndü.
"Ne tür kabuslar bunlar?" Diye sordu.
"Kabus işte. Fazlasıyla gerçekçi." Dedi Adrian gözlerini tavana dikerek.
"Savaşta olanlarla mı ilgili?" Diye sordu Daisy sesini yumuşatarak. Adrian cevap vermek yerine gözlerini kapatmayı tercih etti.
Daisy bir an için onun bu korkusuna sebep olan olayı düşündü. Sadece bir ihtimalden dolayı mıydı bu tedirginlik yoksa gerçekten böyle anda birisine zarar vermişti de o yüzden mi korkuyordu? Sormak istedi ancak soramadı çünkü Adrian bu konudan bahsetmiş olmaktan oldukça rahatsız görünüyordu. Bunun yerine gözleri kapalı halde usul usul nefes alan adamı izlemeyi tercih etti Daisy. Yıkandıktan sonra şekil vermediği saçları birbirine girmişti ve sakalları bir hayli uzamaya başlamıştı ama bu ona ayrı bir çekicilik katıyordu. Düğmelenmemiş gömleği yana kaymış, yer yer kıllarla kaplı olan göğsü meydana çıkmıştı. Daisy o an içinde Adrian'a sokulup başını göğsüne yaslama isteğinin uyandığını fark edince kaskatı kesildi. Böyle şeyler hissetmemesi gerekiyordu.
"Uyumayacak mısın?" Diye sordu Adrian gözlerini açmadan. Daisy yakalandığını hissedince yüzünü ateş basmasına engel olamadı. Lanet olası Adrian gözleri kapalıyken de görmeyi nasıl beceriyordu acaba?
"Yoksa korkuyor musun?" Diye sordu Adrian bu kez gözlerini açarak. O an bakışları karşılaştığında Daisy Adrian'ın gözlerinde ki ifadenin ne denli tutkulu olduğunu, Adrian'ın yatağa girdiğinden beri aklında hangi düşüncelerle savaştığını, kararsızlığını, cekincesini, isteğinini bilemezdi ancak yoğunluğunu hissedebilirdi. Hissettide. Adrian fransızca bir küfür savurarak onu kendine çekip başını boyun çukuruna gömdüğünde ve kollarını bir kelepçe misali kullarak kendisini hapsettiginde hissettiği ama adını koyamadığı duyguların yoğunluğundan dolayı hiçbir şey yapamadı Daisy. Yapmak da istemedi zaten. Adrian'ın az önce dikizlediği göğsüne yaslanıp sakince nefesleri almaya çalıştı sadece.
"Beni yatağa çağıran sendin," diye mırıldandı Adrian'ın boynundaki dudakları. "Bende böyle uyumak istiyorum. İtiraz hakkın yok."
Bölüm sonu.
Edit: yokluğumda şu sıralama zımbırtısı falan değişmiş ben hiçbir şey anlamadım cahil kaldım şuan biri bana anlatabilir mi 😂
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro