Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

《BÖLÜM 28/2》

28.Bölüm

Daisy belki hayatinda uzun zamandır ilk kez o sabah baş ağrısı ile uyanmıştı. Neredeyse tüm gece boyunca içini çeke çeke ağladığından bu durum anormal degildi aslında.

"Leydim, ne oldu size?" diye hayretle sordu odaya giren Emily. Hemen ardından gelip Daisy'nin ateşini kontrol etti.

"Hasta mısınız? Kont'a söyleyeyim hemen doktor çağırsın"

"Dur Emily!" diyerek kolunu tutup durdurdu Emily'i. "İyiyim. Hazırlanmam gerekiyor. Yola çıkacağız."

"Ama bu halde olmaz" diye itiraz etti Emily.

"Ne diyorsam o Emily. Ben gayet iyiyim, kimseyi endişelendirmenin anlamı yok." diyen Daisy'nin sesi sertti. Yataktan çıkıp altın varaklı boy aynasında kendini gördüğünde aslında Emily'nin endişhesine hak verdi. Yüzü ve gözleri şişmiş, teni solgunlaşmıştı. Göz çukurlarında görmeye hiç alışık olmadığı koyuluklar oluşmuştu. Hepsi lanet olası Adrian yüzünden!

"Gözaltı morlukları için hazırladığın bir merhem vardı Emily, benim için ondan hazırlar mısın? Bu halde yola çıkmak istemiyorum." Dedi aynadaki görüntüsünü hoşnutsuzlukla izlemeye devam ederken.

"Elbette Leydim, ben mutfağa bakayım, zerdeçal varsa hemen hazırlarım." Diyen Emily odadan ayrıldı.

Daisy odada kendi ile baş başa kalınca dün gecenin anısü tekrar aklına çöküverdi. Gozleri dolarken derin bir nefes aldı içini çekerek. Kalbi öyle kırılmıştıki Adrian'ı görmek dahi istemiyordu. Dahası karşısına nasıl çıkacağını bilmiyordu.

Odasının caddeye açık penceresinden duyduğu atlı araba sesleri düşüncelerini böldü. Merakla pencereye ilerleyip baktığında sarayın atlı birliklerini gördü. Sabah sabah bu ne demekti şimdi?

Az sonra Adrian göründü. Askerlerden bir tanesiyle kısa bir süre konuştular. Sırtı dönük olduğu için Daisy Adrian'ın yüzünü göremedi ve ne konuştuklarına dair bir fikir yürütemedi. Adrian'la konuşanın emri ile başka iki asker yanlarına geldi ve Adrian'ın arkasından peşi sıra içeri girdiler.

Birkaç dakika sonra koridordan duyulan İsabelle'in feryat figan bağrışları herşeyin açıkladı. Dasiy dört gündür İsabelle'in bu evde rehin tutulduğunu neredeyse unutmuş. Adrian ondan Isabelle'in ne cezası almasını isterse bunu sağlayacağını söylemiş, Daisy'de yasalar neyi gerektiriyorsa uygulanmasının yeterli olduğunu belirtmişti. Ancak hasta yatağında o kadının hala bu evde olduğu aklından çıkıvermişti.

Kolunda iki askerle götürülen İsabelle'i izledi pencereden. Saçları dağılmış, üzerindeki elbise kırışmıştı. Askerler tarafından arabaya bindirilmeden önce kafasını çevirdi ve nereye bakması gerektiğini biliyormuş gibi direkt olarak üst kattaki pencereye, Daisy'e dikti gözlerini.

"Bunu ödeyeceksin!" diye bagırdı kendisine bakarak. Ardından askerler onu itekleyerek arabaya bindirdi.

İsabelle'in ardından Adrian arkasını dönüp kafasını kaldırdığında Daisy ile yüz yüze geldi ancak Daisy ise hemen geri çekilip camı kapattı.

"Leydim, merhemi getirdim." Diyen Emily'nin sesi yerinden sıçramasına neden oldu.

"Özür dilerim kapıyı defalarca çaldım ama duymadınız."

"Sorun değil. Dışarıda olanları izliyordum."

"Neyse ki o pislik kadın cezasını bulacak. Lord Ramsey bunun olacağını garanti etti Leydim. Bu arada sizin yola çıkmak için hazırlanmanızı beklediğini söyledi."

"Lordumuz biraz daha bekleyecek" diyen Daisy Emily'nin elindeki metal kaseyi aldı ve aynanın karşısına geçip merhemi göz çevresine sürmeye başladı.

"Leydim, eğer müsade ederseniz üzerime vazife olmayan bir konu hakkında konuşabilir miyim?" diye sordu Emily.

"Tabii Emily" dedi Daisy hala merhemle meşgulken.

"Kontla aranızın iyi olmadığını görebiliyorum. Özellikle bugun sizi bu halde görünce emin oldum." Diyen Emily Daisy'nin kızıp kızmayacağından emin olamayarak duraksadı. Daisy'nin kaşları çatılmış kremli parmakları havada kalmıştı.

"Leighton'a vardığımızda size daha dikkatli olmanız konusunu hatırlatmak istedim sadece. Diğer çalışanlar yatağınızın bozulmadığını gördüğünde bunu aralarında konuşmaya başlamaları çok zaman almayacaktır Leydim."

Daisy kıpkırmızı kesilirken bir an için birşey diyemedi. Başka bir çalışan olsa böyle bir konuda konuşmaya cüret etmezdi ancak Emily'nin kendisinin iyiliğini düşündüğünü biliyordu.

"Leighton'da ki çalışanlarımın beni sevdiğini ve saygı diyduğunu düşünüyordum Emily, yanılıyor muyum?" diye sordu.

"Hayır Leydim hepimiz sizi çok seviyoruz. Evin hanımının artık siz olduğunu öğrendiklerinde herkesin çok sevineceğini de biliyorum ama insanlar dedikoduya meraklıdır Leydim. Mutfakta neler konuşulduğunu bilseniz şaşardınız."

"Anlıyorum." diyen Daisy ellerini ipek mendiline silerek temizledi. Keyfi kaçmıştı. Daha düğün gecelerinde zehirlendiğinden ve iyileşme sürecinden dolayı henüz aynı odayı paylaşmamışlardı ve bu durumun gerekliliği tamamen aklından çıkmıştı ancak şuan Emily'e hak veriyordu. Dedikodu istemiyorsa Adrian'la aynı odayı paylaşmaya mecburdu.

***

İki saat sonra eşyaları arabaya yüklenirken Daisy halasıyla ve Marianne ile vedalaşıyordu.

"Beni habersiz bırakma tatlım, sık sık mektup yaz." Dedi Margaret Daisy'e sarıldığı esnada. Gözleri dolu doluydu.

"Keşke annen ve babanda bu günleri görebilseydi." diyerek içini çekti. Daisy ise halasıyla aynı fikirde değildi çünkü ne annesinin ne de babasının her ne sebeple olursa olsun aşksız bir evliliği onaylamayacağını biliyordu.

"Keşke," dedi halasına bu düşüncelerini gizleyerek. Biraz olsun gülümsemeye çalıştı çünkü kadının aklı kalsın istemiyordu. Ardından Marianne gülümseyerek Daisy'e sarıldı.

"Dün gece söylediklerimu unutma." Diye fısıldadı Marianne sır verir gibi. "Herşey güzel olacak." Diye ekledi ardından.

Vedalaşma faslı bitip peşinde Adrian'la birlikte arabaya binerken bir kez olsun Adrian'ın yüzüne bakmadı çünkü cesareti yoktu. O gözlerde göreceği şeyden ya da Adrian'ın kuracağı cümlelerden korkuyordu. Bunun yerine geride kalan Ramsey Malikanesini izledi ve sonrasında Londra sokaklarina verdi dikkatini. Karşısında oturan kocasının bakışlarını sıklıkla üzerinde hissetmesine rağmen ilgilenmiyormuş gibi yapmak oldukça zor olacaktı.

2.part sonu.

Lütfen kısa olduğunu söylemeyin bu zaten 28.bölümün devamı. Bu gün içinde 29.bölümü de ekleyeceğim 😊

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro