《BÖLÜM 28/1》
Merhabalar, hafta sonuna kadar beklemek istemedim o yüzden bölümü 2 parça halinde yayınlıyorum. Bu bölüm +18 ibaresi koymalı mıyım emin değilim bilemedim. 😞
İyi okumalar 😊
28.Bölüm
Daisy her ne kadar utanç duysa bile bazen uykusuz geçirdiği gecelerde Adrian ile öpüşmeyi hayal etmişti. Ancak hayal kurarkan Adrian'ın dudaklarnın böyle yumuşak, hararetli ve ısrarcı olacağını bilemezdi. Ve içini böyle titreteceğini...
Dudaklarını hapseden dudaklar nemli sıcak ve baskıcıydı. Daisy yavaş yavaş yanmaya başladığını hissediyor, içinde daha önce varlığını bile hissetmediği bir duyguyu tanıyordu. Tutku muydu bu? Arzu mu? Her ne ise çok güzeldi. Adrian yumuşak ama ısrarlı hareketlerle karşılık vermeye zorluyordu genç kadını. Bir elini beline koyup kendisine çekmiş ve bedenleri birbirine hiç olamayacak kadar yakınlaşmıştı. Diğer eli ise göğsünün acıkta kalan kısmını kavradığında Daisy istemsizce bir inilti kaçırdı ağzından. Bu Adrian'ın beklediği fırsattı. Dili genç kadınının dudaklarının arasından kayarken amacına ulaşmanın hazzıyla kendi zevk mırıltıları Daisy'ninkilere karıştı.
Daisy Adrian'ın sertleşen tavrını fark etti. Dudaklarını bereleyen dudaklar artık daha sert, daha aceleci ve ateşliydi. Adrian dişleriyle dudaklarını emiyor, yer yer canını hafifçe yakacak şekilde ısırıyor, ardından tekar dili ağzını keşfe çıkıyordu.
Bir öpüşme nasıl bu kadar yakıcı olabilirdi hiçbir fikri yoktu.
Adrian dudaklarını serbest bırakıp boynuna indiğinde nefes almayı hatırlayabildi Daisy. Ancak Adrian durmuyor, dudaklarıyla boynunda, kulak memesinde yakıcı izler bırakmaya devam ediyordu. Adrian sertçe göğsünü sıkarken dudaklarından bir inilti daha koptu. Kocasının hoyratlaşan tavrı içinde bulunduğu ateşi körüklüyordu resmen.
Adrian aceleyle korsesinin iplerini gevşeterek Daisy'nin o güzel kıvrımlı göğüslerini neredeyse tamamen göz önüne serdiğinde Daisy bir an için itiraz etmeyi denedi. Adamın omzuna ne zaman doladığı belli olmayan kollarını çözerek ittirmeye çalıştı.
"Adrian!" Daisy'nin ince bileklerine karşın Adrian kaya gibi sertti ve karısının itirazını bir gram dahi umursamadı. Bunun yerine artık zor zaptettiği erkekliğini Daisy'e daha çok bastırdı.
"Adrian, lütfen!" diye itiraz etti Daisy tekrar. Ancak sesi hiç olmadığı kadar cılız ve istemsizdi.
"Hişt"
Adrian'ın ıslak dudakları tekrar kendi dudaklarına kapanarak itirazını bertaraf etti. Kaya gibi sert elleri iç elbisesinin ince ve neredeyse seffaf olan beyaz kumaşı üzerinden göğsünün ucunu bulduğunda Daisy'nin iniltisi Adrian'ın dudaklarında kayboldu. Daisy artık ayakta durabilecek gibi hissetmiyordu. Kollarını sıkıca Adrian'ın omuzlarına dolayarak kendini ona yasladı. Adrian ise dudaklarını önce boynuna, ardından göğsünün ortasındaki yumuşak vadiye indirdi. Sakalları pürüzsüz teninde kırmızı izler bırakarak yavaşça ilerlerken Daisy'i sınır nontasına getirecek bir şey yaptı, dudakları göğüs ucuna kapandı ve dudaklarına yaptığı gibi o hassas noktayı bereleme başladı.
"Ah, Adrian!"
Daisy bu harekete anlam veremedi ancak sorgulayacak durumda değildi. Kafasını geriye atıp ufak bir çığlık koparırken Adrian'dan da vahşi iniltiler yükseliyordu.
Adrian'ın yaptığı her hareket bacaklarının arasındaki o noktayı sızlatıyor gibiydi ve Daisy ilk kez hissettiği bu şey karşısında dayanamayacak noktaya geldi. Bacakları titremeye başladığında daha ilerisinin ne olabileceği hakkında hiç fikri yoktu. Ancak Adrian biliyordu.
Yavaşça geri çekilip genç kadının buğulu bakışlarıyla göz göze geldi. Kollarındaki narin beden titriyordu ve nefes nefeseydi. Adrian'da çok farklı sayılmazdı ancak kendini kontrol edebilme konusunda çok daha fazla tecrübeliydi.
"Sanırım bu kadardı sevgili karıcığım" diye fısıldadı kısık gözlerle. Daisy ise ne demek istediğini anlamayarak boş boş baktı Adrian'a.
"Kocanı yatağında istemeyerek neler kaçırdığını bil istedim" diye fısıldadı Adrian kulagına doğru yaklaşarak. Nefesi Daisy'nin tenini gıdıklıyordu.
"Resmen dağıldın..." diyen Adrian karısının öpülmekten kızarıp şişmiş ve daha da öpülesi hale gelmiş olan dudakları üzerinde gezdirdi parmaklarını.
"Ve bu sadece bir öpüşmeydi" diye devam etti. "Devamında ne hale geleceğini merak ediyorum"
Daisy bu sözler karşısında neye ugradığını şaşırmıştı. Diyecek birşey bulamıyordu.
"Geri kalanını hayal et sevgili karıcığım" diyen Adrian parmaklarını artık açıkta kalan göğüsleri üzerinde gezdirmeye başladı.
"Şimdi beni yatağına almıyor olabilirsin ama gün gelecek devam etmem için yalvaracaksın." Derken ses tonu Daisy'nin titremesine neden oldu. Az önce büyük bir yangının içinde yanıyorken şimdi kafasından aşağı buz gibi sular döküldüğünü hissediyordu. Adrian kapıyı açıp Daisy'i o halde bırakıp giderken hiçbir sey yapamadı.
Dizleri onu daha fazla taşıyamayınca kapının önüne çöküverdi Daisy. Gözyaşları sessiz sessiz süzülüp çenesinden göğsüne damlıyordu.
Hayatında kendini hiç bu kadar aşağılanmış hissetmemişti -Francis'le basıldığında bile.
Adrian bunu neden yapıyordu? Kendisine olan öfkesi yüzünden miydi? Oysa son birkaç gün içerisinde aralarının düzeldiğini düşünmüştü. Aptal Daisy! Adrian sadece hasta olduğu kendisine iyi davranmıştı belli ki. Şimdi iyileştiğine göre anlaşılan ona hayatı zehir etmeye devam edecekti. Adrian'ın kızgınlığını ve öfkesini anlamaya çalışmasına rağmen az önceki aşağılanmayı kendine yediremiyordu.
Gözyaşlarını elinin tersiyle silerken yenileri akmaya devam ediyordu. Şömine ateşi gü3cünü kaybettiğinde artık üşümeye başlamış ve hala yarı çıplak olduğunu fark edebilmişti. Titreyen ellerle elbisesinden sıyrılıp geceliğini giyerken Adrian'ın o yağmuru andıran kokusunun kıyafetlerine sindiğini fark etti. Bir daha o yeşil elbiseyi asla giymeyeeğinden emindi. Yıkansa dahi o elbise her zaman az önce yaşadığı dakikaları hatırlatacaktı ona.
Kendini temiz geceliğiyle yatağa attığında Adrian'ın kokusunun kendi tenine dahi sindiğini fark ederek bir kez daha ağlamaya başladı.
Az önce ilk gerçek öpücüğünü yaşamıştı. Francisle olan öpücükle kiyaslanamayacak kadar iyiydi. Ayakları yerden kesilmiş, hiç bilmediği bir duyguyu hissetmişti. Üzüntüyle iç çekti. Hayatının gerçek anlamda ilk öpücüğünü tatmış, hemen ardından aşağılanmıştı.
'Neden herşey benin için bu kadar zor olmak zorunda?' diye sordu içinden kendi kendine. Hiç mutlu olamayacak mıydı?
Henüz nisanlarının yeni ilan edildiği zaman Adrian'ın "Bu evliliği yaptığına pişman olacaksın" dedigini hatırladı. Anlaşılan gerçekten de pişman olacaktı.
28.Bölüm 1.part sonu.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro