Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

《BÖLÜM 10》

10.Bölüm

Kulak Misafiri

Ramsey Ailesinin Londra'da ki malikanesinde hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu. Leydi Marianne Ramsey müzikli bir akşam yemeği daveti verecekti. Bu kararı bir hafta önce Buckingham Düşesi İsabelle Hamilton'ın düzenlediği baloda Daisy ve Adrian'ın yakınlaşmasına şahit olduğu an vermişti. Arada bir kıvılcım varsa bunu ateşlemek Marianne'in boynunun borcuydu zira Adrian'ın buna pek niyeti yok gibi gözüküyor, Daisy'e ilgi duyduğu gerçeğini inkar ediyordu.

''Hala hazır değil misin? Konuklar gelmek üzere,'' diye çıkıştı Marianne. Adrian çalışma odasında günlük kıyafetleriyle oturuyordu.

''Çalışmam lazım anne,'' dedi sakince ses tonuyla, gözünü elindeki kağıttan ayırmayarak.

''Bu akşam değil'' diye itiraz etti Marianne. ''Lütfen ev sahibi gibi davran.''

''Bu daveti veren sensin ve amacının ne olduğunun gayet farkındayım. Daha önce fikrimi kesin bir dille belirttiğimi sanıyordum.'' Adrian'ın koyu gözleri bu kez kısık bir şekilde annesine bakıyordu.

''Neymiş amacım?'' diye sordu Marianne kollarını birbirine bağlayarak.

''Daisy ile beni tekrar bir araya getirmek için bir sebep olsun istiyorsun. Ondan etkilendiğimi düşünüyorsun,''

''Etkilenmiyor musun?'' Marianne'nin tek kaşı yukarı kalkarken ses tonu sorgulayıcı ve meydan okuyucuydu.

''Daisy güzel bir kadın evet, beni etkilediğide doğru ancak senin umduğun gibi evlencek kadar değil. Hayatıma giren diğer kadınlardan bir farkı olamaz.'' Adrian son sözü söylediğini düşünüyordu.

Mairanne bağladığı kollarını çözüp masaya eğildi, kollarını iki yana yaslayıp yüzünü Adrian'ın yüzüne yaklaştırdı.

''Sen benim oğlumsun Adrian ve ne hissettiğini ben senden daha iyi bilirim.'' dedi kendinden emin bir şekilde. ''Şimdi yukarı çık ve bir konta yakışır şekilde hazırlan'' diye de ekledi kapıyı kapatıp çalışma odasından çıkarken.

Daisy bu davetin amacından habersiz bir şekilde hazırlanmıştı bu akşam. Fransız modacısının hazırladığı gök mavisi elbisesini giymiş, kişisel hizmetçisi olan Emily'de saçlarını lüle demeti halinde bir topuz yapımıştı. Boynunda ise halasından ödünç aldığı elmaslarla kaplı kolyesi parlıyor, göğüs dekoltesinin açıkta bıraktığı tenini daha da muazzam ve dikkat çekici gösteriyordu.


Daisy halası Margaret ve Kontes Marianne Ramsey ile birlikteyken yanlarına Olivia ve Vivian'da katılmıştı.

''Balolara katılma konusunda ciddi olduğunu söylemeliydin tatlım'' dedi Kontes Olivia. ''Margeret ile katılman yalan yanlış dedikodulara neden oluyor. Görende aramızda husumet var sanacak.'' Olivia tüm içtenliğiyle Daisy'e gülümserken onun nasıl iki yüzlü olduğunu bilmeyen birisi aslında olanları asla anlayamazdı.

''Sonradan fikir değiştirdim Kontes,'' dedi Daisy onu bozmayarak.

''Daisy hep böyle olmuştur,'' dedi Olivia Marianne'ye gülümseyerek. ''Asla ne istediğini bilmez.''

''Oysa ben onun hep diğer leydilere göre daha aklı başında bir genç kız olduğunu düşünmüşümdür.'' diyen Marienne Daisy'nin şaşırmasına neden oldu.

''Teşekkür ederim Kontes Ramsey,'' diyen Daisy'nin içi hasretini çektiği bir grurla doldu. En son birisi ne zaman hakkında iyi bir şey söylemişti hatırlamıyordu bile.

İkinci dansın sonunda Daisy artık kaçacak delik aramaya başlamıştı. Birazdan başlayacak olan akşam yemeği öncesi hava almaya ihtiyacı vardı. Gözlerden uzak olabilmeyi umarak yavaş adımlarla terasa doğru ilerleyip gözden kayboldu.

Mayıs ayının ikinci haftasında hava nihayet bahar olduğunu belli edercesine yumuşamaya başlamış, akşam vakitlerinin serinliği bile rahatsız edici olmaktan çıkmıştı. Yıldızlar kopup dağılan bir inci kolyenin taneleri gibi süslüyordu gök yüzünü. Hilal şeklindeki ay ise yıldızları kıskandıracak derecede parlak ve dikkat çekiciydi.

Terasın trabzanlarına yaslanan Daisy temiz havayı içine çekti ve burnunu servi ağaçlarının reçine kokusu doldurdu. Bu huzurdu. Tıpkı yağmur kokusu gibi, toprak kokusu gibi... Leighton'ta kalan kendi bahçesi geldi aklına. Umarım kahya onlarla yeterince ilgileniyordur diye düşündü. Şu davetten ve gösterilerden uzaklaşıp bahçesine yeni çiçekler dikmekle uğraşmak için neler vermezdi.

Yokluğunun fark edilmesini istemediğinden kendine verdiği sakinleştirici molayı kısa tuttu ve balo salonuna girmek üzere cam kapıya yönelti.

''Ne yapmayı düşünüyorsun Adrian?'' diyen sesi duyduğunda henüz salona girmemiş, terasla salonu ayıran ion tarzı sütunların gerisinde, boydan boya uzanan perdelerin ardındaydı. Hiçbir zaman meraklı ve başkasının işlerine burnunu sokan birisi olmamıştı ancak Adrian'ın ismini duyması duraksaması için yeterli oldu.

''Bilmiyorum. Richard,'' Adrian'ın sesindeki kararsızlığı fark etti Daisy. Aynı zamanda Lord Richard Fleming'le konuştuğunu anladı. Geçen hafta dans ettikleri baloda ikisini sürekli sohbet ederken görmüş ve yakın arkadaş olduklarını tahmin etmişti.

''Annem benim evlenmemi kafaya takmış durumda. Bu davetin tek amacı bu. Diğer yandan bütün bekar leydilerin hedefindeyim. Bu ilgilerden ve annemin ısrarlarından yeterince sıkıldım.''

''Evlen o zaman,'' diyen Lord Richard Fleming çok basit bir şeyden bahsediyor gibi gözüküyordu.

''Richard, burada evlilikten şikayet ediyorum zaten. Viskiyi fazla kaçırmadığına eminmisin?''

''Bahsettiğim gerçek bir evlilik değil.'' diye itiraz eden Richard ekledi, ''Karşılıklı beklenti olmayan, anlaşmalı bir evlilikten bahsediyorum. Hem hayatını istediğin gibi yaşamaya devam edersin, hem de annenin ısrarlarından ve bekar leydilerin hedefi olmaktan kurtulursun.''

Adrian kısa bir an cevap vermedi. Daisy onun bu fikri kafasında ölçüp biçtiğini tahmin edebiliyordu.

''Bunu kabul edecek birini nerden bulacağım?'' dedi sonunda. ''Şu genç kızlara bak, hepside hayatının aşkını bulma ümidiyle bir koca arayışı içindeler. Hepsinin hayalleri var. Gerçek olmayan bir evliliği hangi genç ve soylu bir leydi kabul edebilir?''

Ben kabul ederim! diye perdenin arkasından atlamamak için kendini zor tuttu Daisy. Aradığı fırsat ayağına gelmiş gibi hissediyordu ve aradığı işte tam olarak buydu. Aşk, mutlu bir evlilik zaten başından beri umrunda değildi. Londra'ya gelme kararı aldığından beri kendi kendine telkin etmişti bunları. Hem Adrian'la evlenmek düşündüğü diğer seçeneklerle kıyaslandığında mucize gibi bir şey olurdu. Elinde iyi seçenekler olmadığının farkındaydı. Geçen haftadan beri karamsar bir şekilde kendisine ilgi gösteren orta yaşlı soylulardaTni seçtiği takdirde ömrünün nasıl geçeceğini düşünüyordu. Hepsinin bir problemi vardı. Kimisi fazla şişman ve ter kokuyordu, kimisinin saçları dökülmüştü, kimisinin dişleri sarı ve eksikti. Bir tanesi nefes alırken zorlanıyordu. Daisy hayatını bu adamlardan biriyle mi geçirecekti yani?

Ama Adrian öyle değildi. Evlenme çağına gelmiş çoğu leydi etrafında pervane oluyordu bunun farkındaydı Daisy. Sosyetenin gözde bekarları arasındaydı. Aynı zamanda yakışıklıydı da.

Adrianla evlenirse hem çoğu kişiyi kıskandıran bir evlilik yapmış olur, hem de mirasını geri kazanırdı. Ayrıca Adrian isterse hayatını dilediği gibi yaşayabilirdi. Evli olmak onun için olumsuz bir durum oluşturmazdı. Lord Richard'ın da dediği gibi artık evlendiği için annesi de onu rahat bırakırdı ve tüm bu koca meraklısı leydilerle uğraşmak zorunda kalmazdı. Her iki taraf içinde getirisi olan bir evlilik olurdu.

Hızlı bir şekilde kafasında yaptığı bu hesaplarla bu fikir iyice aklına yattı Daisy'nin. Şimdi tek sorun Adrian'ı yalnız bulabilmek ve konuyu yanlış anlaşılmaya mahal vermeden detaylıca konuşabilmekti.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro