~17 BÖLÜM~
Keyifli okumalar...
Elimi kıpırdata biliyordum.Bakamadım ama hissetmişdim.Kendimi biraz daha sıkarken,burnumdan kan gelmeye devam ediyordu.Kan geldikce,kendime geliyordum.Başımı da kıpırdata bilmişdim.Annemler baygınlık geçirmişlerdi.Dozu fazla vurmuşlardı galiba.
Yavaş yavaş her tarafım açılırken,içeri dokdorlardan birinin girmemesi için dua ediyordum.Kendime gele bilmişdim en sonunda.Üstüme baktığımda,kan gölüne dönmüşdü.Kanı görünce bu kadar sevinceğimi hiç düşünmemişdim.İçime bir neşe doğmuşdu sanki.Ama sadece birazcık.Hala çok sinirliydim.
Ayaklarımı oynatıp ayağa kalkdığımda sendeledim.Gözlerimin etrafı kararmışdı ama dayanmalıydım.Güçlü olmalıydım.Bir daha o doktorların eline düşemem.Yatağımın yanında ki masada bir çok şey vardı.Büyük makası aldım.
Etrafa bakdığımda kamera yoktu,hiç kamera yoktu.Şans benden yana bu gün.Makası iki yere ayırıp,yeniden yerime oturdum.İki tane bıcak gibi olan makasları ellerimin altında sakladım.
Kapını açıp,beni yerimde görmezlerse bağıra bilirdiler.Ve başkaları gele bilirdi.Bu riski göze alamam.Şimdi her tarafımı oynata bilirken,kendimi riske atamam.Bir daha tutulamam.Onların ellerinde kalamam.Derin nefes alıp vermeye başladım.Şu an koşarak çıkasım vardı buradan.Ama dayanmalıydım.Dışarda beni neyin beklediğini bilmiyordum.Çünki sadece bu odanı ve içindeki banyoyu görmüşdüm.
Her şey düzelecek.Çıkacağım bu cehennemden.Deniz'in yanına gideceğim.Aileme kavuşacakdım en sonunda.Sabır et Rüzgar.Çok az kaldı.Doktorların ölümüne çok az kaldı.
Böyle oturmakdan yorulmaya başladım.Tam esneyecekken,ayak sesleri ile hemen kendimi toparladım.Kapı açıldığında kadın odaya girdi.Yatakdakilerine gülümsüyerek bana taraf geldi.Masada iğneni hazırlıyordu.Lanet pislik.Koluma pamuğu değdirirken ani bir haraketle,makası kafasına geçirdim.Bağırmasına zaman bile vermeden.Kafasından kan fıskırırken yere düşdü.
Artık beklemek istemiyordum.Dışarı çıkacakdım.Ayağa kalkıp,makası kafasından çıkardım.Diger makası da alıp,kapıya doğru yürüdüm.Derin nefes alıp verdim.Kapını yavaşca açıp kafamı çıkardım.Önümde küçük bir kolidor vardı.Kolidorda 1 tane kapı vardı.Güneş ışığını görmemle,gözlerimi ovdum.Hep o beyaz ışığa bakıyordum.Güneş ışığı bir başka.Kim bilir kaç sene geçmişdi güneşi görmemem.Lanet doktorlar sizin yüzünüzden bir çok şeyden,mahrum kalmışdım.Gebereceksiniz hepiniz.
Başım,yürüdükce dönüyordu.Belkide ilacı vermemelerinden.Belkide acıkmışdım.O 1 tane kapını açdığımda,iki doktorda televizyon izliyordu,kanepede oturup.Arkalarının bana dönük olması,benim için büyük bir şansdı.
Sessiz sessiz yaklaşdım.Doktor yüzün bana dönecekken,makasları ikisinin de kafasına geçirdim.Böylece geberirlerdi.Acısız ve çabuk öldüler ama ben çok halsizdim.Ne kadar güclü olsamda,başım dönüyordu ve bunu fırsat bilip,beni odaya tıkarlardı.Bunun olmasına izin veremezdim.Buraya kadar gelmişken asla.Arkamı dönüp mutfağa baktım.Dışarı çıkan bir kapı vardı ve 2 kapı daha vardı.
Makasları çıkarıp,diger odaya yürüdüm.Kapını açıp odaya girdim.Boş yatak odasıydı.Digeride aynıydı.Mutfağa giderken gözümün kararmasıyla yere düşdüm.Yerde uzanıp tavana bakdım.Tavan dönüyordu.Her yer.Kusasım vardı.Gözlerime yorgunluk çökmüşdü.
Tavan kararırken gözlerimi tamamen kapadım...
Gözlerimi açdığım da her taraf karanlıkdı.Yavaşca ayağa kalkdığım da sendelemişdim.Evi aydınlatan sadece televizyonun ışığıydı ve acayip kan kokusu vardı.Duvarlardan ışığı açaçak yeri arıyordu gözlerim.En sonunda bulup açmışdım.
Karnım açıkmışdı.Mutfağa girip buz dolabını açdım.Peynir,sosis,ne bulduysam yedim.Sanki yıllardır yemek yememişdim.2 bardak su içdikden sonra,içeriden çığlık sesleri geldi.
Çekmeceleri açıp silah aramaya koyuldum.Bir dolu silah bulmuşdum.Elime eldiven geçirip,silahı aldım.Bu işi kökünden halletmem gerek.
Beni tutdukları odaya girdiğimde,annemler bağırıyordu.Ah annemler diyemem artık.Onlar benim gerçek ailem bile değiller.Silahı lanet kadının tam kalbine tutdum ve tetiği çektim.Silahın sesi odada yankılanırken,çığlık atanlardan birinin sesi kesilmişdi.
Digerlerin de aynı şekilde öldürdüm.Benden bir yaş büyük olan ablamı(!)kendi yatağıma yatırdım.Eğer o adamlardan biri kurcalarsa,beni de ölü sansınlar.Artık peşime düşmezler.Oda da ağır kan kokusu vardı.Bu lanet odadan çıkıp,doktorlardan birinin yatak odasına girdim.Bir pantolon ve gömlek çıkardım.Havluyu alıp banyoya girdim.
Üstümde olan kanlı,hastane elbisesin çıkarıp,sıcak suyun altına girdim.Bu harika gelmişdi...
Banyodan çıkıp üstümü giyindim.Saçlarımı havluyla,durulayıp,kafama bere taktım.Artık bu yerden çıkmanın zamanı gelmişdi.Üstümü giyerken,elim boğazıma gitmişdi.Kolyem yoktu.Babamın bana verdiği kolyeden sadece bir taneydi ve onu kaybedersem kötü olur.
Tüm çekmeceleri aramışdım ve diger odanın,çekmecesinde buldum.Kolyemi,boynuma takıp,üstüme bulduğum deri caketi giydim.
Dışarısı karanlıkdı ama ben burada daha fazla kalmak istemiyordum.Hemen bu cehennemden çıkacakdım.Dışarı çıktığım da ormanlık bir alanda olduğumu gördüm.Her taraf ağaclarla kaplıydı.Evin etrafına baktığım da,bir motor görmemle yüzümde bir gülümseme belirdi.
Yanında benzin bidonları vardı.Motorun arkasına baktığım da benzini yoktu.Anahtarda yoktu.Benzinin doldurdukdan sonra eve girip anahtar aradım.Hiç bir yerde yoktu.
Kanepede öldürdüğüm doktora yakınlaşdım.Elimi onun cebine soktum.Buradaydı anahtar.Anahtarı aldığım gibi dışarı çıktım.
Anahtarı,deliğe sokup,çevirdim.Çalışıyordu.Şu an buradan kaçaçağım ama önce yapmam gereken bi şey var.Benzin bidonların alıp,eve geçdim.Tüm cesetlere ve eve benzin döktüm.Yakacağım bu evi.Bana ait olan tüm delilileri yakacağım.
Sigara kutusunun yanındaki çakmağı alıp,beni sakladıkları odaya geçdim.Çakmağı yakıp,cesetlerin üstüne atmamla,alev tavana kadar ulaşdı.
Koşar adımlarla evden çıkarak,motora bindim.Kaskı takıp,sıkıca bağladım.Kazı basıp,düz yolla sürdüm.Bir ana yola çıkarken,yüzümde bir gülümseme belirdi.En sonunda kaçdım o lanet yerden.Asvalt yolda düz giderken,önüme araba çıkmadığı için şanslı hissediyordum kendimi.Çünki şu lanet olsaı motoru bile doğru düzgün kullanamıyordum.
Arka tarafa bir şeyin değmesiyle,dengemi kaybedip,yere düşdüm.Yaralanmışdım ama hızla iyileşmişdimde.Ayağa kalkıp baktığım da bir araba.Araba durdu ve içinden bir kadın indi.Garip bir şeyler söyleyerek yanıma geldi.İngilizce mi konuşuyordu o?Lanet olsun bana çarpa,çarpa bir ingilis mi çarpdı.Bir türk çarpsa daha iyiydi.
"Ben sizi anlamıyorum"dedim.Kadın endişeyle bana bakıyordu."Polis anlıyormusun beni polise götür"diye gevelemeğe başladım ayağa kalkarken."Polis?"dedi başımı salladım.İyi ki şu Polis ingilizce de,türkce de aynıydı.Bana eliyle işare edip arabasın gösterdi.Başımı sallayıp,arabasına doğru yürüdüm.Ön tarafa oturdum.
Arabanı çalışdırırken kendin göstererek "Anna,Anna"dedi.İsmin söylüyordu galiba."Rüzgar"dedim soğuk bir sesle.
Araba giderken,yavaş yavaş arabalar,ışıklar gözüküyordu.Etrafıma baktığım da tabelaların üstü ingilizce yazılarla doluydu.Burası Türkiye olamaz.Lanet olası doktorlar.Beni nereye getirdiler böyle.Sinirden zor nefes alıyordum.
Etrafda polis falan yazılan araclar olan yerde durdurdu arabanı.İkimizde arabadan aşağı indik.Polis merkezine yürürken Anna'da arkamca geliyordu.Polislerden birine yakınlaşıp bir şeyler söyledi.Bana bir şeyler söyledi ama anlamadım.Beni bir odaya taraf götürdü.
Odada bir polis kılıklı adam oturmuşdu.Ona bir şeyler söyledi o da bana döndü."Beni anlıyormusunuz?"dememle gülümseyip "Evet ben anlıyorum"dedi.Diger polislere de bi şeyler söyledi.Bana sandalyeni gösterip oturmamı söyledi.Oturdukdan sonra konuşmaya başladım."Burası neresi?"dedim polise."Nasıl yani neresi.Gördüğün gibi karakol"dedi kaşların çatarak."Onu demiyorum hangi şehir?"dedim.Adam şaşırarak"Burası Londra"demesiyle şoka girdim resmen.Polisin sesiyle kendime geldim"İsmin ne?"
"Rüzgar"
"Londraya nasıl geldin?Ailen burada mı?"
"Hayır.Kaçırıldım.Ben en son Türkiyedeydim"dememle şaşırdı.
"Soy ismin ne?"
"Rüzgar Ateş"dememle şoka girdi.
"Bu zamana kadar nerdeydin?"
"Bilmiyorum.Gözlerimi açdığımda garip bir yerdeydim.Hızla oradan çıktım.Bir motor vardı.Onu alıp kaçdım oradan.Şu kadın beni arabayla vurdu"
"Anna'dan şikayetcimisin?"
"Hayır beni buraya getirdiği için teşekkür ederim"dedikden sonra,polis digerlerine bir şeyler söyleyip gönderdi.
"Burak Ateş'in kızımısın?"
"Babamı tanıyormusun?"
"Evet.İki yıl önce tüm karakollara,kayıp ilanı verdi?"
"İki yıl önce mi?"dedim yutkunarak.2 yıldır demek o cehennemdeyim.
"Evet.Seni kaçıranlar hakkında bir şey biliyormusun ya da nerde oldukların?"
"Hayır.Garip bir yerdeydim.Kaçarken etrafıma bakmadım.Aileme haber verirmisiniz?Artık burada kalmak istemiyorum"dedim.Üzgün bakışlarını bana gönderip"Malesef Rüzgar.Ailen 1 hafta önce öldürüldü"demesiyle neye uğradığımı şaşırdım.
"Na..Nasıl olur?"dedim.Ayağa kalkıp bilgisayarı bana doğru döndürdü.Okuduğum haberden yerime civilenmişdim.
"Büyük iş adamları katledildi.
Saat 5 de evlerinde ölü bulundu.Ateş ailesine misafir olan,bir çok aile de bu katliamın kurbanı oldu.
Ateş ailesinden
Burak Ateş ve Melek Ateş evde ölü bulundu.
Ölenlerin arasında liseli çoçuklarda var.Kaan,Eren,....."
"Ama burada Deniz'in ismi yok.O yaşıyor mu?"dedim heyecanla.
"Bak Rüzgar o evden bir çok ceset çıktı.Sadece isimleri yazmıyor.Çünki isimlerini bulamamışlar.Bildiğin gibi iş adamları çoçukların hep saklıyordu"demesiyle başımdan kaynar sular döküldü.
Kaan ölmüş.Deniz de öldü.Annem ve babam da öldü.Gözümden bir kaç damla yaş akıyordu.Öyle büyük bir üzüntü hissediyordum ki.Göz yaşlarımı silip"Peki onları öldürenler bulundu mu?"dedim.Polis kafasın aşağı salarak "Malesef bulmamışlar"demesiyle çok büyük bir öfke dalgası geldi sanki.Onlar ölmüşdü ama katilleri hala dışarıda geziyordu.
Hepsini öldüreceğim.
"Ben evime nasıl gide bilirim?"dedim.Polis önümde ki sandalyeye oturup"Bak Rüzgar şimdi oralar güvenli değil.Burada kalmanı öneririm.Burak bey bana çok yardım etdi.Gerçekden onun kızı olduğunu bilmiyordum.Ama seni gönderemem"
"Buna siz karar veremezsiniz.Bu benim kararım.Kimsenin karışmasını istemiyorum."dedim sinirle.Oraya gitmek ve katilleri bulmak istiyordum.Hepsini...hepsini öldüreceğim.
"Tamam seni yalnız bırakamam.Yarın ilk uçakla gidelim türkiyeye"dedi.Dur şimdi türkiyeye öyle gidemem ki.Öncelikle Fransaya gitmem lazım.Bankaya gidip dosyaları almam lazım.Yoksa hiç bir şey yapamam ben.
"Öncelikle Fransaya gidelim"dedim sakin bir sesle.Bana garip bakışlar atıp"Fransa da ne yapacaksın"dedi soran gözlerle.
"Babamın vasiyetin alacağım bankadan"dedim.Başın sallayıp tamam dedi.
"Hadi kalk.Saat gec oldu.Bize gidelim sabah da Fransa ya gidelim"dedi.Başımı sallayıp ayağa kalkdım.Bir şey yaparsa başımın çaresine bakarım..
*****
Artık Fransadayım.Şimdi direk banka ya gidiyoruz.Taksi kırmızı ışıkta dururken,garip bir şey hissetdim.Sanki bir şey beni kendine çekiyordu.Hızla dışarı baktım ama baya bir araba vardı.Araba haraket etmeye başladığın da o şeyden uzaklaşdım.O da benim gibi,güclüydü.Hissediyordum.
Oy ve yorum lütfen...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro