Merhabalar, Agents of Shield ikinci bölüm yayınlandı. Hepimizin olmasa da bir kısmımızın heyecanla beklediği ikinci bölümü izleme şansını dün akşam ele geçirmiş oldum. Bölümü izledikten sonra aynısını yirmi defa daha vereceğim tepki olan "Ananı siqem o neydi lan!" tepkisini yine verdim. 

Açıkça söyleyeyim, ilk bölümden çok daha kötü bir bölümdü, ama yine de içeriğinde iyi şeyler vardı. Bölüm kötü olsa bile sıkılmamıza izin vermeyen bir dizi izlediğim için kendimi oldukça şanslı sayıyorum.

Bölümün içeriğinde iyi olan şey, ne yazık ki Ghost Rider değildi. Böyle dediğime bakmayın, Rider formu iyi değildi sadece. Onun dışında Robbie olarak Gabriel abimiz yine her zaman ki gibi döktürmeye devam ediyor. Adam resmen ön yargımı elime geri verdi. İlk resmini gördüğüm zaman, "Bu mu Robbie'yi oynayacak?" Dedim. Ama Marvel bir kere daha Cast seçimlerini ne kadar iyi yaptığını kanıtladı.

Bölümü, bölümün en büyük sürprizi ile açmak istiyorum. Bölümün ismininde kaynağı olan direktörümüz, bu bölüm yüzünü gösterdi. Ben, Robbie'den beklediğimi aynı şekilde direktör içinde bekliyordum. Direktörün yüzünü, beş veya altı bölüm görmeyiz. İlerleyen bölümlerde kendini yavaş yavaş gösterir diye bekliyordum. Ama direk ikinci bölümden ortaya çıktı.

Ve, geçen bölüm anasına sövdüğüm direktörü nedense çok sevdim. Ama yine de zihninde bir takım şerefsizlikler planlıyormuş gibi durmamayı beceremiyor. Kötü bir niyeti çıkarsa, sanırım şaşırmayacağım.

Ama yine de, tam olması gereken işi bulmuş. Kameraların önünde Shield'ı temsil etmek için oldukça iyi bir seçim. Ağzı laf yapan, konuşabilen bir abimiz. Coulson'a karşı sert ve tutumlu değilde, daha yakın davranmak için çabalayan bir karakter. Bunun altından bir şey çıkacağını düşünmüyordum ama son sahne beni kuşkulandırdı.

O son sahneden bahsetmeden önce, bölüm içerisindeki GhostQuake kısımlarından bahsetmem lazım. Evet, Daisy artık Robbie ile takım oldu. Artık kanunsuzlar çetesi kurulduğuna göre, biraz daha aksiyon görebiliriz. Şahsen Ghost Rider'ı daha fazla görmek, daha iyi olacaktır. 

Tahminimce sezon arası olan, on birinci bölümde çok fazla Ghost Rider göreceğiz fakat o zamana kadar en fazla bir dakika falan o şeytanı göreceğiz.

Bölümün GhostQuake tarafında, Robbie hakkında biraz daha detay öğrenmek iyi oldu. Adamın İnhuman olmadığı dizide karakterlerin kendi ağzından çıkmış oldu. Aynı çizgi romandaki gibi ruhunu şeytana satmış olması beni sevindirdi. Öbür türlü İnhuman çıksa, İnhuman hikayesinin boku çıkardı.

Fakat, çok sevgili Agents of Shield, İnhuman sürprizini Ghost Rider için değil, Direktör için kullandı. Direktörün İnhuman çıkmasıyla gerçekten şaşırdım. May'in dayakları işe yaramadığı sırada, aklım ilk Life Model Decoy'a gitti. Ama onu daha direktör görmediği için başka şeyler aramaya çalışırken, İnhuman lafını duydum ve "Woah" oldum.

Adamlar iyi senaryo yazıyor. Seyircinin vereceği tepkiyi biliyorlar ve ona göre senaryo yazıyorlar. Bunlara bir örnek de Mack'in Robbie'yi İnhuman sanmasıyla, Daisy'nin "O İnhuman değil," demesi. 

Hazır o sahneye gelmiş ve Robbie'den bahsederken. Daisy, şaşırtıcı bir biçimde, daha ikinci bölümden #teamrobbie oldu. Mack'in laflarına karşı bizim sürücüyü savunması bana garip geldi. Daha ikinci bölümden adamı korumaya başlaması, ileri ki bölümlerde olacakları merak ettirtiyor.

Hemen, "Ama ya hak ediyorlarsa?" diye savunmaya çalışırken, Mack'in, Daisy'nin geçen bölümde dediği şeyin düpedüz aynısını demesiyle, senaristleri bir daha alkışladım. Adamlar işlerini gerçekten iyi biliyor.

Özellikle, Fitz'in o atarı. O anda bütün #teamdaisy'liğimi bırakıp onun yanına geçti. O lafı başkası söylese desteklemeyebilirdim, ama sevgilisi başka gezegene gidince vazgeçmeyip onu kurtarmış bir adam söyledi bütün o lafları. O yüzden üzgünüm Daisy, fena bok yedin ve şimdi takımın üzerindeki etkileri teker teker görmek zorundasın.

Fakat fena boku yemiş olan tek kişi Daisy değil. May bu bölümde çıldırdı ve onu alıp götürdüler. Onu götürürken, kadının etrafında tur için gelmiş olan resmi insanların olması, direktörün iyi ve kötü olmasıyla alakalı kafamdaki soruları canlandırdı. Sırf o son sahne yüzünden direktörün bir takım dolaplar çevirdiğini düşünmeye başladım.

Bütün bunları geçtiysek, son laflarıma geçelim. Şu hayalet konusu yakın zaman içerisinde sonlanacak gibi, çünkü Robbie onlara temas edebiliyor, muhtemelen onla da alakalı o hayaletler. Dokunabildiği ve öldürebildiği için Robbie hepsini bulup temizleyecek. Ama Ghost Rider'ı zorlayacak bir düşman arayan gözlerim, ne zaman istediğini bulacak bilmiyorum. Çünkü çizgi romanlarda Ghost Rider'ı zorlayan düşmanlardan en güçsüzü gelse bile, bütün dizi kadrosunu silip süpürebilecek güçte.

Onun dışında, FitzSimmons shipi göremedik, yada Aida'dan bir haber alamadık. Ama çok daha güzel bir şey gördük. O da...

SHOTGUN AXE

Şu silaha bayılıyorum. Mack'in bu sezon ana silahı olarak da onu kullanması çok akıllıca bir karar. Çünkü geçen sezon son bölümde görmeye doyamamıştım. Tam böyle zombi kıyametinden sonrası silahı gibi. Böyle Walking Dead'de olması gereken türden. Yakın mesafede rakibin anasını siqecek türden.

Neyse, bölümde genel olarak çok yükseldiğim iki nokta oldu. Birincisi direktörün Inhuman çıkması, ikincisi ise Robbie'nin reaktör odasını aniden basıp hayaleti öldürmesi. 

TeamRobbie olmuş Daisy'li, İntikamcı Robbie'li, atarlı Fitz'li, İnhuman direktörlü, deli May'li bir bölümün daha sonuna geldik. İleriki bölüm haftaya çarşamba izlemiş olurum ve yorumlaması da en kısa sürede gelir.

----------------------

Kendinize iyi bakın, hoşça kalın. Oylarınızı ve yorumlarınızı yazmaktan çekinmeyin