Selamlar selamlar efenim. Bu gün sizlerle beraber, uzun zamandır kış arasında olan ancak şimdi başlamış ve iki bölümü çoktan çıkmış olmasına rağmen izlemediğim ama neden izlemediğimi de bilmediğim dizinin izlemiş olduğum yeni çıkmış bölümlerini inceleyeceğiz. Eğer anlayamayacağınız kadar uzun bir cümle olduysa şöyle kısaltayım, Agents Of Shield'ın iki bölümünü birden yorumlayacağım.

İzninizle, hadi başlayalım.

Agents of Shield, konu olarak kendine L.M.D mevzusunu edindiğinden beri kendimce diziye karşı nedensiz bir soğukluğum oldu. O yüzden izlemek konusunda müthiş bir arzu ve istek içerisinde bulunmadım. Ama bu kadar kaliteli diziyi ne olursa olsun izlemem gerektiğini bildiğim için açtım ve izledim iki bölümü de.

Açıkça söylemem gerekirse, iki bölümde de bu L.M.D mevzusuna ısındım. Konuyu oldukça ilginçleştirdiklerini düşünüyorum. İki bölümde de olduğunu tahmin edemeyeceğim şeyler gerçekleşti.

Onuncu bölümden bahsetmek gerekirse, biraz alakasız gibiydi. Bir bölümde başlayan bir olay, bir bölümde çözüldü ve olayın üstünü kapatmış oldular. Ancak buna rağmen dizinin ilerisi için önemli olacak kilit değişkenleri de yazmayı unutmamış sevgili yazarlar. 

Bölüm her ne kadar kendince diye bir yorum yapmış olsam da, son sahnelerinde Coulson'ın kontrolü ele almasıyla her şey olması gereken haline geri döndü ve direktör oldu tekrardan. 

Direktör hakkında da önemli şeyler öğrendik, mesela kendisinin aslında bir Yüzbaşı Amerika II oluşu. Ancak bu ilacı bir kere almış alan değil, sürekli alması gereken versiyonu. Zaten Jemma ve Fitz bunu öğrendiğinde Jemma'nın ağzından, "Ersikine'nin projesini tekrarladınız," gibi cümle duyunca hemen aklımda yattı benzerlik.

Ancak Talbot'un dediğine göre de Cal'ın ilacını temizleyip kullanmışlar. Cal'ın ilacını temizlemek demek tamamen çöpe atmak demek bence, hatırladığım kadarıyla Cal'ın kullandığı ilaçta, Adrenalin dışında insana doping veren her şey  vardı. 

İsmini yazmışken değinmemek olmaz, Talbot yine dizinin başından beri yaptığı gibi dizinin, "Sövülecek adam," kategorisini doldurmaya devam ediyor. Açıkçası diziyi izlerken ona gülmemin tek sebebi bir muhasebe ofisindeki gıcık patronları andırması.

Bir de May'in uyanması ve kaçmaya çalışması gibi bir mevzu vardı. Onuncu bölümde sadece kaçmaya çalışsa da sonraki bölümde o olayın arkası biraz daha deşildi.

May'in kaçma girişimi hakkında yapabileceğim bir yorum yok, gerilimli sahneler olduğunu kabul ediyorum. Ama bir yandan da onu Aida ile dövüşürken görmek bana değişik geliyor. Sonuçta May kadına vuruyor ama Aida kıpırdamıyor bile, ama görüntü olarak Aida, May'den daha narin duruyor. Göze garip geliyor.

Bir de Radcliffe akıl etmiyor mu git Aida'nın kıyafetini falan değiştirmek. Dizine kadar gelen elbise ve topuklu yüzünden adam akıllı hareket bile edemiyor. Git pantolon veya tayt falan giydir de adam akıllı tekme atıp May'i sabit tutabilsin.

Ha bir de şöyle bir şey de demem lazım ki, Mack'i takım elbise içinde görmek de garip geldi. Dizi boyunca ilk defa onu sanırım takım elbise içinde gördük, yakışıyor da. Siyahi bir James Bond seçileceği zaman artık kim oynar diye düşünmemize gerek yok sanırım.

Son olarak da onuncu bölüm hakkında söyleyeceğim şey, Mace'in kullandığı ilacın adının Project Patriot olmasının verdiği easter egg'imsi hava ne güzel. İnsan bazı şeyleri bilerek izlediği zaman, gördüklerinden daha bir keyif alıyor.

On birinci bölüme geçersek. Burada söyleyecek daha çok lafımın olduğuna inanıyorum. Çünkü dizi ilk önce zaman atlaması ile bizi geçmişe götürdü ve beş gün öncesini gördük. Beş gün öncesinde May'in nasıl yakalandığını izlemiş olduk. Açıkçası ne kadar gerek vardı bilmiyorum ama her detayı merak edenler için koymaları iyi olmuş.

Sonrasında ise masaj salonundan kaçışını izledik, May'in masaj similasyonu gördüğü için rahatlayamayıp olayların farkına varması detayı çok hoş bence. Onun karakterine yakışacak şekilde ayarladılar gerçi similasyonu ve kavgalı, dövüşlü anlar yaşayacağı similasyonun içine hapsoldu.

Bölümün hangi kısmında gösteriliyor hatırlamıyorum ama, May'in kaçışının similasyon olmasını gerçekten beklemiyordum. Gerçekten kaçtığını ve oradan kurtulacağını düşündüm ama meğerse bir oyunmuş. Bu da Agents of Shield'da görmeye alışık olduğumuz şeylerden. Ancak görmeye alışık olup da hala kandığımız şeylerden.

Bu arada, bilmiyorum size öyle geliyor mu ama, Aida bana çok bal mumu heykeli gibi geliyor. Sanki kadını oraya bal mumundan bir heykel olarak dikmişler de içinde mekanik devreler olduğu için hareket ediyor.

Acaba post prodüksüyon da efekt falan mı uyguluyorlar anlamadım, ya da bir makyaj söz konusu falan mı?

Onu bilemeyeceğim fakat, başka bir konuya atlayacağım, muhtemelen sizinde görünce şaşırdığınız bir şey. 

Mack ve Yo-Yo seksi. Ben görünce ufak bir şok yaşadım ama hemen geçti, sonradan zaten beklediğim bir şey olduğuna kanaat kıldım. Ancak ufak bir merakım var, hatırlarsanız sahne de Yo-Yo, Mack'in üstündeydi. 

Acaba Yo-Yo güçlerini kullandı mı? Ya da farkında olmadan adrenalinin ve kalp atışının hızlanmasından istemeden kullanmış olabilir mi? Kafamda böyle sorular oluştu bölüm bittikten sonra, bölüm sırasında düşündüğüm tek şey, Agents of Shield sen böyle sahneler gösterir miydin, oldu.

Bölümün asıl olayına geçersek, Senatör Nadeer'di sanırım kadının adı, onun odasında gözetleyici yerleştirmekti. Ancak yakalanmaları ve ifşa olmaları sayesinde halk yüzüne çıkmış Shield'ın suratına bir kara leke daha vuruldu. Zaten öncesinden günah keçisi olan Shield'ın şimdi başına bir dert daha çıktı, bunu temizleyeceklerini sanmıyorum ama Nadeer'i etkisiz hale getirecekler yakın zamanda.

Bölüm içerisinde bir çok farklı şeyden kuşkulandım. Mesela Radcliffe ikinci bir L.M.D'den bahsedince aklım Mack'e gitti. Üstelik bölümde izin almış olduğunu üstüne ekledim ve Mack'in ikinci L.M.D olduğunu düşündüm. Ancak değilmiş ve neden izin aldığını sonradan görmekle beraber o kısımda da şok geçirdim. Neyse, o sahneyi kenara koyarsak, Mack'den L.M.D olabileceği hakkında şüphelendiğim için kendimi iyi hissetmiyorum.

Dizi bu L.M.D olayları sayesinde şaşırtmaca yapmak için eline çok büyük bir koz geçirdi ve bunları oldukça sık kullanıyor. Üstelik bunu, Nadeer'in konusuna bağlayarak yapıyor, iki ayrı konuyu birbirine bağlayarak genel bir ana konu iskeleti yapmayı başaran bir dizi, takdire şayan. 

Üstten bakıldığı zaman Senatör ile L.M.D konusu pek birbirine bağdaşmayan şeyler gibi gözüküyor, ama Agents of Shield, yine Agents of Shield'lığını yaptı ve iki birbirinden farklı gibi gözüken iki konuyu insanı, nasıl olduğunu öğrendiğinde değilde, ilk gördüğü an şaşırtacak twistler yapmayı başarıyor.

Bir de robot May'in kendinin farkına varması ve Radcliffe'in yanına gidip evi basması olayı vardı. Açıkçası May'in kendine varmasını daha işleyecekler mi yoksa orada kalacak mı bilmiyorum ama işlenirse ne kadar orijinal olur bir fikrim yok. Sonuçta bir çok alternatifi olan bir konu çeşidinden bahsediyoruz. Yine de Agents of Shield'a güveniyorum ben. 

Son olarak, bölümün son sahnesinden bahsedeyim. Fitz'in, her şeyin farkına varması ve çat diye Radcliffe'in kafasına sıkması ne kadar iyiydi. Ben omuzuna falan sıkmasını beklerken direk adamın kafasını hedef aldı. Yine de fark etmesi biraz ucuz sanki, yani adam gerçek Radcliffe olsa ve orada ne diyeceğini bilemese Fitz onu b*k yoluna öldürmüş olacaktı.

Ancak ikinci L.M.D'nin Radcliffe çıkmasına çok şaşıramadım, çünkü Fitz geriye gidip silahı aldığında, aha Radcliffe ikinci robotmuş dedim ve o 'hassiqtir' anını yaşayamadım. Ancak mutsuz değilim çok iyi bir sahneydi.

Radcliffe'in vurulmasından hemen sonra adamımızın kimlerle iş birliği yaptığını gördük ve işte o zaman şaşırdım. Nadeer ve Radcliffe iş birliği nerelere gidecek bilmiyorum ama bizim takım bir çok L.M.D ile savaşacak gibi gözüküyor. 

------------------------------

Siz iki bölümü nasıl buldunuz?

Bölümlerde sevdiğiniz kısım hangisiydi? Sevmediğiniz kısım hangisiydi?

Gelecek bölümler için teorileriniz var mı?

Hepsinin cevabını aşağıda ki yorum kısmına yazmayı unutmayın. Şimdilik görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, hoşça kalın.