10' "Ben ilacın oluru(m)"
Smut kısmını okumak istemiyorsanız direk oklarla ayrılan yerden sonrasını okuyabilirsiniz.
➳
➳
➳
Zaman hızlı geçmişti. Taehyung'la eskisinden daha yakındık ve birbirimize bu bir ayda çokça vakit ayırmıştık. İşten kısıyor, günün geri kalanını beraber geçiriyorduk. Daha mutlu hissediyordum. Tamamen işle ilgilendiğim zamanlardan çok daha mutlu.
Bu mutluluğun tekrar bozulmasından ise aynı derecede çok korkuyordum. Tekrar işe düşeceğimden, Taehyung'la ilgilenmeyi unutacağımdan, aramızın yine soğuyacağından...
Aklımda sürekli bir fikir dolaşıyordu ama şüpheliydim. Yapmalı mıyım emin olamıyordum. Eğer yaparsam hayatımın tamamen değişeceğini biliyordum. Yine de internette bunu araştırıp durmaktan ve bu konu hakkındaki her şeyi öğrenmekten kendimi alı koyamıyordum.
Diş fırçamı yerine bırakarak ağzımı birkaç kez suyla çalkaladım ve tükürdüm. Ardından yüzümü havluya kurulayıp banyodan çıktım.
Terliklerimi yerde sürüye sürüye odama döndüğümde odanın içini tanıdık bir kokunun kapladığını fark etmiştim. Yavaşça yatağa ilerleyip üzerimdeki gömleğin sıyrılmasını umursamadan tek bacağım dışarıda kalacak şekilde oturdum ve kapının yanındaki bavullarımıza bakarak gülümsedim.
Yarın Japonya'ya gitmek için yola çıkacaktık. Dizi final verir vermez uçak biletlerimizi almış ve otelden yer ayırtmıştık. Biraz kafa dinleyebileceğimiz huzurlu dakikalar bizi bekliyordu.
Koku karşı konulamayacak kadar arttığında gözlerimi kapattım ve yanımdaki bedene sokularak burnumu boynuna sürttüm. Vücudu normalden daha sıcaktı, bu da kızgınlığının başladığını işaret ediyordu.
Uyuduğunu sanıyordum fakat gözlerini açarak hırıltılı bir ses çıkardığında düşündüğüm gibi olmadığını anlamıştım.
"Kızgınlık bastırıcılar hangi dolaptaydı?" Boğuk sesine karşılık dudaklarımı boynuna bastırmaktan kendimi alı koyamamıştım.
"İlaca gerek yok. Ben buradayım." Omuzundan baskı uygulayarak bana arkasını dönmüş olan bedeninin sırt üstü uzanmasını sağladım ve bacaklarım iki yanında kalacak şekilde karnına oturdum. "Kızgınlığını ben geçiririm." diye fısıldadım eğildiğim kulağına doğru.
Büyük elleri çıplak bacaklarıma konumlanırken "Beni çıldırtmak için mi bu şekilde dolaşıyorsun?" diye sordu. Mırıldanır gibi sesler çıkarıp onu onayladım ve ben de ellerimi göğsüne yaslayarak ağırlığımı kollarım üzerine verdim.
Sabırsız davranmıyordu. Ön sevişme bu gece biraz uzayacak gibiydi. Yavaş hareketlerle baldırlarımı okşayarak kalçama kadar inen gömleğin altına süzüldü ve iki yandan belimi kavrayıp sertliğinin üzerine doğru kaymamı sağladı. O kızgınlığı nedeniyle şimdiden erekte olmuştu.
Hafif hafif sürtündüğümde istemsizce çıkardığı hırıltılı sesler artmıştı. Alt dudağımı dişleyip başımı öne doğru eğdim ve nefesleriyle inip kalkan karnına baktım. Ardından kalçamı sert bir şekilde ona bastırdım.
Parmakları tenime gömülmüştü. Başını geriye doğru attı ve sessizce inledi. Onu izledikçe vücudumdaki kanın kasıklarıma doğru toplandığını hissedebiliyordum.
"Taehyung..." Muhtaç bir inilti gibi dökülmüştü dudaklarımdan ismi. Üst bedenimi tekrar tekrar keşfeden sıcak elleri göğüslerime çıktı, işaret ve orta parmağı iki taraftan da göğüs uçlarımı sıkıştırarak tüm vücudumun titremesine neden oldu.
Daha fazla dik duramayarak kendimi bıraktığımda ağırlık çalışır gibi yavaşça ona doğru eğilmemi sağlamış, dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Kokusu dört bir yanımı sardığı için istemsizce Taehyung'a teslim oluyordum. Çok baskındı, itaat etmeye zorluyordu.
Nefessiz kalana kadar öpüşmüştük. Taehyung bir yandan diliyle mükemmel bir iş çıkarırken diğer yandan göğüs uçlarımla oynamaya ve beni çileden çıkarmaya devam ediyordu.
Boş durmak yerine elimi üzerimdeki ipek gömleğin düğmelerine götürdüm ve teker teker açmaya başladım. Taehyung'dan destek aldığım için üzerine eğilip onu öperken zorluk çekmiyordum.
Düğme açma işinin yarısına kadar geldiğimde Taehyung tamamen göğsüne uzanmamı sağlamış, dudaklarımızı ayırıp boynuma ve kulağımın arkasına doğru her yere öpücüklerini sıralamıştı. Parmaklarımı saçlarına geçirdim ve başını iyice boynuma bastırarak inledim.
Aniden yerlerimizi değiştirip üzerime çıktı. Yarısı açılmış gömleğimi iki yana çekiştirip göğsümü ortaya çıkardı ve Islak öpücüklerini dağınık şekilde açıktaki her yere bırakarak sertleşmiş göğüs uçlarıma yöneldi. Sıcak nefesini hassas olduğunu bildiği göğüs ucuma doğru bırakıp dudaklarını sürttü ve sabırsızlıkla sızlanmama neden oldu. Elleri belimi tutuyor, baş parmakları bel oyuntumu yokluyordu.
Dili yaramaz hareketlerle göğüs ucumu dürtmeye başladığında ellerimi sıkarak saçlarını çekiştirmiştim.
"Daha fazla oynama, sabredemiyorum..." diye yakındım. Sesim fazla çaresiz çıkmıştı.
"Ama ben seninle oynamayı seviyorum bebeğim." Arsız cevabından hemen sonra dilini değdirdiği yerin tam üzerine sertçe dudaklarını bastırmış, derin bir nefes alarak bir kez öpüp geri çekilmişti. Memnuniyetsizce homurdandım.
"Çok kötüsün Kim Taehyung..."
Tek kaşını kaldırarak "Kötüyüm, öyle mi?" diye sordu ve kalçamı sıkarak havaya kaldırmamı sağladı. "Ne kadar kötüyüm bebeğim?"
Dişlerini boxerımın üzerinden sertliğime sürttüğünde kendimi tutamayarak inledim ve "Çok." dedim tiz bir sesle. "Çok fazla."
Kısa boxerı yukarı doğru sıyırarak kalçamın arasına toplanmasını sağladı ve kalça yanaklarımı sıkmaya devam etti. "Mesela ne kadar çok?"
Üzerimdeki iki parça da fazlalık geliyordu şimdi. Taehyung ise benden daha zor durumda olmasına rağmen inatla oynuyor ve beni kıvrandırıyordu.
Ne diyeceğimi bilemeyip sessiz kaldığımda yüzüme doğru eğildi ve aralık dudaklarıma bakarken kalçama şaplak attı. "Cevap ver bana güzelim."
Vurduğu yerin acısıyla sesli şekilde inleyerek "Bilmiyorum, çok işte." dedim. Tatmin olmuşa benzemiyordu. Tekrar dudaklarını göğsüme kaydırdı ve elleriyle kalçamı yoğurmaya devam ederken göğüs ucumu emmeye başladı. Fazlasıyla sertleşmiştim.
"Taehyung, hadi..." diye yalvardım ihtiyaçla. "Acele et lütfen."
"Bana ne istediğini söylemezsen yapamam ki, öyle değil mi?" Deliğimin yandığını hissedebiliyordum. Bedenime her dokunduğunda kasılıp gevşiyordu.
Ağlamaklı bir sesle "Seni istiyorum." dedim tekrar. "İçimde."
Biraz geri çekilip parmaklarını boxerımın lastiğine geçirdi ve bacaklarımdan aşağı kaymasını sağladı. "İsteğin benim için bir zevktir."
Çamaşırı ayak bileklerimden de kurtardıktan sonra yere atmış, bedenini dikleştirerek kendi üzerindeki tişörtü çıkarmıştı. Sertliğim dokunulmak için yalvarır gibi seğiriyordu.
Yataktan kalkıp giyisi dolabının çekmecesini açtı ve içinden kayganlaştırıcı şişesini, bir tane kondom paketini ve koruyucu tasmayı alarak tekrar yatakta uzanan ve ihtiyaçla kıpırdanan bedenimin yanına döndü.
Tasmayı boynuma takmak için üzerime eğildiğinde bileğinden tutarak engel oldum ve "İstemiyorum." dedim kararlı bir şekilde. Kararmış gözleri şaşkınlıkla benimkilere döndü.
"Kendime engel olamayabilirim." Biraz doğrularak yüzümü onunkine yaklaştırdım ve "O zaman olma." diye fısıldadım. "Bu gece tamamen senin olayım."
"Emin misin? Jeongguk sonradan üzülmeni istemiyorum..." Parmağımı dudağına yaslayarak susmasını sağladım ve "Çok eminim." dedim. "Ama eğer sen vazgeçtiysen..."
Aniden tasmayı kenara fırlatarak dudaklarıma kapandı. Hayata tutunmaya çabalar gibi aceleci hareketlerle öperken diğer yandan da üzerimdeki gömleğin son düğmelerini açmış, çıkarıp atmama yardım etmişti.
Omuzlarımdan başlayarak altında tamamen çıplak kalmış bedenimi baştan sona tekrar okşadı. Ardından bacaklarımı aralamam için iki yandan baskı uyguladı.
Ona itaat edip bacaklarımı araladığımda ve beline sardığımda üstün körü yatağın üzerine attığı kayganlaştırıcı şişesini aramış, sonunda bulduğu şişeyi kavradığı gibi eline dökerek tüm parmaklarına bulanmasını sağlamıştı.
Dilini dudaklarımın etrafında gezdirirken parmağıyla da deliğimin çevresinde daireler çiziyordu. Kalçamı parmağına doğru itiyordum fakat ben ona izin vermedikçe o da bana izin vermiyordu. Bu yüzden dudaklarımı araladım ve dilini kabul ettim, o da eş zamanlı olarak parmağını iterek deliğimden içeri kaymasını sağladı.
İçimde ileri geri hareket eden parmağına bir süre sonra ikincisi eklendiğinde ve makas hareketleriyle iyice genişlememi sağladığında doyumsuzlukla kalçamı hareket ettirmiş, "Yeter, ben seni istiyorum." diye sızlanmıştım.
Kendi pijamasından da kurtulduktan sonra üzerime doğru eğildi ve dudaklarını boynuma bastırıp beni ikinci defa söyletmeden içime girdi.
Bedenlerimiz büyük bir zevk dalgası eşliğinde birleştiğinde yüksek sesli inlememe engel olamamıştım. İçimdeki her hareketini ilk dakikadan bulduğu tatlı noktama doğru yapıyor, beni dokunulmaya ihtiyaç duymadan zirveye taşıyordu.
Çok kısa sürmeden zaten uç sınırında olan bedenim kendini bırakmıştı. Ama Taehyung için yeterli olmamış olsa gerek benim orgazmı henüz yaşadığı için hassas olan vücudumun alışmasını bekledikten sonra yavaş yavaş tekrar harekete geçmiş, çok sürmeden aynı ritmi yakalayarak inlemelerimizin yeniden birbirine karışmasını sağlamıştı.
Eli tekrar sertleşmeye başlayan penisimi buldu ve içimdeki hareketleriyle eş zamanlı olarak çekmeye başladı. Çift taraflı zevk beni normalden de daha kısa sürede zirveye taşıyordu.
İkinci defa sona yaklaştığımı hissettiğimde dişleri hafifçe boynuma sürtünmüştü. Gözlerim zevkten yaşarıyor, inlemekten artık boğazım ağrıyordu. Tam o sırada, ikimiz de aynı anda gelirken tenime geçirdiği dişleriyle boynuma işaretini bıraktı. Isırdığı noktadan başlayarak tüm vücudumu bir ateş sarmıştı sanki.
Sırtındaki tırnaklarım derisini çizerken "Taehyung..." diyerek son kez adıyla inledim.
İçimden çıktığında yorgunlukla, ağırlığının hepsini bana vermeyecek şekilde göğsüme uzandı.
Nefeslerimizi düzene sokana kadar o şekilde kalmıştık.
Taehyung saniye başı göğsüme öpücükler bırakıyor, bedenimi rahatlatmak için belimi okşuyordu. Bu an hiç bozulmasın, sabaha kadar böyle kalalım istemiştim ama hayat buna izin vermemişti.
"Siktir." Yatağın üzerine öylece savrulmuş kondom paketini parmakları arasına alarak havaya kaldırdı ve bakışlarını bana çevirdi. "Korunmayı unuttuk."
Pekala, sıçmıştık.
"Geçti gitti artık." dedim yorgun sesimle. "Hem, seni hissetmeyi özlemişim."
Nazikçe saç tellerini okşayıp uzamış birkaç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdım. Üzerimde kayıp yüzüme doğru yaklaştı ve "Öyle mi olmuş?" diye sordu arsızlığa devam ederek.
Hiç bozmadan kollarımı boynuna dolayıp dudak büzdüm ve "Bir düşüneyim..." dedim. Ardından bedenini üzerimden itip ben onun göğsüne uzandım. "Öyle olmuş." Başımı boyun girintisine yerleştirip gözlerimi kapattığımda hiç beklemeden saçlarımla oynamaya başlamıştı bile.
➳
➳
➳
Çok tuhaf bir histi. Bir ısırık izinin ruhuma nasıl işleyeceğini merak ederdim hep. Merak ettiğim kadar da korkardım. Şimdi ise korktuğum ve kaçtığım şeyi tam boynumda taşıyordum. Bizi birbirimize bağlayacak, onu unutmama engel olacak o işaret...
Birden gelen cesaretle bunu istemiştim çünkü düşündüğüm sürece yapamayacaktım. Ani kararlar alıp düşünmeden uygularsam hayata geçirebiliyordum ancak. Ve o birleşme anı... Hayatım boyunca bu kadar şehvetli başka bir şey olabileceğini sanmıyordum. Gerçek anlamda birbirimize ait olmamız yüzükle mümkün değildi. Bunu ancak bu duyguyu deneyimledikten sonra fark edebilmiştim. Bir daha peşin hükümlerde bulunmayacaktım.
Banyodan su sesleri gelirken ben ince pikenin altında, çıplak bedenimle uzanmaya devam ediyordum. İçimde büyük bir rahatlama vardı. Huzurluydum. İşaret parmağımla boynumdaki işareti okşuyor ve gülümsememe engel olamıyordum.
Sanki bu geceki huzurumu hiçbir şey bozamazmış gibiydi.
Ekranı parlayan telefonumu fark edene kadar.
Göğsüme kadar çektiğim pikeyle beraber yavaşça doğrulup telefonu elime aldım ve ekranda yazan ismin çağrısına yanıt verdim.
"Alo, Joohyun noona?"
"Jeongguk, sana bir şey söylemem gerek. Taehyung yanında mı?" Banyo kapısına bakarak "Şu an değil, neden ki? Ne istiyorsan söyleyebilirsin." dedim. Hattın diğer ucundan bir nefes sesi geldi.
"Üzgünüm, bunu senden daha fazla saklayamazdım. Benim kötü biri olduğumu düşünmeni istemem. Çünkü başta benim de hiçbir şeyden haberim yoktu..." Kaşlarımı çatarak "Noona, ne söyleyeceksen düzgünce söyler misin?" diye araya girdim.
"Jeongguk, Taehyung seni aldatıyor. Hem de benimle. Ben onun teyzesi falan değilim, sadece susmam için bana para verdi ama benimle birlikte olurken evli olduğunu bilmiyordum..." Ellerim titrerken geri kalanını dinlemeye gücüm yetmemişti. Telefonu kulağımdan çekerek çağrıyı sonlandırdım ve gözlerimden akmaya başlayan damlalarla eş zamanlı olarak yere doğru fırlattım.
İnanmak istemiyordum ama artık inkar ettikçe daha çok aptal durumuna düşecektim.
Yatakta küçücük kalırken elim direk boynumdaki işarete gitmişti.
"Bunu bana neden yaptın Taehyung..?"
➳
➳
➳
Bölüm önceki iki bölümden biraz kısa oldu ama idare ediverin artık.
Diğer bölüme kadar kendinize iyi bakın~
-Bunny 🐰
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro