Tony lütfen, en azından bana bir şey söyle.

Git yada kal de çünkü öylece durup düşünmek beni deliye çeviriyor.

Çok kolay tamam mı?

Çenenin bu kadar düşük olduğunu bilmiyordum, Rogers.

Ayrıca ben bir dahiyim, mesajlarını bana ulaşmadan silebilirim yada daha iyisini yapabilirim.

Son iki haftadır yaptığın bu muydu?

Mesajlarımı okumadan silmek.

Psikologumun önerisinin bu olduğu için bana kızma.

Senle mesajlaşmam durumu daha kötü yapıyormuş.

Psikologun falan yok senin.

Haftalar sonra tekrar mesajlarıma cevap veriyorsun ama onlarda yalan.

Harika, keşke hiç cevap vermeseydin.

Harika, bana inanmıyorsun ve üstüne bana mı kızıyorsun?

Her neredeysen oradam vazgeç ve Hawaii'ye git. Belki gevşersin.

Belki de senden uzak olmak tek ihtiyacım olandır.

Zaten benden uzaktasın ve pekte işe yaramış gibi durmuyor.

Sanırım...

Sadece korktum.

O buzda yetmiş yıl boyunca korkmak için tıkılı kaldın diye düşünmeye başladım.

Bak Tony, hem seni kaybetmek hemde diğerlerini kaybetmek istemiyorum.

Hem doğru olduğunu düşündüğüm tarafı hemde senin tarafını istiyorum.

Ama bunu başarabilmek içinde senin bana yardım etmen gerek.

Sadece yardım et, eskisi gibi davran.

Bir pislik gibi mi?

Hayır, onu şu an mükemmel yapıyorsun.

Bir arkadaş gibi.

Bir zamanlar öyleydik değil mi?

Arkadaş denilebilecek bir şeyler.

Her zaman benim arkadaşımsın.

Eğer sende istiyordan bunu sana kanıtlayabilirim.

Git.

Efendim?

Seçenek sunmuşsun.

Git yada kal dememi istemişsin.

Git Rogers. Hayatımdan çık git.

Aklımdan, düşüncelerimden ve kalbimden çık git.

Kalbim ve mantığım artık bu seçime dayanamıyor ve ben paramparça oldum.

Seni mi seçmeliyim yoksa ailemi mi?

Tony seçim yapmak zorunda değilsin.

Saçmalama Rogers.

Babama, arkadaşına, senin bugünki adam olmana yardım eden kişiye ihanet ettin.

Howard zaten bir pislikti ama annem. Annem'in tek suçu babam gibi bir pisliğe aşık olmaktı.

Ve senin arkadaşın anneme sevdiği adamın ölümünü izletti, onu nefessiz bıraktı.

Beni nefessiz bıraktı, öksüz ve yetim.

Ve annemin kanı senin ellerinde...

Bunların hiçbiri Bucky'nin suçu değildi.

Annem bana seni anlatırdı her gece uyumadan önce.

Ve ben seni ilk gördüğümde annemi görmüştüm. Onun kokusunu almıştım.

Bu yüzden sana bağlandım, bu yüzden seni sevdim ama aslında olan tek şey senin elindeki kanmış.

O kanmış beni kandıran, o kanmış beni bağlayan.

Ve şimdi de o kan beni ağlatan.

Bucky bunu yapmak istemedi...

Bir dakika...

Beni sevdin mi?

Tony bu öylece çekip gittiğin konuşmalardan birisi değil.

Haklısın, bu yazdıklarını okurken acı çektiğim bir konuşma.

Tony soruma cevap vermeni istiyorum.

En azından omuz omuza savaştığımız o günler için.