Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Özel Bölüm 2; Yetimhane

Selam canlar :) Biliyorum, biliyorum bana kızgınsınız ama o bir kesitti sadece, hem bu bölüm gayet eğlenceli ve romantik oldu :) Ayrıca bugün fazlasıyla mutluyum bunu bölümede yansıttım. Neden mi mutluyum ? Manisaya gidiyorum ve sanaldan konuştuğum bir arkadaşım ile görüşebilme ihtimalim azda olsa var :D Ayyyy neyse ben mutluluğumu kendime saklıyorum hadi güzelce okuyun bakalım :)

Bölümü @SrKajolmylife 'a ithaf ediyorum

Multimedya Yağız (yeriiiiiiiim *_*)

İYİ OKUMALAR :)

-

3 YIL SONRA

-CEYHUN'UN AĞZINDAN-

"Ceyhun.. Olmuyor.. Yapamıyorum.. Daha fazla katlanamıyorum.. YETEEEEEEER!" bir anda, gözünün altında uykusuzluktan oluşmuş morlukları kapatmak için, sürdüğü pudrayı yere fırlattı. Daha sonra kolları ile komidinin üzerinde ne var ne yok yerle bir etti. Elmacık kemiklerinden yaşlar süzülürken, güçsüz kalan bedenini daha fazla ayakta tutamayarak, kendini dizlerinin üzerine bıraktı.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Öylece kapının önünde dikiliyordum. Fazlasıyla çaresizdim. Gözlerimden boşalan yaşları umursamayarak seri adımlarla, hıçkırıkları ile sarsılan bedene, doğru ilerledim. Arkasına geçip bende dizlerimin üzerine çöktüm ve kollarımı beline dolayıp, çenemi boynuna gömdüm.

"Geçecek, hepsi geçecek. Sabret birtanem. Umudunu asla kaybetme." diyerek dudaklarımı boynuna bastırdım. Onun bedeni hâlâ hıçkırıklarla sarsılıyordu. Aslında benimde pek bir umudum kalmamıştı. Koskoca üç yıldır doktor doktor gezmiştik ama olmuyordu. Çeşitli yöntemlere başvurmuştuk, elimizden gelen herşeyi yapmıştık. Elimize ne bir kısır belgesi veriyorlardı ne de çocuğumuz oluyordu. Hiçbir sonuç yoktu ve Mira gerçekten harap olmuştu.

"Ce-Ceyhun.. Ben artık dayanamıyorum.. Umut falan kalmadı bende.. Çocuğumuz olmayacak işte.. Evliliğimizin başından beri deniyoruz ama olmuyor.. Sorun bendeymiş sende duydu-" dudaklarımı kulağına doğrultup sözünü kestim.

"Şşştt! Bunu durmadan hatırlama artık." biranda ellerini, beline sardığım ellerimin üzerine koydu ve tutup bedeninden çekti. Diz kapaklarının üzerinde dönerek, yüzünü bana doğru çevirdi. Ellerini yanaklarıma koyarken gözlerimin içine baktı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu gözleri. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp, kısa süre sonra geri çekildi ve yüzünde ki o acı tebessümle fısıldadı.

"Ceyhun, ben.. Boşanmak istiyorum." söylediği kelimeler kalbime hançer gibi saplanmıştı adeta. Sanki ağzıma birisi kilit vurmuştu ve birşey söylemeye dilim varmıyordu. Beynimin içi cam kırıkları ile kaplıydı sanki. Bedenim kasım kasım kasılıyordu ve damarımda akan kan durmuştu. Böyle bir kelimeyi nasıl dile getirebilmişti ?.

"N-ne saçmalıyorsun sen ?! Çarparım ağzına şimdi. Deli etme lan beni!" diye gürledim. Nihayet kendime gelebilmiştim. Biranda sinir patlaması yaşamıştım ve fazlasıyla bağırmıştım. Bağırmam karşısında Mira sarsılmış ve yüzünü buruşturmuştu. Aniden ellerini boynuma dolayıp başını göğsüme koydu. İşte bu beni sakinleştirmeye yetmişti. Gözyaşları tişörtümü ıslatırken mırıldandı.

"Sen bir çocuğunun olmasını çok istiyorsun Ceyhun.. Benim çocuğumun olması çok zor.. Benimle birlikte sürünmektense boşanalım.. Kendine güzel bir hayat kur.. Babalık denen o duyguyu tat.. Ben sanırım anne olamayacağım!" Aptal! Yine salakça düşüncelere dalmıştı ve kendi kafasından senaryo türetiyordu. Elimi saçlarının arasına götürüp okşamaya başladım.

"Birtanem senin olmadığın hayata, hayat mı denir ki ? Sensiz mutlu olabilir miyim sence ben ? Bir daha sakın şu iğrenç kelimeyi ağzına alma. Gerçekten beni hayal kırıklığına uğratıyorsun!" diye kulağına fısıldadım. Boynumda ki ellerini sıklaştırıp bana daha sıkı sarıldı. Bir elimi bacaklarına, diğer elimi boynuna koyup biranda onu kucağıma alıp, ayağı kalktım. Mira'yı boylu boyunca yatağa yatırdıktan sonra bende yanına kıvrıldım.

"Dün gece hiç uyumadın ve bende hıçkırıklarından uyuyamadım. Hadi kapa gözlerini ve birazcık uyuyalım." dedim ve kollarımı beline doladım. O da başını göğsüme koyup bana iyice sokuldu. Gözlerini yumup uyumaya çalışırken, bende onu taklit ettim ve kısa bir süre sonra ikimizde uyuyakalmıştık.

-MİRA'NIN AĞZINDAN-

Duyduğum bazı çatırtılarla gözlerimi araladım. Yanıma baktığımda Ceyhun yoktu. Hemen etrafa bakınmaya başladım. Karşıda ki koca dolabın önünde sadece boxerı ile dikiliyordu. Yatakta doğrulup onu seyrettim. Şu an daha bir seksi geliyordu gözüme. Zaten karın kaslarına karşı bir zaafım vardı. Biranda Ceyhun eline kot pantolonunu alıp altına geçirdi. Fermuarını çekip, düğmesini düğmelerken biranda gözü bana kaydı.

"Hayatım uyandın mı ?" içimden 'yok hâlâ uyuyorum' demek istesemde kendimi tuttum ve gülümsedim.

"Biraz önce uyandım." dediğimde bana doğru ilerleyip yanımda bitti ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu. Bende kollarımı beline doladım.

"Özür dilerim Ceyhun sabah çok saçmaladım. Ne bileyim çocuğunun olmasını istiyorsun biliyorum ve benim yüzümden çocuk sahibi olamıyo-" dudaklarını tekrardan dudaklarıma bastırıp susmamı sağladı.

"Boşanınca başkasına dokunup çocuk sahibi olacağımı mı düşündün Mira ? Saçmalama. Sen yoksan bende yokum, hiç birşey yok. Anladın mı ?" dediğinde gözüme biriken yaşları serbest bırakıp başımı salladım. Elleri ile gözyaşlarımı silip burnuma minik bir öpücük kondurdu.

"Seni bir yere götüreceğim." yataktan kalkıp geri dolabına doğru ilerledi ve kendine bir tişört çıkartıp üzerine geçirdi. "Hadi sende hazırlanda gidelim." yataktan kalkıp yanına doğru ilerledim ve dolabın kapağını açtım.

"Nereye gideceğiz ?" yatağa doğru ilerleyip üzerine oturdu ve beni seyretmeye başladı.

"Sürpriz." tek kaşımı kaldırıp suratına baktım. Ne sürpriziydi şimdi bu ? Her neyse söylemeyeceğini biliyorum en iyisi uzatmadan üzerimi giyineyim. Dolaptan siyah dar paça pantolonumu ve kırmızı gömleğimi çıkartıp kenarıya bıraktım. Üzerimdeki geceliği çıkarttığımda sadece iç çamaşırlarım ile kalmıştım. Ceyhun'a baktığımda pis sırıtışı ile beni süzüyordu. Geceliği top haline getirip suratına attım.

"Ceyhun bakma şöyle." dedim. Geceliği suratından çekip kahkaha attı.

"Tamam, tamam. Yalnız utanmana gerek yok bu bedenin her parçası bana ait." haklıydı, ben tamamıyla ona aittim. O yüzden susup kenarıya bıraktığım kıyafetleri üzerime geçirdim. Saçlarımı düzeltip, spor ayakkabılarımıda giyindikten sonra hazırdım.

"Hadi gidelim." dediğinde elimi kaldırarak kalkmasını engelledim.

"Gözlerimin altında ki morlukları kapatmam lazım. Öcü gibi gözüküyorum." deyip komidinin üzerinde ki pudrayı alıp yüzüme boca ettim. Hey bir dakika bu pudra en som yerde değil miydi ? Hatta şu an komidinin üzerinde ki herşey yerdeydi..

"Ceyhun uyumadan önce burası savaş alanı gibiydi. Yeni farkettimde sen mi topladın ?" sorum karşısında başını aşağı yukarı salladı.

"Biraz erken kalktımda bebeğim. Hem sen yeterince halsizdin ben toplayayım dedim." hemen ona doğru ilerledim ve dudaklarına uzun süreli bir öpücük bıraktım.

"Seni seviyorum." tam geri çekilecekken bu defada Ceyhun dudaklarıma uzun süreli bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Sana aşığım." anlımı anlına dayayıp gözlerinin içine baktım. Bir süre öyle bakıştıktan sonra geri çekildim.

"Hadi gidelim meraktan öleceğim." Ceyhun'un gür kahkahası evi doldurduğunda komidinin üzerinden arabasının anahtarını ve telefonunu alıp merdivenlere yöneldi. Bende onu takip ettim.

***

"Ceyhun ama burası.. İnanmıyorum!" ağzım şaşkınlıktan açık kalmıştı. Şu an bir yetimhanenin önünde duruyorduk. Elimi ağzıma kapatıp etrafa bakındım.

"Seninle boşanıp başkasıyla çocuk yapacağıma, evlatlık edinir seninle büyütürüm daha iyi." bakışlarımı ona çevirip dolan gözlerim ile onu süzdüm. Yüzünde ki muhteşem gülümsemesiyle bana bakıyordu.

"Ceyhun.. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.." biranda boynuna atladım. "Çok teşekkür ederim.. Herşeye rağmen yanımda olduğun için.. Beni bırakmadığın için ve beni bu denli mutlu ettiğin için.. Seni seviyorum!" yanağına minik bir buse kondurduktan sonra geri çekildim.

"Sen benim herşeyimsin. Sen mutlu olduğunda ben daha bir mutlu oluyorum. Bende seni seviyorum." deyip anlımdan öptü ve biranda elimi, elleri arasına kenetledi. Yetimhanenin kapısından içeriye adım attığımızda kalbim deli gibi çarpıyordu.

"Şimdi biz çocuk istiyoruz deyip bir bebek mi evlatlık edineceğiz ?" sorum karşısında gülmemek için kendini sıktı.

"Aşkım ben önceden başvurmuştum zaten. Birçok form doldurdum bebek için. Şimdi ufak bir mülakat sonrası başvuru formumuzu onaylarsalar bir bebek evlatlık edinip gideceğiz. Bizi her ay izleyecekler. Çocuğun gelişimini gözetleyecekler. Eğer bebek bizimle uyum sağlarsa 1 yıl sonra nüfusumuza geçebilecek. Anladın mı ?" başımla onayladım ve asıl soruyu sordum.

"Mülakatta ne soracaklar ve eğer başvurumuz onaylanmazsa bebek sahibi olamayacak mıyız ?" gülümseyerek yüzüme baktı.

"Bebeğim, mülakatta sağlık durumumuzu, kişiliğimizi falan soracaklar. Korkma eminim başvuruyu onaylayacaklar." içimde yine de bir korku vardı. Ayy eğer başvuru kabul edilirse bir bebeğimiz mi olacaktı şimdi ? Allahım ne olur başvuru kabul edilsin.

***

"Ceyhun bu çok tatlı." dedim kucağımda ki mavişe bakarak. Mülakatı başarıyla geçmiştik ve başvurumuz onaylanmıştı. Şimdi ise kucağımda dünyalar tatlısı bir bebek duruyordu. Daha 3 aylıktı ama tombul bir bebekti. O kadar masum uyuyordu ki. Burnumu boynuna götürerek kokusunu içime çektim. Ailesini yangında kaybetmişti bu ufaklık. Ona öyle bir bakacaktım ki gerçek bir anne şefkatini tüm iliklerinde hissedecekti.

"Pabucum dama atıldı anlaşılan." hafifçe kıkırdadım. Deli. Bebeği kıskanıyordu.

"Ne alâka Ceyhun ?" dedim. Yalandan dudaklarını büzdü. Ayy gerçekten çok tatlı gözüküyordu ama!

"Ön koltuğa değil arka koltuğa geçtin ve oğlunla baş başa kaldınız. Ha birde öpüyorsun falan, tamam yaa!" sesini bebek gibi çıkartmıştı ve bende gülmemek için kendimi sıkıyordum.

"Off dön önüne arabayı sür. Manyak." deyip kıkırdadım. Oğlumuzu bile kıskanıyorsa tek kelime ile yuh diyorum yani.

***

"Ayyyy bu çok tatlı amaaaaa!" Zehra'nın bağırışı ile resmen ev yankılanmıştı. Neredeyse herkes buradaydı. Hepsi oğlumuzu görmek için gelmişti.

"Mira gerçekten çok tatlı bu yaa." dedi Lara. Hepsi birden etrafıma toplanmıştı.

"Gözlere bak hele tü tü tü tü maşallah." dedi Gizem abla.

"Bizim oğlanda mavi gözlüydü ama sonra kahverengine döndü. Umarım sizinki hep maviş kalır." dedi Cenk. Onların oğlu Serdar'da neredeyse 3 yaşına basmıştı ve gerçekten çok tatlıydı.

"Bizim kız doğduğunda mavişti zaten şimdide maviş. Sizinki de öyle kalır belkide. Hem aman önemli olan gözü değil sağlığı." dedi abim. Haklıydı vallahi önce sağlık. Ayrıca Gizem ablayla abimin kızları oldu. Adını Yasemin koydular ve o da dünyalar tatlısı birşey.

Biranda zil çaldı ve Zehra gidip kapıyı açtı. Aniden içeriye hayvan gibi dalan Ege'ye hepimiz bön bön baktık. Ege hemen Ceyhun'un önüne geçti ve nefes nefese bağırdı.

"Lağnnnnn oğlum.. Ne ara soktun.. Ne ara yenge hamile kaldı.. Ne ara bebek doğdu.. Ne ara üç aylık oldu.. Uykudaydım aradınız.. Rüyada mıyım diye baktım ama uçamıyorum.. Heralde ben birkaç yıl komaya girdim.. Bana bir açıklama yapın lan!" nihayet sustuğunda Zehra araya girdi.

"Ya aşkım ben ev için alışverişe çıkmıştım. Mira aradı işte evlatlık edinmişler falan sonra seni aradım uykundan ayılman için , apar topar birşeyler zırvaladım ama görüyorum ki işe yaramış. Buradasın!" Ege mal mal Zehra'nın yüzüne bakarken bir anda jeton düştü ve bağırdı.

"Haaaaa o zaman sizin çocuk evlatlık. Anladım." dedi ve bakışları birden bana kaydı ve kucağımda bebeğimizi görünce hızla yanımda bitti.

"Lan buna ne yedirmişler hayvan gibi baksana." hemen ayağımla dizine bir tekme geçirdim.

"Hayvan deme oğluma." birden kaşları yukarı kalktı.

"Ohaa bu erkek mi ?" sorusu karşısında başımla onayladım. "Emin misiniz ? Baktınız mı çüküne ? Belki yoktur." gözlerimi devirip ofladım. Bu çocuk neden bu kadar aptal ?

"Erkek tabiki Ege. Hem ayrıca var." gülümseyerek çocuğu almak için uzandı. Tam sevmesi için verecekken bir anda duraksadı.

"Bit, kene, ya da pire varmıdır bu çocukta ?" sorusu karşısında kaşlarımı çattım. Ceyhun Ege'nin kafasına öyle bir geçirdiki bir an bayılacak gibi oldu çocuk.

"O sen mi lan! Köpek muamelesi yapıyor oğluma. Siktir lan dokunma çocuğumuza." Ege kafasını tutarak doğruldu ve o an bebek ağlamaya başladı.

"Al işte gördü Ege gibi bir uzaylıyı ağlar tabi." biranda Ege araya girdi.

"Yenge ver sen onu bana." deyip tam bebeği alacakken izin vermedim.

"Olmaz!" kaşlarını çatıp elini göğsüne vurarak sinirle bağırdı.

"Ben saksı değilim! Ben bu bebeğin amcasıyım. Ver kız onu bana yemeyeceğim heralde." deyip kucağımdan çekip aldı. Bebek ansızın susuverdi. Ege, Zehra'nın yanına gidip oturdu.

"Çok tatlı ama demi aşkım ?" dedi Zehra. Ege bebeğin yüzüne bakıp 'abucuk bubucuk' diyerek salak salak sırıtıyordu.

"Ulan kereta sen nasıl birşeysin lan. Sen hele bir büyü varya önüne victoria secret mankenlerini dikeceğim." şimdiden çocuğumuzu kendine benzetmeye çalışıyordu.

"Benim oğlum babası gibi olacak senin gibi değil." dedim. Ege bakışlarını kısa süreliğine bana çevirip boş boş baktı.

"Ee zamanında Ceyhun'da az victoria secret mankeni bec-" Ceyhun hayvan gibi öksürmeye başlayınca ona ölümcül bakışlarımı attım. Sen görürsün kocacığım!

"Ege saçmalamayı keser misin birtanem." dedi Zehra. Onlarda evleneli 2 yıl olmuştu ama onlar şu an çocuk istemiyorlardı.

"Zehra kız bu gece bizde mi korunmasakta yapsak böyle birşey ha ?" bu sefer öksürmeye başlayan Zehra oldu. Ya bu çocuk cidden sapık yaa.

"Ben alayım oğlumu yeterince kötü örnek oldun Ege." diyerek tam bebeği alacakken abim benden önce davranıp bebeği kucağına aldı.

"Önce dayısı." dedi ve Gizem abla ile sevmeye başladılar.

"Sonra da biz." dedi Lara. Bir Ezgi ve Çağlar eksikti. Onlar yeni evlendikleri için balayındalardı. Ama eminim döndüklerinde Ezgi oğlumu hiç kucağından indirmeyecekti.

"Daha ben doğru düzgün sevemedim oğlumu yaa." diye mızmızlandım. Artık en son alır uyuturum ve sabaha kadar koklarım onu.

-CEYHUN'UN AĞZINDAN-

5 AY SONRA (Bebek 8 aylık oldu ajsjd)

"İNGAAAA İNGAAAA!"

Hay s*keyim yaa! Daha bir saat önce uyutmadık mı biz şu veleti bee!

"Ceyhun kalk, hadi çabuk!" Mira'nın dürtmesi ile başımı gömdüğüm yastıktan kaldırdım. Sevmesi iyiydi hoştuda şu ağlaması olmasa daha bir iyi olacak.

"Mira saat kaç?"

"Dörde geliyor. Hadi kalk uyutalımda bizde rahat bir uyku çekelim." dedi. Doğum yapmadığı için memede veremiyordu. Ee çocukta memede uyuyamadığı için farklı yöntemlerle uyutmaya çalışıyorduk.

"Ceyhun çarşaf getir." ayağı kalkıp çekmeceden çarşaf alıp, Mira'ya verdim. "İki kat yapıp yatağa düzgünce ser." dediğini yerine getirdiğimde Yağız'ı çarşafın üzerine yatırdı. "Tut ucunu." çarşafın iki ucunu tuttuğumda, Mira'da diğer iki ucunu tuttu. Yatağın üzerinden çekip odanın ortasında çarşafı sallamaya başladık. Yağız hâlâ ağlıyordu.

"Daha hızlı sallayalım." dedim. Mira başını sallayıp daha hızlı sallamaya başladı. Bende ona ayak uyduruyordum. Birden Mira ipeksi sesi ile ninni mırıldanmaya başladı.

" Dandini dandini dastana,

Danalar girmiş bostana,

Kov bostancı danayı,

Yemesin lahanayı,

Eee Eee eee eee,

huu huu huu huu,

Uyusun da büyüsün ninni,

Tıpış tıpış yürüsün ninni,

E bebeğim eee,

E bebeğim eee.." Yağız'ın sesi kesilince büyük bir oh çekip Mira'ya döndüm.

"Sonunda Yağızcık uyudu." Mira'da büyük bir oh çekerken çarşafı yatağın üzerine bıraktık. Mira çarşafın üzerinden mışıl mışıl uyumakta olan Yağız'ı alıp beşiğine yatırdı. Yatırdıktan sonra beşiği hafifçe salladı ve sonra iyice daldığına emin olup yatakta ki yerini aldı. Bende lambayı kapatıp yerime kuruldum. Uzanıp Mira'nın saçları arasına minik bir öpücük bıraktım.

"İyi geceler birtanem." oda bana doğru döndü ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu.

"İyi geceler hayatım." gülümseyip gözlerimi yumdum. Ohh bee sonunda rahat bir uyku çekebilirdim. Tam uykuya dalacaktım ki..

"İNGAAAA İNGAAAA!"

Ağağağağağ!

-

Bölüm sonu :D Nasıldı ama yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada bundan sonra atacağım özel bölüm son olacak haberiniz olsun :D İkinci kitap çıkabilir dedim ama kurguyu tam oturtamadığım için sorun yaşıyorum. Bana kurgu hakkında birkaç fikir verirseniz süper olur. Özelden mesaj atıp ulaşabilirsiniz. Ayrıca herkesle iyi anlaşabilirim. Mesajlarınızı bekliyorum :)

OY VE YORUM PLİSS :D

ÖPÜLDÜNÜZ :* :*

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro