Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Arabamı rahat bırak!!

✂✂✂✂✂✂✂✂

Pazar günü saat 10 kalkmak nedir ya?Küfür gibi.Ama yandaki inşaat saolsun sabahın köründe yastıkımla olan heyecan dolu sarılışıma engel oldu.Bunun gerginliğini daha atmamışken annem alışverişe git dedi.Aslında ne kadar güzel bir cümle tabii bu alışverişten kasıt domates yerine elbise olsaydı.Dolaptan üzerime bir t-şhirt giydim.Altına bir dar paça bir pantolon giyip saçımı mütüşlü bir topuz yaptım.Ve en sevdiğim bölüme geldim.

Bileklik.

Benim için bileklik herşeden daha önemlidir.Bilekliklerimi büyük bir özlenle takıp,sevgili kardeşim yanına gitim.Çok severim kendisini öylesine ki her sabah yüzüne su atmadan,ağzına sıçmadan kaldırmam.Odasına girdiğimde götü başı dagıtmış yatıyordu.Yani şöyle ki yastığı pencerenin pervazında yorganı yatagın altında  çarşafı da yataktan sarkmıştı.O kadar yani.Fazla umursamadan elimdeki suyu yavaş yavaş kıymetlisinin üzerine döktüm.Anladınız siz.

Sonra parmak uçlarımda odadan ayrıldım.O sıra babam karşı kapıdan çıktı.Tam esnerken göz göze geldik.Parmak ucumda duruşuma baktı.Sonra açık kapıya ve daha  sonra da elimde ki suya sonra yüzüme baktı.Eliyle sus işareti yaptı .Hani şu hastanedeki çerceveli resimlerde hemşireler yapar ya onlardan.Bende kocaman sırıtıp kafamı salladım.Babamın koluna girip mutfağa doğru yol aldık.Annem sofrayı hazırlamıştı.Elime bir sandeviç sıkıştırıp kapıta doğru itekledi.

"Hayırdır anne ne yapıyorsun?"

"Çabuk git gel şu markete Asya hadi hadi."

"Ne alacaz ki ne bu heyecan hayırdır? "

"Ne heyecanı be,ben gayet sakinim daha yemek yapacam hadi kız."

"Listeyi ver hadi neymiş bu kadar önemli olan."

"Al bakalım çabuk git ama ha."Listeye baktım saçma sapan şeyler vardı.Mesela en normali ampul.Böyle şeyleri annemler alırdı genelde ama umursamamaya çalıştım.

"Tamam çok geç kalmam hadi görüşürüz"Annemin yüzünde bir endişe ifadesi geçti gibi oldu.

"Tamam hadi görüşürüz."

Annem konuşmama fırsat vermeden beni merdivenlere doğru itip,kapıyı yüzeme kapattı.Bende aşağa dogru inmeye başladım.Caddeye doğru yol aldım.

Markete girip alışveriş arabasını aldım listeye göz atıp reyonları dolaşmaya başladım.Sadece domates kalmıştı.Tam manav bölümüne doğru gitmek için reyonun köşesini dönüyordum ki başka birinin market arabasına çarptım.

"Kör müsün kızım? Dikkat etsene biraz."

Kafamı kaldırıp karşımdaki dangoza baktım.Suçluydum evet çünkü arabayı sürerken gözüm nutella kutularına takılmıştı.Ama bu ona bana bağırma hakkını vermezdi.Hayat felsefem buydu benim her zaman EN BÜYÜK SAVUNMA;SALDIRIDIR.O yüzden yakışıklı yüzünü ve iyi vucudunu umursamamaya çalışarak -ki bu inanın oldukça zordu- gözlerimi belertip bagırmaya başladım.

"Ne diyorsun be sen öküz.Sensin kör .Ben ne güzel uslu uslu gidiyordum tabii sen ve o lanet araban arabama çarpmadan önce."Dedim ve elimi belime koyup pis pis baktım.Önce elime koyduğum belime sonra da havada umarsızca salladığım elime baktı.Alayla gülüp omzunu silkti

"Çoluk çocugun kaprisiyle uğraşamayacağım kusura bakma"

Arabasını çekmeye çalıştı ama arabaların demirleri arasındaki boşluklar birbirine girmişti.Arabayı çekip çıkartmaya çalıştıkca arabamın içindekiler sallanıp düşüyordu.Hayır yani ben onlara para sayacam şimdi.Eh kırılırsa dökülürse falan da almak zorundayım be.

"Arabamı rahat bırakır mısın artık?" diye patladım.Tam yüzüme bakıp ağzını aralamıştı ki market görevlisi yanımıza geldi.

"Pardon bir problem yok değil mi?"Diye sordu endişeli gözlerle arabalara bakarken.

"Yani bir sorun yoktu,ta ki şu kız çocuğu market arabalarıyla oyun oyanmadığını deneyimlemeden önce."dedi

Bıkkın bir tavırla gözlerimi devirdim, sadece hemen eve gitmek istediğimden ona cevap dahi vermeyip görevliye döndüm." Başka bir market arabası getirir misiniz?Arabalar ayrılmıyor"dedim kibarca.

"Tabii getiririm hanımefendi lütfen 1-2dk bekleyin."gülümseyip arkasını döndü ve bir kapıdan içeri girdi.

Ayağımla ritim tutup beklemeye başladım.Yanımdaki dangoz da hala bir şeyler homurdanıyordu.Onu umursamamaya çalışarak salak salak etrafa bakınırken telefonu çaldı derken daha o telefonunu açmadan benim ki de çalmaya başladı.Arayan yan komşunun kızı Elif'ti.Nerden çıkmıştı şimdi bu.Cevap vermeden sessize aldım.O sıra görevli geldi.İki tane arabayı yanımıza koydu ve benim arabadakileri yerleştirmeye başladı.O sırada çarptığım çocuk görevliye bir adres sordu.Daha doğrusu bir okul.İşin garibi şu ki sorduğu okul benim okulumdu.Görevli adresi verince çocuk teşekkür etti.Ve bana dönüp alaylı bir şekilde ayaklarımdan başlayıp yüzüme kadar süzdü.Yerimde rahatsızca kıpırdandım.Rahatsız olmuştum.Bozuntuya vermemeye çalışarak ne var dercesine kafamı salladım.

"Annene söyle ablan veya abin varsa onlara söylesin de onlar markete gelsin.İnsanlar senin gibi sorumsuz insanlr yüzünden vakit kaybı yaşmasın."Göz kırpıp arkasını döndü gitti.Hah gıcıklıgın vucut bulmuş hali.

Sinirle eve doğru yürüdüm.Kapıyı sertçe kaptıp anahtarları partmantoya atıp ayaklarımı yere vura vura mutfağa gidip su içtim.O sırada saçımdan aşagı salya gibi şeffaf bir şey damladı.Gözlerimi kırpıştırıp elimi saçıma attım.

Sevgili kardeşim Can saçımda yumurta kırmıştı.

Kırmıştı.

Yumurta.

Saçımda.

Can.

Sevgili kardeşim.

Tiz bir çığlık atıp Can'ın peşinden koştum.Salonda ki sehpanın bir tarafında ben bir tarafında o.Bağırarak konuşuyorduk.Ben konuşuyorduk mu dedim.Daha çok ben çıglık atıp onun çüküne sıcak su dökmekle  tehtit ediyordum.O da beni, saçlarımı gece habersizce  kesmekle.

"Can o kırdıgın yumurtanın kabuklarını müsait bir yerine sokup,gözündeki retinanın içine yumurta kırıp yiycem lan mal.Kaçma eşolleşşek." Bu en sevdiğim hakaretti eşolleşşek benim için değerli insanlar bunun önemini bilir ve bu hakaretime kızmazlardı.Bunu söylediğimde aslında kızmadığimı bilirlerdi.Ama Can bence bunu ciddiye almalıydı.

"Ne var be ne var bıktım.Her sabah ya yüzümde ya çükümde ya da bacağımda bir ıslaklıkla uyanıyorum.Eh ne var yani biraz yumurta kırdıysam" O bana yavru orangutan bakışları atarken her zaman ki gibi ona kızamadım.Genişce sırıtıp gel gel işareti yaptım.Hemen geldi.Kocaman sarıldı.Bende kollarımı boynuna doladım.Gözlerim doldu bir an.Aklıma gelen limon tadında ki anılara bir siktir çekip,Can'ın saçlarına asıldım.O çırpınırken ben kahkahalar atıyordum.Biliyordum aslında elimden kaçamak istese yapabilirdi.Ama o artık bu kahkahaları az duyduğu için birşey demeden-lafın gelişi tabii-bana uyuyordu.

Odama girip eşofmanlarımı aldım ve yan odadaki annemlerin odasında ki banyoyo girdim.Ee mağlum biraz yumurtayla ilişkiye girdim.Eşofmanlarımı giydim.Salona havalı havalı girdim.Babamla annem bir koltukta Can da tekli koltukla telefonuyla uğraşıyordu.Bende gidip annemlerin arasına oturdum.Can gözlerini telefonundan kaldırıp bana baktı.Bir şeyler yumurtlayacak gibiydi ama..

Bu yumurta muhabetti de sıktı ama neyse.

"Asya sen daha gerçek aileni bulmak için Almanya 'ya gitmedin mi?"dedi sahte bir şaşkınlıkla.Bende ona sahte bir gülümseme atıp arkama yaslandım kollarımı annem ve babamın omuzlarına yerleştirip sırıttım.

"İşte ben gerçek ailemi bulmak için Almanya 'ya giderim,sen hayvanat bahçesine."
Babam elini beşlik çakmak için kaldırdığında elimi uzattım ve güçlü bir ses çıktı.Birbirimize bakıp sırıttığımızda annemde biricik oğlunu teselli ediyordu.Ee yani sonuçta büyük laf yedi hazmetmesi lazım.

Yemek için sofraya oturduğumuz da Can ve çatalıyla savaşıma ara verip  çalan kapıya bakmak için ayaklandım.Kapıyı açtığım da karşımda Elif vardı.

"İçeri gelsene."diyip kapıyı aralayıp kenara çekildim.Olumsuz anlam da kafasını sallayıp bana döndü.

"Ya şey... Ben yani şey dicektim de."

"Hayırdır?"dedim tek kaşım merakla havalanırken.

"Bugün İnstagram da gördüm.I.hmm şey Arda 1 hafta sonra buraya geliyormuş.Doğru mu?" dedi ve hafif bir utançla yanaklarında ki kırmızılığı kapatmak için kafasını eğdi.Anlayışla gülümsedim.

" Evet doğru gelecek hafta burada olur herhalde." Tam neden sorduğunu soracaktım ki lafı ağzıma tıkıp yanağımı öptü ve merdivenlerden hızla indi.Kafamı belli belirsiz bir gülümsemeyle sallayıp kapıyı kapattım.Annem mutfaktan çıkıp yanıma geldi.

"Kimmiş?"

"Elif ya öyle birşey sormak için gelmiş."Annem kafasını sallayıp arkasını döndü.1-2 adım atmıştı ki tekrar yanıma geldi.

"Ee bugün markette ne oldu?Sorun falan çıktı mı?"Bir şeyler karıştırıyordu ama neyse.

"Yok anne her şey normaldi.Gittim.Geldim"dedim ve mutfağa gittim.Herkese afiyet olsun diyip odama geldim.

Masamın başına oturdum ve ilk haftadan ödev veren öğretmenlerime sövüp google girip yazılacak konuyu araştırdım.

✂✂✂✂

"Kumsal.Seni seviyorum.Bunu unutma güzelim."Gözlerimde ki yaşları geri itmeye çalışarak gözlerimi kırpıştırdım.

"Salak salak konuşma Deniz sanki gidecek gibi."Sinir ve içimde ki acıyla güler gibi bir ses çıkardım.

"Gidiyorum" dedi ve gözünden akan bir damla yaşa hıçrığımla eşlik ettim.

Yüzü bembeyaz olmuştu.Benim kalbimse kararmış, fırtınanın hazırlğinı yapıyordu.Sahi fırtına dindikten sonra deniz dalgalarını durdurabilirmiydi?.Yoksa her gelen dalga kumsala çarpıp geri mi gidecekti?Dalgayı bilmem  ama Deniz'im gidiyordu.Gülüşüne güldüğüm adam kollarımda son nefesini yüzüme üflüyordu.

Benim de son nefesimi, son nefesini, yüzüme üflediği an olduğunu bilmeden.

✂✂✂✂

Ter içindeki saçlarımdan elimi geçirip gördügüm rüyaya lanet ettim.Ayaklarımı sarkıttım.Tuvalalete girip elimi yüzümü iyice yıkayıp formamı giymek için odama girdim.Üzerimi değiştirdim.Saçımı gevşek bir at kuyruğu yaptım.

Kahvaltı masasına bir göz atıp ağzıma annem söylenmesin diye  birşeyler atttım.Anneme sarıldım.Babamı öptüm ve Can'ın odasına girdim.Bu sefer ıslattığım yanağıydı.

"Anne!Namusum elden gidiyor.Tacize uğruyorum burda.İmdat!!"Can'a gözlerimi devirdim.Odadan tam çıkarken sırtıma atladı.Evet evet cidden yaptı bunu.Öküz.

"Can ordan bakınca lojostik şirketine mi benziyorum.İn hadi ablacığım üstümden." Hayır yani benden iki yaş küçük.Mübarek benden 3 tane çıkar vucudundan.Yanağımı öpüp kapıdan itekledi.O kadar dengesiz bir insandır.

"Sen git Asya ben bizim arkadaşlarla gelecem."Kafamı sallayıp,koridordan evin kapısına ulaştım.Conversilerimi giydim.

Merdivenlerden ağır ağır indim.Sokak kapısında bekleyen Zeynep'e doğru yürüdüm.Küçük bir sarılma faslının ardından durağa doğru yürüdük.Zeynep hayat neşesi olan ve susması için tehtit etmeniz gereken bir salaktı.Hayatımın en zor zamanında beni hayata döndürmeye çalışmış ve kısmen başarmış da bir mahlukattı.Zeynep kendi kendine bir şeyler homurdanırken, ben onsuz geçecek olan 3 senemin nasıl bana geçeceğine dair uzun bir okul planlaması yapıyordum.

Sırama oturduğumda yanimdaki eksiklik giderilebilirmiydi?Gecen sene kimse oturmamıştı yanıma.Bunun için o kadar minnettardım ki sınıfıma..Mesela kantine gittiğimde tek kişilik kahve alacaktım hep.Sütsüz şekersiz.Onun aksine.İsimlerimizin tersine biz hiç uymazdık birbirimize.O kelimeleri kullanırdı anlatmak için ben gözlerimi.Deniz'im kurudu benim.Artık kumsala çarpıp aşkını haykıracak dalgalar yok sahilde.Sular çekildi.Fırtına bittiğini ilan etti.Etti etmesine de arkasında ki yıkım geri düzelemeyecek kadar hasarlı.Hem daha gitmedi kara bulutlar.Deniz gidişiyle arkasında kara bulutları bıraktı.Düşünmeden.Bencillik etti.

Otobüse ne ara bindiğimizi ne ara okula geldiğimizi bilmiyordum ama şuan okulun kapısındaydık.Mert yanıma gelip saçımı karıştırana kadar farkında bile değildim.Ona karşı çıkmaya çalışırken bizimkiler kahkaha atıyordu.Sonunda elinden kurtulduğumda Zeynep'in koluna girdim.Ardayla Semih'e de kısaca sarılıp yürümeye başladık.

"Günaydın yenge."Dedi Serdar,hafifce kafamı sallayıp selamını aldım.

"Yenge naber?" diyen Melih'e dönüp,"İyidir Melih,senden naber?"dedim küçük bir tebessümle.

"İyiyim saol" dedi ve uzaklaştı.'Yenge' bu okulda Deniz'in arkadaşları bana böyle sesleniridi hâlâ..Alışmıştım.Deniz den kalanlardı.Dalgaların bana getirdikleriydi.Ve asla götüremeyecekleri.

Bizim banklara doğru ilerlerken yine her zaman ki gibi Denizle oturduğumuz banka doğru oturmak için bir hamle yaptım.Bizimkiler çoktan  çevresindeki banklara oturmuştu.Ama banka benden başka birinin de oturmak için hamle yaptığını gördüm.

Bir anda oldu.Sadece hayal ettim.Onun o olmasını istedim.Yine yanıma otursun ve ben kafamı çevirdiğimde onu bana bakarken yaklamak istedim.

Olmadı.

Olmayacaktı.

Ani bir atakla çocuğu oturmadan engelledim.Bir refleksti benim için.Burası bizimdi.İsmimizin kazılı olduğu bu yerde o imzayı korumalıdım.Çocuk bir an afallasada düşmeden toparladı.Zaten o kadar büyük bir güç uygulamamıştım.Sadece uyarı niteliğindeydi.Çocuk sinirle bana döndü.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"Çocuğun yüzünü gördüğümde şaşırmıştım.Ah hadi ama bu dünkü çocuktu.Hani şu arabasına çarptığım.Şans yine bana mı gülmüştü! Dün fazla  üstelememiştim.Ama eğer bana bugün böyle ters haraketler yapacağını sanıyorsa çok yanılıyordu. Eh o zaman şu çocuğa kime çatıp çatmamasını öğretmemiz gerekecek...

✂✂✂✂✂✂✂

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro