Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 1: Kutu


Medya temsilidir. ❤

Bölüm şarkısı: Guys My Age- Hey Violet

"Bakıyorum da birileri yine fazla meraklı."

Odadan içeriye girdiğimi gören Gloria olduğu yerde kaldı. Bakışları ifadesizdi.

"Defalarca o bilgisyarı karıştırmaman gerektiğini söylemiştim. Şimdi de bana geri vermen gerektiğini söylüyorum."

Gloria'ya derin bir nefes aldı ve masadan güç alarak ayağa kalktı. Omuzlarından dökülen bukleli uzun saçları sürekli yüzünü kapatıyordu. Bunu umursamayarak bana döndü.

"Seni korumaya çalıştığımı defalarca söyledim, Lilium. Sen atlatmış olabilirsin ama ben atlatamadım. O korku her zaman içimde olacak."

Bilgisayarı kapatıp bana doğru uzattı. Ardından gülümsedi. Fazla içten ve sıcak bir gülümsemeydi. Bir anlığına titreyen bedenim uzatılan bilgisayarı güç bela alabilmişti.

"Maillerimi kontrol etmeyi bırakmalısın. Anlıyor musun? Gloria peşimde seri bir katil yok."

Köşelerine tutunduğu masanın uçlarına tutunmayı bıraktı ve elinin birini ahşap masanın üzerine koydu. O günkü gibi eli aynı masanın üzerindeydi.

Bana gizli numaradan mesajlar atan birinin olduğunu söylersem kızacağını, şu an ki bakışlarından açık ve net bir şekilde görebiliyordum. Bu sebeple bilgisayarı sıkı bir şekilde kavradım ve adımlarımı odama doğru sürükledim. Başıma bıçak gibi saplanan ağrıya engel olabilmek için şakaklarımı ovaladım.

Üst kata hızlı adımlarla çıkıp odamın kapısını ardımdan sessizce kapattım. Kapının arkasına yaslanırken bedenim yavaş bir biçimde zemine doğru süzüldü. Soğuk zeminle buluşan bedenim küçük bir titremeden sonra kendi haline döndü.

Ve dudaklarımdan dökülen fısıltıların en net cümlesi de zihnimin merkezine tırmanmakla meşguldü.

"Bunu hak etmiyorum."

Zihnime bir kalıntı gibi yapışan cümle, ne kadar kazırsam oraya daha da yerleşiyordu. Bakışlarım bir süre odanın içinde gezindi. Kırmızı ve beyaz renklerinden oluşan yorganım, birbirine girmiş evraklarla yeterince dağınık bir görüntü oluşturuyordu. Gülümsedim.

Yatağımın ucundaki komidinden fırlayan birkaç fotoğraf ilgimi çekmeye yetmişti. Oturduğum soğuk zeminden kalkarak bilgisayarı yatağın üzerine bıraktım. Fotoğrafın biri yere düşerken diğerini elime almıştım.

Arkasındaki tarihi ve fotoğrafı incelemeye başladım. İçimde bir burukluk oluşmuştu. Yıllar öncesinden bir fotoğraftı. Okuldan kaçıp tren istasyonlarında koşup, içip etrafa savurduğumuz düşüncelerimizdi elimdeki fotoğraf.

Yerdeki fotoğraf... Evet yerdeki Tyler'ın fotoğrafıydı. Arkasındaki yazılar gülümsememe sebep olurken fotoğrafları komidinin içine yeri bıraktım.

Üzerime çöken ağırlığı umursamadan yatağa uzandım. Bakışlarım ellerime kaydı. Ardından uzun bir süre karşımda duran dağınıklığa. Odadaki sessizliği bozan, sesini açık bıraktığım telefonumdu.

Yutkundum, eğer oysa kaldıramayacağımı biliyordum. Elim yavaş hareketlerle cebimde titreşen telefona uzandı. Ekranda beliren gizli numara gitgide sinirlenmeme sebep olurken mesajı sessiz bir biçimde okudum.


Gizli Numara: Mutsuz olmak sana yakışıyor mu Lilium? Daha oyunumuza başlamadık bile.

Elimde titreyen telefon yatağa düşerken dikleştim. Bir telefona, bir de açık olan pencereye bakıyordum. Pencerenin önündeki siyah kutuyu görmem ile yatağın başlığına yapışmam bir olmuştu. Titreyen telefona bakmaya yeltendiğimde bir video gönderildiğini görmüştüm. Açmaya tereddüt etsem de elim oynat tuşuna çoktan basmıştı.


La mi fa sol la si do...

Orada mısın?

Sol la si do ...

Buradayım.

Re mi re do...

Sesini duyamıyorum. Neredesin?

La sol fa mi re do...

Her yerdeyim.

Sonunda yükselen kahkaha sesiyle irkildim ve telefonu aniden yatağın öteki ucuna fırlattım. Bu kadar gerilim ve oyun bana fazlaydı.

Kendimde yataktan kalkacak cesareti ararken yanlış yaptığımı fark ettim. Cesareti kendimde değil o şahısta aramalıydım. Tek bir hamlede yataktan zıplayarak kalktım ve pencerenin önündeki kutuyu, kutuyla aramda mesafe bırakacak şekilde aldım.

Derin bir nefes alırken kutuyu kolumun altına sıkıştırıp çalışma masama doğru yürüdüm. Sandalyeyi hızlı bir biçimde masanın altından çekerek oturdum ve kutuyu sakin bir şekilde açmaya çalıştım.

"İçinden çıkacak şey her neyse artık kurtulmak istiyorum."

Sıkıntıdan düzensizleşen nefeslerim göğsümün inip kalkmasına sebep oluyordu. Elimin tersiyle alnımdaki sildim. Kutunun sert kaplamasını açabilmiştim. Tek yapmam gereken şey kutunun kapağını kaldırmamdı.

10, 11, 12...

Gizli Numara: Sonunda kutuyu açabildin, Lilium. Beğendin mi? Bunlar ölüm gecende takacağın kolye ve sayılı günlerini yazacağın bir defter. Zamanını iyi değerlendir. Yakında zaman denilen bir şey göremeyeceksin.

Islak, avuç içime yapışan kağıt parçasını paramparça etme hissini bir köşeye bırakıp defteri kutunun içinden yavaşça kaldırdım. Masanın üzerindeki evrakların yere düşmesini umursamadan deri kaplamalı defteri masaya bıraktım.

"Lil, ben dışarı çıkıyorum. Bir toplantım var. Geç vakitlere kadar oturma. İşinden olmanı istemiyorum."

Gloria'nın sesiyle irkilerek defteri masanın çekmecesine sokuşturdum. Alnımda biriken ecel terleri panik duygusuyla harmanlanırken odanın kapısı açıldı.

"İyi misin? "

Gözlerini kocaman açtı ve kaşlarını çattı. Elini alnıma götürdüğünde elini ittim ve ayağa kalktım.

"Lütfen beni yalnız bırak, Gloria. Sadece yalnız bırak."

Gloria havada kalan elini indirdi. Sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. Sandalyeyi çekerek oturdu ve iki elini saçlarına daldırdı.

"Bunu bana neden yapıyorsun, Lil. Sadece senin iyiliğini düşünüyorum."

Kaskatı kesilen vücudum, hiçbir sözü kulağıma iletmiyordu. Gloria yerdeki bakışlarını bana çevirdi.
Yüzümde tedirginlikten dolayı bir gülümseme yerini almıştı.

"Bana yardım edemezsin. Gözümde bir hiç olduğunu biliyor musun? Ah, doğru! Sen daima mükemmelsin. Ben kusurlarla donatılmış bir insanım. Kusursuz birisi bana yardım edemez!"

Aniden havaya kalkan elime bakan Gloria, sandalyeyi bir hışımla ayağa kalkarak ittirdi.

"Anılar daima acıtır. Sen de acı çekmeye mahkumsun." 

Bir damla gözyaşı Gloria'nın yanağından. Kahverengi gözlerindeki kırgınlık ve öfke odanın içindeki duvarları tırmalıyordu. Aramızdaki mesafeyi kapatmak için birkaç adım attım. Nefes alış-verişleri düzensizleşen Gloria'nin yanağındaki gözyaşını sildim.

"Benim dünyama hoş geldin."

Bir sonraki bölümü merakla bekleyin. Neden mi? Çünkü bomba gibi geliyor. Size minik bir spoiler: katilimiz kızı geç bir vakitte çağırıyor. Peki sizce nereye çağırıyor?

Doğru cevabı bilene ithaf yapacağım. Sizleri seviyorum. ❤

Bu ponçik afiş için theilay' a teşekkür ederim.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro