Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

×33×

Kırık Kalpler Mahzeni

33. Bölüm:

Başımdaki inanılmaz ağrıyla uyandım. Kolumu kıpırdatacak halim yoktu. Elimi başıma götürmeye çalıştığımda kolumdaki sızıyla inledim.

"Ekin."

Gözlerimi hafifçe araladığımda gözüm önce yavaş yavaş damlayan seruma, ardından da başımda dikilen Murat'a baktım. Endişeli gözlerle bakıyordu.

"Murat." dedim zar zor çıkan sesimle.

Derin bir nefes verdi. "Şükür uyandın çok korkuttun." Serum takılı olmayan elimi tuttu. "İyi misin? Nasılsın? Doktoru çağırayım mı?"

"İyiyim. Hangi hastanedeyiz?"

"Okulun oradaki devlet hastanesi. Birden önümde yığılıp kaldın, çok korktum." dedi istemsizce elimi sıkarak.

Derin bir nefes verdim. Kendi doktorumun olduğu hastanede olmadığımıza şükrettim. Her şey açığa çıkabilirdi.

O sırada diğer tarafımda atakta duran Defne'yi fark ettim. Samimi bir şekilde bakıp gülümsemeye çalıştı. "Geçmiş olsun. Çok korktuk gerçekten. Doktor tansiyonunun düştüğünü söyledi. Önemli bir şey yokmuş."

"Teşekkür ederim." dedim içtenlikle. Kızın da gerçekten korkmuş gibi bir hali vardı.

Aklıma gelen şeyle hızlıca Murat'a döndüm. Ani hareketimle kolum sızlasa da umursamadım. "Kimseye bir şey söylemedin değil mi?"

"Merak ederler diye telefonundan anneni aradım. Birazdan burada olur."

"Başka?" dedim dik dik bakarak. Kimi sorduğumu gayet iyi biliyordu.

"Seçkin'i de aradım ama telefonu sessizdeydi galiba açmadı."

Derin bir nefes vererek arkama yaslandım. "Şükür! Murat, Seçkin'e söyleme lütfen. Bu tarz şeylerde ne kadar panik olduğunu biliyorsun. Yarın söylerim ben ona."

"Aslında, açmayınca ona mesaj attım. Tam da sen uyanmadan önce mesajı görmüş, buraya geliyor."

"Murat! Ne yaptın sen? Neden!? Seçkin'i bilmiyor musun?" dedim ne yapacağımı bilmeyerek.

Murat da üzgünce baktı. "Biliyorum ama ondan saklayamazdım. Hem o kadar korktum ki ilk onu aramak aklıma geldi."

Acildeki perde bir anda açıldı ve annemi gördüm. Yaşlı gözlerle beni görür görmez yanıma geldi. O sırada Murat da yanımdan kalkıp anneme yol vermişti.

"Kızım! Kızım iyi misin? Ne oldu? Neden bayıldın? İyi misin? Tansiyonun mu düştü yine?"

Annem endişeyle cümlelerini ardı ardına sıralarken diğer tarafta endişeli gözlerle bize bakan babamı ve Simay'ı da görünce işin iyice büyüdüğünü anladım. "Abla? İyisin değil mi?"

"Kızım?" dedi babam da. Muhtemelen annem çok panik yaptığından babamı da aramıştı.

"Ben iyiyim. Annem, abartma lütfen. Tansiyonum düşmüş sadece." dedim anlaması için imayla konuşarak. Ancak annem o kadar panikti ki arkadaşlarımın varlığını fark etmemişti bile.

"Ne demek abartma? İlaçlarını içmedin değil mi? Bu sabah kontrol etmeyi unuttum, hata bende. Haldun Beyi aradık yolda, hastanedeymiş, bekliyor. Oraya gideceğiz. Serumun da bitmiş zaten." dedi annem serumun ucunu kapatırken. "Hemşire var mı? Çıkartalım."

Arkasını döndüğü esnada ona şaşkınlıkla bakan arkadaşlarımı gördü. "Murat?" Liseden arkadaşım olduğu için Murat'ı çok iyi tanıyor ve seviyordu annem.

Babam olayın üstünü kapatmak için annemin omuzlarından tuttu. "Telaş edecek bir durum yok değil mi karıcığım? Bak arkadaşları da korkmuş zaten. Tansiyonu düşmüş sadece, o kadar."

"Evet." dedi annem ne diyeceğini bilemeyerek.

"Ekin!"

İlk defa duymak istemediğim bir sesti bu. Seçkin gelmişti. Gözlerimi kapatarak beni bulmasını bekledim.

Birkaç saniye sonra yanımdaydı zaten. Gözlerimi açtım yavaşça. Elleri yavaşça yanaklarımı sardı. "Güzelim, iyi misin? Neyin var? Ne oldu? Murat'ı mesajını görür görmez nasıl geldim bilmiyorum. Bir şey söyle."

Seçkin'in yalvarır gibi konuşmasıyla kalbim parçalandı. Serumlu olmayan kolumu ellerinin üstüne koydum. "İyiyim. Merak etme. Sadece tansiyonum düşmüş. Sabah yemek yememiştim, o yüzden herhalde."

Seçkin, yaşlı gözleriyle gözlerime baktı. "Ekin doğru söyle güzelim. İyisin şimdi değil mi? Gelene kadar öldüm öldüm dirildim."

Ellerini çekerek hızlıca ayaklandı ve acildeki küçük perdeyle kapalı bölümden çıktı. "Doktor yok mu? Nerede bu doktor? Niye kimse ilgilenmiyor?" Seçkin'in tüm acili inleten bağırışlarıyla gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Geri dönmemeliydim. Sözleri kalbime bir bıçak gibi saplandı.

Murat Seçkin'i tutarak bağırmasına engel oldu. "Abi kendine gel! Ekin iyi. Korkutuyorsun."

Seçkin, başını bana çevirdi. Yanıma geldi hızlıca. Elleri tekrar yanaklarıma ve saçlarıma gitti. "İyisin değil mi güzelim?"

O an orada babamın olmasını bile düşünemeyerek alnımı alnına yasladım. Ellerimi, titreyen ellerinin üstüne koydum. Titrek sesimle konuştum. "İyiyim sevgilim. Sen de iyi ol lütfen. Lütfen, sakin ol. Ben iyiyim."

Yine aynısını yapıyordu. Bana bir şey olacak olma düşüncesine bile katlanamıyordu. Kendine zarar veriyordu bu hali.

Bir süre öyle kaldıktan sonra nefesleri düzene girmişti. "İyisin, iyisin." diye sayıklıyordu.

Geri çekildikten sonra içeride kimsenin kalmadığını gördüm. Bizi yalnız bırakmışlardı.

Seçkin'i sedyeden kenarına oturtturduktan sonra ellerine sıkıca tutundum. "Sadece açlıktan, başka bir şey yok."

Başını salladı. "Başka bir şey yok. Sadece açlık." Gözlerime bakmıyor oluşu beni korkutuyordu.

Elimi yanağına koyup bana bakmasını sağladım. "Seçkin, bana bak. İyi misin?"

"İyiyim güzelim. Sen iyiysen, ben de iyiyim."

Hemşire geldiğinde serumu çıkarttı ve ardından iyi hissediyorsam gidebileceğimizi söylemişti.

Acilen çıktıktan sonra kapıda bekleyen annemleri gördük. Seçkin onunla gelmemi istese de eve gideceğiz diyen babama karşı gelememişti. Birlikte dışarı çıktıktan sonra Murat'ın kolunu tutup sessizce konuştum. "Seçkin'in araba kullanmasına izin verme. Sen kullan. Evine götür, ilaçlarını aldığından emin ol."

Başını salladı. Gözlerime şüpheyle bakışından tedirgin olup gözlerimi kaçırdım. Babamlarla arabaya bindik. Annem direkt hastaneye, kendi doktoruma gitmemiz gerektiğini söylese de şu an daha başka bir risk istemediğim için eve gittik. Seçkin'in de kendi evine geçtiğinden emin olduktan sonra doktoruma gidecektik.

2 yıldır kendimi Seçkin'i bırakıp gittiğim için sürekli suçlu hissetsem de bugün ne kadar doğru bir şey yaptığımı anlamıştım. Onun içindi.

×××

Seçkin: Eve vardın mı güzelim?

Seçkin: Arayayım mı?

Seçkin: İyi misin?

Ekin: Vardım

Ekin: Evde yatıyorum

Ekin: Yorulmuşum

Ekin: Biraz uyuyacağım

Ekin; Kalkınca arasam seni olur mu?

Seçkin: Olur güzelim

Seçkin: Olur

Seçkin: Dinlen sen

Seçkin: Ama kalkınca bana haber vermeyi unutma

Seçkin: Merak ederim

Ekin: Tamam ararım kalkınca

Seçkin: Ekin

Seçkin: Gerçekten iyisin değil mi

Seçkin: Endişelenmeyeyim diye yalan söylemiyorsun değil mi?

Ekin: Gerçekten iyiyim Seçkin

Ekin: Endişelenmeyi gerektirecek bir şey yok

Seçkin: Tamam

Seçkin: Kendine iyi bak

Seçkin: Gece uyanınca seni görmeye geleceğim

Seçkin: Kendi gözlerimle görmek istiyorum

Ekin: Tamam

Ekin: Sen de kendine dikkat et

×××

Ekin: Murat

Ekin: Seçkin'i eve bıraktın değil mi?

Murat: Evet, evde şu an

Murat: Yanındayım

Ekin: Tamam

Ekin: Sana yazdığımı anlamasın

Ekin: İlacını aldı mı?

Murat; Almamak için diretti ama zorladım aldı

Murat: O iyi merak etme

Murat: Sen iyi misin?

Ekin: İyiyim sağ ol bugün yaptığın her şey için

Murat: Rica ederim, aramızda lafı olmaz

Murat: Ekin

Murat: Haldun Bey kim?

Ekin: Bilmem kim?

Murat: Annenin geldiğinde söylediği kişi

Murat: Yolda aramışlar, seni bekliyormuş

Murat: Duydun sen de

Ekin: He o

Ekin: O bizim aile hekimimiz ya

Ekin: En ufak sorunda onu arar zaten annem

Ekin: Önemli bir şey değil yani

Murat; Ekin yalan söylüyorsun

Murat: Annenin bu kadar telaşlanması

Murat: İlaçlarını içmedin demesi

Murat: Ne ilacı içiyorsun sen?

Ekin: Kansızım ve vitaminlerim de az

Ekin: Vitamin demir ilaçları falan

Ekin: Ne olabilir ki?

Murat: Bunların hiçbirine inanmadım Ekin

Murat: Bizden bir şey saklıyorsun

Murat: Ne olduğunu bulacağım

Ekin: Bir şey yok gerçekten

Murat; Ayrıca sen tek kardeş değil miydin?

Murat: Bugün yanına gelip sana abla diyen kız kimdi?

Ekin: Kuzenimdi ya

Ekin: Aramızda birkaç yaş olduğundan abla diyor

Murat: Senin kız kuzenin mi vardı?

Ekin: Evet var Murat.

Ekin: Amcamın kızı

Ekin: Amma abarttın ya Murat

Ekin: Dedektifçilik mi oynuyoruz?

Ekin: Sadece açlıktan tansiyonum düşmüş o kadar

Murat: Sana damar yolu açmaya çalışan hemşire üçüncü denemesinde açabildi

Murat: İki kolundan da sürekli damar yolu açılmış daha önceden

Murat: O yüzden damarların yıpranmış, ondan zorlanmış, öyle dedi

Ekin: Geçen hafta da açlıktan serum aldım yine

Ekin: O izi görmüştür

Ekin: Damarlarım ince zaten hep zorlanır hemşireler

Ekin: Başka bir şey yok yani

Murat: Dediğin gibi olsun

Murat: Ama ben inanmadım onu söyleyeyim

Murat: Ne sakladığını bulacağım

Ekin: Bir şey sakladığım yok yorma boşuna kendini Murat

Ekin: Seçkin'e uyuyorum dedim ayrıca mesajlarımızı sil

Ekin: Yalan söylediğimi düşünmesin

Ekin: Sen lafı uzatmasan uyuyacaktım zaten

Ekin: okulda görüşürüz

Murat: Görüşürüz

Murat: Kendine dikkat et

×××

Bölüm nasıldı?

Murat sizce ne yapacak?

Normalde cumartesi atacağım bölümleri ama bu haftanın bölümü erken geldi.🫶

Yıldızı parlatmayı unutmayın!💛

Seviliyorsunuz!💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro