Ana Karakterlere Bir Bakış
♛ DAENA URAHORN ♛
Aşk neydi? Yıllarca sabır ve metanet içinde beklemek miydi? Yoksa karşılık bulmayacağını bildiğin halde vaz geçmemek, sıkı sıkı tutunmak mıydı o arzuya? Ne yok edebilirdi peki aşkı? Vazifeler ve sorumluluklar mı? Yoksa ihanet mi? Umudunu yitirmemekti belki ve ona olan inancını. Onu bulmak uğruna vazifeyi seçmekti... Ya da tüm umutlar tükendiğinde gerçekleşen mucizeydi. İnsanların seni kabul etmesiydi. Karanlıkta görülen o uzaktaki ufak ışık mıydı? Vazifelerini sevgiyle kabul etmekti belki de.
"Tahtı için bu kadar ileriye gidebilen bir prensesi ne gördüm ne de duydum. Siz tanrılarınıza dua ediyorsunuz fakat hepsinden öte, o tahta layık olabilmek için mücadele ediyorsunuz."
♛ MEARA URAHORN ♛
Tek bir hatanın bedeli neden yıkımı getirirdi? Hata aşk uğruna yapıldığında neden lanetlerdi Tanrılar? Vazifeleri ve sorumlulukları terk etmenin cezası mıydı yoksa tüm bunlar? Aşk da kutsal bir görev değil miydi? Tanrılar'ın gözünde bir zehirdi aşk. Bir sikkenin iki ucuydu. Bir yüzünde aydınlığı, diğer yüzünde ise karanlığı taşırdı. İnsanlık, o sikkenin aydınlık tarafını tutturamayacak kadar acizdi. Karanlığı seçmek kaderlerinde vardı ve sadece çok azı aydınlığı tercih edebilecek kadar yüceydi. Sikkenin karanlık yüzünü görebilseydi aşkı seçer miydi?
"Eğer geldiğin yerde kalsaydın, diyar hâlâ huzur içinde olurdu... Ehri-Mada Tanrılar'ın köşkünden huzuru bozduğu için kovulmuştu. Sen de Ehri-Mada'nın yeryüzündeki elçisi olmalısın. Belki de ta kendisisindir."
⚔︎ ALPHARD ⚔︎
Yeryüzünde kimse eşit değildi. Kimileri ün ve zenginlik içinde doğar, kimileri ise çamur ve kir içinde yetişirdi. Fakat Tanrı her birine savaşabilsinler diye verirdi o cesur yürekleri. Kullanabilsinler diye bahşederdi kendi bilgeliğinin parçalarını. Kül ve topraktan doğanlar, zirveye dipten yükselenler ve sabredenler... İşte ancak onlar Tanrı'ya hesap vermezdi. Yalnızca onlar kaderlerine Tanrı'nın izni olmadan hükmedebilirdi. Hiçlikten gelen, olurdu her şey.
"Ona güvenmek, aynı kafese atıldığınız bir aslan yavrusuna canınızı emanet etmek gibidir. O bir gün hepimizi yiyip bitirecek bir aslan."
♛ ZELDETH BILFRONZE ♛
İntikam ve nefret ölümlülere yasaktı zira o sadece Tanrılar'ın işiydi. İşlenen günahların bedelini ancak Tanrılar sorabilirdi; lâkin onlara inanmayan bir adam için bu fark eder miydi? Ölümsüz ise eğer bir adam, ona Tanrı denilebilir miydi? Peki intikam ve onur arasında kalır mıydı onlar? Seçmek zorunda olan olabilir miydiler? Yüreğinde intikam ateşi yanarken onurlu olamaz, onurluyken intikam arzusu güdemezdi bir ölümlü.
"Seçim yapmak zorunda kalmayacak kadar kudretli olandır Tanrı. O kendine Tanrı diyor olabilir ama değil."
♛ CALEN FAOLAN ♛
Doğuştan bile olsa bazı haklar, ona layık olabilmekte yatardı. İktidar ve aşkı aynı anda istemek kibirdi tanrıların gözünde. Aşkın kuvveti ve güzelliği iktidara eşitti lâkin ya aşk zehirin ta kendisiyse? Aşk ya yıkımı da yanında getirirse? O zaman aşk olur muydu? Seçim her zaman yapılmak zorundaydı. Güç ve aşk bir arada imkansızdı. Sadece layık olabilenlere bahşedilirdi. Kibrini göremeyenlerin çöküşü, aşk ya da iktidardan gelen ihanetle taçlandırılırdı.
"Hükmüne bir kadının aşkını ortak eden adam, tahta layık bir kral olamaz."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro