Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Utanç

Selam canlarım.
Bölümler haftada bir ve ya iki defa
Geliyor 🐾🧚‍♂️

Bölüm şarkıları

Sezen Aksu: Masum değiliz.

Mustafa Ceceli: Eksik.

İlyas Yalçıntaş: İçindeki Duman

🖤💫

Sona doğru yaklaşıyoruz çocuklar ve benim içimde büyüyen heyecan geceleri uyumama müsade etmiyor.
Ali ,Asi ve Aylin.

Dün gece babanız verdi bu isimleri size.
Bir anlamları yok aslında veya bir anısı.
Öyle gece uzanmışken aklına geldi.
Çocuklara bu isimleri verelim dedi. Bende tamam dedim.

Ama yinede belli olmaz işte. Bir bakmamışsın değiştirdim fikrimi .

Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Uzun zamandır günlük yazıyorum ama hiç aileden bahsetmedim ben .

Hep babanızı anlattım size, diğerlerini hiç anlatmadım oysa.
Anlatmak demekte doğru değil aslında.
Sadece isimlerinin hatıra kalmasını istiyorum bu sonsuz defterde.

Önce doğacak olan ailenizden bahsedeyim biraz.
Tozlu ailesinin en sevdiğim üyesi mesela. Bence sizde en çok onu seveceksiniz:)

Harun Tozlu! Kendisi benim kayınpederim sizinde dedeniz olur. Onunla ilgili yazmaya başlarsam defterim dolacağı için uzatmıyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki ,o dünyanın en iyi adamı.
Bunu bir gün sizde anlayacaksınız zaten.

İkinci olarak Başak anne geliyor. Sizin babaanneniz. Onunda hakkı çok büyük.
Onu da seveceksiniz.

Ailemiz çok büyük aslında. Mert isimli tatlı bir amcanız var. Onunla zevklerimiz aynı olduğundan aramız çok iyi. Ara sıra dengesizleşiyor ama kulağını bir kere çekersen adam olur.

Cansu var bide. Teyzeniz olacak bayan.
O çok tatlı biri ,biraz takıntılı sadece.

Egemen amcanız babanızın en iyi arkadaşı.
Eminim ki sizinde en iyi dostunuz olacak yakında.
Kendisi tam bir aşk adamı.

Ferhunde nine ve Azer amcayıda unutmadan.
Onlardan çok bahsettim ben dimi ? Ama olsun çok seviyorum ne yapabilirim?

Daha tanışmanız gereken çok insanlar var.
Ama bu isimler hayatınızın en özel insanları olacak.
Benim ailemi anlatmaya gerek yok bence . Onlarla zamanı geldiğinde tanışacaksınız.
Bu deftere iyi anılar yazmak istiyorum artık.
Bir gün okuyunca hep darlanmayın. Annemiz ne kadar da sıkıcı biri demeyin.
Artık mutlu anılar biriktireceğim. Siz büyüyünceye kadar elimde olan tüm güzellikleri bu defterde toplayacağım.

" Defnem?'

Tahirin sesini duymamla elimdeki defteri yavaşça kapatıp merdivenlerden salona inan adama döndüm.
Bu gün tüm gün çalışma odasından çıkmamıştı.
Sancılarım fazlasıyla arttığından yalnız bırakmıyordu beni.
İşlerini bilgisayar üzerinden yürütüyordu.

" Efendim Tahir ?"

Kahverengi bol pantolonunun cebine ellerini salmış vaziyette bana doğru gelirken sesszice onu izliyordu gözlerim.

" Saatlerdir odadayım hiç sesin çıkmadı "

" Günlük yazıyordum "

" Ne yazıyorsun yine ?"

" Günlük "

Verdiğim cevaba karşı gülümsedi sadece. Ardından oturduğum kanapenin başına oturarak bana doğru eğdi başını.

" Yine sana gelmişler anlaşılan ?"

" Seni görünce öyle oluyor genelde?"

Güldü.

" Bu aralar sana kızamıyorum biliyor musun? "

" Kızamazsında zaten! Öyle bir hakkın yok "

" Evet yok " diye bastırarak söyledi son cümlemi.

Benimle barışmak için mi ,yoksa hamileyim diye mi bu kadar yumuşak oldu anlamıyordum.
Tahir tanıdığım kadarıyla birini ne kadar severse sevsin öfke sorunları olduğundan huysuz herifin tekiydi.

Şimdi neydi bu halleri?

" Bu akşam senin için ne yapmamı istersin ?"

" Yemek mi -"

" Evet !" Diye kesti cümlemi yüzüme düşen saçımı kulağımın arkasına koyarak.

" Durduk yere neden?"

" İçimden geldi"

" Garip "

" Söylemeyecek misin ?"

" Ne istersem yapacak mısın?' Dedim yüzmdeki elini aşağı indirerek.

" Makarna dışında ne -"

" Makarna istiyorum!"

Makarna istemiyordum.

" Daha iyi şeyler yapabilirim "

" Sen anca yengeç falan yaparsın, istemiyorum öyle şeyler!"

" En azından makarnadan daha iyi "

" Makarna daha iyi "

Benimle aylardır aynı çatı altında kaldığından nasıl biri olduğumu çözmüş olmalıydı. İnadım tuttu mu tutar .

" O zaman kendi yöntemlerimle yapayım?"

" Ya ne uzatıyorsun ki ? At suya sarımsak yoğurt yap , dök üzerine ye "

" Ben sarmısak yemiyorum Defne "

Aldığım cevapla gözlerimi değirmeden edemedim. Ağzının tadını bilmeyen şımarık herif.

" Ağzın kokar diye mi ?'

" Genel olarak sevmiyorum"

" Ben seviyorum ama "

" Ye o zaman Defne "

Hamilelikten olsa gerek nedensizce bazen Tahiri görecek gözüm olmuyordu. Şu an o kadar gıcık kalıyordum ki ona ,ve bu benim elimde değildi.

" Hamileyim yiyemem "

" Hamilelikle ne alakası var Allah aşkına?"

" Sen ne anlarsın" dedim derin bir nefes vererek. " Sanki hayatında hiç hamile kaldın"

" Bide kalayım istersen "

" Ciddiyim Tahir! "

" Defne-"

" Nolurdu ki erkeklerde hamile kalsaydı,ne olurdu ki regl olsalardı"

Mantıksız konuştuğumun farkında olsamda içimden geçenlere dur diyemiyordum. Öylece isyan etmek istiyordum sadece.

" Sana gelmişler yine "

" Haksız mıyım?"

" Gel yemek yapalım Defnem"

" Yapalım mı ?" Dedim ansızın değişen konuya ayak uydurarak. " Hani sen yapacaktın ? Hem ben nereden senin Defnen oluyorum ?!"

" Tamam ben yapacağım sen yanımda dur sadece "

" Belki durmak istemiyorum!"

" Durma o zaman ne diyim ?" Diye derin bir nefes alarak ayağa kalktı.
" Yani yanında durmamı istemiyorsun öyle mi ?"

" Öyle birşey mi dedim ben ?"

" Neyse Tahir "

Konunun daha fazla uzatmasına izin vermeden bende ayağa kalktım bu sefer.Az önceki haline nisbeten değişen bakışları ile beni izliyordu öylece.

" Ben biraz makyaj yapacağım sen yemekleri yap"

" Bir yere mi gidiyorsun ?"

" Sadece makyaj yapmak istiyorum" dedim kısa bir cevap olarak.

Burada şaşırılacak ne vardı ki ? Klasik ben günün her saati makyaj yaparım.

" Tamam sen bilirsin. İyi eğlenceler o zaman"

" Sana da iyi işler Tahir"

Son sözümü söyleyip defterimi almak için eğilirken o çoktan mutfağın yolunu tutmuştu.

🐾

Yarım saattir odamda oturmuş baş ağrımı unutmak için makyaj yapıp , şarkı söylüyordum.

İçtiğim ilaçtan fayda alamadığım için kendimce unutmaya çalışıyordum acılarımı.

Zaten hamilelik sürecim iyi geçmiyordu ,ek olarak ağırlarımda başlayınca ölüm istememek için zor tutuyordum kendimi.

Hoş karnımda üç tane çocuğum olmasa bu kadar şeye katlanma gereği duymak yerine...Neyse.

Kocamla aram iyi değildi, ailemle aram iyi değildi, sancılarım cılız bedenimi tamamen bitkin hale salmıştı.
Ek olarak dakika başı tutan hormonlarım günü ona da bana zehir ettiriyordu.
Herşey o kadar berbattı ki . Bu kocaman ev ,para , arabalar, hiçbir şey mutlu etmiyordu beni .

Makyajım bittikten sonra dolan gözlerimi aldırmadan aynadaki yansımamla bakışıyordum.

Solgun bembeyaz yüzüm, gözaltımda yaranan siyah çukurlar ve kurumuş dudaklarımla bir hayalete benziyordum adeta.

Üçüz çocuklara hamileydim ama karnım dışında heryerim bir deri bir kemikti sadece.
O kadar çirkindim ki .

Kendimce düşüncelere dalmışken telefonumun titremesini duydum.
Anında dolan gözlerimi silerek makyaj masamın üzerinde olan telefonu aldım elime.
Cansu yazmıştı.

Cansu : Nasılsın ablam

Bu aralar sınavlara hazırladığından kendi dertlerimle meşgul etmek istemiyordum onu.

Siz : İyiyim ablam sen nasılsın?

Cansu: Yorgun olmak dışında iyiyim.

Siz : Neden yorgunsun ? Dersler yüzünden mi ?

Cansu: Hayır sadece dersler değil.

Siz : Ne oldu?

Cansu: Ya ben sizin Mertle geçen bir iddiaya girdim ve kaybettim. O da kazanan olduğundan benden birşey istedi.

Mert'in ismini görmemle iyice çatıldı kaşlarım. Ona karşı bir kibrim yoktu ama Cansuyla yakın olması kesinlikle canımı sıkıyordu.

Siz : Ne iddiası anlamadım ve ne istedi?

Cansu: Orası uzun hikaye abla . Bana pasta lazım

Siz : Pastane diye biryer var Cansu

Cansu: Kendim yapacak mışım.

Siz : Ne farkeder ?

Cansu: Öyle dedi işte.

Cansu: Ya abla ben pasta falan yapamam ki , Annemde hayatda yapmaz

Yazdıklarına karşı oflayark klavyeye götürdüm tekrar parmaklarımı.

Siz : Tamam ben yaparım

Cansu : Sen mi ?

Siz : Evet ?

Cansu: Abla sen pasta yapamıyorsun ki .

Siz : öğrendim

Cansu: Kimden öğrendin?

Siz:

Cansu yazıyor...

Cansu: Ya abla şaka yapmanın sırası mı?

Siz : Yani en azından süsleye biliyorum.

Cansu: Onu bende biliyorum://

Siz: Ayrıca Mert nereden bilecek Pastaneden aldığını?

Cansu: bilecek işte

Kendi büyük sorunlarım yetmezmiş gibi bide Cansunun derdine ortak oluyorken beni bu durumdan Tahrin sesi kurtardı.

" Defne ?"

" Efendim ?" Diye bağırdım telefonu kapatarak.
Üzgünüm ama dediğim gibi kendi sorunlarım kendime yetiyor bu aralar.

Ondan cevap alıncaya kadar kendim odadan çıkıp aşağı inmiştim bile.

" Efendim ?"

Tahirden cevap beklerken mutfaktan çıkan Egemen'i görmemle içgüdüsel olarak bir gülümseme yerleşti yüzüme.
Beklemiyordum ama şaşırmadım.

" Egemen ?"

" Nasılsın yengem ?"

Kollarını açıp bana doğru gelmesi ile bir kaç saniye sonra bende ona sarılırken buldum kendimi.
İlk başlarda aramızda mesafe olsa da onu tanıdıkça kendi abim yerine koymuştum.

" İyiyim sen nasılsın?"

" Buraya geldim daha iyi oldum " dedi yavaşça ayrılarak.
Boyu benden fazlasıyla uzun olduğundan ayak ucumdan yere indim.

" Özlemiştim seni. Gerçi sıksık konuşuyor-"

" Şşht " diye anında kesti lafımı.

" Tahrin haberi yok hala "

Ben evi terkettikten bir kaç hafta sonra Egemen Tahirin yapması gereken şeyi çoktan yaparak bulmuştu beni.
Ama bunun bir sır kalmasını istememle bana verdiği sözü tuttu sağolsun.
Bana yardım etmeme sebebide benim istememden kaynaklanıyordu.

Daha sonra fazla güven vermediği için sildim numarasını. Bir tek Cansu ile iletişim kurmaya karar vermiştim.

" Ciddi misin?'

" Hatta yeni barıştık. Bebek meselesini ona söylemediğimide öğrenmişti"

" Ne konuşuyorsunuz ?'

Tam cevap verecekken Tahirin sesini duymamızla değiştirdik konuyu.

" Yengemle özel şeyler sana ne ?"

" Ne özeli konuşuyorsun lan benim karımla?"

Şakayala içeri geldi elinde kaşık, önünde beyaz önlük.

" Lan öyle bir edyala söyledin ki ,kendimi Behlül gibi hissettim"

Egemenin şakacı hallerine karşılık Tahir oldukça ciddi göründü bu sefer.
Hep dediğim gibi,bu adam ciddi anlamda huysuz herifin teki.

" Tamam " dedim en son Tahir muhabbetin içine sıçmadan.

" Misafire böyle mi davranılır Tahir?"

" Egemen mi misafir? Lan ben bunu kapıdan kovuyorum bacadan giriyor. Böyle misafir mi olur ?"

Söylediklerinde ciddi olmadığını biliyorduk ikimizde.

" Görüyor musun yenge?" Dedi Egemen kanapeye doğru giderek.

" Arsız herif"

Tahir tekrar mutfağa giderken arkasından gittim bende. Ne kadar misafir gibi bakmasakta evde gelen kişiye çay ve ya kahve verme gibi bir huyum vardı.

" Ayıp ediyorsun" dedim salata yapan Tahire dönerek.

" Boşver Egemen işte"

" Neden gitmesini istiyorsun ?"

" Seninle başbaşa kalmak için"

Aldığım cevapla güldüm sadece.

" Başbaşa kalsak n'olacak ki ? Sanki seni silkeleyen var " .

" Kendi söylediğine kendin inanıyor musun cidden ?"

" Anlamadım "

Sorduğum soruya karşılık doğramış olduğu biberleri kaseye dökerek ukala ukala gülümsedi.

" Ama iraden cidden büyükmüş. İkimizde birbirimizi deli gibi severken-"

" Senin kucağına atlayacağım günümü bekliyorsun ?" Dedim lafını yarıda keserek.

" Sen bu kadar zorlandıkça daha çok istiyorum seni "

" Sende hiç utanma yok dimi?"

" Karımı sevmekten utanmam mı lazım?'

" Senin ki sevmek değil ki ,sik-"

" Tamam Defne !" Diye anında kesti lafımı.

" Bu kadar açıksözlü olmana gerek yok!"

" Seninde yalancı olmana gerek yok"

" Ben yalan söylemiyorum"

" Tamam Tahir "

Uzatmak istemiyordum konuyu. Ne derse desin inandırıcı gelmiyordu artık.

Sen sanki kocanı özlemedin mi ?

İç sesime cevap olarak derin bir nefes aldım sadece.
Bu hayatda benden yana birşey yoktu zaten.

" Egemen'in yanına git çay yapıp geliyorum"

" Ben -"

" Hayır ben yapacağım"

Son sözümü söylememle bir kaç saniye yüzüme baktı sadece. Ardından yarım kalan salatasını yapmayı durdurup önlüğünü çıkararak çıktı mutfaktan.

Kapının kapanma sesi kulaklarıma dolduğu an serbest bıraktım direnen göz yaşlarımı.
Kibrim sadece bana zarar veriyordu.
Onu reddettiğim her anın sancısı o kadar ağır geliyordu ki , yüreğime.
Canım hiç bu kadar yanmıyordu.

Elimin tersiyle gözlerimi silip sıcak olan çayları bardağa dökerken sakinleşmeye çalışıyordum.

Beni sadece eşi olarak sevdiğini söylediği andan koparmıştı herşeyi. Bundan sonra onu affedip eskisi gibi olsam bile ,eskisi gibi hissettmeyecektim.

Tamam kabul ediyorum bu konuda gurursuzum çünkü onu hala deli gibi seviyorum.
Ama benim asıl konum güvendi. Bana dokununca ,beni öpünce,beni sevdiğini söyleyince hep bir kuşku olacak yüreğimde.

Ya beni sadece eşi olarak seviyorsa ?

Belki de o da çocukları için yanında tutmaya çalışıyordu beni. Belkide sadece bir aile olamak istiyordu.

Bilmiyorum.

Kötü düşüncelerim yine başımdaki sancıları uyandırmaya başlamıştı bile. O yüzden kendimi fazla kaptırmadan derin derin nefes alıp elime aldım tepsiyi.

Olduğum yerden kıpırdayınca bile dönüyordu gözüm.
Sanki kafamın içinde birşey vardı ve durmadan vuruyordu.

Elimde tuttuğum tepsinin görüntüsünü görüyordum,bir tepsi tuttuğumu hissetmiyordum ama.
Bir anlık yaran bu garip hissle dakikalar sonra nihayet çıkmıştım mutfaktan.
Kendimi garip bir boşlukta hissettim bir an .
Hala da öyledi.

Salona bir kaç saniye önce girmiştim ve önümde oturan Tahir ve Egemen'in bakışları anında yakalamıştı beni.

Varlığını hissettmediğim tepsi elimden düşmesin diye sıkı sıkı tuttuğum kulplarından gözümü ayırıp önümdeki adamlara döndüğümde bu sefer pür dikkat değişmişti bakışları.

Ben sesszice onları izlerke onların yüzüme değil başka yere baktıklarını farkettim.

" Defne ?"

Tahir yavaşça ayağa kalktığında Egemen diğer tarafa çevirdi yüzünü.
Ve bu rahatsızlık dolu bakışlara fazla mağruz kalmak yerine bende yere çevirdim gözlerimi anında.

Bu haraketi yapamamla dehşete düşmem,tepsinin yere düşmesi ,sıcak çayın ayağımı yakması an meselesi oldu .
Fakat benim o an attığım çığlık yanan ayağımın acısına değildi.

Aşağı bakmamla krem renk pantolonunun paça arasının tamamen sırılsıklam olduğunu gördüm.
Ve bu utanç verici anın acısını daha önce hiç hissetmemiştim ben.

Altım ıslanmıştı... Altımı ıslatmıştım.

Bölüm sonu.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro