Son Kararım
Selam canlar. Oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin ki bölümler hızlı gelsin.
Not: kitaptan kenar " Destek ve kalp falan gibi şeyler yazmayın lütfen" ya yorum yapıp fikrinizi belirtin ya da sadece okuyup geçin.
" Sen iyi misin ?"
Azerin sesini duymamla gözlerimi yerdeki boşluktan çekerek sessizce başımı salladım.
" İyiyim " diye kısa bir yanıt vererek derin bir nefes aldım.
Cansunun attığı mesajın üzerinden bir saat geçmesine rağmen yazdığım bir ton şeye cevap vermemişti hala.
Üstüne üstlük son görülme bilgisi uzun zamandır sabitti.
Kötü bir hiss sarmıştı içimi ve cevap alıncaya kadar kendime gelemeyecektim maalesef.
" Senin için o kadar menemen yaptım dilini bile sürmedin ama . Kötüde çıkmamış ki "
" Emimim ki kötü değildir Azer" dedim yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirerek. " Sadece bebeğimin canı istemiyor"
" Peki ne istiyormuş canı"
Alaycı şekilde sorduğu soruya dürüst bir cevap vermek isterdim . Örneğin makrana , çilek , portakal , Nutella ve s çok şey çekiyor.
Lakin ben nerede duracağımı biliyordum çok şükür.
Aslında Tahirle evlenmeden önce fazla şımarık biri değildim. Tamam ailenin soytarısı bendim ama onun yanına taşındıktan sonra çok fazla değiştim.
Onunla ilk gecemizde kendime bir söz vermiştim. Başıma açtığı bela yüzünden onun başına bela olacaktım. Bu bir yıl boyunca her gününü burnundan getirecektim onun.
Ve evet bunu her gün yapıyordum. Sahte bile olsa kağıt üzerinde kocam olduğundan tüm parasını hiç düşünmeden harcar ,evde sürekli kendi canım istediği şeyleri yapar ve onu gıcık etmek için hiç bir şeyden kaçınmazdım.
Sözde onun hayatını zehir edecektim ama bu gün olanlar bana olmuştu.
Tahirle aynı evde yaşamak bir süre sonra benim içinde zorlamaya başlamıştı işleri. Yakışıklıydı, çekiciydi her kadının ideal tipine uygun bir erkekti benim düşünecemle.
O yüzden başta korkuyordum. Zaman nasıl bizi o döngüye saldı bilmiyorum ama bir süre sonra Tahirle öpüşürken bulmuştum kendimi.
Keşke sadece öpüşmekle kalsaydım. Keşke o yatağa hiç girmeseydim.
Bunları düşünürken garip bir hiss sardı içimi.
Anında içgüdüsel olarak karnımı buldu ellerim .
Ve daha fazla bu konu hakkında düşünme gereği duymadan hala beni izleyen adama döndüm.
" Sadece dinlenmek istiyoruz "
" Daha yeni gelmiştin"
" Hamilelik böyle birşey işte yoruyor bazen"
Ben kendimce yalan atarken Azer dikkatlice ve oldukça ciddi şekilde beni izliyordu.
" Sadece hamilelik mi ?'
" Ne ?'
" İyi misin ?'
" İyiyim "
" Gerçeği söyle!"
Yapım gereği duygularımı açıkça belli eden biriydim .O yüzden ne kadar saklamaya çalışsamda yüzümden düşenin bin parça olduğundan kendimde haberdardım.
" Buraya geldiğinden pek mutlu görmedim seni. Lakin son zamanlar çökmüş gibisin "
Son cümlesini duymamla doldu dolacak olan gözlerimi kaçıramadım daha fazla.
" Çökmüş gibi mi ?"
" Öylesin " diye başlayıp kucağımda olan ellerimi elleri arasına alarak biraz daha bana kaydı.
Aşağı eğilip ela gözlerini gözlerime sabitleyerek " Neyin var ? Seni bu kadar üzen şey ne ?"
Buraya geldiğim ilk günün gecesi Azerle uzun uzun konuşup tanışmıştık. Ona buraya nasıl geldiğimiden tutmuş evliliğime kadar anlatmış tüm içimi dökmüştüm. Tanımadığım bir adama neden hayatımı anlattım diye sorgulamıyorum kendimi. Doluydum sadece.
Saklayacak bir konu yoktu o yüzden. Bana yaptıklarına rağmen son zamanlar deli gibi özlüyordum onu ve bu hasret beni öldürüyordu.
Gurur ve özlem tamamen farklı şeylerdi .
Affetmemem sevmemem için bir neden olamıyordu benim açımdan. Unutamıyordum konu bu kadar basit.
Üstüne üstlük karnımda onun çocuğunu taşırken kaçmam imkansızdı bu hislerden . Ama ne olursa olsun konu sadece Tahir değildi elbette.
Son bir kaç gündür Ferhunde ninenin söyledikleri dönüp dolaşıyordu beynimde ve ben geçen her an ona daha fazla hak vermeye başlamıştım. Doğmamış bir çocuğun hayatı ile oynamak gelecekte en büyük pişmanlığım olacaktı.
Hamilelik zordu. Bu durumdayken çok fazla zordu.
" Gelecek kaygılarım var " diye cevap verdim ellerimi ellerinden çekip gozlerimi silerek.
" Bebeğin için mi ?"
" Evet "
" Peki neden kötü düşünüyorsun ?"
" İyi düşünmem için bir sebebim yok çünkü"
Gözyaşlarım siccim siccim akarken bir şekilde ispat etmeye çalışıyordum kendimi.
" Olumsuz düşünmeyi bırak bir kenara. Bebeğin sağlıklı ve biz hep -"
" Sadece siz demekle olmuyor" diye içgüdüsel olarak Azerin lafını kestim.
Onu kırmak istemiyordum ama gerçeklerden nereye kadar kaçabilirdim ki ?
Burada bir gün aç bir gün tok yaşarken ben bir bebeğin masrafını onun omuzlarına atamazdım. Tamam ben çalışır çocuğuma bakarım diye başta herkese atar yaparken şimdi bakınca öyle olmuyordu o işler.
Öncelikle o doğduktan sonra ben tüm günümü bebeğime adayacaktım ve bu şartlarda hala çalışırım düşüncesi alaylı geliyordu kulağa.
Bezi , sütü, ilaçları ve üstelik şehirden bu kadar uzakken... bilmiyorum .
Konu Tahiri sevmem ve ya onunla barışmam değil.
Konu çocuktu ve ben bir anne olarak gururumdan önce onun geleceğini düşünmek zorundaydım.
O yüzden karnım büyürken endişelerimde büyüyordu.
" Ben ne yapacağımı bilmiyorum Azer. Bir anne olarak bebeğim açısından endişeliyim. Onun hayatından sorumlu olmak kulağa hiç kolay gelmiyor"
" Ona bakmayacağını mı düşünüyorsun ?"
Sessizce ve mecburen başımı salladım.
" Bu şartlarda çocuk bakamam "
Söz ağızdan bir kere çıkardı ve benim cümlem biter bitmez Azerin değişen bakışlarına an be an şahit oldum.
" Bebeği açlıktan öldüreceğinden mi korkuyorsun ?"
" Konu bebeğin aç ve ya tok olması değil. Konu sadece biz değiliz"
" Ne o zaman ?'
" Ben kendim yetmezmiş gibi daha fazla yük olmak istemiyorum size "
Ben Azer kırılır sanmıştım lakin o oldukça normal karşılayarak konuşuyordu benimle.
" Peki planın ne Defne? Tamam ben fakir olduğumu kabul ediyorum. Ama sen ?"
" Ne ben ? "
" Sen çok mu zenginsin ? Bebeğini düşünüyorum derken ne yapacaksın? Evden ayrılarak dışarda mı büyüteceksin onu "
Duyduklarıma karşı derin bir nefes vererek başımı salladım sadece.
" Ben şehire gideceğim "
" Kocanın yanına gideceksin "
" Hayır!"
"Evet !" Diye sesini hiç yükseltmeden kesti lafımı. Ardından yalan düşüncesine dayanarak ben konuşmadan devam etti :
" Senin planın bu . Onun yanına dönmek istiyorsun ve bir bahane arıyorsun"
" Neden bahane arıyor muşum ?'
O kendince açıklama yaparken bunca zaman yanımda olmasına karşılık saygımı korumaya çalışıyordum .
" Bilmiyorum "
" Ben Tahirin yanına dönmek istesem bunu direk sana söyler ve giderim. Diğer konuya gelirsek gitmek istediğim doğru.
Şehire gitmek istiyorum!"
" Durduk yere mi?"
" Burada daha fazla yapamam. Benim önceliklerim var Azer ve bencilliğim bana mantıksız adımlar attırıyor "
" Defne senin planın ne şimdi? Ona mı
dönmek istiyorsun ? Seni kullanan adama "
" Beni kullana adama dönmek istemiyorum" dedim derin bir nefes alarak. "Ama Ferhunde nine haklı. Ben çocuğu ondan nereye kadar saklanabilirim ki ?"
Son sözümü söylememle kaşlarını olabilecek en sert şekilde çattı Azer.
" Çocuğu ona mı vereceksin?"
" Ona vermeyeceğim! "
" Öğrenecek dedin "
" Öğrenmek zorunda çünkü!'
" Bebek onun umrunda mı sence ?"
" Azer ne saçmalıyorsun sen ?! "
Sinirle garip şekilde gülümsedi sadece.
" İki gün önce çocuğumu kimseye vermem diyen sen değil miydin ? Noldu şimdi?"
" Ben hala söylediklerimin arkasındayım. Çocuğumu kimseye vermiyorum ama Tahir kimse değil!. Ben nasıl annesiysem o da aynı şekilde babası! İster kötü biri olsun ister iyi "
Aslında bu kararı vermem dün gece uzun uzun düşünmeme neden olmuştu. Tüm bencilliğimden kurtulmam için koskocaman bir geceyi sadece düşündüm.
Ve doğru olanın bu olduğuna karar verdim.
Oraya dönmem Tahirle barışacağım anlamına gelmiyordu yinede.
" Son kararın bu mu Defne? Gerçekten gidecek misin ? "
Azerin az önceki sinirli sesi hafif bir yalvarışa dönerken ben kararımdan oldukça emin şekilde ve isteksizce başımı salladım.
" Gidiyorum "
Tahirden ...
Ayaklarını yerden kesecek mutluluğu kötü bir şekilde öğrenmek garip bir histi. Biraz da hayalkırıklığı.
Arkadaş dediğim adam baba olacağımı bildiği halde yanımda tek kelime etmemişti.
Cansuyu saymıyorum ama Defnenin yaptıklarını hazmedemezken bu son öğrendiğim şeyden sonra tamamen çökmüş hissediyordum.
Karnında benim çocuğumu taşıdığı halde onu bana söylememesi içgüdüsel olarak fazla tepki vermeme neden olmuştu sabahtan.
Egemeni kovmuş Cansuyuda aynı şekilde göndermiştim dışarı. Oturup
onunla uzun kavga ederdim ama şu an hissettiğim tek öfke sadece Defneye karşıydı.
Yaptığı şey bencillik olmasıyla yanaşı bir suçtu. Apaçık bir suç!
Sabahtan elimde tuttuğum telefonu nihayet açarak derin bir nefes verdim. Bunca zaman ona yazmamam benim kibrimden kaynaklanıyordu lakin bu sefer sessiz kalamazdım.
En son bir kaç ay önce neredesin diye sayısız mesajlar atmıştım ve karşılığında sadece engel yemiştim. Bu beni durduramadı tabi . Taaki Cansudan haber alana kadar.
Beni aramasın,iyiyim ve onu istemiyorum!
Bu cümleleri duyduktan sonra iyi olduğu kanaatine gelerek rahat bıraktım onu.
Suçlu bendim ve evet kibirli ve bencil olan da bendim.
Beni istemeyen , açıklama yapmama izin vermeyen ve terk eden bir kadının peşinde koşmak hala içimden gelsede yapmadım.
Sevdiğin kadın!
Ama bu gün öğrendiğim şey bambaşka bir şeydi. Baba olacağımı öğrendiğim
an elime aldım telefonu.
Cansu ve Egemene o kadar kızgın ve kırgındım ki ,soru sormadan direk gönderdim yanımdan.
Şimdi yazmaya karar vermiştim ama sadece yazmakla kalmayacaktım.
Uzun zamandır sessizde kullandığım WhatsApp logosuna tıklamamla en allta olan isimin en üste çıktığını görmemle şaşkınca çattım kaşlarımı.
Beni engelleyen Defnenin ismi en üstte çıkmış ve iki mesej vardı ondan . Beklemediğim bu haraket karşısında gözlerim sessizce ekranla bakışırken ellerim içgüdüsel olarak ekrana dokundu.
Defnem : Merhaba
Defnem : Bu akşam evde olacağım.
Bölüm sonu 🚬
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro