Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Özlemin Tutkusu


 

Aradan iki gün geçmişti. Tahir Aslı isimli o kadının tekrar İstanbul'a dönmesine ikna ederken zorlanmıştı baya.

Kayınvalidem ve kayınpederimde bizdeydi bu akşam. Ek olarak Cansu ve Mert'de gelmişti.

Diğer kadının kim olduğu konusunda Egemen' herşeyi anlatacağım diyip aradan çekmişti bizi.

Birşey anlamamıştık ama mantıklı bir açıklamam var diyince akşamı beklemek kararına geldik.
Bu akşam tüm sorular son bulacaktı.

Diğerleri içerde otururken ben montumu giymiş bahçede ki salıncaklı kanapede oturarak Tahiri bekliyordum.

Hava çok kasvetliydi. Kış geri dönüyordu sanki.
Akşam çağı olduğundan hava alacakaranlık modundaydı ,ek olarak sağanak yağmur yağıyordu.

Ellerim karnındayken içimde gezinen tatsız endişeye son vermeye çalışıyordum. Garip hissediyordum kendimi.

" Defne ?"

Annemin sesini duymamla boş bakışlarımı dışarıdaki kapıdan çekip bana doğru gelen kadına döndüm.

Üzerine bir hırka almış endişe ile yanıma geliyordu.

" Kızım neden dışardasın ?'

" Tahiri bekliyorum anne " dedim sesimdeki endişeye hakim olmaya çalışarak.

" Neden dışarda bekliyorsun ? Nerede olsa gelir şimdi "

" Sabahtan hiç konuşmadık. Açmıyor telefonu mu "

" Açmıyor mu ?"

" Evet " diye cevapladım telefonu tekrar çıkararak.
Kaç kez aradığımı gösterdim ona. Hatta üstüne üstlük birkez daha aradım.

" Dur kızım bende arayım "

" Ara anne "

Annem endişe ile yanımda oturup telefonu çıkardı. Canım oğlum isimli kişiye başararak kulağına tuttu telefonu.

Bir kaç saniye sabırla bekledik ikimizde. Fakat istediğimiz sonuca varamadık.

" Nerede bu çocuk?"

" Bu gün hiç konuşmadık. Yüzünü bile görmedim "

" Şarjı bitti herhalde ve ya
toplantıdadır "

" Ya başına bir şey geldiyse ?"

" Allah korusun" dedi elini omzuma koyarak. " Aklına öyle şeyler getirme sakın"

" Asistanını arasam acaba ?"

" Ara tabi belki biliyordur o "

Dolan gözlerimi sıkarak elimde tuttuğum telefondan Kübranın numarasını buldum.
Ve hiç beklemeden kulağıma tuttum telefonu.
Üçüncü çalışta açmıştı.

+ Efendim Defne hanım?

- Selam Kübra

+ Selam nasılsınız?

Kübra ve benim aramda yaş farkı olsada her seferinde hanım diye hitap ediyordu bana. Üstelik kaç kez onu uyarmama rağmen.

-İyiyim sen nasılsın

+Sağolun bende iyiyim. Ne için aramıştınız?

- Tahir ofiste mi ?

+Hayır Tahir bey bu gün hiç gelmedi .

Aldığım cevapla dona kaldım bir kaç saniye. Etraf sesszilik olduğundan annemde duyuyordu.
Ve o da benimle aynı tepkiyi verdi.

- Peki hiç konuştun mu onunla ?

+ Hayır efendim. Egemen bey vardı sadece

- Egemen yanında mı?

+ Az önce ayrıldı

Acıyan kalbimi sakinleştirmeye çalışarak kapattım gözlerimi.

- Tamam anladım.

+ Başka bir sorunuz var mı?

- Hayır. İyi günler

+ İyi günler efendim.

Telefonu kapatıp anneme döndüm sessizce. Benim yaşaran gözlerimle buluştu kızaran gözleri.

" Başına birşey gelmemiştir dimi ?'

Sorduğum soruya karşı sessiz kaldı bir kaç saniye.

" Anne ?'

" Hayır kızım. Ben bide Egemen'i arayacağım"

" Mert nerede olduğunu biliyor mudur acaba ?'

" Sanmıyorum ama sorarım. İçeri gel sende hava soğuk"

Başımı hayır anlamında salladım. Dışarda zor nefes alıyordum. İçerde boğulurdum tamamen .

" Biraz daha kal ,gel sonra "

" Tamam "

Annem gittikten bir süre sonra elimi belime koyarak ayağa kalktım. Son aylarımı yaşıyordum.
Bu kadar sancı,acı yetmezmiş gibi ,her gün yeni bir olay geliyordu başıma.

Bu kadar derdim tasam yokmuş gibi şimdide Tahir yoktu ortalıkta.

Çocuklarıma oda bakıp, kıyafet almam gereken zamanlarımda binbir bela ile uğraşıp duruyordum. Onları da ihmal etmiştim tamamen.
Doktora bile gitmiyordum .

Derin düşüncelere dalmışcasına bahçede gezinirken arkamda küçük bir gölge hissettim ansızın. Ve bu kuvvetli hiss bir anlık donukmama neden oldu.

" Anne ?'

Küçük kız çocuğunun sesini duymamla yavaşça arkama döndüm.

Bembeyaz kıyafetler içinde,uzun saçları, yeşil gözleri ile gülümseyerek bana bakıyordu.

" Neden yalnızsın?"
Duyduğum soruyla yutkundum anında.

" Sen kimsin ?"

" Kardeşlerim nerede?"

" Sen kimsin ? Kardeşlerin kim ? "

Hafif bir korkuyla bir adım geri çekildim. Benim bahçemde bu yabancı çocukta kimdi.

" Peki babam nerede ? Onul bulamıyorum"

" Senin burada ne işin var ? İzinsiz nasıl geldin buraya"

" Ben hep burdaydım " dedi bana doğru gelirken. O geldikçe ben geri gidiyordum.

" Kardeşlerimde buradaydı. Ama şimdi gittiler. "

Korkuyla elimi karnımda koydum anında. Lakin hissettiğim boşlukla aşağı çeviridim bakışlarımı.

Çocuklarım.

" Onları nereye sakladın anne ? Babamla birlikte mi gittiler?'

Düz karnıma bir kaç saniye bakıp yaşlı gözlerimi yavaşça önümde duran küçük kıza çevirdim.

" Çocuklarım nerede ?'

" Kardeşlerim nerede?"

" Ne yaptın onlara ?' Diye yükselttim sesimi kavrayamadığım şeyleri bir kenara bırakarak.

" Kendileri gitti "

Saniye ve saniye şiddetleniyordu göz yaşlarımla birlikte boğazımdan kaçan hıçkırıklarım. Şaşkınlıktan bağıramıyordum bile .

" Hayır" dedim ayağa kalkarak. " Hayır bu bir rüya"

" Anne-'

" Uyanmak istiyorum. Bu saçma bir rüya sadece "

" Anne gitme "

Defne kızlım? Kızım iyi misin ?

"Bu bir rüya birşey olmadı onlara "

Sesler bir birine karşırken , kendimi karanlık bir kuyunun içinde hissediyordum. Ve sadece isyan ederek ağlamak dışında yapamıyordum hiçbir şey.

Ağlıyordum. Hiç olmadığım kadar ellerim karnımdayken ağlıyordum.

Kızım uyan ! Defne

Abla ? Abla uyan lütfen

"Anne gitme ! Kardeşlerimi götürme" l
" Hayır!"

" Anne gitme "

" Uzak dur benden !"

Defne!
Yenge !

"Anne -'

" GİT BURDAN !!!"

Hiç olmadığım kadar bağırıp,nefes nefese gözlerimi açtığımda bembeyaz tavan karşıladı beni .

" Kızım?"

O karanlık kuyunun dibinde nefessiz kalmış gibiydim. Alıp verdiğim nefesim,daralan göğüs kafesim ve alnımdan sel gibi akan ecel terleri ile ölümden dönmüş gibi hissediyordum kendimi.

Rüyaydı.

Gözlerimi kapatarak karnıma koydum tekrar ellerimi.

Çocuklarım.

" Sadece kabusdu "

Annemin saçlarımı okşaması ile yavaşça açtım gözlerimi. " Cansu kızım sen temiz kıyafet falan getir. Kan ter içinde kalmış kızcığaz "

" Tamam "

Aklımda olan kişiyi görmek umudu ile etrafıma baktım sessizce.
Annem ,Cansu ve Egemen dışında kimse yoktu.

Annem yanıbaşımda oturmuş saçımı okşarken, Cansu dolaptan kıyafet arıyordu. Egemende ellerini göğsünde birleştirmiş şekilde beni izliyordu öylece.

" Ben en son bahçedeydim "

" Bahçede uyuyakalmışsın. Egemen kucağında içeri taşıdı"

Şaşkınlıkla çattım kaşlarımı.

" Bu imkansız" dedim anneme dönerek.
" Sen gittikten sonra bir kız girdi bahçeye. Onunla konuşuyordum ben. O süre içinde nasıl -'

" Bahçede kimse yoktu yenge "

" Herhalde rüya gördün kızım "

" Bana anne diyordu. Kardeşlerini soruyordu ,Tahiri soruyordu "

" Sayıklıyordun abla " dedi Cansu elinde olan kıyafetlerle bana doğru gelerek
" Büyük ihtimalle kabustu. Bir yerde okumuştum. Hamilelikte böyle kabuslar sık sık oluyor"

" Gerçek gibiydi"

Yutkunarak Egemene döndüm.

" Tahir nerede ?'

" Az önce konuştum. Geliyor"

" Neredeymiş "

Soruyu sormamla sessiz kaldı Egemen.

" Egemen ?'

" Bilmiyorum. Sadece geliyorum dedi "

Elimin tersiyle gözlerimi silerek derin bir nefes aldım. İyi değildim.

" Egemen oğlum sen dışarı çık. Defne üstünü değişsin "

" Tabi " dedi Egemen anında dışarı çıkarak.

Kapı kapanırken annem yavaşça önümdeki düğmeleri açmaya başladı.

" Önce bir duş mu alsan"

" Tahiri istiyorum" diye hiç oralı olmadan cevap verdim.

İhtiyacım olan tek şey onun tesellisi ,onun kokusuydu . O rüyanın etkisi ile diğer herşey uçup gitmişti aklımdan.
Çocuklarım güvendeydi . Şimdi de onu görmek istiyordum.

" Geliyor kızım"

" Çabuk gelsin "

" Nerede olsa gelir şimdi" diye çıkardı üstümdeki kalın gömleği.
Annem ve kardeşim üzerimi değişirken hiç bir tepki vermeden sadece kapıyı izliyordum.

     🐾

Az önce uyuduğumu sanmıştım. Lakin gördüğüm kabus beni fazla yorduğundan çok geçmeden uykuya dalmıştım tekrar.

Ne kadar uydum bilmiyorum. Fakat duyduğum seslerle gözlerim kapalı olsa bile kopmuştum uykudan.

Tahir ve annemin sesi kulaklarımda çınlıyordu. Tahir saçlarımı okşuyor aynı zamanda yavaş tonda birşeyler konuşuyordu annemle.

" Ne diye doktoru aramıyorsunuz? Kabus diyip geçmek ne anne ? Defne zaten son zamanlarda iyi değil "

" Alt tarafı bir rüya. Neden boşuna -'

" Parasıyla değil mi ?' Diye kesti lafını Tahir. " Benim için karımdan daha önemli değil diğer insanlar"

" Tamam Tahir "

" Ne tamam Tahir ? Benim ödüm kopuyor ona birşey olacak diye. Kaç gecedir uyuyamıyorum ben haberiniz var mı ?"

" Ne olabilir ki ? Hamilelikte böyle şeyler çok normal "

" Ben anlamam. Bir an önce iyi bir doktor bulacağım. Defne doğuruncaya kadar bizimle kalacak "

" İnatsın Tahir " dedi annem en son . Çıkardığı seslerden ayağa kalktığını anlamıştım.

" Ben gidip akşama birşeyler yapacağım. Defne uyanınca aşağı in sende. Babana ayıp olmasın "

" Babamın benimle konuştuğu mu var?'

" Özür dilemek zor değil. Karşında baban var. Öylesine biri yok"

Derin bir nefes verdi Tahir.

" Tamam anne "

" Duydun mu ?'

" Duydum !"

" iyi "

Annem çıktıktan sonra Tahir arkamdan daha sıkı sarıldı bana. Elleri karnımı sararken başını iyice boynuma gömdü. Ve derin derin nefes almaya başladı.

Anın verdiği huzurla içgüdüsel olarak ellerinin üzerine kaydı ellerim .

" Neredeydin sen ?' Dedim kapalı olan gözlerimi açmadan.

" Buradayım birtanem "

" Neden telefonu açmıyordun ?"

" Arabada unutmuştum " diye cevaplayıp yavaşça kendisine çevirdi yönümü.
Hiç itiraz etmeden ayak uydurmuştum ona. Şu an görmek istediğim tek insandı kendisi.

" Özür dilerim"

" Yapma bir daha " diye elimi yanağına koyarak iyice yanına yaklaştım.
" Beni bir daha böyle habersiz bırakma"

" Asla yapmam"

Elleri yüzümü kavrarken bir kaç saniye ile dudaklarıma dokundu yavaşça. Öpmek ve öpmemek arasında kalırken ben attım ilk adımı.
Ve bu yaptığım şeyle arkadakı küçük perdeyi kaldırarak öpüşmeye başladık.

Karnımda olan elleri belime kaydı,benim ellerim de onun boynuna dolandı.
Yavaş başlayan öpüşmemiz her saniye şiddetleniyordu. İçimde dolaşan endişe ve özlem yeri derin bir tutkuya vermiş gibiydi.

Nefes almak için ayrıldığımızda dudakları boynuma doğru bir yol çizdi. Elleri ellerime kenetlendi.

"Tahir" diye inilti döküldü dudaklarımdan.

" Bana dur deme Defne"

" Durmak istemiyorum"

O boynumu öperken aklımca üzerindekiler tişörtü çıkarmaya çalışıyordum.
En son çabama bir son verip yavaşça kalkarak üstündeki beyaz tişörtü başından çıkarıp bir kenara fırlattı .

Prüzsüz bedenine bir kaç saniye bakarak kendime çektim tekrar. " Kapı kapalı mı?"

" Kapatırız " diye kısa bir cevap verip dudaklarıma kapanarak uzun süre nefes almama izin vermedi.

Devam edecek...

Not: Ne ara rüya falan gördü gibi sorularınızı olabilir. Biliyorsunuz ki Defne son zamanlar ne yaptığını ne olduğunu kendisi bile bilmiyor.
Altına işemesi, unutkanlığı ve şimdi rüyayı gerçek sanması olanların yanında gayet normal kalıyor.

Diğer bölümde görüşürüz 🐾

Beyaz cennetlerden, inecek melekler
Seni korur onlar; dualar dilekler
Bense bu sevdanın, uzak gurbetinde
Savrulurum her gün, senin hasretinle

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro