Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Ölüyorum özlemimden.

Bölüm şarkıları:

Model , Emre Aydın: pazar kahvaltısı

Murat Dalkılıç: Yalan dünya

Pera : Vazgeçtim

Ne yaparsam olmuyor
Olmuyor eskisi gibi
Güldürmüyor, ağlatmıyor
Kimse senin gibi

Annem aramızdaki soğukluğu anlamış olacak ki , müsade isteyip çıkmıştı. Evet kalıp nasihat vermek yerine gitmeyi kendisi tercih etmişti.
Bu tarz konulara karışmayı sevmez onlar.
Karı koca arasında olan şeyler sadece onlara özelmiş. Kavgasıda ,sevgiside .

Aradan baya zaman geçmesine rağmen sakinleşmemişti Tahir.
Azerin kim olduğunu oturub ona uzun uzun anlatacak değildim. Azer benim bir arkadaşım kimin ne düşündüğü de ilgilendirmiyor beni.

Sonuçta onun da bir sürü kız arkadaşı vardı ve ben kıskansam bile onlarla görüşmesine karışmazdım.

Azerle olan konuşmam kısa sürmüştü. O yüzden yanımdaki adamla muhattap olmayı kesip biraz hava almak için dışarı çıkmıştım.

Bahara doğru yola çıkmamıza rağmen hala kar yağıyordu buralara. Bundan şikayetçi olduğum da söylenemezdi.

Mavi montumu giymiş yerdeki siyah karlara bakarken istemsizce iç çekiyordum. Benim canım bebeğim asla ama asla sağlıklı şeyleri istemezdi zaten.

Üzgünüm bebeğim. Ama baban olacak o adam arabasıyla hepsini mahvettmiş.

Cidden yerde fazla kar yoktu. Çatıda biraz birikmiş vardı ama oraya kim çıkacaktı ki ?

" Hasta olacaksın!"

Kendi alemimde aşermeme bir çözüm ararken arkamdan Tahirin sesini duymamla ona taraf döndüm.

Kapının orada durmuş şekilde elleri cebindeyken beni izliyordu öylece.

" Olmam "

" Hava soğuk Defne "

" Senin kadar soğuk değil merak etme"

Kendimden aslı olmadan gereksizce laf sokup önüme döndüm tekrar. Yine Defne perilerim üzerimdeydi. Bunu neden yaptığımı sorgulamıyorum o yüzden.

Sevgili bebeğim bu konuda lütfen bana çekme tamam mı? Babana gıcık olsam bile ona benzemeni çok isterim bir konuda.
Onun gibi ağır başlı olmanı istiyorum. Baban gibi ağır başlı ol!

" Laf atmanın yeri mi Allah aşkına?. Hadi eve gidelim zaten hep ağrı içindesin. Bide hasta olsan bittik"

" Bittik ?' diye sordum önüme geçen
Tahire bakarak. " Bittik derken Tahir? Yani bide hasta olmam mı çekemezsin öyle mi ?'

" Öyle bişey mi dedim ?"

" Diyemezsin de zaten ! Karnımdaki senin de çocuğun. Ben nasıl onun sancılarını çekiyorsam ,sen de benim nazımı çekeceksin!"

Cümlemi bitirmemle derin bir iç çekti, ardından ellerini kaldıraıp omzuma koyacakken geri çekildim hemen.

" Dokunma bana !"

Bu sefer daha içten bir nefes verdi.

" Lütfen"

" Hayır!"

Kesin bir dille reddederek biraz daha geri çektim kendimi. Ondan o kadar fazla soğumuştum ki ,bana dokunmasını bırak konuşmasını bile istemiyordum artık.

Buraya ilk geldiğimde yumuşar belkide kendimden aslı olmadan affederim sanmıştım. Lakin Tahiri her gördüğümde o geceyi tekrar tekrar yaşıyor kalbim. Canım yanıyordu.

" Sakın yumuşak tarafımı fırsat bilip bana yanaşmaya çalışma!"

Kesin bir dille uyarıp gidecekken kolumdan tutması ile anlık olarak kendine çekti bedenimi.

Daha ne olduğunu anlamamışken az önceki ses tonuna nisbeten daha kalın bir şekilde gözlerime bakarak.

" Ne zamana kadar kaçacaksın ki ?"

Bu aptal sorusuna yanıt olarak sert şekilde geri çektim kolumu.

" Sana döneceğimi kim söyledi ki?"

" Defne !"

" Ne ? "

Ona karşı olan soğukluğuma karşı dayanacak sabrı kalmamıştı. Yüzünün her zerresinden delirdiği belli oluyordu.

" Böyle mi devam edeceğiz peki ? Aynı çatı altında iki yabancı olarak mı ?"

" Hep öyle değilmiydik? Biz seninle nasıl yaşadık bunca zaman "

" O zamanlar aramızda birşey yoktu bizim "

" Şimdi ne var ?" Diye sordum sesimi daha fazla yükselterek. " Sen gerçekten çok utanmaz arsız bir adamsın! Benim duygularımla oynayarak hamile bıraktın beni. Şu an senin yanındaysam sırf senin yüzünden. "

" Ortada bebeğimiz olmasa gideceksin öyle mi ?"

" Ben zaten kalıcı değilim Tahir!"

Bunu duyması ile daha fazla büyüdü gözbebekleri.
" Buraya geldiğim gün söyeldim sana. Bebek doğduktan sonra kendi düzenimi kurup ayrılacağım senden "

" Babanın evine mi gideceksin ? "

" Senden uzağa nereye olursa oraya "

" Peki bebeğin?" Dedi başını yavaş yavaş sallayarak.

" Ne ?"

" Bebeğide mi götüreceksin benden uzaklara "

Korktuğum soruyu duymam bir kaç saniye sessiz kalmama neden oldu.
Fakat Tahir hiç kendini bozmadan devam etti konuşmaya.

" Onu benden uzaklara götürebileceğini düşünmen biraz komik "

" İstediğin zaman gelip göreceksin işte"

Buraya gelirken düşündüğüm olay tam olarak bu değildi. Bu meselenin konusu bile açılmayacaktı. Tahir çocuğunu tanıyacak ve istediği zaman gelip görecekti onu.

" Neden sen istediğin zaman gelip görmüyorsun?"

" Beni buraya geldiğime pişman etme"

" Sen gelmesen ben öğrenmeyecektim öyle mi ?"

" Nereden öğrenecektin ?"

Biraz daha büyüdü yüzündeki ukala sırıtma.

" Beni hafife alıyorsun Defne "

Yutkundum. Lakin bir an bile çekmedim kin dolu bakışlarımı yüzünden.
Bunların hepsini beni yanında tutmak için yaptığının farkındaydım.

" Sende beni hafife alıyorsun!"

" Ne yapabilirsin ?"

" Elimden gelen herşeyi" dedim son kez ve ondan bir cevap beklemeden devam ettim konuşmaya. " Şimdi uyumak istiyorum "

" Bu saatte mi ?"

" Keyfimi kaçırdığın için evet "

" Canın kar çekiyor sanmıştım "

Sorduğu soruyla derin bir nefes alarak etrafıma bakındım.
Taze kar sadece çatıda vardı. Ve canı kar çeken ben değildim. Pek meraklı olduğu bebeğiydi.

" Evet çekti ve kar sadece yukarıda var . Getirir misin ?"

Bunun üzerine gözlerini evin kırmızı çatısına kaldırılarak bir kaç saniye sessiz kaldı.

" Noldu ?"

" Orada fazla bir şey yok !"

" Fazla bir şey istemiyorum zaten "

" Ayrıca çok kirli . Kuşlar falan pislemiş olmalı"

" Getirmeyeceksin yani?" Dedim ellerimi göğsümde birleştirerek.

Başını hayır anlamında salladı .

" Ben sana temizini bulurum. O kar erimiş zaten.Kârdan adam bile olmaz ondan "

Aldığım yanıtla sessizce omuz silktim sadece.
O olduğu yerden beni izlerken ben son kozumu kullanarak gülümsedim.

" Kardan adam olur Tahir" dedim bakışlarımla onu baştan aşağı süzerek.
"Ama senden adam olmaz !"

" Komik misin şimdi?"

" Dürüstüm "

Daha fazla birşey söylemeden onu öylece bırakıp üşüdüğüm için eve tuttum yüzümü.
Kavga edecek durumum yoktu ve artık tadı bile kalmamıştı.

🐾

Sevgili meleğim. Annen herşeyi şakaya vuruyor ama bu aralar durumlar zorlaştı. Babana karşı olan soğukluğum onu en az benim kadar kindar yapıyor.
Seni benden almakla tehtit etmeye başladı bile . O kötü bir adam demiyorum .
Aramızda olan şeylerden senin etkilenmeni de istemiyorum. Korkuyorum sadece.

Senin gelişine fazla bir süre kalmadı. Son günlerde ruhsal acılarım kadar fiziksel acılarda çekiyorum.
Yorgun düştüm ve bana iyi gelecek tek şey sensin.

Bu gün cinsiyetini öğreneceğiz nihayet. Her gün biraz daha yaklaştığını hissediyorum ve çok sabırsızlanıyorum.
Baban da en az benim kadar heyecanlı. Belli etmese bile.

Kısaca aramızda ne olursa olsun ikimizinde bir araya gelince yumuşadığı tek konu sensin.İkimizde seni canımızdan çok seviyoruz. Lütfen çabuk gel bebeğim

~Annen.

Kapının sesini duymamla elimdeki defteri kapatıp yastığımın altına koydum.

" Gel "

Söz ağzımdan çıkar çıkmaz açılan kapıyla berber Tahir girdi içeri. Elinde bir bardak sütle üstünü giymiş şekilde önümde duruyordu.

" Hazır değil misin hala ?"

" Üç gündür yıkanmıyorum " dedim uzattığı sütü alarak. Bu hayatta en sevdiğim içecek süt olabilirdi.

" Ayakta durmakta zorluk çekiyorsun kayıp düşersen -'

" O yüzden kaldım ya böyle " diye kestim lafını.

Dün konuşmamızın üzerinden bir gün geçmişti ve biz eski halimize dönmüştük bile.
Söz konusu çocuğumuz olunca kavgaları unutuyorduk ikimizde.

" Yardım edeyim işte ne olacak ki ?"

" Hemen de fırsat kolla "

" Sapık mıyım ben ?"

" Yok canım değilsin "

" Ne sapıklığımı gördün ?"

" Konuyu hiç açma istersen "

Yaptığı şeyleri bu kadar çabuk unutmuş olamaz dı dimi ? Şaka yapıyordu herhalde.
Kalsik Tahirden ne beklenirdi ? Güzel günleri unutmasın bari.

Bunları düşünürken nedensizce aklımda ilk günler canlanmaya başlamıştı bile.

Falaşback

Bir adım daha geri attığımda artık sırtım duvarla buluşmuştu.
Bir elini duvara yaslayıp diğer elini belime koyduğunda sesli şekilde yutkunmaya başladım.
Diğer yandan nefes alışverişlerim tamamen dengeden çıkmış durumdaydı .

" Tahir sadece oyundu " dedim bakışlarımı yerden ayırmadan.

" Rolünü çok güzel oynuyosun
ama " diyerek bedenini biraz daha üstüme getirip duvarla arasında sıkıştırdı

"Tah-"

" Şşst"

Sözümü yarıda kesip elini çeneme koyarak koyulaşmakta olan gözlerine çevirdi gözlerimi.

Burnumu sızlatan ferah kokusu ,hafif kıyık gözleri ,ve neredeyse vücuduma deyen vücudu bedenimdeki hücreleri adeta kışkırtıyordu.

" Geçen yarım kalan bir işimiz vardı hatırlıyor musun ? " diyip bakışlarını dudaklarıma kenetlediğinde içgüdüsel olarak dudağımı yaladım.

" Hangi iş?" Dedim bilmezden gelerek.

Hafifçe gülümsedi.

"Öpersem tokat atar mısın ?"

Duyduğum cümleyle gülmemek için kendimi tutup hayır anlamında salladım başımı.

" Bu tamam demek oluyor o zaman?"
Diyip bu sefer elini duvardan çekip iki eliyle belimi sardı .

Zaten yakınımda olan dudakları yavaşça dudağıma dokunduğunda heyecanla kapattım gözlerimi

Bir süre tepkisizce bu ilk ana alışmaya çalıştık . Farklıydı.
Bedenimde dolaşan garip bir elektrik vardı ve her saniye yavaşça kalbime çarpıyordu
Kalbimde hissettiğim sızı heyecandan olsada acıtıyordu.
Nefesim kesilecek gibiydi .

" Seni öpersem bir neden arar mısın?" Diye yavaşça fısıldarken dudakları hafifçe dudağımın üstünde dolaşıyordu .

Nefes nefeseydik.Bunu neden yapıyorduk bir fikrim yoktu . Devam etmekten korkuyordum ama dur demekte istemiyordum.

" Bazen sadece anı yaşamak lazım" diyip titreyen elimi yavaşça boynuna dolayıp zar zor açtığım gözlerimi koyulaşan gözlerine kenetledim.

Hiç bir şey demese bile arzuyla bakan gözleri en az benim kadar istekli olduğunu belli ediyordu .
Belindeki elini çekip yanağıma koyarak seslice yutkunup dudağını sıkıca dudağıma bastırdı.

An itibariyle zevtken kapanan gözlerimi istesem bile açamadım. İlk defa öpüşüyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum .
Açıkçası kalbimin sancısından ne düşündüğümüde bilmiyordum .

Algıladığım tek şey şu an Tahirle öpüşüyor olmamdı . Ve ya o beni öpüyordu

Dudağını bir an dudağımdan çekmeden iki elimi kalçama koyduğunda yutkunarak daha sıkı tuttum boynunu

Alt dudağımı yavaşça iki dudağının arasına alıp emerken ne tepki vereceğimi bilmiyordum.Sadece gözlerimi kapatıp kontörlü Tahire vermiştim.

Tüm dikkatini dudaklarına vermişken ansızın kalçamı sıkıp kucağına aldığında hafif çığlık atarak bacaklarımı beline doladım.

" Korkma " dedi gülerek.

" Aniden şey ya-"

Lafımı tamamlayamadan tekrar dudaklarıma kapanıp öpe öpe bir yere oturdu
Gözlerim kapalı olduğundan bir şey göremesemde üstünde olduğunu belli eden bir şey vardı

İki elimi yanağına koyup bu sefer alt dudağını ısırmayı denendim ve yaptım.

" Evet böyle Defne " diyip belimi daha sıkı sardığında heveslenip aynı bana yaptığı işlemi ona yapmaya başladım.

Dilinin dilime değdiğini hissettiğim an önce garipsesemde ayak uydurup dilimi diline değdirdim .
Ve bu cayır cayır yanan ateşe benzin dökmek oldu .

Bir süre sonra nefesimin kesildiğini hissedip yavaşça ayrıldım. Gözlerimi açtığımda nefes nefese ve yüzündeki tatlı gülümsemeyle bana bakıyordu.

Dudakları ıslaktı, saçları dağılmış, yanakalarında hafif terler akıyordu.

" Hiç fena değildin " diyip dudağını boynuma bastırdığında gülümseyerek kapattım gözlerimi

" Bu delilik "

Dili boynumda yol çizerken bedenimdeki karıncalanma beni fena tahrik ediyordu . İlk defa yaşadığım bu şeyin yanlış olmadığını biliyordum ama biz doğru değildik.

Yinede karşı koyulması zordu.

"Dudağını sıkıca etime bastırıp emdiğinde inleyerek kendimi daha fazla Tahire ittim.
Kadınlığımda tatlı bir sızı hissediyordum.

" Durma "

" Duramıyorum zaten " diye fısıldayıp emdiği yere dilini sürerek sıkıca öptü.
Tekrar öptüğü yerden başlayarak öpe öpe çeneme oradan yukarı doğru yol alarak tekrar dudaklarıma geldi.

Öpmeden önce gözlerime izin almak için baktığında ona cevap verme gereği duymadan elimi saçına daldırarak üst dudağını dudağımın arasına aldım.

Bir an bile beklemeden karşılık vermekle yanaşı belindeki elleri kalçama kaydı.

Şu an ne yapıyoruz ve sonra ne olacak hiç bir fikrim yoktu . Açıkçası bunu düşünüp bu güzel anı bozmak istemiyordum.

Az önce dediğim gibi bazen sadece anı yaşamak lazımdı.

Falşback bitti

" Ne düşünüyorsun ?"

Sesini duymamla gözlerimi yerdeki boşluktan çekerek son verdim aklımdaki düşüncelere.

" Hiç birşey "

" Gözlerin kızlardı sanki "

" Olabilir " diye açıklama yapmadan derin bir nefes aldım.

Boşuna naz yapmanın anlamı yoktu. Dünyanın sonu gelse bile bu yağlı saçlarla dışarı çıkazdım.

" Gözlerini kapatmak şartı ile yardım edebilirsin"

" Gözlerimi neden kapatayım? "

" Beni görmeni istemiyorum çünkü "

" Seni hiç çıplak görmemişim gibi konuşuyorsun Defne " dedi elimden tutup ayağa kalkmama yardım ederek.
Bu mantıklı sorusuna cevap ararken o beni çoktan banyoya salmıştı bile.

Tahir önüme geçip suyu ayarlarken ben sesszice üzerimde olan kıyafetleri çıkarıyordum.
Evet mantıklı birşey bulamamıştım. Yalan bile olsa onunla çok şey yaşamıştık ve içgüdüsel olarak zerre kadar utanmak duygusu yoktu içimde.
Ne olursa olsun kocamdı.

Son olarak sütyenimi çıkarıp önüne geçtiğimde bakışlarını sudan çekerek bir süreliğine bana çeviridi bakışlarını.

Bu bakışlar her zamanki gibi heyecan veriyordu kalbime. Ama artık önünde kendimi kaybedecek kadar zayıf değildim.

" Ne o ? Dondun kaldın " dedim suyun altına geçip arkamı ona çevirerek.

Sıcak su tenimde baştan sona gezinirken Tahir arkamda durmuş ıslak saçlarımı elleri ile yıkamaya başlamıştı bile.

" İnkar etmiyorum"

" Neyi ?"

" Özlediğimi"

" Beni mi özledin ?" Diye sordum yönümü arkamdaki adama çevirerek. Kollarını çermelemiş saçlarımı şampuanlarken gözlerime bakıyordu sadece.

" Seni o kadar özledim ki Defne"

" Beni mi bedenimi mi ?"

" İstersen elimi bile sürmem sana " diye titrek sesiyle cevap vererek saçımda olan ellerini yavaşça yanağıma getirdi.
" Kokun yeter "

" Tamam Tahir "

" İnanmıyor musun bana ?"

" Yok inanıyorum. Sonuçta sen çok dürüst bir adamsın"

Derince soludu.

" Gel en baştan konuşalım herşeyi. Adam akıllı en baştan"

" İstemiyorum"

" Defne -"

" Lütfen Tahir" diye kestim lafını.

Yumuşamaktan kortuğumdan daha fazla uzatmasına izin vermedim konuyu. " Randevumuz var unutma "

" Cevabın yok mu ?" Sorusuna yanıt olarak elimi arkaya atarak suyu kapattım. " Geç kalıyoruz"

Bölüm sonu 🤍

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro