İki gün sonra

" Yenge şimdi ciddi ciddi üçüde aynı anda mı geliyor?'

Mert'in saçma sapan sorusuna karşılık ben gülerken Tahir sadece başını salladı.

" Boy sırası ile gelecekler"

" Yani o anlamda değil " dedi kıvırcık saçlarını kaşıyarak. " İnsanlar birini zor doğuruyor yengem üçünüde aynı anda nasıl yapacak"

" Ben yaparım " diye cevapladım karnımı okşayarak. Zerre kadar korkum yoktu bu işten. Bir an önce çocuklarıma kovuşmanın hayallerini kuruyordum. Aynı zamanda Tahirde.
İki gün önce o hasteneden nasıl çıktıysak hala aynıyız.
Aynı şaşkınlık,aynı heyecan ve aynı mutluluk.
Heyecan derken Tahir heyecanın dozunu biraz artırmış olabilirdi. Üçüz olduklarını öğrendikten sonra oracıkta bayılmıştı.Ciddi ciddi bayılmıştı.

" Onlara bakmakda var yenge "

" Çocuklarım bana yük değil "

Verdiğim cevaba karşı Mert gülerken önümde oturan Tahir pür dikkat beni izliyordu.
Sabahtan yaptığımız şakaların hiç birine tepki vermemiş sadece Mert'in bir kaç sorusunu yanıtlamıştı o kadar.

Dün gece sancılarım yüzünden sabaha kadar uyumamıştık ikimizde. Şimdi benim iyi olmama rağmen Tahirin yüzündeki endişe hala sakinliğini korkuyordu.

" Defne?" Dedi en son oturduğu yerden kalkmadan .

" Efendim?"

Sabahtan ilk defa bana seslenmesi ile merakım artarken o sesszice " Seni seviyorum" diye sesli bir iç çekti.

Ansızın duyduğum bu cümleye karşı yutkundum sadece. Ne diyeceğimi bilmez şekilde içgüdüsel olarak ona takılmışken ana Mert'in sesi karşıtı hemen.

" Rahatsız ediyorum galiba?"

Mert şakayla ayağa kalktığında Tahir ve ben bir cevap vermemiştik.

" Gideyimmi ki ?" dedi bu sefer önümdeki masanın üzerinden sırt çantasını alarak.

" Gidiyorum "

Yine bir cevap alamadığından bir kaç saniye daha kalktıktan sonra gülerek çıkmıştı salondan.

Kapının kapanma sesini duymamla gözlerimi Tahirin gözlerinden yavaşça çekerek " Durduk yere neden söylüyorsun ?" Diye mırıldandım.

Utanmıştım.

" Bunu her saniye söylerim"  dedi kimsenin olmadığını fırsat bilip ayağa kalkarak.

Oturduğum yerde onu izlerken kısa sürede yanıma gelerek diz çöktü önümde.
Ardından ellerimi elleri arasına alarak yavaşça ovalamaya başladı.

" Çok seviyorum seni"

" Tahir -"

" Ve sana baktığım her saniye aslında hep seni sevdiğimi anlıyorum" diye yarıda kesti cümlemi.

Bu söyledikleri karşısına ne diyeceğimi bilemez şekilde sessizdim henüz.
Benim aksime rahat bırakmıştı kendini. Gözlerinin yaşarmasına izin  vermişti.

"Seni gördüğüm  her saniye kendime hayret ediyorum . Bunca zaman ne yaptım ben sensiz. Bu dört ay nasıl dayandım ,diye düşünüp duruyorum. Her gece burnumu dolduran o tatlı kokun olmadan nasıl uyumuşum ben? "
Elerimi dudaklarına götürüp defalarca öperek devam etti konuşmaya.

"Sen benim evimin neşesisin Defnem. Hayatımın anlamısın . Ve kendi varlığınla bana yaşama hevesi verdiğin yetmezmiş gibi bide üç tane kendin gibi melekler hediye ediyorsun bana "

" İyi misin Tahir?"

" Değilim!" Diye başını salladı. " Ben hiç iyi değilim Defne "

" Tahir lütfen "

" Senden bu kadar uzak kalmaya dayanamıyorum. Diri diri yanıyorum
her gün."

" Böyle olmasını sen istedin ama "

Sonunda sessizliğimi bozarak yavaşça ellerimi çektim elleri arasından. Fakat ikimizde hala sessizdik.
Fısıldar gibi konuşuyorduk.

" Pişmanım! Köpek gibi pişmanım hemde. Allah belamı versin sürünüyorum."

" Beni kullanılmış bir eşya gözünde gördükten sonra mı söylüyorsun bunu?'

" Sana asla öyle bakmadım .Ben sana baktığım gibi hiçbir kadına bakmadım bu güne kadar"

Söyledikleri ilmek ilmek ruhuma işlerken ona sarılıp ağlama istediğini içime gömmeye çalışıyordum hala.

Ona sarılıp ağlama ,onu öpme isteği beni de aynı şekilde yakıyordu hergün.

" Biz birbirimizi seviyoruz Defne. İsteğin kadar inkar et bana hala nasıl baktığın kaçmıyor dikkatimden"

" Seni sevdiğimi asla inkar etmedim ben Tahir"

" O zaman bitir artık bu hasretimizi "

" Bitirmek kolay mı? " dedim bu sefer gözyaşlarıma hakim olamadan.
" Seni sevmem bana yaptıklarını unuttuğum anlamına gelmiyor.
Bir kadın olarak tüm gururumu altüst ettin benim. Eşi tarafından sevilmeyen bir kadın olduğumu hissettirdin bana. Sırf ihtiyacını karşılamak için yattın sen benimle "

" Hayır -"

" Evet!" Diye lafını keserek elimin tersiyle sildim gözlerimi . " O gün beni öpmeseydin ben bu kadar açık olamazdım sana. "

" Sana dokunurken nasıl titrediğimi asla anlatamam sana . Seni kullanmadım ben . Eğer kullansaydım bunu başka bir kadınla yapardım seninle değil!" Dedi elini yanağıma koyarak.
Ardından sulu gözlerimi baş parmağı ile silip " Ben sadece bencildim. Ve benim tek hatam bu ! Kendimle yüzleşemeyen korkağın tekiydim. Ama sen gittikten sonra anladım herşeyi ben . Sen gittikten sonra hayat durdu Defne "

O konuştukça boğazıma düğümlenen hıçkırıklarım nefes almamı zorlaştırıyordu.

Ve Tahir artık zorlandığımı anlamış olacak ki " Seni sıkmak istemiyorum ama anla beni "

Cevap vermedim.

" Sana içimi dökmek ihtiyacı
duyuyorum  "

" Tamam Tahir" diyip gözlerimi sildim ayağa kalkmaya çalışarak.
Bu haraketime engel olamak yerine yardım etti hemen bana " İyi misin?"

" Dinlenmek istiyorum"

" Yardım -"

"Lütfen" diye lafını keserek kolumu yavaşça kendime çektim. " Yalnız kalmak istiyorum"

🐾

Bir kaç saat sonra

Sevgili üçüzlerim. Varlığınızı öğrendiğim andan itibaren heyecanım kadar korkularımda artmaya başladı.
Kimseye belli etmemeye çalışsamda ya üçünüzede yetişemezsem hissi bitiyor beni .

Evet biliyorum ben bu yolda yalnız değilim. Babanız çok iyi bir baba olacak sizin için.
Benden daha fazla heyecan geçiren o. Sanki ben değil de o doğuracakmış gibi doğum çantası bile hazırladı.
Daha gelmenize aylar var ama o bir arabasını benzini dolu şekilde bahçede tutuyor.

Çocuklar babalarını duyar derler. Her akşam uyumadan önce karnıma uzanarak sizinle konuşuyor hiç sıkılmadan.
Küs olmamıza rağmen aynı odada uyuyoruz sizin sayenizde.
Kısaca daha yanımızda olmasaz bile bizi bir arada tutan sizlersiniz .

Odamda oturmuş sesszice günlüğüme yazarken zilin sesini duymamla durdurdum elimi.

Tahir salonda oturmuş bilgisayardan işlerini hallettiğinden kapı ard-arda üç kez çalmıştı.

" Tahir?!'

Defterimi kapatıp yavaşça yataktan kalktığımda çoktan açılma sesini duydum kapının.
Ve ben odadan çıkana kadar o ,her kimse içeri girmişti.

" Tahir abi Mert nerede?'

Merdivenlere geldiğimde artık bu sesin sahibinin kim olduğunu anlamıştım.

" Ne işin var senin burada?"

" Abi Mert nerede ?"

Fuatın sesi oda da yankılanırken ben çoktan aşağı inmiştim.
Tahir kapının önünde durmuş çocuğun içeri girmesine izin vermiyordu.

" Sorumu yanıtla öncelikle"

" Tahir!" Diye yanlarına gidip kolundan tuttum son derece kızgın görünen kocamın. " Neler oluyor?"

" Bilmiyorum  "

" Abi yemin ederim çok önemli. Telefonumu açmıyor ve benim ona ulaşmam lazım "

" Birşey mi oldu Fuat ?"

İçimi saran endişeye dur diyemeden önümdeki çocuğa döndüm.

" Hayır abla sadece -"

" Mert evde " diye kesti lafını Tahir.

" Burası Mert'in evi değil mi ?"

" Hayır burası benim evim " dedi derin bir nefes vererek.
Tahir aylar önce Fuat ve Mert'in sevgili olduğunu öğrenmişti. Çok fazla tepki vermesede bu işten hoşlanmadığını her fırsatta belli ediyordu.

O yüzden kolundan tutarak elimden geldiğince sinirlenmemesini sağlıyordum.

" Mert babamın evinde burada değil"

" Peki onun evi -"

" Uzak değil " diye lafını keserek yolu tarif ettim.
O sırada Tahir birşey demeden içeri girmişti.
Fuata yolu anlatıp kapıyı kapattıktan sonra soluğu mutafakta su içen adamın yanında aldım.

Elinde bardak yeri izliyordu sesszice.

" Tahir?"

Yanına gidip kolundan tutarak bana dönmesini sağladım.

" Neden bu kadar sinirlendin?"

" Sinirli değilim"

" Ellerin titriyor" diye cevapladım bardağı elinden alarak.

Bu soruma cevap olarak derin bir nefes verdi öncelikle.
Hazmedemiyordu belliydi .

" Biz seninle konuşmuştuk bunları. Mert'in hayatına saygı duyacağını söylemiştin "

" Saygısızlık mı yapıyorum ?"

" Yapmamaya çalışıyorsun "

Sustu.

" Bırak kendi hayatını kendi yaşasın."

" Babamın dinine ne kadar düşkün biri olduğunu biliyorsun Defne "

" Biliyorum ve bunu düşünmesi gereken kişi sen değilsin"

O susarken elimden geldiğince sakin kalmasını sağlıyordum.
Babasını bahane ettiği her halinden belliydi. Kendisi kabullenemiyordu sadece.

" Gel hadi benim canım sıkıldı " dedim gereksizce konuyu dağıtmak amaçlı.
Aslında canımın sıkıldığı falan yoktu, odamda gayet güzel vakit geçiyordum.

" Ne istiyorsun?"

" Çizgi film izleyelim "

Bunu dememle gözlerini devirdi.

" Niye gözlerini devirdin ki ? Bence gayet güzel bir aktivite"

" Koskoca adam-"

" Bu kadar önyargılı olma " dedim lafını keserek. Ardından elini tutarak kendime çektim" Hadi "

🐾

Tahir yine fırsat bu fırsat diyip çocukları bahane ederek karnıma uzamıştı. Ben elimde kuru üzüm pür dikkat televizyon izlerken o ara sıra croptan dolayı açık kalan göbeğimi öpüyor eli ile okşuyordu.

Kısaca kanapede oturmuş romantik romantik Keloğlan izliyorduk.

" Çok gıcık" dedim en son iki tane üzümü ağzıma atarak.

" Kim gıcık?'

"  Şu kirpi "

Beni duyan Tahir hemen televizyona çevirdi gözlerini.

" Prenses mi ?'

" ismini nereden biliyorsun?"

" Sabahtan on tane bölüm izledim sayende " demesi ile kendimi tutamayıp hafifçe gülerek omuz silktim.

" Uykun mu geldi?'

" Saat iki buçuk ve benim yarın toplantım var "

Omuz silktim sessizce.

"Bu bölüm bitsin son bir bölüm daha izleyip uyuruz "

" Bu bölümde bırakamaz mıyız?"

" Hayır diğer bölüm daha eğlenceli " dedim üzümün birini Tahirin ağzına koyarak.
Uyku dolu gözlerle alttan yukarı bana bakarken çok şirin görünüyordu.

" Padişahın rüyası isimli bölümü izleyip uyuruz "

" İyide onu az önce izledik "

" Ne zaman izledik?"

" Az önce izledik ya Defnem?" Dedi şaşkınlık dolu sesi ile.

" Şu kötülükler kraliçesi olan bölümden bahsediyorsun dimi? Bide sadık hizmetkarı vardı. "

" Sen izledin mi o bölümü?"

" Berber izledik az önce "

Bunu duymamla içgüdüsel olarak çatıldı kaşlarım.
Ne zaman izledik?

" Hayır izlemedik ?"

Bir nefes vererek başını karnımdan çekerek oturur hal aldı.

" Sen uykulusun galiba"

" Hayır uykum gelmiyor "

Bunları söylerken sesszice beni izledi bir süre. Fakat yüzünde farklı bir ifade vardı.

" tamam "

Ellerini yanağıma koyup bir kaç saniye sessizce gözlerime bakarak başını salladı. " Sen öyle diyorsan öyledir "

" Az önce izlediğim şeyi unutacak değilim ya ?"

" Haklısın "

" Her halde uykulu olan sensin " dedim elimde tuttuğum kumandanın kırmızı tutşuna basmadan önce.
Kendimden emin şekilde Tahire suçu atarken o sessizce beni izliyordu hala.
Ve az önce dediğim gibi. Yüzünde daha önce görmediğim garip bir ifade ile .

Bölüm sonu