Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

GİRİŞ

Adımlarım ardı ardına atılırken nefesim ciğerlerimi yakıyordu. Koşmaya başladım. Girdiğim orman bana yol mu gösterecekti yoksa yolumu mu sonlandıracaktı emin olamıyordum.

Uzun sarı saçlarımı önceden toplamış oluşuma şükrediyordum. Şu an yüzüme çarpmasına katlanamazdım.

Koşarken elimdeki kağıdı açtım ve tekrar okudum.

Kurtuluşun Kuzey'de.

İyi de Kuzey neresiydi!?

Ormanda olduğumu hatırladım.

Ağaç yosunları her zaman Kuzey'i gösterirdi.

Fakat yosun bağlamış hiç ağaç yoktu.

Bir dala takılmak üzereyken son anda kurtuldum ve rahat bir nefes vererek koşmaya devam ettim.

Kurtuluşun Kuzey'de.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Bende nasıl saklı olabilirdi!? Aklımı mı kaçırmamı istiyorlardı!

"Bade!" Tanımadığım ama yüreğime vurgun olan bir ses duyduğumda tökezledim ve yüzüstü düştüm. Alnımı bir yere çarpmıştım. Başımı kaldırdığımda bunun bir kaya olduğunu gördüm. Kayada kan vardı.

Kurtuluşun Kuzey'de.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Kaya'daki lekeye dikkat et. Sana Kuzey'i verecek.

Dizimin acısıyla zorlukla ayağa kalktım ve kan lekesinin gösterdiği yöne, arkama döndüm.

Bir silüet vardı ama hemen kaybolmuştu.

Alnımdan süzülen kan, kaşımda durmuştu.

Geldiğim yöne koştum. Nereye gitmeliydim, ne yapmalıydım hiçbir fikrim yoktu. Sadece koşuyordum. Bir şey arıyordum ama ne aradığımı da bilmiyordum.

Kurtuluşumu mu arıyordum? Kurtuluş nasıl aranabilirdi ki?

"Bade!"

Bu hitap ve bu sesin birleşimi neden bana farklı geliyordu? Sanki hep Yaz diyormuş da ilk kez Bade demiş gibiydi. Fakat ben bu sesi ilk defa duyduğuma da emindim!

Bade'nin kelime anlamı neydi? Aşk.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Yaz Bade Güney.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey aşktı.

Ve onu bulmuştum.

Karşımda dikilen adama bakarken yutkundum. Gözlerinde bir kapı vardı ve o kapı özgürlüğüme açılıyordu.

Kurtuluşum Kuzey'deydi.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey aşktı.

Kaya... Bu ise tam bir sırdı.

***

"Ne yapıyorsun?" Bade'nin, kulaklarıma cenneti andıran hoş sesini duyduğumda kapıya doğru kısa bir bakış atıp tekrar önüme döndüm. "Yemek." Dedim kısaca. Akşama kadar uyumuştu ve ben aç kalmıştım. Hiçbir şey hazırlamamıştı.

Pekâlâ. Yalan söylüyordum. Kendim de hazırlayabilirdim ama onsuz yemek istemiyordum. Bu yüzden uyanana kadar hiçbir şey yemeden onu beklemiştim. Duşa girdiği gibi de hemen mutfağa girmiştim.

Elimdeki borcamı fırına yerleştirip siyah cam kapağı kapattım. Sıcaklık ve zamanı ayarladıktan sonra elimdeki mini mutfak havlusunu tezgaha basket atarcasına atarak tamamen Yazbade'ye döndüm. Sarı saçlarını kurutmuş, dağınık bir topuz yapmıştı. Üstünde gri renkli spor bir sweatshirt ve tayt vardı. Mavi pusula gözlerindeki bakışları ruhsuzdu, göz altları ise şiş. Sanırım yine duşta ağlamıştı.

Bu detayı görmemiş gibi yaptım.

"Saçlarını kurutmuşsun, aferin." Dedim alayla. Bu tavrıma sinir oluyordu ve ben de sinir olduğunu bile bile inatla yapıyordum.

"Saçlarımı kurutmuş olmamın sana kazancı ne?" Dedi göz devirerek. "Bana değil, sana." Dedim hiçbir şey olmamış gibi bir sıcaklıkla. Saatler evvel olanlar hiç olmamış gibi davranıyordum ve bu onu çileden çıkarıyor olmalıydı. Yine de es vermiyordu.

"Sinüzitinin tutmasını istemem. Sonra çok başın ağrıyor." Sesimde asla söylenmeye dair bir şey yoktu. Üzülüyordum. Onun canının yanması, beni canlı canlı haşlıyorlarmış gibi hissettiriyordu.

"Çok düşüncelisin." Dedi imayla. İmasını görmezden geldim. "Yemek yarım saate hazır olur. İstersen-" diyordum ki mutfaktan çıkarak sözümü kesti.

Kuzey Berat buna sinirlenirdi.

Kuzey ise sadece burukça gülümsedi.

Kuzey Berat'ı mahvetmek istiyordum. Yediği bokla her şeyi mahvetmişti.

Bade'nin dünkü sözleri aklımdan çıkmıyordu.

"Bu kadar hazırlık, bu kadar özenlilik, bu kadar süslü laflar ve iltifatlar! An be an sevdiğini söylemeler! Seni yıkmışım ya hani? Yıkan sensin, Kuzey Berat! Her şeyi mahveden de, beni mahveden de, bizi mahveden de sensin! Tüm bunlar?" Dedi eliyle yemek masasını göstererek. "Aptalın tekiyim!" Dedi kırmızı örtüyü çekip masanın üstündeki her şeyi yere indirerek. "Aptalın önde gideniyim! Kusura bakmayın Sayın Kuzey Berat! Bana evlenme teklifi edeceğinizi düşünmem aptalcaydı! Buyur, alay et! Hak ettim."

Hak etmedin. Hiçbir şeyi hak etmedin.

Hak eden bendim.

Dakikalar saatleri kovalarken yemeğimizi yemiş, salonda oturuyorduk. Ben televizyondaki saçma sapan konusunu dahi anlamadığım diziyi izliyor gibi yaparken çaktırmadan göz ucuyla Bade'ye bakıyordum. Başını eline yaslamış, öylece boşluğu izliyordu.

"Sevgilim?" Dedim içtenlikle. Bana baktığında gözlerinden nefret okunuyordu. Ben devam edemeden o bana direkt "Hasta mısın?" Diye sordu. Cidden sinirlenmişti. Ortamı yumuşatmak adına salağa yattım, "Yo, gayet iyiyim. Ama istersen gel bi ateşime bak?" Dedim çapkınca göz kırparak. Dişlerini sıktı ve göğsü hızlı hızlı inip kalkarken koltuğun boş diğer ucuna odaklandı. Konuyu değiştirmem gerekiyordu.

"Bugünün ne olduğunu hatırlıyor musun?"

"Allah'ın belamı verdiği gün."

Allah'ın belamı verdiği gün.

22 Mart 2021.

Doğum günüm.

Bozuntuya vermemeye çalışarak hafifçe gülümsedim. "Bugünü günler önceden kafanda planladığına ve hediyemi çoktan hazır ettiğine eminim. Ee hani? Nerede?" Dedim oyuncu bir şekilde. Bana tekrar öfkeli bir bakış atıp kalktı ve yukarı çıktı. Sıkıntıyla oflayarak oturduğum yerde yayılıp bakışlarımı tavana diktim.

Ne yapsam olmuyordu, ne yapsam telafi edemiyordum. Ve sanırım edemeyecektim. Kendimi affettirmem mümkün müydü?

"Sana kurtuluş yönüm olduğunu söylediğimde bana senin bir Kuzey olduğunu söylemiştin. Kuzey yönü. Yönünü kaybedenler hep kuzey yönü sayesinde yönünü bulurmuş." İrkilerek girişe baktım. Tekrar aşağı inmişti ve elinde, avucu boyutlarında geniş dikdörtgen prizması şeklinde bir kutu vardı. Hızla doğruldum ve heyecanla gözlerine baktım.

"Ama aynı kuzey, benim yolumu saptırdı." Dediğinde kalbimin kırıldığını hissediyordum ama bunu umursamamalıydım. Hak etmiştim, onu kırdığım her ana saymalıydım.

"Sana baktığımda kurtuluşuma baktığımı söylemiştim sana. Sen de bana bundan bahsetmiştin, kuzeyin kurtuluş olduğunu. Pusulanın kırmızı ibresi mesela. Her zaman kuzeyi gösterirdi, kurtuluşu. Seni bana gösteren de gözlerim olmuştu hani. O yüzden benim gözlerimi bir pusulaya benzetiyordun. Her daim Kuzey'i gören, Kuzey'i gösteren bir pusula. Doğru yönü gösteren yegane şey. Kendini kaybettiğin her zaman gözlerime bakardın." Kutuyu bana uzattı, elinden aldım. Kutuyu açtım ve elime metalik, yuvarlak bir şey düştü. Kapağını açtım. İçi masmavi, dışı gümüş bir pusulaydı bu. Kırmızı ibresi ise beni gösteriyordu. Tam kuzey yönünde oturmuş olmam ve pusulanın beni göstermesi tesadüf müydü, kader mi?

Şaşkınlıkla Yazbade'ye baktım.

Burukça gülümsedi. "Yokluğumda ihtiyacın olacak. Doğum günün kutlu olsun, sevgilim."


{1. Bölüm, 6-7 ay kadar öncesinden başlayacak.}


Başlangıç: 1 Mayıs 2021

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro