Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

BİR DÜZİNE FIRINCI MI ? YOKSA FIRINCI YOKMU?Bölüm :21

Fayton taze ekmek kokuyordu.Koku Sophie‟nin içine işlerken açlık ve istek kendini hissettiriyordu.Her şeyiyle tam ve sıcak bir yemek yemeyeli çok uzun zaman olmuş gibi hissediyordu ve belki de gerçekten öyleydi. Liverpool arazisinden kaçması, yaralanması ve babasının adamlarından kaçması arasında yemek yemek çok da öncelikli bir şey olmamıştı.Ve dün gece King karanlık faytona bir sepet yiyecek getirdiğinde, getiren kişi tarafından meşgul edildiği için yiyeceklerin tadına varamamıştı. Gecenin anıları birden dağınıklığının farkına varıp olduğu yerde dimdik oturmasına ve çenesine kadar çektiğini hatırlamadığı battaniyenin kucağına düşmesine neden oldu.King onun üstünü örtmüş olmalıydı. Bunun düşüncesiyle birlikte gelen sıcaklığı görmezden gelip otururken ödünç elbisesinin dantellerini sıkıca bağlayarak küçük elbise onu ne kadar gizleyebilirse kendini o kadar gizlemeye çalıştı. En zor görev tamamlandığında yukarı bakarak üç şeyi fark etti: Faytona vuran gri ışık, ki bu güneşin henüz tam doğmadığını gösteriyordu; King‟in yanında olmadığı; ve faytonun hareket etmediği.Bir şekilde gerçeği bilerekcamdan dışarı baktı ve dışarıda gördüğü küçük kiremit evler bunu doğruladı.Mossband‟ dalardı.Her şey hâlâ aynı yerindeydi. Tuhafiye, kasap ve evet, fırın.Çoktan uyanmışlardı. Çoktan çalışmaya başlamışlardı

Sophie kızardı, bu durumdan nefret ediyordu. Bunun

gerçek olduğunu ummaktan da...Bu yüzden King‟den de nefret etti.Her şeyi daha kötü hale getiriyordu."Teşekkür ederim,"dedi Jane çörekleri paketleyip alışverişi tamamlarken. "İkiniz de Sophie‟nin arkadaşları ve benim misafirlerim olarak düğün yemeğimize gelmelisiniz."Utanç ve belirsizlik birden öfke ile yer değiştirdi. Onunla dalga geçmek başka bir şeydi, net bir şekilde yalan söylemek başka bir şey. Düğün yemeği falan olmayacaktı. Hatta dakikalar içinde sonsuza dek ayrı yollara gideceklerdi."Gerçekten gitmeliyiz, Lordum Bay ve Bayan Lander günlerine henüz başlıyorlar.""Ben de öyle!" dedi Alice."Alice de öyle," dedi Sophie yardımına minnettar bir şekilde.King sanki bir markinin bir çocukla ilgilenmesi çok normalmiş gibi onunla konuşmak için çömeldi. "Çok meşgul gününüzü sekteye uğrattığımız için özür dileriz, Bayan Alice."Küçük kız başını salladı. "Annem iki çörek alabileceğimi söyledi."King gülümsedi. Sophie bu gülümseme karşısında kalbinin sıkışmasından nefret etti. Karşısındaki çok güzel bir tabloydu.King yapınca daha güzeldi.Saçmalık."Lordum," dedi Sophie.King ayağa kalktı. "Önden buyurun, Leydim."

Sophie söyleneni yaptı ve karşıya geçip faytonun

arkasına gittiler. Sophie arkasını dönünce King‟i hemen dibinde buldu. Burun buruna gelmişlerdi. Gözlerini kıstı ve "Bunun komik olduğunu düşündün herhalde?" dedi.King masum bir şekilde kaşlarını kaldırdı. "Neden bahsettiğini bilmiyorum."Sophie gözlerini kısıp yeşil alandaki faytoncunun gayet farkında olarak kısık sesle konuştu. "Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun. Fırına girip beni rezil ettin.""Rezilmi ettim? Bir marki ile nişanlı olduğunu söyledim. Seni geleceğin düşesi yaptım!"Sophie gözlerini kırpıştırdı. King sinirlenmişti. Tek açıklaması buydu. Ya buydu ya da King sadece zalimdi. "Ama öyle değilim işte! Benimle evlenmediğinde ne olacak peki? Eversley Markisi‟nin bırakıp gittiği kadından başka bir şey olmadığımda ne olacak? Birçok kadını mahvettiğinin farkındayım, seni serseri, ama bu beni de mahvetme hakkın olduğunu göstermez!""Açık olmam gerekirse, o üniformayı giyip faytonuma bindiğinan mahvolmuştun zaten."Tabii ki haklıydı. "Açık olmanı istemiyorum."King sırıttı. "Tabii ki istemezsin.""Bundan zevk alıyorsun herhalde? Hayat boyu başarılarına ekleyecek bir kazanım daha!" King cevap vermek için ağzını açacak oldu ama Sophie öfkeyle devam etti. "Tabii ki zevk alıyorsun. Çünkü tanışıklığımızın başından beri tüm kusurlarımdan zevk aldın. Son günleri benimle alay ederek geçirdin, bir tane daha neden eklemeyesin ki?" Geri adım atıp kollarını iki yana açtı. "Durma o zaman, Ekselansları. Bunun için yaşamıyor musun zaten? Bana en başından beri ne kadar

yanıldığımı söylemek için? Kendinin ne kadar haklı

olduğunu? Beni düzinelerce kez rezil etmek için!""Hayır."Sophie cevabı önemsemiyordu. "Bu kadar çalışmana gerek yoktu. Çocukla oynamalar, karısına gülümsemeler, Robbie‟yle konuşmalar. Zaten aptal gibi hissetmiştim. Hata yaptığımı fark etmediğimi mi sanıyorsun? Mayfair‟de kalmam gerektiğini bilmiyor muyum? Sosyetenin tepkisi en azından bilinen bir sonuçtu. Yoksa sadece bana kazandığım söylemeye mi geldin? Tebrikler. Ne yazık ki senin hakkında söyleyecek güzel bir şeyim yok. Bugün yok. Hiç de olmadı. Kurallara uymuyorum."Bir anlık öfkesiyle oradan çekip gitmek için döndü. Barı bulmak, bir oda kiralamak ve ondan sonsuza dekkurtulmak için."Bunun için beni suçlama," dedi King ve Sophie durup ona dönerken devam etti. "Bir araya geldiğimizden beri senin istediklerin dışında hiçbir şey yapmadım." Ona yaklaştı. "Londra‟dan ayrılmak isteyen şendin. Sanki burada eski hayatına sahip olabilirmişsin, Londra‟da zenginlik ve unvanlarla geçen on sene bir çörek ile silinebilirmiş gibi Mossband‟a gelmek isteyen de şendin.""Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun," dedi Sophie."O çocuğu senin uydurduğunu biliyorum."Sophie kaşlarını kaldırdı. "Uydurmak mı? Onu kanlı canlı gördün!""Onun hakkmdaki her şeyi uydurdun. Seni bekleyen mükemmel fırıncı. Onun asla senin eşin olmadığını biliyordun. Çocuğu tanımamama rağmen ben bile biliyordum!"

"İstedim ki" Sophie kendini durd

urdu.King ona yaklaştı. "Bitir hadi. Ne istedin, Sophie?""Hiçbir şey."Onu uzun bir süre izledi. O kadar yakınlardı ki Sophie onun mükemmel yeşil gözlerindeki gümüş noktalan görebiliyordu. Ve sonra King, "Yalancı," dedi."Bir pislik olmaktansa yalancı olurum," diye karşılık verdi Sophie. "Sadece kendini haklı çıkarman gerekiyordu. Tek başına gidemezdin. Beni yalnız bırakamadın. Hatalı olduğumu kamtlamalıydın. Bulacağımı sandığım evi bulamayacak olduğumu da.""Senin iyi olduğundan emin olmak istedim," dediğinde kelimelerinde öfke vardı. "Robbie‟ye hayatının güzel olduğunu, beklediğinden daha iyi olduğunu göstermek istersin diye düşündüm.""Ah, evet. Hem de ne iyi. Parasız ve ne yapacağımı bilmez bir halde Mossband‟dayım." Durakladı ve ardından yavaşça, "Hoş karşılanacağımı düşünmüştüm," dedi. "Sanmıştım ki"Sesi kısıldı ama King buna izin vermedi. "Ne?""Mutlu olurum sanmıştım." Fakat mutlu değildi, hayatında hiç hissetmediği kadar yalnız hissediyordu. "Nihayet kendimi evimde hissederim diye düşünmüştüm. Ve özgür olacağımı." Başını iki yana salladı. "Ama burası evim değil. Ne olduğundan emin değilim.""Üzgünüm, Sophie."Sophie onun gözlerine baktı. "Sus. Bana yalan söyleme. Tedbirsiz ve aptal olabilirim ama bana henüz yalan söylemedin." O anda gözleri yaşla doldu ve King hiç düşünmeden ona uzanıp onu kollarının arasına aldı. Kasabanın ortasında herkese açık bir yolda olduklarını önemsemedi.

Sophie de önemsemiyordu.

Sophie, King‟in sıcaklığına sarıldı, hayal kırıklığı ve sinirle dolu gözyaşlarına izin verdi. Her şeyi mahvettiğini ve bunu düzeltemeyeceğini biliyordu.King hafifçe mırıldanarak ve ona her şeyin iyi olacağına dair sözler vererek ağlamasına izin verdi. Sophie bir an bu rahatlığın geçici olmadığını düşündü. King çok sıcaktı. Sıcaktı ve onu hoş karşılıyordu. Kendini bilmese, onun evinde gibi hissettirdiğini düşünürdü.Tabii sonra öyle olmadığını hatırladı. Asla da olmayacaktı.Vücudunu dikleştirip gözyaşlarını silerek geri çekildi. Başını kaldırıp ona baktığında King‟in de en az kendisi kadar rahatsız göründüğünü fark etti. "Size çok yüklendim, Lordum. Bu macera boyunca çok iyi bir korumacı oldunuz. Ama artık bitti. Ben bardan bir oda kiralayacağım. Babamın adamları beni bulunca da onlarla gideceğim. Bu seyahat tamamen bir hataydı.""Saçmalık," dedi King onu şaşırtarak. "Bu bir rüyaydı. Sahip olabileceğini düşündüğün hayattı. Şimdi ise sahip olmayacağın hayat. Ama bu hâlâ özgür olamayacağın anlamına gelmiyor." Uzun bir süre ona bakıp başını iki yana salladı. "Barda kalmayacaksın.""Başka şansım yok.""Benimle beraber Lyne Kalesi‟ne geliyorsun."Sophie şaşırdı. Şaşkınlığın yanında arzu gibi bir şey daha vardı. Sophie bunu kabullendiğinden değildi tabii. "Neden?"King ellerini ceplerine koydu. "İki iyi sebep düşünebiliyorum. İlki, benimle gelirsen sen bir sonraki adımına karar verene kadar seni güvende tutabilirim.

Babanın adamlarından ufak bir sıkıntıda hemen fikrini

değiştir de her şey boşa gitsin diye kaçmadık."Yaşananlar ufak bir sıkıntı gibi gelmiyordu ona. Sanki korkunç bir hata yapmış gibiydi. "Peki ikinci sebep?""Çünkü sana bir teklifim var," dedi. "Uzun sürmeyecek ve iyi ödeme yapacağım bir teklif." Sophie kaşlarını çattı ve King devam etti. "Bana birkaç gün ver ben de sana o çok istediğin mutluluğu satın alabileceğin bir ödeme yapayım."Sophie bu cazip teklif karşısında gözlerini kırpıştırdı. "Kulağa çok paraymış gibi geliyor.""Şansına, bende çok para var. Ve daha fazlasına sahip olmak üzereyim.""Benim Londra‟ya dönmemi asla gerektirmeyecek kadar mı?"King başını salladı. "İstediğin buysa. Kitap dükkânına yetecek kadar. Ne istiyorsan."Sophie içindeki arzuyu ve şüpheyi hissetti. "Neden bana yardım edesin ki?"Uzun bir süre King‟in güzel bir şey söyleyeceğini düşündü. Ondan hoşlanmaya başladığını belirtecek bir şey. İçinde hızlı ve tehlikeli bir umut belirdi. Ama cevap verdiğinde öyle bir şey demedi. "Çünkü sen benim mükemmel intikamımsın." Sophie içinde bir korkuyla gözlerini kıstı. "Benden ne istiyorsun?""Aslında oldukça basit." Fayton kapısını açıp içeri girmesini işaret etti. Birazdan söyleyeceklerinin nasıl etki edeceğinden emin değildi. "Seni babama göstereceğim. Müstakbel karım olarak."Sophie donup kaldı. "Sen ciddisin.""Hem de çok. Geçen hafta sahte bir evlilik yapmıştık, nişan da çok zor olmamalı. Çoktan nişanlım olmaya

başladın bile." "Robbie‟ye nişanlı olduğumuzu benim

için söylemedin. Kendin için yaptın."King başını iki yana salladı. "Bizim için yaptım. Bu ikimizin de işine yarıyor."Sophie göğsünün küt küt atmasını görmezden geldi. "Düke yalan söylememi istiyorsun.""Babama."Sophie gözlerini kırpıştırdı. "Ona asla evlenmeyeceğini söyleyeceksin sanıyordum.""Evlenmeyeceğim," dedi King. "Seninle evlenmek gibi bir amacım yok."King bunu hiç can yakmayacakmış gibi söylemişti. Ve yakmamalı da diye düşündü Sophie. Seyahat arkadaşlarından başka bir şey olduklarını ima edecek hiçbir şey söylememişti.Dün gece faytonda yaptıkları hariç.Sophie bu düşünceleri zihninden uzaklaştırdı. O da King‟le evlenmek isteyecek değildi zaten. Ama yine de, "Hıristiyan topraklarındaki tüm kadınların seni çekici bulması iyi bir şey," dedi.King yardımcı olacakmış gibi ekledi, "Kimseyle evlenmeye niyetim yok, Sophie. Bunu biliyorsun.""O zaman fikrini mi değiştirdin? Ölüm döşeğindeki adamın iyi hissetmesini mi sağlamak istiyorsun?" Cevapları bilmesine rağmen sorulan soruyordu."Hayır."Sen benim mükemmel intikamımsın."Çünkü ben bir Tehlikeli Kızım. Parası ve unvanı olan binlerini benimle evlenmekten Tanrı korusun."King kaskatı kesilince Sophie öfkesinin bariz olup olmadığını merak etti. "Sophie"

Sophie onun sözünü kesti. "Hayır, hayır. Tabii ki.

Senin harika, aristokrat baban benimle evleneceğini duyunca dehşete kapılacak. Ne mavi kanım ne de bir sınıfım var. Babam unvanını parayla kazandı ve bu de hepimizin unvan ve ayrıcalık hırsızı olmamızı sağladı.""O bunlara inanıyor.""Tıpkı oğlu gibi."King‟in kocaman olan gözleri, sonrasında öfkeyle kısıldı. "Sen ne dediğini bilmiyorsun.""Öyle mi?" dedi Sophie birden cesur hissederek. "Burada geleceğimden endişe ettiğin için durmadın. Fırına gelip beni içinden geldiği için kurtarmadın. Bu planı da özgürlüğümü kazanayım diye sunmuyorsun.""Bu doğru değil.""Gerçekten mi? Peki ben daha iyi şöhreti olan mavi kanlı bir kadın olsam bana bu teklifle gelir miydin?" Sophie durdu ve King cevap veremedi. "Tabii ki gelmezdin çünkü öyle kadınlar babanı fazla sinirlendirmiyor.""Sophie" King üzgün görünüyordu.Sophie ise ona inanmadı. "Ama o kadınların elinde benimki gibi bir fırsat da olmazdı. Ben iyi evlilikler yapayım diye yetiştirilmedim, Lord Eversley. Sizi bu kadar acınası hale düşüren gümüş kaşıklara doğmadım. O yüzden,pekâlâ. Bir Kirli S‟nin babanın karşısına mı çıkmasını istiyorsan... çıkacak!"Faytonun kenarına tutundu ve ondan yardım almadan içeri atladı

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro