K.B.V-9
👉🏻Multimedya: Enis Vera KOÇYİĞİT
Selam fıstıklarım,
Nasıl geçiyor bakalım, korona tatili? Önemli işleriniz olmadığı sürece dışarı çıkıp da risk altına girmeyin, evde takılın. Kafa dinleyin, kitap okuyun, film izleyin bakın yazarınız size günde iki bölüm düzenleyip atıyor. Sıkılmak yok, sağlığı tehlikeye atmak yok!
Seviliyorsunuz #TeamSeginus ❤️
Bu arada bölüm +18, rahatsız olacak varsa direk atlayabilir. ✌️
______________________
Dudaklarımı güçlükle Savaşınkilerden ayırdığımda nefes nefese kalmıştım. 'Savaş dur nefes... Nefes alamıyorum.' derken elimle göğsümü tutup ciğerlerime yeterli gelmeyen havayı daha fazla solumaya çalışıyordum.
-'Çabuk pes ettin, bu kadar mıydı yani?'
Savaş çapkın ve muzip bakışlarıyla bana bakarken ona kızmak elde değildi. Onunla değil az önceki gerginliği, her şeyi unutabilirdim.
-'Ne? Hayır! Kesinlikle bu kadar değil.'
İçimi aniden kaplayan şehvetin beni ele geçirmesine izin vererek bu sefer dudaklarımızı birleştiren taraf ben oldum.
Savaş'ın güçlü kolları tarafından anında sarmalanmıştım. Ateşli dudakları, benimkileri arzuyla öpüyordu.
Biraz daha ısınsam aramızdan ateş çıkabilirdi. Diri diri yanıyordum.
Şehvet, ikimizin de bedenini zehirli bir sarmaşık gibi sarmalamıştı.
Savaş arsız diliyle ağzımın içini istila ederken, bedenimi ona daha da yaklaştırdım.
Ellerimin altındaki gergin bedenini hissetmek muhteşem bir histi.
Kısa bir süreliğine de olsa, düşünmek yoktu, başka insanlar yoktu, sadece biz vardık.
Birbirimize ait oluyorduk.
Ona olan açlığım o kadar fazlaydı ki tamamen Savaşı hissetmek, onunla olmak için yanıp tutuşuyordum şimdiden.
Kadınlığım istekle sızladı. Daha öpüşürken sırılsıklam olmak tüm dayanma mekanizmamı kırmıştı. Aceleciydim.
Hormonlarıma tamamen teslim olmuştum.
Savaş da benimle aynı durumda olacak ki beni bırakmadan hemen arkamızdaki yatağa yatırdı ve üzerimdeki geceliği bir çırpıda parçaladı.
Bunu yaparken koyulaşan gözleri ve parçalanan geceliği üzerimden atan büyük ellerinin hemen sonra kalçalarıma hoyratça dokunması bedenimi kıvrandırmış ve bu zamana kadar tuttuğum inlemelerin kısık kısık ağzımdan dökülmesine yol açmıştı.
Gözlerimi kapattım.
Kendimi ona bastırmamak ya da üzerine atlamamak için elimin altındaki yorganı sımsıkı tuttum.
Çok hızlı ve yoğun tahrik olmuştum. Savaş'ın yaptığı en ufak hareket bile beni daha da zevke getiriyor, altında kıvrandırıyordu.
Bu yoğun zevk devam ederse, bedenlerimizi birleştirdiğinde canımın acısını anlayamayabilirdim bile.
Bu his çok farklıydı.
Uzun süre aç kaldıktan sonra, nihayet yemek yemeye hazırlanan biri gibi iştahlıydım Savaş'a karşı.
İnanılmaz heyecanlıydım.
Bu heyecandan dolayı Savaş'ın sütyenimi çıkarıp göğüslerimle ilgilenmeye başladığını, teker teker uçlarını ısırana kadar fark edemedim.
Aldığım zevkten başka bir şey düşünemez hale geldim.
Dudaklarımdan dökülen kısık inlemeler hiç durmuyordu.
-'Kedi gibi mırlama dürtülerimi kontrol etmekte zorlanıyorum. Canın yanar ilk seferin için.' dedi Savaş, nefes nefese.
Göğüslerime attığı küçük ısırıklar ve dil darbeleri içimdeki volkanı patlayacak hale getiriyordu.
Tek yapabildiğim; mahrem yerlerimdeki sızıyı biraz olsun dindirebilmek adına kalçalarımı kaldırıp Savaş'ın kasıklarına sürtmekti.
Kıyafetleri hala üzerinde olsa da şişliğini hissedebiliyordum.
Savaş benim dayanıksızlığıma karşın göğüslerimde, boynumda oyalanmaya devam ediyordu.
Daha fazla oyalanmadan aşağılara inmeliydi, daha aşağıya!
Savaş boynumu emerken, iki eliyle de göğüslerimi sertçe yoğuruyordu.
Ön sevişmeyi uzun tutup beni hazırlamaya çalışıyordu sanırım. Maalesef şunu bilmiyordu; ben çoktan hazırdım ve biraz daha oyalanırsa delirecektim!
-'Savaş ben dayanamıyorum artık acele et!' dedim başımı güçlükle kaldırıp, onun koyulaşmış kahverengilerine bakarken.
Hiçbir şey söylemeden külodumu benim sabrımı sınarcasına yavaşça sıyırdı.
Hızlı başlayan ön sevişmemizin, dehşete düşürücü bir yavaşlıkta ilerliyor olmasına itiraz iniltilerim haricinde tepki gösteremiyordum. Zevkten, kendimden geçmeye başlamıştım.
Karşısında çırılçıplak kalmıştım, Savaş bedenimi arsızca süzerken baygın bakışlarımla onu izliyordum.
Kollarını bacaklarımın iki yanından geçirdi. Artık bacaklarım iyice aralanmıştı.
Dudaklarını direk klitorisime değdirdi ve az önceki yavaşlığına tamamen zıt bir şekilde, kadınlığımın tepesini sertçe emmeye başladı.
Hızını sürekli arttırıyordu. Beni sona ulaştıracağı sırada yavaşlıyor, dişlerini hassas tenime geçiriyordu.
İşte bu canımı fena yakıyordu.
Uçurumun kenarına sürüklenip düşmeden tekrar aynı şeyleri yaşamaktan farksızdı hissettiklerim.
Savaş'ın kızıp kızmayacağını bilmediğimden elimle başına daha fazla bastırıp, bu lanet rahatsızlık hissinden kurtulmak, doruğa ulaşmak istiyordum.
Kalçalarımı oynatıp kendimi ona itmek istedim ama bacaklarımdaki kollarını sımsıkı tutarak hareketimi engelledi.
Ben kısıtlanmayı sevmezdim ki!
Tecrübesiz olabilirdim ama her halimle kesinlikle aktif olmalıydım.
Acilen rahatlamaya ihtiyacım vardı ama hiçbir şekilde hareket edemiyordum.
Artık katlanılmaz hale gelen rahatlama ihtiyacıyla gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.
Bu kadarı çok fazlaydı, canım hareketsizliğimin sıkıntısıyla fazlaca yanıyordu.
-'Savaş dur... Ah! Lütfen dur artık.' diyebildim neredeyse bağırarak.
Son gücüm de böyle tükenmişti.
-'Savaş dudaklarını çekip, muhtemelen kıpkırmızı olmuş suratıma, ıslak gözlerime ve dağılmış saçlarıma baktı.
Kollarını bacaklarımdan ayırıp üstümden kalktı.
Üstündeki beyaz gömleği ve pantalonundan hızla kurtulduktan sonra baksırını da aynı hızda çıkardı. Tamamen üzerime yerleşti.
Heybetli erkekliği dudaklarımı ısırmama sebep olmuştu.
Heyecan ve korku içimi Savaş'tan önce doldurmuştu.
O büyük şeyi ben nasıl içime alırdım? Alsam dahi paramparça olurdum.
Savaş ellerini saçlarıma götürdü ve nazikçe okşadı.
-'Korkma Enis tamam mı? Sakin ol.'
Sözlerinden güven alarak hafifçe başımı salladım. Benim asıl derdim korkum değildi, az önce kısıtlandığım için ağlamıştım, çaresiz hissettiğim için.
Ama şu an bunu ona anlatamazdım. Çünkü Savaş'ı çırılçıplak gördükten sonra korku da içime çökmüştü.
Alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Kollarını omuzlarımın hizasından her iki yanıma dikey olarak koyup, ağırlığını üzerlerine verdi.
-'Şimdi bacaklarını aç, kendini sıkma sakın.'
Bacaklarımı ne kapattığımı bilmiyordum bile. Yavaşça dediklerini yaptım.
Savaş gözlerini benimkilerden ayırmadan erkekliğini tutup, birden içime itti.
Anlık acıyla bedenim yay gibi gerilirken dudaklarımı dişledim.
Savaş hiç ara vermeden kendini içime itmeye devam etti.
Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.
İçime sertçe girip çıkarken zevk ve acının birleşimiyle inlemelerimi koyverdim.
Gözümü bürüyen şehvetin yoğunluğuyla, başımı kaldırdım ve Savaş'ın omzunu ısırdım.
Bu sefer hareketlerini daha da sertleştirdi. Zevkten kendimden geçiyordum. Acı tamamen yok olmuştu. Tırnaklarımı sırtına geçirip, omzundaki gergin kaslara dişlerimi daha fazla geçirdim.
Savaş'ın hoyrat darbeleri; inlemelerimin devamında, yavaş ama derin darbelere dönüştü.
Sona yaklaşmak üzereydim artık.
Bu sefer dişlerimi boynunun biraz daha altına geçirdim.
Içgüdüsel olarak, kendi yaşadığım bedensel ve duygusal fırtınayı Savaş'ın da anlaması için ona acıyla kendimi anlatmaya çalışıyordum.
Beni anlamasını istiyordum.
-'Devam et ısırmaya Enis, durma.' dedi. Alnındaki bir damla ter yüzüme damlarken.
Düşünmeden hemen dediğini yaptım. Ben onu ısırdıkça, darbeleri daha sert olmaya ve daha derinlerime noktalarıma ulaşmaya başladı. Onun sertliğine karşılık ben de daha fazla yerini ısırdım. İkimiz de her seferinde birbirimize fark attık. Mücadeleyi berabere tamamladık!
Ben titreyerek doyuma ulaşmanın zevkini yaşarken, o da rahatladı.
Kaslı bedenini yan tarafıma attı.
-'Vay canına bu gerçekten iyiydi, normalde seks yaparken birlikte olduğum kişi en az 3 kez tatmin olmadan boşalmazdım bu ilk oldu. Tabii bunda muhteşem ısırıklarının da etkisi büyük.' dedi, omzundaki kızarıklıklara dönüşmüş diş izlerimi gösterirken.
Demek vahşiliğimden gerçekten zevk almıştı, işte bu iyiydi.
Geçmişindeki kadınlardan tabii ki farklı olacaktım.
Yerimden hafifçe doğrulup gülümsedim.
-'Benim için de çok iyiydi.' diyebildim sadece, içimdeki karanlık his bedenimi ele geçirmişken.
Bundan sonra her şeyin ikimiz için de daha iyi olmasını diledim.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro