[9]
♧
Jeon Jungkook
Evimize gel.
Jeon Jimin
Gelmeyeceğim o eve Jungkook!
Jeon Jungkook
Geleceksin Jimin.
Başka yolu yok/
Jeon Jimin
Bunu nasıl yaparsın sen!
Nasıl oğlumu zorla alıp götürürsün!
Jeon Jungkook
Jeongsan,benimde oğlum Jimin.
Evine getirdim oğlumu
yanlış birşey yapmadım.
Jeon Jimin
Jeongsan'ı geri getir
Artık çık şu saçma sapan
yaşantının içinden.
Jeon Jungkook
Jimin,sözlerine dikkat et!
Jeongsan bu evde kalacak.
Eğer sen akşam yemeğinde önce
eve gelmezsen
yazıyor...
Jeon Jimin
Ne yaparsın Jungkook!
Gelmezsem ne halt yiyeceksin
Jeon Jungkook
Süt anne tutmak
yarım saatimi almaz.
Jeon Jimin
Ne diyorsun sen!?
Jeon Jungkook
Biliyorsun Jeongsan'ın
süt saati yaklaşıyor.
Jeon Jimin
Seni anlayamıyorum Jungkook!
Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsin!Oğlumu dün bayılacak raddeye
gelecek kadar ağlamasına sebep olan
o acımasız adamla aynı
çatı altına koydun.
Jeon Jungkook
Bu çatının altından çıkamayız/
Sana halledeceğim dedim
Sen ise Jeongsan'ı alıp evi
terk ediyorsun!
Jeon Jimin
Halledeceğim demedin aptal herif!
Dedem halledecek dedin!
Sen benim ve oğlun için
ne zaman birşey yapacaksın Jungkook!
-Görüldü-
Jeon Jimin
Biliyor musun keşke seni
dün gece kaldırsaydım.
Ama korkudan aklıma bile gelmedi.
Jeongsan'ın halini görseydi
kucağımda bayılacak sandım.
Saçlarını çekiştirmiş
yanaklarını çizmişti ama sen sabah çıkarken fark etmedin bile!
Odasına kıyafet almak için gittiğimde
beşiğinde hep saçları vardı Jungkook!
Benim oğlum yarım saatten belki çok belki az bir sürede durmadan ağladı
Ben onun tenine vuran güneş ışığına
bile dayanamazken.
Sen bunlara sebep olan Juwon
denen adamla
onu aynı evde tutuyorsun.
Artık birşey yap Jungkook
Ailen için birşey yap
Yoksa bir ailen olmayacak.
-Çevrimdışı-
♧
"Hyung..."
Hoseok ona sarılarak ağlayan çocukluk arkadaşının sarı saçlarını okşadı usulca,Jimin herşeyi anlatmıştı ve yine Jungkook'a saydırıyordu.
"Minnie,ağlama lütfen.Hatasını anlayacak."
Başını sağa sola sallayarak kaldırdı sarı saçlı.Göz yaşlarını elinin tersiyle silerken saçını geriye taradı.
"Anlamayacak hyung,beni ve bizim için istediğimiz şeyleri anlamıyor.Ailesinin emirleri altında yaşıyor,bizide kendiyle beraber yaşatıyor."
Hoseok bunları elbet biliyordu,Jimin ona herşeyini anlatırdı.Jeon ailesinin gerçek yüzünü öğrendiğinde çokta şaşırmamış inanmakta güçlük çekmemişti.
Aksine onun için herşeyi anlamlandırmak daha kolay olmuştu.
Hüzünle başını sallayıp onun omzunu sıvazladı.
"Bu böyle devam edemez."
"Etmeyecek,ne olursa olsun bunu bozacağım."
Kararlılıkla konuşan omegaya karşı tebessüm etti.Jimin,başını kaldırıp tavana baktı bir süre.Gözlerini yavaşça indirdiğinde saat gözüne ilişmişti.
Jeongsan'ın süt saatine yaklaşık yirmi dakika vardı.
'Süt anne tutmak yarım saatimi almaz.'
Ağzından bir hıçkırık daha kaçarken ellerini yüzüne kapatıp omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başladı.
Jungkook,eşi gelmediği takdirde bunu yapmak zorundaydı.O yapmasa dedesi yapardı.Bay Joohyun,torununun aç kalmasına asla izin vermezdi.
"Jim,ne oldu?"
Arkadaşının sarsılan omuzlarına kollarını sararken omega hıçkırıkları arasında konuşmaya çalıştı.
"Hyung,Je-jeongsan aç..."
Hoseok,üzgün bir şekilde iç çekerken aniden ayağa kalkan omegayla gözleri genişledi.
"...gitmem gerek,onun aç kalmasına izin veremem."
Hoseok,sessiz kaldı.Bir omega olarak ona anlayış gösterdi.Belki bir yavrusu yoktu ama omega olarak yavruları için olan içgüdülere sahipti.
Kapıya ilerleyen bedenin arkasında ilerlerken Jimin ceketini hızlıca giyerek ona döndü.
Konuştuktan sonra kapıyı açıp çıkarken Hoseok'un yüzünde gururlu bir gülümseme yer edinmişti.
"Bu sefer olmadı hyung,ama bu saçmalığı kesmekten vazgeçmeyeceğim."
♧
Kapıyı açan beta kıza göz devirerek içeri girdi Jimin.Tekrar bu eve geldiği için ağlamak istiyordu,oğluyla bu kapıdan çıkarken eşinin arkasında durmasını beklemişti ama yine hayal kırıklığına uğramıştı.
Merdivenleri hızlıca çıkarken evdekiler umrunda değildi,tek düşündüğü Jeongsan'dı.
Odalarına giden koridora girdiğinde dolu gözlerini silip kapıya yaklaştı aralık kapıyı görünce girmeden önce içeri baktı.
Jungkook,elinde salladığı biberonu bir süre sonra yanağına yaslamıştı buda onun sıcaklığa bakma şekliydi.
Yatakta mızmızlanan oğlunu gördüğünde ise eşinin bu halini umursamadan sesli bir şekilde kapıyı itip içeri girdi.
Ayaktaki beden direkt arkasına dönerken rahatlamışlıkla omuzları düştü,dedesinden o sözleri duymayacaktı.
Eşi için söylenen sözleri.
Biberonu yatağa bırakıp eşine ilerledi ama omega elini kaldırıp durmasını sağladı.
"Sakın bana yaklaşma Jeon,yemin ederim kalbini kırmaktan geri kalmam."
Sertçe konuşup ona bakan eşinin yanından geçip yatağa adımladı.
Jeongsan gördüğü bedenle hızlıca kollarını uzatırken Jimin dolan gözleriyle ceketini çıkarıp yatağa oturdu.
Küçük bebeği kucağına alıp başını boynuna gömerken ağzından bir hıçkırık kaçmıştı.
Bunları yaşadıklarına inanamıyordu.
Jungkook,öylece ayakta dikilirken eşinin ağlamasıyla kurdu onu suçlarken dolu gözlerini sıkıca kapatıp konuştu.Ardından odadan çıkıp sessizce bıraktı göz yaşlarını.
"Jeongsan'ı doyur, hızlıca yemeğe gel."
♧
Yemek odasında metal sesleri dışında ses çıkmıyorken omega bugün yaşadıklarının getirisiyle iştahsızdı,yemek yemeyi seven biri olarak iştahsız olması iyi değildi.
Elimdeki çatak bıçakla yemeğe işkence ederken ara sıra dikkat çekmemek için küçücük parçalar ağzına atıyordu,birde hesap veremezdi.
Jeongsan'ı emzirdikten sonra istemeye istemeye yemeğe indiğinde karşısındaki sandalyenin boş olması dikkatinden kaçmamıştı.
Juwon yoktu,ne masada ve evde.
Yanında oturan eşi onun halini farkettiğinde dedesi gelmeden kulağına eğilip fısıldamıştı.
Bay Joohyun'un,Juwon'u ailesinin evine gönderdiğini söylemişti.Kalıcı ya da geçici olduğunu düşünmüştü o an.O adamla birkez konuşmadan gitmesi içine oturmuştu.
Bu durum medyada duyulursa Jeon ismi için iyi olmazdı ama belli ki yaşlı adam bunu umursamayacak kadar sinirlenmişti,ilk kez.
Jimin,dalgın dalgın yemeğini yerken bir an önce Bay Joohyun'un ve eşinin kalkmasını için dua ediyordu,odalarına gidip oğluna sarılarak uyumak istiyordu.
Masanın başındaki yaşlı adam elindeki çatak bıçağı tabağının iki yanına düzenli bir şekilde koyup boğazını temizleyerek konuştu.
"Jimin oğlum?"
'Ben nereden senin oğlun oluyorum.'
İç sesine uymayarak duruşunu düzeltip yaşlı adama baktı.
"Efendim dede?"
Saygı,saygı,saygı...Bu birinci kuraldı.
Gözlerine baktığı yaşlı bedenin düşünce sistemini ailesine aşılaması hayatını bu hale sokmuştu buna rağmen ona saygı duyuyordu,zorundaydı.
"Bugün,Jungkook'tan habersiz torunumla dışarı çıkmışsın."
Omega şaşkınlıkla dolmuştu,bu adam herşeyi biliyordu.Ama şaşkınlığını zorda olsa mimiklerine yansıtmadı,bu konuda iyiydi.
"Hayır dede,dün bana söylemişti aklımdan çıkmış."
Jungkook,eşi konuşmadan açıklama yaptığında Jimin baldırında hisettiği elle onun bu yalanına ortak oldu.
"Dün Jungkook'a Hoseok hyungun yanına gideceğimi söyledim dede,ama önemli bir telefon konuşması geldiği için o sırada unutmuş olmalı."
Yaşlı adam başını sallarken ikna olmuştu,ona bildirilen şeylerle uyumluydu bunlar.
Juwon'un yaptığına hala sinirliydi Jimin'in ve Jungkook'un bunun için birşey yapmayıp gerekeni ona bırakmaları gururunu okşamıştı.
Bu evin sınırları içerisindeki herşeyi bilirdi ama bilmediği şeyler vardı elbette.
♧
Ay şiştim,bu adam için Azraille bir görüşme ayarlamalıyım.
Nasıl gidiyor millet?
Okuduğunuz için teşekkür ederim🌾🖤
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro